Geçen bölümün yorumları kalp ben resmen. Ne ararsan var dertleşen mi dersin , birbirinin İnstagram adresini alan mı dersin , minnoş yazarlarına hak verip vote atmayanlara sövenler mi dersiniz , beni merak edenler mi dersiniz , aklınıza gelebilecek her şey mevcut.
Bu yüzden seviyorum sizi BDR Tayfa , çünkü BDR artık bir hikaye olmaktan çıkıp bizler için küçük bir kaçış dünyası oldu bunun farkındayım ve bu dünyaya yön verenin ben olduğum için de çok mutluyum.
SINIR : 300 oy 500 yorum
Satır arası yorum yapmayı unutmayın....
🌊🌊🌊
Bir Deli Rüzgar |31
"E hadi ," Benay'ın sesi kulaklarımı doldurdu. "Hazırlanmamışsın , gelmiyor musun yoksa ?"
Dün geceden beri yine uymadığım gibi hala daha uyumamış saatlerce yatakta dönüp durmuştum. Ve şu an saat akşam üstü beş olmuştu.
Gerçekten kendime inanamıyordum. Bu kadar saat sadece yatakta uzanmıştım.
Allah'ım uyuyamıyordum ! Zeyd'in yanından döndüğümden beri kendi kendime ondan uzaklaşmaya çalıştığımdan beri uyuyamıyordum.
" Gidin siz , ben gelmeyeceğim." Diye mırıldandım. " Keyfim de kaçık zaten ."
"Oraya zaten keyfimiz yerine gelsin diye gidiyoruz Lilya !" Benay yanıma gelip kolumu tuttu. " Hadi ama Lilya . Ne sendeki bu karamsar , depresif hava ya ?! Ben eğlenceli , neşeli arkadaşımı istiyorum . Eskiden olsa ilk sen süslenir püslenir hazırlanırdın . Ne oluyor kızım sana böyle ? "
" Benay gerçekten ." Dedim yorgun gözlerimi ona diktim " Siz gidip keyfinize bakın ."
" Yok öyle !" Benay derin bir nefes aldı. " Sen gelmezsen ben de gitmem . İkimiz gitmezsek Luna 'da gitmez . Ve biz gitmek istiyoruz ."
Oflayarak elimi saçlarımın arasına daldırıp başımı olumlu anlamda salladım. Başım bunlarla gerçekten beladaydı.
" Tamam , in sen aşağıya . Ben de hazırlanıp geliyorum ." Diye mırıldandım. Benay ters ters yüzüme baktı. " Ya tamam dedim ya ! ," yatakta doğruldum. " Ne bakıyorsun kötü kötü ?"
" Eğer on beş dakika içinde aşağıda olmazsan Zeyd'i ararım. O gelip seni alır haberin olsun ." Göz devirdim. " Bok yesin o ."
Benay odadan çıktıktan Sonra ayağa kalkıp halsiz ve yorgun vücudumu banyoya sürükledim. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Saç düzleştiricisini fişe takıp o ısınırken odaya geri girdim. Gardıroba ilerleyip pileli siyah bi mini eteği çıkartıp yatağın üzerine attım. Üzerine de bebe mavisi yarım boy , bisiklet yaka sweati de attım. Çorap çekmecesini açıp içinden ince bi siyah kilotlu çorap çıkarttım. Sonra da bilekte biten beyaz bir çorabı da koyup üzerimi değiştirdim.
Banyoya geçip saçlarımı düzleştirip uzun saçlarımı arkaya attım.
Yüzüm solgun duruyordu ve biraz da şişmişti ama bunu gerçekten umursayacak ve makyaj yapacak gücü kendimde bulamadığımdan yüzümün böyle kalmasına karar verip odama geçtim tekrar. Beyaz Nikelarımı ayağıma geçirip dolaptan hem bol hem de uzun siyah şişme montu çıkartıp giydim. Şişme mont giyince kendimi yorgana sarılmış gibi hissediyordum ve dünyada bundan daha güzel bir his olamazdı. Artık sonbahar kendini belli etmeye başlamıştı ve havalar gitgide daha da soğuyordu.
Şişme mont neredeyse mini eteğimin bittiği yerde bitiyor denilebilirdi ama eteğim monttan üç parmak kadar daha uzun duruyordu. Aynadan kendimi inceledim. Tamam ya , bence iyi görünüyordum.
Telefonumu , biraz nakit parayı , kredi kartımı ve araba anahtarımı alıp montumun cebine koyduktan sonra odadan çıktım. Odamın ofise inen merdivenlerini de geçtikten sonra pastane bölümüne yönelip Dışarıya çıktım. Luna kapının orda arabasının önünde dikiliyordu. Benay da onun yanındaydı. Daha önceden tanımladıkları için biraz mesafeli konuşuyorlardı ama akşama kadar kanka olacaklarına emindim.
Gözlerim önce kendi Range Rover'ımda sonra da Luna'nın kırmızı Mini Couper'ında gezindi.
Luna'nın arabasına ilerleyip ikisine baktım. " Ben kendi arabamı almayacağım . Ve hadi gidiyorsak gidelim artık ."
Luna kaşlarını çattı. " Ne oluyor yine sana ? İyi misin sen Lilya ? "
Göz devirdim. " Luna valla bende bilsem her şey daha kolay olacak.....hadi binin de gidelim ."
Arabanın ön kapısını açıp oturdum. Ben emniyet kemerimi takarken Luna ve Benay da arabaya binmiş ve Luna dakikalar içinde arabayı çalıştırıp yola çıkmıştık.
" Aras konum atmış bana ." Dedi Benay. Telefonunu Luna'ya verdi.
Kafamı cama yaslayıp yolu izlemeye başladım çünkü başka yapacak başka bir işim yoktu.
Ben uyumak istiyordum Ya !
Araba Bağdat caddesine çıktı kısa bir süre Sonra da bi korku evinin önünde durdurduğunda bakışlarım korku evinin önündeki park halinde duran arabaları buldu. Zeyd 'de gelmişti.
" Hadi siz inin ben de arabayı park edip geleyim. " Luna'yı onaylayıp emniyet kemerimi çıkardım ve arabadan indim. Ellerimi cebime sıkıştırıp ilerlemeye başladığımda kapının önünde Aras'ın anlattıklarına gülen Zeyd'i gördüm.
Tebessüm ettim , kendini affettirmeye becerebilseydi keşke de biraz onu öpseydim. Gülerken çok tatlı oluyordu. Zeyd'den gözlerimi kaçıp diğer kişilere baktım. Zana , Roza , Haliç , Eflah , Aras , Alas , Rahdan hepsi buradaydı. Ha bir de ek olarak Tunga ve Şevin de olaya dahildi. Onları Zeyd'in çağırdığını ya da çağrıldığını bildiğini düşünmüyordum. Kesin Aras'ın başının altından çıkmıştı.
Ama iyi olmuştu. Onları da uzun bir zamandır görmüyordum ve onları seviyordum.
Oldukça kalabalık bir grup oluyorduk. Onların yanına ilerlerken beni ilk farkeden Zana oldu. Koşarak yanıma gelip bana sarıldığında ben de ona sarıldım. " Naber asi prenses ?"
Sorusuyla gülümsedim. " İyiyim güzellik sen ?"
" E her zaman ki gibi ." Zana'yla ayrıldığımızda bakışlarım Roza'yı buldu. " Azur nerde ?"
" Al işte ." Dedi Roza dudağını büzüp. " Bebek doğduktan sonra beni değil sadece oğlumu soranlar cemiyetine yeni biri katıldı." Güldüm.
" Ayrıca Azur'u da anneme postaladım. Baksın biraz ."
" Zaten çoğunlukla annem bakıyor ." Dedi Alas gülerek. Roza Alas'a ters ters baktı.
" Hadi gençler aldım biletleri ." Dedi Aras , " Girelim artık ."
Aras Benay'ın elinden tutup önümüzden içeriye girdiklerinde bizde peşlerinden ilerledik.
" Sen iyi değilsin ." Dedi Zeyd elini belime koyup kulağıma yaklaştı. Yutkundum ona teslim olmamak için kendi içimde bi mücadeleye girdim. " Sana ne ?"
" Lilya , yapma böyle ne olur. Söyle hadi bir şeyin mi var , bir şey mi oldu ?" Meraklı ses tonu git gide yumuşamamı sağlarken ona kısa bir bakış atıp önüme döndüm. " Yok bir şey , hiç uyumadım sadece ." Dedim sertçe. Yumuşasam bile bunu belli etmedim.
" Sen ," Dedi Zeyd kaşlarını çatıp . " Uyumadın mı ?.....Kesin bir şeyin var senin ."
Ona göz devirip Aras'ın peşimden ilerledim. Kadının biri kapının önünde durup montlarımızı aldı. Ardından da sonunda bir odaya girdiğimizde kapı arkamızdan kilitlendi. Oda oldukça karanlıktı. Bir kaç noktada yanıp sönen küçük ışıklardan başka bir şey yoktu. Yani en azından gördüğüm kadarıyla yoktu.
" Sizi gerçekten alkışlıyorum. " dedi Zeyd , gerçekten de alkışlarken. Haklıydı da.
" Eğlence anlayışınıza hayranım ." Diye
Mırıldandım. Gerçekten biz burada Ne yapacaktık acaba ? "Öf !" Dedi Aras sinirle "Sizde her boka bi memnuniyetsizlik anlamadım gitti. Daha başlamadık bile Ya ! Biraz susun" dedi Aras'ın ardından da Benay devam etmişti.
" Bence eğleniriz ya o kadar ön yargılı davranmayalım " diye mırıldandı. Göz devirdim. " Sen aman ha sevgiline ters düşme. " diye alay ettim. " Benay sizi ben yaptım ama söyleyeyim güzel arkadaşım , bekarlık sultanlıktır ."
Luna kolumu cimcikledi. " Yok öyle bir şey Benay , Lilya hanım boş yapıyor yine ." Omuz silktim. " Yoo," dedim " Gerçekleri söyliyorum. Sevgili falan hep boş işler ." Luna şu an evlenip barklanmak istediği için böyle düşünüyordu. Salak.
Alas kolunu omzuma attı. " Kanka ne kullanıyorsan bana da versene , valla bu Zeyd Şah'ı , Aras Şah'ı çekmek çok zor oluyor ." Kahkaha attım. " Eğer sen bir şey kullanıyorsan bana da ver Alas çünkü İnan bende çekemiyorum ."
Alas'la gülüştüğümüzde Zeyd Alas'ın başına vurdu. " Çek o elini kolunu , kendini bana dövdürtme Alas ."
Alas kolunu omzumdan çekti. " Aman be yemedik ! " dedi Zeyd'e bakıp ardından da bana döndü ve fısıldayarak konuştu. " Senin ki kıskanıyor ."
Alas'a ters ters bakıp koluna bir kere de ben vurdum. " Nerden benim ki oluyor be ?!"
Alas kaşlarını çattı. " Yok ebemin ki Lilya . Şuraya bak ya iki dakika da tonla dayak yedim. Uzak duruyorum ben artık sizden. Siz ikiniz de yiyin birbirinizi ."
"Korku evi bizi ne kadar sarar bilmiyorum ama..." diye mırıldandı Rahdan. Aras ise elini Benay'ın omzuna atıp kendine çekti. " Bebeğim Eğer korkarsan hemen bana sarılıp söylemen yeterli ben hemen ikimize daha eğlenceli bir ortam bulurum. "
" Ulan sen korkup Benay'a sarılma da." Dedi Zeyd . Ardından da devam etti. " Otuz kişiyiz mübarek. Umarım biz evi korkutmayız. " diye de devam ettiğinde gülmemek için dudağımı dişledim. Ben ona küstüm.
" Hayır , küçük enişte bey , on iki kişiyiz. " dedi Tunda . Sinirle ona döndüm. " Nereden küçük enişte ya o ! Boş boş konuşma
Tunga , mahvederim seni . " Zeyd kahkaha attı. " Boş konuşmayacakmışsın Eniştesi. Ablan kızıyor bak sonra ."
" Hadi artık başlayalım bir yerden . " dedi Rahdan . " Böyle dikilerek bir bok yapamayız ." Gözlerimi etrafta gezdirdim. Oturacak bir yer bulsam her şey halledilirdi.
Herkes bir şeylerle uğraşmaya başladığında bende duvara yaslanıp yere çöktüm.
" Öf !" Diye homurdandım. " Birileri daralmış. Küçük Yenge hanım , noldu ?" Dedi Alas gülerek bana dönerken. Sinirle göz devirdim. " Ebeninki oldu yengesi ." Dedim. Sinirle. Sonra bakışlarım bana şaşkın bakışlar atan Şevin'i buldu.
Siktir ya , onlar bizi sevgili ve beni hamile zannediyordu değil mi ?! Her şeyi bok etmiştim.
Şevin yanıma çömelip elini karnıma koyup gülümsedi. " Minik bebiş nasıl bakalım ?" Dedi.
Omuz silktim. " Şevin o artık yok." Dedim. " Ben küçük bi kaza geçirdim ." Gözlerim Zeyd'i buldu. " Bebek düştü ." Zeyd dudaklarını ıslattı.
" Nasıl ya ?! Sen ve Zeyd'in arası da o yüzden mi bozuk böyle ? Ayrıca Ne kazası geçirdin ?" Diye sorular sormaya başladığında elini tuttum. " Buraya eğlenmeye geldik Şevin bu günü güzel geçirelim Sonra her şeyi anlatacağım tamam mı ? " Şevin başını olumlu anlamda salladı. " Tamam."
Bakışlarım etrafta gezindiğinde herkesin bir şeylerle uğraştığını görmüştüm. Bir tek ben ve Zeyd oturuyorduk. Bunu umursamayıp bu odadan en kolay nasıl çıkabilirim maksadıyla etrafa bakındım. Köşede yukarıya çıkan denir küçük bir mediven ve onun ucunda da bir kapı vardı. Bir klişe olarak o kapının açılması gerekiyordu. Ve onu açacak bir düzenek olmalıydı.
" Bir ses geliyor ." Diye bağırdı Rahdan ardından da hala konuşan Alas ve Tunga'ya baktı. " Yav bir susun amına koyayım. " dediğinde ikisi de göz devirip susmuştu. Ve bende o zaman duyabilmiştim. Bir telefon sesiydi.
" Bu taraftan geliyor ." Dedi Tunga . Herkes ona döndüğünde. O ise yanındaki duvarı ittirmeye çalıştı. " Gerizekalı öbür taraftan ittireceksin ." Dedi Zeyd . Tunga da Zeyd'in dediğini yaptığında Kapıyı açabilmişti. Sürgülü bir kapıydı ya da daha çok dolap kapısı gibi duruyordu. Ayağını dışarıya uzatıp karşı taraftaki telefonu alıp kulağına yasladı.
" Hello tatlım....ayol ne çığlık atıyorsun buradayım. Sadede gelelim yavrum sadede......" bir kaç saniye beklerken bakışları odanın içinde dolaştı. " He bir sürü ekran var. Hangisinde...." Dedi duvardaki gri çizik çizik görüntü veren monitörlere bakarak. tekrar bekledikten sonra tekrar odanın içinde gezdirdi bakışlarını. " Beyefendi lütfen gerizekalıya anlatır gibi anlatır mısınız ?" Diye bağırdığında kendimi tutamamış kahkaha atmıştım. Telefonu küfrederek yerine koydu. " Ne dedi ?" Diye sordu Luna . Tunga ise dudak büzdü. " Işık mı ne varmış anlamadım. Sonra da telefonu yüzüme kapattı zalimin kızı . Biraz bağırdı çığlık falan attı cadı gibi konuştu falan ama sesi de pek güzeldi be ." Dediğinde Zeyd göz devirdi. " Senden bir bok olmaz Tunga . "
" Işığı buldum gençler ." Dedi Rahdan ve ardından da elindekini havaya kaldırıp duvara yönelttiğinde vanaları buldu. Üç kişi vanaların başına geçip çevirmeye başladığında göz devirip ayağa kalktım ve onların yanına ilerledim. " Sizin olmayan zekanıza tüküreyim çıkın şurdan. " dedim onları ittirirken. Ardından da dört vananın dördünü de sağ tarafa çevirdiğimde 'click' sesi çıktı. Bakışlarım merdivenlerin sonundaki aralayan kapıyı buldu.
" Hepinizde gram beyin yok bakın benim asi kızım nasıl da halletti bi dakika da ." Dedi Zeyd yanıma gelirken. Ona bakmayıp yukarıya çıktım ve kapıdan geçtim.
Bu oda ise oldukça küçüktü. Kare şeklindeydi ve duvar diplerinde sedirler vardı. Üç duvarı da kaplayan sedirlerin ortasında ise yuvarlak ahşap bir masa üstünde de ters çevrilmiş bir Türk kahvesi fıncanı bir de telefon duruyordu.
İçeriye geçeceğim esnada bi anda elime elektrik çarpmasıyla çığlık atıp elimi kapıdan çektim. "Lilya , ne oldu ? İyi misin ?" Dedi Zeyd beni kendine çevirip elektrik çarpan elimi tuttu. "Elektrik çarptı kapıdan ." Dedim. Zeyd dudaklarını elimin üstüne bastırdı. "Gerizekalı Aras'ın aklına uyan beynimi sikeyim ben ."
Kendime gelip elimi onun elleri arasından çekip odanın içine girdim ve sedirin üzerine oturdum. Zeyd'de yanıma geldiğinde yavaş yavaş herkes odaya doluşup sedirlere kuruldu. " Sen neden hep benim dibimde bitiyorsun ?" Dedim sinirle Zeyd'de dönüp.
" Bundan rahatsız olduğunu söyleyemezsin ." Dedi Zeyd ukalaca. " Zeyd senden rahatsız oluyorum git yanımdan ." Dedim tek kaşımı kaldırarak. Zeyd göz devirdi. " Bunların hepsini sana soracağım günü bekliyorum Lilya ."
" Daha çok beklersin ." diye mırıldandım kollarımı göğsümde bağlayıp bizimkilerin ne yaptığına baktım.
" Bu bir cin çağırma noktası değil mi ?" Dedi Tunga ağlamaklı bir sesle. " Ben çok korkarım ."
Göz devirdim. Biraz salaktı.
Telefonun sesi duyulduğunda Telefonu açan Zeyd oldu.
" Evet ?" Dedi sertçe. " Ne demek sistemde sıkıntı var ve bizim olduğumuz odanın kapısı açılmıyor ?"
" Şaka mı yapıyorsunuz , bu oyunun bir parçası değil mi ?" Dedi. Ardından da alt dudağını dişleyip telefonu yerine bıraktı. " Mahsur kaldık burada ." Dedi. " Sistem çökmüş bu kapılarda bilgisayardan açılıp kapanıyormuş ve şu an burada kilitliyiz iki üç saatten önce çıkamıyormuşuz ." Dedi.
" Ama olmadı ya ." Dedi Aras mutsuzlukla. Zeyd arkasına yaslandığında iç çekip uykulu gözlerimi kırpıştırdım ve Başımı Zeyd'in dizine koydum. Zeyd'de doğru yan dönüp eteğimin açılmamasına dikkat ederek uzandım ve dizlerimi yukarıya doğru çekip ellerimi yanağımın altına koydum. Yani kısaca Cenin pozisyonu alıp gözlerimi kapattım.
Zeyd elini saçlarımın üzerine koyup yavaş yavaş okşamaya başladı . " Mavilim ?" Dedi. " Uykum geldi." Diye mırıldandığımda Zeyd dudaklarını yanağıma bastırdı. " Tamam güzelim...." dedi. Ardından hareketlendiğini farkettim. Gözlerimi araladığında üzerindeki fermuarlı sweati çıkartıp üzerime serdiğini gördüm. Gözlerimi tekrar kapatıp kendimi onun kokusuna bıraktım.
Çözmüştüm artık sorunu , ben Zeyd'in kokusu olmadan uyuyamıyordum. Kokusu huzur veriyor her şeyden uzaklaştırıyordu beni.
" Asi hatunum benim ." Diye fısıldadı Zeyd. Ardından da dudağımın kenarını öptü. Uyku arasındaydım sanırım üzerimde bi ağırlık vardı ve ben uyumaya devam etmek istiyordum. " Sana kendimi affettireceğim güzelim , affettirip elini sonsuza kadar tutacağım . Sonsuza kadar yanında olup seni koruyacağım....bir daha geç kalmayacağım. " Dedi. Ardından da elimi eline kenetleyip diğer eliyle saçlarımı okşamaya devam etti. İstemeden tebessüm ettim bazen ne güzel de alıyordu tüm sinirimi öfkemi.
•
Bakışlarım saate kaydığında elimdeki içki bardağını bırakıp yerimde doğruldum. Dönen başımı umursamadan ayağa kalktım. Hızlı adımlarla mekandan çıktıktan Sonra arabama ilerledim. Arabayı çalıştırıp hızla Buz dağı'nın otoparkından çıkıp saate baktım.
Geç kalmıştım.
Arabayı son hız sürüp ilerlemeye başladım. Şehla muhtemelen yarış alanında beni bekliyor olmalıydı.
Kafam çok karışıktı. Zeyd yine tüm ayarlarımla oynamaya başlamıştı. Öpüyordu kokluyordu , ne hissettiğini bilmiyordum. Beni seviyor muydu , yoksa benimle oynuyor muydu emin değildim. İşin kötü yanı artık ona kin de beslememe izin vermiyordu çünkü sürekli yakınımda oluyordu. Beni bi şekilde yumuşatmanın yolunu buluyordu. Ve ben bunu seviyorum onun beni öpmesini seviyordum , Mavişim demesini seviyordum asi hatunum demesini seviyordum. Onu seviyordum ve kurtulamıyordum. Rüzgarları sürekli yüzüme vurup kendini bana bir şekilde hatırlatıyor canımı yakıyordu.
Alt dudağımı ısırdım Ne olursa olsun biz olamazdım ki , ben öbür boyu onun dizlerinde uyuyamazdım ki , o elimi ömür boyu tutamazsın ki....bizi kavuşturmazlardı. Annem , onun babası , görevler.... biz sürekli birbirimize ters düşüyorduk.
Ama istiyordum. Onu çok istiyordum . Kalbimdeki tahtının farkında olmasını istiyordum yanımda dağ gibi durmasını düşünce ' kendine gel kızım , sen asiliğin prensesisin kalk ayağa ." Diyip beni kaldırmasını istiyordum.
Telefonumun sesiyle bakışlarım yan koltukta duran telefonumu buldu. Gördüğüm isimle durakladım.
Deli Rüzgar'ım mı ? İyi de bende Zeyd'in telefon numarası bile yoktu ! Ve benim hayatımda bir tane Deli rüzgar vardı.
Telefonu açıp sesi dışarı verdim. " Ne var ?"
" Nereye gidiyorsun ?" Dedi Zeyd sertçe. " Sana hesap mı vereceğim , ayrıca senin numaranın benim telefonumda Ne işi var ?!" Dedim sinirle. İçim yanıyordu ama sadece dışa vuran sinirimdi işte.
" Vereceksin Lilya , nereye gidiyorsun ? Ayrıca ben kaydettim." Dedi aynı sert sesiyle. "Sen beni takip mi ediyorsun , bir yere gittiğimi nereden biliyorsun ?" Diye sordum Zeyd'in yarış pistine girmek üzereyken.
" Lilya , bir daha sormayacağım ." Dedi. Göz devirdim. " Neyimsin sen benim ? Sevgilim mi hayır , kocam mı hayır ! Babamda olmadığına göre kim verdi sana bu yetkiyi , istediğim yere gider istediğimi yaparım ve sen de bana karışamazsın ! Arama bir daha beni Zeyd ."
" Ben sana neyin olduğumu çok güzel göstereceğim asi ." Zeyd telefonu kapattığında göz devirdim.
Bakışlarım yarış pistinin başındaki Şehla'yı buldu. Telefonuyla uğraşarak sağ sola ilerliyordu. Gülümseyerek arabamı onun arabasının yanına sürüp camı indirdim.
" E başlamıyor muyuz sarışın ?" Dedim gülerek. Şehla tek kalını kaldırıp bana baktı. " Korkup gelmeyeceğini düşünmüştüm. "
" Hatırlarsan seni bir kez yenen bendim ." Dedim . " Yani korkması gerekenin sen olduğunu düşünüyorum ."
Şehla gülüp arabasının kapısını açıp içine bindi. " Göreceğiz ."
Dönen başımı ya da bulanan midemi umursamadım. Sanırım biraz da sarhoştum ama o kadar da kendimden geçmiş değildim.
Şehla ile aynı anda elimi kaldırıp parmaklarımızla üçten geriye saymaya başladık.
Gaza basıp hızla arabayı sürmeye başladım. Şehla , benim önümden ilerliyordu.
Şehla....
Zeyd'in bundan önceki zamanlarda deli gibi aşık olduğu kız.
Zeyd , onu da dizinde uyutmuş muydu ? Şefkatle sarılıp , saçlarını okşamış mıydı ?
Peki Şehla , o Zeyd'in kokusuyla hayat bulduğunu hissetmiş miydi ? Onun için uykularından olmuş muydu ?
Karnıma tekme atılmış gibi hissettim. İkisi gözümün önüne geldi. Yakışıyorlardı da.
Aşık bir Zeyd....bunu görme keyfini çıkaran Şehla olmuştu. Gülümsedim. Şehla da zekiydi. Zeyd'i peşinden koşturmuştu.
Nefesim tıkandı. Boğazıma oturan yumruyu geçirmek için yutkundum. Ama işe yaramamıştı.
Farkettiğim detayla keyfim az da olsa yerine gelirken gaza daha da çok bastım.
Şehla'yı geçmiştim.
Arabanın hızını olabildiğince zorladığımın farkındaydım.
Bakışlarım dikiz aynasını bulduğunda gördüğüm arabayla kaşlarımı çattım.
Ben çok mu içip sarhoş olmuştum ? Yoksa Şehla araba değiştirip siyah lamborghini mi almıştı ?
Ben ona bakarken o beni solladı. Sollamasına sinirlenip tekrar arabayı hızlandırırken o bir anda dirift atıp arabayı önüme kırdı.
Ani bi frenle durmamla kafamı vurdum. Yüzümü buruşturup el frenini çektim ve arabayı durdurdum.
Zeyd arabanın kapısını sertçe çarparak aşağıya inip yanıma adımladığında kaşlarımı çatıp arabadan indim.
" Ne yapıyorsun sen !?" Dedi sert sesle . " Ne yapmaya çalışıyorsun Lilya ? Ne dönüyor yine aklında ?!"
"Neden geldin !" Dedim sinirle. " Gitsene ! Sana ne benden , yine bırakıp gitsene !" İçimdeki acı sesime yansıdığında yanağımı ısırdım.
" Gitmiyorum amına koyayım ! Hadi gönder !" Dedi üzerime yürürken. " Ne geçecekti eline yarışınca ?" Dedi. Sonra durakladı. " Bir dakika ," Dedi yüzünü boynuma yaşlandığında onu kendimden ittim.
" Sen sarhoş musun ?" Dedi şaşkınlıkla . " İçtin ve araba mı kullandın ?! Ve yetmedi yarışmaya kalktın ?!" Dedi saha da sinirlenerek.
" Yaptım !" Dedim bağırarak. " İçtim , sarhoş da oldum , yarışmaya da kalktım !"
" Sen beni delirtmek mi istiyorsun Lilya !?" Dedi . " Sana kıyamıyorum diyorum ! Canın yansa nefesim kesiliyor . Ve sen bu halde araba sürmeye kalktın ya ben gelmeseydim ! Ya çarpsaydın bir yere son hızla , kurtulabilecek miydin gerizekalı ?! Sen bunu kendine nasıl yaparsın !"
" Delir ! " diye bağırdım " Biraz da sen delir artık. "
Gözümden akan yaşla yutkundum. Hayır , hayır ağlarsan nefes alamazsın Lilya....Sakın ağlama .
" Beni bırakıp giderken de kıyamıyordun değil mi ?! O kadar sevdirdin kendini bana ?! Ben sana güvendim ya güvendim ben bu dünyada kimseye güvenmezken sana inandım !" Diye bağırdım. " Sen o küçük Lilya'yı görüyorum dedin ! Ben senin için tüm duvarlarımı yıktım ! O küçük kız senin gözlerinin içine baktı ona iyi bir şey söyleyeceksin , elinden tutacaksın diye. " Hıçkırdım.
" Bilmediğin şeyler var ! " dedi Zeyd bağırarak. " Haklısın , Allah benim belamı versin seni babama bıraktım ama bilmediğin şeyler var ."
" Bana ne !" Tekrardan hıçkırdım. " Gelip söyleseydin , anlatsaydın ! Beni bırakmak zorunda mıydın !? Beni bu kadar kırmak zorunda mıydın ?! Biz ikimiz yeraltını bile yakabilecek güçteydik anlatsaydın ben salak gibi durmazdım bunu sen de biliyorsun !" Hıçkırdım. Ona doğru bir adım attım. " Zeyd..." dedim onun kızarık gözlerine bakarken. " Sen benim nefesim olursun zannettim , ama şimdi aldığım nefes bile canımı yakıyor !"
Hıçkırmaya başladığımda yutkundum. Hayır , derin bi nefes al Lilya şu an burada olmaz.
Zeyd bana bir adım attı. " Lilya'm , güzelim sakin ol bak nefesin kesiliyor. " başımı umurumda değil anlamında salladım . Ama umudundaydı. Deli gibi korkuyordum her seferinde olduğu gibi.
" Ben sana aşıktım , aşık ! Sen nasıl kıyabildin bana !"
Gözlerimi silmek için elimi kaldırdığımda Zeyd bir anda elimi tutup beni hızla kendine çekti. Sertçe onun göğsüne çarparken Zeyd bir elini belime bir elini de yanağıma yaslayıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı....
Karşılık vermemek için içimde koca bi savaşın içine girdim. Ama bu kaybettiğim savaşlardan biri oldu. Ellerimi Zeyd'in göğüsüne koyup gözlerimi kapatıp kendimi ona bıraktım.
Kalbi neden bu kadar hızlı atıyordu ?
Ve neden canımı acıtmaktan korkarcasına öpüyordu ?
BÖLÜM SONU
Benim bölüm hakkında tek yorumu bomba gibi olması daha da bir şey demiyorum.
Bir dahaki bölümde buluşmak üzere ,
Sağlıkla kalın....