CLOUD (ChanBaek texting)

By k4ylaCB

19K 1.5K 427

cloud: Seni seviyorum. ch4npcyeol: Defol. •••••••••• cloud: Mutlu ol, gidiyorum. ch4npcyeol: Defol. •••••••••... More

C°1
C°2
C°3
C°4
C°5
C°6
C°7
C°8
C°9
C°10
C°11
C°12
C°13
C°14
C°15
C°17
C°18
C°19
C°20
C°21
C°22
C°23
C°24
C°25
C°26
C°27
C°28
C°29
C°30
C°31
C°32
C°33
C°final say -I will love you until death do us part.

C°16

683 50 28
By k4ylaCB

•••Jongin'in bakış açısı;•••

İnleyerek gözlerimi açıp kafamı olduğu yerden kaldırdım. Konuşmaya çalıştığımda boğazımın kuruluğu yüzünden öksürmeye başladım. Öhh, ölüyorum. Boğazımdan akan suyla biraz olsun rahatladım. Kyungsoo ağzıma bardağı dayamış, endişeyle bana bakıyordu.

"İyi misin?"

  Kafamı olumlu anlamda sallayıp hafif oturur pozisyona geçtim.

"Korktum Jongin. Aniden yere düştüğünde çok korktum."

  Bana sarılıp ağlamaya başladığında ellerimi beline koyup hafifçe okşayarak onu sakinleştirmeye çalıştım.

"Şşş.. İyiyim ben bak."

  Boynunu öpüp geri çekildim ve gözlerine baktım. Şuanki konu ben değildim, Baekhyun'du.

"Baek nerede?"

  Kyungsoo burnunu çekip gözlerini sildi. Ayağa kalkıp hastane yatağının yanındaki koltuğa ilerlerken konuşmaya başladı.

"Ameliyathaneden çıkardılar ve yoğum bakıma aldılar. Durumu hakkında bir şey söylemiyorlar Jongin. Ama iyi olmadığını anlamayacak kadar salak değilim."

  Sesi titreyerek bitirdi cümlesini. Minik bedenini kucağıma çekip 'geçti, Baek iyi olacak' demek isterdim. Ama bu olur mu onu bile bilemiyordum. Gördüğüm kabustan çok etkilenmiştim doğal olarak. Doktorun cümlesi.. Kyungsoo'nun çığlığı.. Kapı açıldığında önümde duran sedye.. Baek'in morarmış dudakları ve normalinden daha beyaz olan teni... Her şey olmaması gerektiği kadar gerçekçiydi. Gözlerimi kapatıp korkuyla derin bir nefes aldım. Baekhyun gitmezdi değil mi? Bugüne kadar o kadar çok savaşmıştı ki.. Artık bunu kaldırabilir miydi bilmiyorum. Küçücük olmasına rağmen ruhsal açıdan benden kat kat daha güçlüydü ve bu gücünün son noktasına gelmiş olmasından korkuyordum. Bu yüzden Baekhyun'un gitmesi yasaktı. Ben izin vermeden gidemez öyle değil mi?
 
  Hemşire odaya girip bitmiş olan serumu çıkardı. Ayağa kalkıp baş dönmesinin azalması için bekledim. Görüşüm normalleştiğinde kapıya doğru ilerlemeye başladım.

"Ben Baekhyun'a bakacağım Soo."

"Jongin.. Bekle."

  Küçük adımlarla önüme gelip elindeki iki zarfı bana uzattı.

"Ne bu?"

"Sana kıyafet almak için aceleyle eve gittim. Evden çıkarken su içmek için mutfağa girdim ve masanın üzerinde gördüm. Birisi bize, birisi Chanyeol piçine."

  Ölürken bile Chanyeol'u düşünmesine rağmen beş sene karşılık görememiş olan kardeşimin üzerine yemin ederim ki o Chanyeol'u ilk bulduğum yerde ölesiye döveceğim.

  Zarfın birini açıp okumaya başladım.

Jongin ve Soo;

Açıkçası buraya ne yazacağımı bilmiyorum. Neden gittiğimi bilmeniz için bir şeyler karalayıp sizi aydınlatmak istedim. Şimdi siz marketten döndüğünüzde beni görünce korkacaksınız falan, korkmayın. Sizi izleyebilir miyim o zaman bilmiyorum. Şuan yaptığımın doğru olup olmadığını da bilmiyorum. Ama yoruldum. Daha fazlası yok. Ve annemi özledim işte bilirsiniz ya.. Annemin boşluğumu hissetmemem için benim ailem oldunuz, sürekli çabaladınız ama ben size karşılığı veremedim. Veremiyorum çünkü bunun için de fazlasıyla yorgunum. Size minnettarım. Sizi seviyorum unutmayın olur mu? Tanrıya her gün yalvarmama rağmen hayatımda istediğim hiçbir şey düzelmedi. Mutluluğa ulaşmak için kendim çabaladığımda daha çok battım biliyorsunuz. Şimdi de battığım yerden çıkamıyorum. Daha fazla çabalamaya gerek yok. Kendimi bıraktım. Üzgünüm..
Sizi seviyorum.

Byun Baehyun
(Jongin'in deyişiyle 'hyunbyun')
(Kyungsoo'nun deyişiyle 'pis bıcırık')

   Kalktığında bu kağıdı ağzına sokacağım hyunbyun. Bir de sonda dalga geçmiş pü sana. Gözlerimi elimle kurulayıp diğer zarfı açtım.

Beni sevemeyen piç Chanyeol;

Evet sana böyle sesleniyorum sus. Gitmemin bir etkisi de sensin biliyorsun değil mi? Yordun beni koca adam. Hayır ben seni neden sevdim, nasıl sevdim o da bilinmez. Davul bile denhi dengine demişler benim ne haddime Park Chanyeol'u sevmek. Tamam yakışıklı değilim de idare ederim diye düşünüyordum, bütün özgüvenimi kaybettirdin. Şimdi sana ne kadar acıklı söz ve küfür yazsam üzülmezsin o yüzden burada kesiyorum.
Mutlu ol Chanyeol.
Mutlu ol da ben rahat edeyim.
Ben bulut.
Bulutlar gider Chanyeol. Ben de gidiyorum.
Seni seviyorum.

Bulut.
(Adımı bilmene luzum yok)

  Dişlerimi sıkıp kapıdan çıktım. Baek'in olduğu odanın camının önüne gidip cama vurdum.

"Seni küçük aptal! Ölüyorsun hala Chanyeol diyorsun be! Eğer ölürsen senin saçını başını yolarım duydun mu beni Baekhyun! ( ne diyon sen aq) Koca sikik kafa!"

Elimdeki iki zarfı da buruşturup fırlattım. Kyungsoo sessizce sinirimin geçmesini bekliyordu.

"Soo, telefonumu verir misin?"

  Kafasını sallayıp sandalyeye bıraktığı çantadan telefonu çıkarıp bana uzattı. Hızlıca ekran kilidi açıp Chanyeol piçinin numarasını buldum. Telefon ilk çalışta açıldığında ben de konuşmak için ağzımı açtım fakat piç benden önce davranıp atladı.

'Jongin, arkadaşın iyi mi? Gitti mi? Telefona verir misin bir şey demem lazım.'

  Sinirden kasılan çenemi zorla açıp saydırmaya başladım.

'Sen nasıl bir piçsin ya benim aklım almıyor! Ne demek iyi mi? Değil tamam mı?! Sen hayatındayken o hiçbir zaman iyi olmadı! Bir kere gülseydin mutluluktan ölene kafar sırıtırdı o be! Sen ne yaptın?Ölürken bile seni düşünüp mektup yazmış lan! Sen ne yaptın?! Bir cafede oturup su bile içseydin senin bütün mimiklerini anlatırdı lan bize! Sen sadece kırdın. Dövdün, vurdun, kırdın. İğrenç varlığın önde gidenisin göt!'

'Ne?'

'Sikik beynin yine anlamıyor değil mi? Uğraşmıyorum artık seninle Chanyeol. O bile pes edip ölmeyi seçmişken ben seninle uğraşmıyorum. Umarım geberirsin.'

'N-nasıl ö-öldü?'

'Sana ne!'

  Tabikide bir hastanede olduğumuzu, başına neler geldiğinu anlatmayacaktım. Ölü bilmesi çok iyi olurdu.

'Seni kaç kere aradım ben be! Endişlendim lan bir kere! Aradığım zaman açsaydın böyle olmazdı başına bir şey geldiğini anlardın!'

  Vayy be.. Park Piç Chanyeol bile endişelenebiliyormuş. Hala insan özellikleri taşıyor..

'Ben telefonda arama görmedim bari şimdi yalan söyleme be!'

'Aradım!'

"Jongin... Aradı fakat sen görüp sinirlenme diye sildim. Özür dilerim."

  Kyungsoo böyle ponçik bakarken sinirlenemiyorum tanrım. Kyungsoo'ya sırtımı dönerken Chanyeol oradan bağırmaya devam ediyordu.

'Adres ver adres!'

'Napıcan çıkışta kapışmaya falan mı geleceksin aq siktir git.'

'Jongin. Emin ol kendim bulursam hiç iyi şeyler olmaz. Tanımasam da hatırlamasamda geçmişimiz var tamam mı? Görmek hakkım.'

'Hala hak diyor lan çıldıracağım! Sevilmek de onun hakkıydı annesi babası yoktu lan sevdin mi!? İsmini bile bilmiyorsun değil mi? Sana acıyorum.'

'Lütfen ver şu adresi.'

'Ben senin gibi olmayacağım Chanyeol. Adresi birazdan atarım. Ama geldiğinde ona elini dahi uzatırsan kendini ölü bil.'

  En korkunç ses tonumla cümleyi bitirdim. Piç derin bir nefes aldı.

'Teşekkür ederim.'

'Baekhyun.'

'Ne?'

  Telefonu suratına kapatıp adresi mesaj olarak attım. İsmini söylememe rağmen beyni midesine kaçmış biri olaraktan onu bile anlamaz eminim. Arkamı döndüğümde Kyungsoo yere çökmüş ağlıyordu. Koşarak ellerini yüzünden çektim ve şişmiş gözlerine baktım.

"J-jongin ben, ben özür dilerim. Si-sinirlenme diye yap..tım. Şimdi kızma. Lüt..fen."

  Bu kadar olay arasında ona kızacağımı mı düşünüyordu? Omuzlarından tutup kucağıma çektim ve saçlarına öpücük kondurdum.

"Sakin ol bebeğim, kızmadım tamam mı? O piç dururken sana ya da başkasına kızmam."

  Kollarını boynuma dolayıp kafasını da gömdü. Bu şekilde o da savunmasız duruyor ve bunu seviyorum. Ben onu koruyabilirim. Ben Baekhyun'u da koruyabilirim. Ailemi koruyacağım ve kimse bunu bozamayacak, Piç Chanyeol bile..

  Kyungsoo'yu kucağımda taşıyarak Baek'in odasının önüne gittim. İçeriye bizi almadıkları için buradan o yelloz hemşirelere de sövüyorum. Yatağın için kayboluyordu ve hastane kıyafetleri çuval gibi durmuştu. Görüntüsü gözlerimin dolmasına sebep oluyordu. Kyungsoo da boynumdan kalkıp yüzünü cama döndü.

"Kardeşimiz iyi olacak değil mi Jongin?"

"Olacak bebeğim. Eskisinden de iyi olacak ve dırdır yapıp kafasına yastıkları yiyecek."

  Ben burukça gülümseyince Soo da aynısını yaptı.

"İyileşince ona her çeşit yemeği yapacağım"

"Olur annesi. Yemezse de burnunu tıkar ağzına zorla beraber sokarız."

  kyungsoo bu sefer kıkırdayıp başını olumlu anlamda salladı.

  Her şey iyi olacak.
  Ve Chanyeol geldiğinde bu sefer ben onu bitireceğim. Gelsin bakalım..

______________________
Fic textinglikten çıkıp başka bir boyuta atladı jsofdkif. Aslında bu bölüm Baek'in cenaze töreni vardı. Ama o bölümü silip sizi mutlu etmek için yeni bölüm yazdım. Baek ölmedi mutlu musunuz?:)


 

Continue Reading

You'll Also Like

889K 71.1K 14
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
215K 22.4K 35
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
53.9K 2.5K 15
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...
29K 1.7K 15
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..