KAÇAK & KAÇIK | TAMAMLANDI

By Kubragnccc

342K 26.6K 18.4K

Lacivert ve gri... Farklı kalemlere ait, birbirlerinin zıttı iki mürekkebin rengi. Bu renkler kader adı veril... More

TANITIM
GİRİŞ
1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
FİNAL
ADAL
TOLGA
SON

27. BÖLÜM

5.3K 328 447
By Kubragnccc

27. EVRE

Herkese iyi bayramlar! Size şeker tadında bir bölüm bırakıyorum, keyifli okumalar.🖤

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. Seviliyorsunuz, çok.

Yalnızlık... Tüm hücrelerimle hissettiğim en yoğun duygu buydu. Salondaki televizyonun karşısındaki üçlü koltuğa uzanmıştım. Gözlerim her ne kadar televizyon ekranında akıp giden dizi de olsa da aklım Adal'daydı. Uzun zaman sonra yalnızlığı tüm varlığımla solurken ev hiç olmadığı kadar büyük ve boş geliyordu. Adal'ın varlığına tahminimden daha fazla alıştığım gerçeği bir tokat gibi yüzüme çarparken, gözüm bir yandan da orta sehpadaki telefonumdaydı. Sabah erken saatte uyanmama rağmen onu görememiştim, çok daha erken vakitte işe gitmişti.

Uyandığımdan beri yalnızlık hissini dindirmek için yapmadığım şey kalmamıştı. Kahvaltı yapmış, ders çalışmış, kitap okumuş hatta temizlik bile yapmıştım ama zaman bir türlü geçmiyordu.

Orta sehpadaki telefonumdan bildirim sesi gelince hızla yerimden doğrularak telefonu elime aldım. Heyecanla mesaj bildiriminin üzerine tıklayarak mesajı açtım.

"Değerli müşterimiz mobil hattınızda yeterli bakiye olmadığı için devlete ödenecek olan 2.85 TL Telsiz Kullanım Ücreti bakiyenizden tahsil edilememiştir. TL yüklemek için web sitemizi ziyaret edebilirsiniz. B001"

Mesajı açıp birkaç kez daha okuyup Adal'dan gelmediğine emin olduktan sonra büyük bir hayal kırıklığıyla sehpadaki eski yerine bıraktım. Sinirle nefesimi bırakarak asla odaklanamadığım televizyonu kapattım. Evde bir başıma kalalı saatler olmuştu ama Adal aramayı bırak bir mesaj dahi atmamıştı. Yarasını bahane ederek mesaj atmayı düşünsem de o düşünceyi hızla geldiği yere geri göndermiştim. İş inada binmişti o yazmıyorsa ben hiç yazmayacaktım, bu konuda kararlıydım.

Banyoya doğru adımlayarak yıkadığım çamaşırlarımı makineden çıkararak üst kata çıkardım. Kurutmalığı açarak bir köşeye koyup, ıslak çamaşırları üzerine asarak kurumaya bıraktım. Odamdan çalışmak için yeni ders kitapları ve bitirdiğim romanın yerine bir yenisini alarak aşağıya indim. Nedense içimden odamda takılmak gelmiyordu. Kendimi salonda daha iyi hissediyordum.

Kitapları orta sehpanın üzerine bıraktığımda telefonumun bildirim sesi yine etrafı doldurmuştu. Yine hüsrana uğrayacağımı bildiğim için telefonu elime almakta acele etmedim. Önce hangi derse çalışacağım konusunda karar verip o dersin kitabında kaldığım sayfayı açtım. Sehpanın üzerindeki dağınık duran kitapları da üst üste dizdikten sonra telefonumu elime alarak mesaj bildirimine tıkladım.

Gönderen: Adal KARAHAN

Akşam geç geleceğim, beni bekleme.

Adal'ın mesajını birkaç kez okuduğumda zihnim cevap olarak onlarca kelime türetti ama içlerin yalnızca birini seçip Adal'a yolladım.

Gönderilen: Adal KARAHAN

Tamam...

Mesajı yazıp orta sehpadaki yerine koyduktan sonra tekrar titredi.

Gönderen: Adal KARAHAN

İstersen yemek yapmakla uğraşma, dışarıdan yemek söyle.

Gönderilen: Adal KARAHAN

Tamam.

Yazacak cevap bulamayıp en basit kelimeyi mesaj bölümüne yazıp gönderirken Adal'ın yüz ifadesini merak ediyordum ve şu anda ne yaptığını da.

Gönderen: Adal KARAHAN

Buzdolabının yanındaki mutfak dolabında para var. Yemeğin parasını oradan öde.

Gönderilen: Adal KARAHAN

Tamam.

Onlarca kelime arasından birinde tutukluk yapıp sürekli aynısını yazarken kendime sinir olmuştum. Aynı sinirin onlarca katının Adal'da da olduğunu tahmin etsem de aslında endişeliydim. Binlerce kelimenin arasına dalıp, kendimi kaybederek kelimelerin büyüsüne kapılıp gereğinden fazla kullanmaktan korkuyordum. Bu kez telefon onu bırakmadan titreyerek bildirim sesini evin her köşesine duyururken hızlıca mesaja tıkladım.

Gönderen: Adal KARAHAN

Sana da TAMAM...

Ne yazacağımı bilemeden öylece mesajla bakışırken Adal tahmin ettiğimden daha da fazla sinirlenmişti. Sinirini büyük harf ve ünlem aracılığıyla yazıyla aktarmış olsa da sesi, kelimeyi telaffuz ediş şekli kulağımdaydı sanki. Yüz ifadesi, mimikleri, bakışları, sesi ve elini sinirle götürdüğü saçlarının hayali silueti karşımda dikilirken cevap yazmamaya karar vererek telefonu gözümden uzak bir yere, arkamdaki üçlü koltuğa, bıraktım.

Günün geri kalanında ders çalışmış, gelmeyeceğini bilmeme rağmen Adal'dan mesaj beklemiştim. Son konuşmamızdan sonra ona mesaj atması gerekenin kendim olduğuna kanaat getirsem de uygulama işi düşünme işi kadar kolay değildi.

Akşam yemeğimi de kahvaltı gibi bir başıma yemiştim. Adal'ın söylediği gibi dışarıdan söylemeyi düşünsem de buzdolabında önceki günlere ait yemekleri görünce vazgeçmiş karnımı onlarla doyurmuştum. Şu an ise Adal her ne kadar geç geleceğini söylemiş olsa da televizyonun karşısındaki koltuğa uzanmış televizyon izleyerek onu bekliyordum. Gece yarınsı geçeli saatler oluyordu ve Adal hala ortalarda yoktu...

K&K

Büyük bir gürültü beni daldığım uykudan çekip çıkartırken hızlıca olduğum yerden doğruldum. Şaşkın bakışlarla etrafıma bakarken güneş ışınları her yerdeydi ve gözlerimi kamaştırıyordu. Bulanık görüşümü netleştirmek için gözlerimi ovarken Adal'a ait olduğunu bildiğim ses art arda küfürler sıraladı.

Zaman ve mekân kavramını bilinmezlikten çıkarıp yerine oturturken dış kapının kapanma sesiyle Adal'ın sesi de kaybolmuştu. Kalın battaniye üzerimden çekerken uyumadan önce yakınlarımda battaniye olmadığına emindim. Kapalı televizyon da battaniyeyle bir olup gözlerini bana dikerken uyuyakalmadan önce televizyonun açık ve üzerimde hiçbir şey olmadığını anımsıyordum.

Adal'ın eve ne zaman geldiğini ve battaniyeyi üzerime ne zaman örttüğünü düşünsem de hiçbir sonuca varamamıştım. Ben uyuduktan sonra gelmiş ben uyunmadan, saniye farkla, gitmişti. Onun yüzünden uyanmış olsam da en azından onunla birkaç kelime etmek isterdim. Mesela beni uyandırdığı için tartışmak ya da dün hakkında konuşmak...

Battaniyeye tekrar sarınıp koltukta rahat pozisyon alarak uyumayı denesem de başaramamıştım ve Adal yüzünden güne gereğinden fazla erken başlamak zorunda kalmıştım. Koskocam ve yalnız geçireceğim bir gün beni bekliyordu.

Daha fazla koltukta boş boş uzanmamaya karar vererek banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp kalan son uyku kırıntılarını da yok ettikten sonra kahvaltı yapmak için mutfağa doğru adımladım. Mutfak uyumadan önce bıraktığım gibiydi ve anlaşılan Adal kahvaltı yapmadan çıkmıştı. Uzun süre işe gitmemesinden dolayı yoğun olacağını tahmin ediyordum ama yüzünü dahi göremeyeceğim kadar işiyle meşgul olmasını beklemiyordum.

Canım kahvaltı yapmak istemese de yapabilecek daha iyi bir aktivitem yoktu. Su ısıtıcısına bir bardaklık su koyduktan sonra buzdolabına ilerleyip kahvaltılık çıkardım. Çıkardığım kahvaltılıkları masaya dizdikten sonra masanın üzerindeki yeni alınmış ekmekler ilgimi çekti. Poşetteki ekmeklerden birini çıkardığımda hala sıcaktı. Bu detay gülümsememi sağlarken ucundan ufak bir parça koparıp ağzıma attım.

Isıtıcı suyun kaynadığının sinyalini vererek kapandıktan sonra suyu bardağa boşaltıp içerisine sallama çayı bıraktım. Çay yavaşça demini sıcak suya aktarırken aklım birçok yerde, birçok konuda ama tek kişideydi. Bir yanım mesaj atmak isterken diğer yanım bu konuda pek emin değildi. Dünkü sağlıksız iletişimimizden sonra tam olarak nasıl bir tepki alırdım emin olamıyordum ama bir yanım inatla mesaj atmam gerektiği konusunda beni ikna etmeye çabalıyordu. Salona doğru ilerleyen adımlarım ise iknasında başarılı olduğunun kanıtıydı.

Orta sehpadaki telefonumu alıp tuş kilidini açarak mutfağa ilerledim. Mesaj kısmını açarak ne yazmam gerektiğini düşünürken masadaki eski yerimi almıştım. Masadaki kahvaltılıklardan birkaç lokma yedikten sonra yazacağım mesaja nihayet karar vermiştim.

Gönderilen: Adal KARAHAN

Kahvaltı yapmamışsın...

Mesajın saçma olup olmadığı konusunda tereddütle yanıt vermesini beklerken kahvaltımı bitirmiştim. Adal'dan hala cevap yoktu. Mutfağı hızla toparladıktan sonra duşa girmeye karar vermiştim. Temiz havlu alarak banyoya girip ılık bir duş aldım. Banyoda geçirdiğim vakti her zamana oranla daha uzun tutarak boş günümün küçük bir kısmını da olsa burada doldurdum. Önümde geçirilecek yüzlerce dakika vardı. Saçlarımı havluya sararak banyodan çıkıp yatağın üzerine bıraktığım telefonumu aldım. Mesaj bildiriminin üzerine tıklayarak mesajı açtım.

Gönderen: Adal KARAHAN

Geç kaldığım için yapamadım, önemli bir toplantım var. Bana şans dile... :)

Mesaj ben banyoya girdikten hemen sonra atılmıştı. Nemli parmaklarımı klavyenin üzerinde gezdirerek mesajına yanıt verdim.

Gönderilen: Adal KARAHAN

Şansa ihtiyacın olduğunu düşünmüyorum ama yine de bol şans. :)

Yüzümdeki aptal sırıtışla bedenimi yatağın üzerine bırakıp bir süre beyaz tavanı izledim. Ne kadar süre yatakta öylece durduğumu bilmiyordum ama titremeye başladığımda biraz daha böyle durursam hastalanmamın kaçınılmaz sonum olacağını biliyordum. Hızlıca yataktan kalkarak perdeyi kapatmak için pencereye ilerlediğimde karşı evin camındaki 'SATILIK' yazısının yerinde olmadığını fark ettim. Yoldaki hareketlilikle aşağıya doğru baktığımda ise yeni birilerinin taşındığını görmüştüm. Karşıdaki tacizciden kurtulduğum için sevinirken perdeyi çekerek camın önünü kapattım. Dolaptan temiz kıyafetler çıkarıp giyindikten sonra havluyu saçımda bıraktım.

Dün çalışmak için neredeyse tüm kitaplarımı aşağı indirdiğim için doğruca salona adımlayarak dün kaldığım yerden konulara çalışmaya devam ettim. Gün geçtikçe matematikte olmasa da diğer derslerde ciddi anlamda ilerleme kaydetmiştim. Bu konuda mutlu olsam da matematiği de bir an önce halletmem gerekiyordu. Sadece video izlemek yetmiyordu, kafamdaki soruları videodaki kişiye soramıyordum. Kendi kendime hak verirken Adal'ın dün üzerime örttüğü battaniyeyi koltuktan alıp bedenime sardım. Evin ısıtıcıları ne zaman devreye girecekti merak ediyordum.

Orta sehpadaki kitaplardan birini önüme çekip kaldığım sayfasını açarken, zihnimde dolanan tüm düşünceleri kilit altında tutarak tüm ilgimi karşımdaki kitaba verdim.

Saatlerce sehpanın üzerindeki kitaplarla ilgilenmiş, ders çalışmıştım. Arada bir ilgim dağılıp elime telefonumu alsam da kısa sürede geri odaklanmayı başarmıştım. Boynum tutulmuş bir şekilde sehpanın önünden kalkarken ellerimi birleştirip öne doğru gererken vücudumu esnettim. Umarım bu çalışmaların sonucu bel ve boyun fıtığı olarak bana geri dönmezdi.

Acıktığımı hissetsem de canım bir şeyler yemek istemiyordu. Uyuşuk adımlarla mutfağa ilerlerken kahve içmeye karar vermiştim. Isıtıcıya su doldurarak çalıştırırken telefonum bildirim sesi salondan geldi. Salona yönelirken adımlarım istemsizce hızlanmıştı. Telefonu elime alıp mesajı açarken o kadar hızlı hareket etmiştim ki kendime şaşırmadan edememiştim.

Gönderen: Adal KARAHAN

Kapıyı aç.

Mesajı okumamla eş zamanlı olarak zil çalarken elimdeki telefonla kapıya ilerleyip, açtım. Elinde pizza kutusunu bana uzatan kuryeyle kaşlarım havalanırken şaşırmadan edememiştim.

"Siparişiniz," diyerek kutuyu elime tutuşturduğunda ne diyeceğimi bilemiyordum. Kutuyu elime bırakıp merdivenlere yöneldiğinde, "Ücret?" diye sordum şaşkınlığımı gizleyemezken.

"Ödendi!"

Yüksek volümlü sesiyle merdivenlerden koşar adım inmeye başlamıştı. Mesaj sesi bu sefer evin duvarlarından taşıp apartman boşluğunda yankılandığında daha fazla kapıda dikilmeyerek elimdeki pizza kutusuyla salon geçtim. Pizzayı orta sehpanın üzerine bıraktıktan sonra mesajı açtım.

Gönderen: Adal KARAHAN

Bensiz boğazından geçmeyeceğini bilsem de afiyet olsun.

Adal'ın mesajı gülümsememe neden olurken karşımda sanki bambaşka bir Adal vardı. Telefonunu başkasının ele geçirmiş olma ihtimali fazlaca yüksekti.

Gönderilen: Adal KARAHAN

Sensiz uykular haram, lokmalar zehir zemberek... Yine de teşekkürler. :)

Kendi mesajıma Adal'ınkinden daha fazla gülerken telefon anında titredi.

Gönderen: Adal KARAHAN

Bilmukabele güzelim, bilmukabele...

Yüzümdeki gülümsemeyle mesajı okuduktan sonra telefonun tuş kilidini kapatarak koltuğun üzerine bıraktım ve pizza kutusunu açarak içerisinden bir dilim çıkardım. Çıkardığım dilimden kocaman bir ısırık alıp çiğnerken mutfağa doğru ilerleyip buzdolabından içecek çıkardım. O sıra suyu kaynatma işlemini bitirmiş su ısıtıcı gözüme çarpsa da kahve içmeyi daha sonralara erteledim. Büyük cam bardağa dolaptan çıkardığım kolayı doldurduktan sonra geldiğim istikamette salona döndüm.

Televizyonu açarak üçlü koltuğa yayılırken tahminimden daha fazla acıktığımı anlamıştım. Son üç dilim kala midem tek lokmayı daha kaldıracak durumda değilken kutuyu masanın üzerinde bırakarak şişmiş karnımla bir süre koltukta uzandım. Birazda olsa pizza dilimlerini sindirdikten sonra koltuktan kalkıp orta sehpanın üzerindekileri topladım. Ardından ise ara verdiğim derslerime geri döndüm.

K&K

Saatlerce salonda olduğum konumu bozmadan ders çalışmış, biraz televizyon izlemiş Adal'ın beklerken ise, kendimi onu beklemediğime inandırarak, kitap okumuştum ama saat gece yarısını geçmesine rağmen hala ortalarda yoktu.

Onsuz bir günü daha ardımda bırakırken kitabın kaldığım kısmını belli edecek bir şey bulamayarak açık bir şekilde sehpanın üzerine bıraktım ve kapanmak isteyen gözlerimi kısa bir süreliğine dinlendirmek için yumarak etrafımı saran uykunun sarmaşıklarından kaçmaya çalıştım. Uyumayacaktım, yalnızca Adal gelene kadar gözlerimi dinlendirecek ve eve geldiğinde onu karşılayacaktım...

Continue Reading

You'll Also Like

134K 16.9K 36
・Dönem kitabıdır. İnsan susar İnsan konuşur İnsan güler İnsan ağlar İnsan yaşar Ve insan ölür Yalanlar söylenir, bedeller ödenir, ihtimaller tar...
652 120 49
"Sevgili Leyu, bu mektup sana, benden sana. Umarım bunları okurken bana bir teşekkür ve özür borcun olduğunu fark edersin." sen geldiğinde geri gide...
1M 36.8K 58
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
15.2K 1.1K 64
Merhaba! Eğer bu satırları okuyorsan, senin bir yerlerden dikkatini çekebilmişiz demektir. Şu anda girdiğin bu kitap, 2016 yılında Watty birincilik ö...