Zamanı geri alıp,zamanı tekrar yazmak.İhtiyacım olan tam olarak buydu.Ne olacağını bilerek geçmişe gitseydim bazı şeyler değişebilirdi.Değişir ve çıkmaza sürüklenen hayatım daha çekilebilir olabilirdi.
En yakın arkadaşlarımdan birini kaybetmez,erkek arkadaşımdan ayrılmaz ve bu kadar çaresiz hissetmezdim belki.
Başımı dik tutup sınıfıma girerken bakışlarım istemsizce Lucy'nin sırasına döndü.Şimdi oturmuş beni bekliyor olmalıydı.Çoğunlukla biriyle mesajlaşır yada müzik dinlerdi beni beklerken.Bende yanına ilerlerler ve sinirlensin diye telefonu elinden kapardım.
Omzuma dokunan elle irkildim.Diğer elini gözlerimin önünde sallayan Ash'a odaklandım bir anda.
"İyi misin ?"
Başımı sallamakla yetindim ve onu kenara ittirip sırama ilerledim.3 hafta sonra okula geldiğimi gören sınıf arkadaşlarım bakışlarını eksik etmiyordu benden.
Ashton yavaşça tam yanıma,Lucy'nin yerine,oturdu."İyi görünmüyorsun."
"İyi değilim zaten."
"İyi olduğunu söylemiştin."
"Hayır,sadece başımı sallamıştım."
"Aynı anlama gelmiyor mu ?"
"Demek ki yalan söylemişim."
Biraz düşündü sonra kendi kendine mırıldanarak onayladı beni."Kötü bir yalancısın."
Cevap vermeme izin verilmedi.
Sınıfın profesörü içeri sakin adımlarla girdi ve sınıfa baktı.Onu tanımıyordum,muhtemelen yeni gelmişti.İnce uzun biri olmasının yanında,kaslı vücudu gömleğinden bile belli oluyordu.Onu süzmeyi kesip yüzüne çevirdim bakışlarımı.Yirmilerinde görünüyordu genç profesör.
Profesör öylece beklerken kimse yerinden kalkıp profesörü selamlamamış,profesör de bu saygısızlığı umursamamıştı.
Öğretmen masasına geçti ve yoklama defterini açtı.İlk sırada Ashton Rodin vardı.Ash Burada ! diye bağırdıktan sonra bakışları tekrar bana döndü.
"Sen niye bu sınıftasın ?"
"Ben niye bu sınıfta olmayayım ?"
Gözlerimi devirirken "Dönemin sonuna yaklaşıyoruz." diye hatırlattım."Ve birden bu sınıfa kaydoluyorsun."
Kendini beğenmiş bir sırıtma kapladı yüzünü."Paranın halledemeyeceği bir şey değildi."
Gözlerimi kısıp başımı ağır çekim iki yanına salladım."Böyle bir sahtekarlık olamaz."
Yanağımdan makas alıp "Oldu bile güzelim." diyerek güldü.
"Alexandra Summer Hills ?"
Yoklama sırasında adımı duyduğum anda Burada ! diye bağırdım.Profesörün bakışları sıralarda gezinerek beni aramaya başladı.
"Gelmişsin."
Omuz silkerek kurtulmaya çalıştım.
"Yeniden okula dönmen güzel."
Gülümseyerek kurtulmaya çalıştım bu sefer.
"Ben Yaratık Tarihi dersinin yeni öğretmeni,Bennett Nightingale."
"Memnun oldum,Profesör." diye kurtulmaya çalıştım yine.Biriyle konuşacak havamda değildim.
Yoklama devam ederken Ash'a döndüm."O ne zaman geldi ?"
"İlk dersimiz dündü,onunla ilgili bildiğim ikinci şey bu.Kesinlikle kızların ilgisini çekiyor,bu da onunla ilgili ilk öğrendiğim şey oldu."
Sesime sahte hayranlık katarak "Vay canına." diye mırıldandım.
"Rebecca River."
Ön sıralardan neredeyse duyulmayacak cılız bir ses "Burada." diye seslendi.Ona bakmak için hafifçe kaldırdım başımı.Beyaza yakın saçlarını yandan gevşek bir şekilde örmüştü.Solunda oturan kıza bakınca,dudağına taktığı piercingi de görmüş oldum.
"Becca iyi mi ?"
Ash ona baktığımı farkedince omuzlarını silkti.
"Sanırım Klanlar abisini yaralamış.O günden beri ciddi anlamda vampir gibi geziyor."
İkimizde sessizce Becca'ya bakmaya devam ettik.Okula geldiğim günden beri pek ısınamamıştım ona.Zaten sonra Cody'nin eski sevgilisi olduğunu öğrenmıştim ve bu da hoşuma gitmemişti.Abisi Thomas'dan da hoşlanmazdım.Yani üzülmem gerekli mi bilmiyordum.
"Ama çekici bir kız."
Bunu söyleyen Ash'a bakmadan "Bence havalı." diye itiraf ettim.Piercing ona fena yakışmıştı.
Profesör Nightingale,yoklama defterini kapatıp derse başlayacağını belirtince başımı sıraya koydum.Beynim yeni bilgiler için yeterince doluydu.
(...)
"Bayan Hills,diğer ders odama gelin lütfen."
Profesör sınıftan çıkıp gözden kaybolurken başımı tekrar sıraya koydum.Muhtemelen dersi dinlemediğim için azarlayacaktı.
"Diğer ders ne ?"
Boğuk sesimle sorduğum soruya güldü Ashton."Seçmeli ders,güzelim."
Seçmeli dersim okçuluktu.Şansa bakın ki,dersimiz kurt okuluyla ortaktı ve Zoey de orada olacaktı.Oku kalbine saplamak için sabırsızlanıyordum.Belki de yalnışlıkla oldu dersem inanırlardı.
Ashton sandalyesinin arkasındaki spor çantasını kavrarken kolumdan tutup beni de kaldırdı.Sürüklenmeden önce çantamı alabilmiştim.
"Odası 2.kat koridorunda."
Bana eşlik etmekte ısrarcı Ashton'a gülerek el salladım.Başını arkaya atıp ayaklarını tembelce sürüdü.
Üzerinde adı yazılı kapıyı tıklattım ve komutu beklemeden içeri girdim.
"Profesör Nightingale ?"
Başını meşgul olduğu işten kaldırdı ve dalgınca bana baktı."Ah,doğru.Kusura bakma lütfen,şuraya oturabilirsin."
Sessizce gösterdiği yere oturdum ve çantamı da yere koydum.
"Aslında dersi dinlemediğin için uyarı niteliğinde uzun bir konuşma yapacaktım ancak-yavaşça iç çekti- vazgeçtim."
Kısa bir süre ikimizde konuşmadık."Gelişimin durdu mu Alexandra ?"
Biz vampirler için yaşlanmama işi biraz farklıydı.Vampir olarak doğsanız da ısırılsanız da,gelişiminiz durana kadar büyümeye devam ederdiniz.Gelişimin durması yaşa bağlı değildi.15 yaşındaki acemi vampirin bile gelişimi durabilirdi.
"Hayır Profesör."
"Benim durdu.Hem de 18 yaşında.Bu yüzden annem tarafından hâlâ küçük oğlum diye sevildiğime inanabiliyor musun ?"
Hafif bir gülümsemeden sonra "Kaç yaşındasınız ?" diye sordum.
Başını koltuğuna yaslayıp sırıttı."98 olacağım."
Bu sefer gerçekten güldüm."Annenizin espri anlayışı varmış."
"Komik vampirdir kendisi.Her neyse Hills,artık derse gitmelisin."
Başımı sallayıp ayağa kalktım ve eğilerek çantamı kavradım.
"İyi dersler Hills."
"İyi dersler Profesör."
Odadan çıkmak üzere ilerlerken kapı sertçe tıklandı ve komut beklemeden açıldı.Kapıya çarpmamak adına birkaç adım geriledim.
"Bir sorun mu var Zoey ?"
Cadı,kendisine yönelttiğim öfkeli bakışlarıma karşılık alayla öpücük attı.
"Konuşmam gereken bir konu var,Profesör.Müsait misiniz ?"
Odadan çıkmak yerine onları dinledim.
"Derste olman gerekiyor Zoey."
"Önemli bir konu Profesör."
Merak etmiştim ancak ikisinin bakışları da beni bulunca odadan çıktım.Onları dinleyebilirdim,tabi Profesör tarafından Umarım dinlemiyorsundur Hills uyarısını almasaydım.
Bahçeye çıkmadan önce hızlıca üzerimi değiştirdim ve okçuluk dersinin yapıldığı yere ilerledim.Profesör Hook,okçuluk dersinin iki öğretmeninden erkek olanı,beni görünce köşedeki okları ve yayı işaret etti.
"Herkes ikili gruplar oluşturarak çalışma yapsın.Hedefi en az tutturan grup düşük not alır."
Homurdanan vampir ve kurt öğrenciler,arkadaşlarını çekiştirip kendilerini grup ilan ederken yanıma yaklaşan Thomas'a baktım.
"Yaralı olduğunu duymuştum."
"Öyleydim.Bugün iyi günümdeyim sadece."
"Rebecca izinlisin.Hills ve Thomas River,grup musunuz ?"
Bay Hook'un bakışları bize dönerken reddetmeye hazırlandım.
"Grubuz Profesör."
"Emin misiniz ?"
Bakışları bana,Thomas'a yumruk attığım günü hatırlatırken güldüm.Ne güzel günlerdi.
"Merak etmeyin Profesör,bu sefer olmayacak-"
"Bu sefer karşılık verecek çünkü."
Yine beni öpeceğini ima edince dirseğimi karnına geçirdim ve o acıyla inlerken hiçbir şey olmamış gibi sırıttım.
"Olay istemiyorum çocuklar,anlaşıldı mı ?"
Kollarımı göğsümde birleştirip sağ ayağımı düzenli olarak yere vurdum.
"Herkes karşılarına yerleştirdiğim hedef tahtalarına 5 atış yapacak ve isabeti en az yapan grup düşük notla ödüllendirilecek." dedi sinsi bir gülümseme eşliğinde.Ödüle bakın(!)
Thomas yerden bir ok alıp yayına yerleştirirken onu izledim.Güneş yüzünden parlayan açık renk gözleri,oku bırakmadan önce beni buldu.Üzerine giydiği atlet ile kol kasları gözler önüne serilirken onu izlediğimi yeni farketmiş gibi hedef tahtasına döndüm.
Gülüşünü öksürerek saklamaya çalışınca dişlerimi sıkarak öldürücü bakışlar atmaya başladım ona.Oku bıraktı ve hedefe ulaşmasını izlerken "İlgini çekmeye başladım sanırım." dedi alayla.Daha önce ondan iğrenirken şimdi farkettirmeden (!) süzüyordum.Ne değişmişti ? Cody'den ayrılmış olduğum için birden bana çekici mi gelmeye başlamıştı ? Kahretsin,anlamıyordum.
Ok tam yerine saplanınca elini çakmam için kaldırdı,elini havada bırakmadım.
"Okçulukta iyi olduğunu bilmiyordum."
"Ben de bilmiyordum.Yanımdaki güzel kız varlığını hissettirdiğinde halloldu bir şeyler."
Ona aldırmadan uzattığı oku aldım.Düzgün bir şekilde yaya yerleştirirken bakışlarını üzerimde hissediyordum.
"Şunu kes." diye adeta tısladığımda güldü.
"San bakmak güzel."
Tanrı'dan sabır dileyerek dişlerimi sıktım ve oku serbest bıraktım.Hedef tahtasındaki en yüksek puana isabet ettiğinde kendini beğenmiş gülümsemem yüzümü kapladı.
"Bu gidişle gayet iyi bir takım olacağız."
Sahte bir kahkaha attım."Bir daha seninle olacağımı sanmıyorum."
"Yazık oldu bize."
Bu böyle dakikalarca sürdü.Atışlar bittiğinde 3 grup hariç neredeyse herkes yakın puan almıştı.Profesör Hook ise son anda düşük not ödüllendirmesinden vazgeçip,tüm herkese çikolata alma cezası verdi.
Soyunma odasına ilerlerken Thomas da yanımda yürüyordu.Çikolatamdan büyük bir ısırık aldım.
"Summer,baksana..?"
Bakışlarımı çikolatamdan alıp ona döndüm.Konuşmak yerine bakışlarını yere dikip sessiz kaldı.En sonunda elini ensesine attı ve bana baktı.
"Bir ara çıkalım mı ? Yani şey.. yemeğe yada öylesine bir dolaşma anlamında."
Ne diyeceğimi bilemeyerek birkaç dakika yüzüne baktım öylece.Bana çıkma teklifi mi ediyordu ?
"Sen kimsin ve Thomas'a ne yaptın ?"
Ama o gülmedi."Arkadaşca bir teklif olduğundan emin olabilsin."
Kız soyunma odasına gelmiştik,erkek soyunma odası hemen sonraydı.Duvara yaslanarak dikkatle yüzüne baktım.Alay yoktu,kibir yoktu,yalan yoktu.Sadece birlikte dışarı çıkmak istiyordu.
"Ne zaman ?"
Yüzü güldü birden."Bugün.6 gibi alırım seni,olur mu ?"
Başımı sallayıp yaslandığım duvardan ayrıldım.Soyunma odasının kapısını açarken "Sonra görüşürüz." demeyi ihmal etmemiştim.
İçeri girdim ve dolabıma ilerledim.İçerisi,kızlar yaklaşık 10 dakika önce çıktığı için bomboştu.Kilidini açıp çantamı dolaptan çıkardım.Tek dizimi kaldırıp çantayı dizime koydum ve içinden formalarımı aldım.En son pelerinimi de alırken odada bir hareketlik hissetim.
Başımı eğip dolabın yanından odaya göz attım.Kimse yoktu işte.Çantamın fermuarını kapatıp yere koydum ve dolabımı kilitledim.
Hızlıca giyindikten sonra yerdeki çantamı aldım ve omzuma attım.Ve arkamdan birinin geçtiğini hissettim.Etrafımda dönüp bakındım iyice.
"Kim var burada ?"
Cevap alamadım.
"Kim var,dedim."
Arkamda birinin varlığını hissetmem cevap olmaya yeterli değildi.Hızımı kullanarak döndüm ve elimi boynuna yerleştirip onu duvara yasladım.
Derin bir nefes alıp elleriyle boynunu kavrarken "Reflekslerin çok iyi." diyerek güldü.Ben ise karşımdakinin Lucy olmasının şokunu yaşıyordum.
"Bu bölüm..." (Yorumlarınızı bekliyorum.)
Sizi seviyorum melezler,diğer bölümde görüşmek üzere !