Evime doğru hızla koşuyordum hiç bu kadar hızlı koştuğumu hatırlamıyorum. Eve gelmiştim. cebimden anahtarı çıkarttım ama göz yaşlarımdan dolayı anahtarı seçemiyordum en onunda elimden düştüğünde göz yaşımda onunla birlikte akmıştı eğilip anahtarı aldım ve gözlerimi silip tam görmeye başladım. Anahtarı deliğe soktuğum anda arkamdan ses geldi
''Angel!" arkamı dönmeden anahtarı döndürdüm ve kendimi içeri atıp kapıya yaslanarak düştüm yere. Ne kadar hıçkırıklarımı ona duyurmayı istemesem de benden izinsiz çıkan hıçkırık seslerin ağzımı kapatmama sebep oldu. Cebimdeki telefonu aceleyle çıkardım ve ortak grubumuza girdim.
''Gidiyorum" gözlerimi kapatıp bekledim birkaç saniye. Burada kalamam, burada kalmak bile istemiyorum. Onu görmek istemiyorum.
Kaçmak kolay mı? Tamam o zaman kolayı seçiyorum. Hızlıca üst kata çıkıp kendimi küvete attığımda dolmaya devam eden sıcak su vücudumu gevşetmeye başladı. Kendimi daha da bıraktığımda göz yaşlarım da süzülmeye başladı tekrar.
---------------------------------------------------------
Valizimi hiç bozmadan üstüne birkaç parça daha bir şeyler koyup fermuarını çektim. Birazdan hepsinin kapıma dayanacağını bildiğimden banyo yapmak için de acele etmiştim ki zaten kaldığım süre boyunca da mal gibi ağlamıştım. Aşağıya indiğimde koltuğa geçmeden önce kapıyı biraz açık bıraktım öyle geçtim koltuğa. Beş dakika içinde burada olacaklarına adım kadar emin çünkü grupta bir sürü konulup en son 10 dakika önce geliyoruz yazmışlardı. Kii evet zil çaldı.
''Kapı açıkkk'' diye bağırdımda ne kadar havalı bir davranış olduğunu fark ettim aman herneyse ya.
"Ne demek gidiyorum?!" Yattığım yerden kalkıp gerindim.
"Gidiyorum demek gidiyorum demek İsaac. Ne anladın?" Sakince konuştuğumda tekli koltuğa attı kendini resmen.
"Bugün gördüğümü gördün değil mi?" Keskin bakışlarımı ona yönelttiğimde gözlerini kaçırdı benden.
"Zaten çok fazla gidemem muhtemelen dönerim. Ama ne zaman bilmiyorum. Belki de dönemem garanti de vermiyorum."
''Ben böyle dediğimde neredeyse beni öldürüyordun hatırlıyorsun değil mi şimdi ben ne yapmalıyım '' Gülmeye çalışarak ama gülemeyerek
''Aynı şey değil, asla da olmadı İsaac. Ayrıca sen geri döneceğini söylememiştin abi" Abi dediğim için herkes şaşkınlık içinde bana bakarken önce Lydia konuştu
''Geri dönmezen eğer o güzel çığlıklarımla kafanı uçururum'' deyip gülümsedi ona ufak bir gülümseme gönderdim.
"Çıkın dışarı" Derek'in sert sesini duyduğumda ifadesizce baktım ona.
"Ne?"
"Çıkın dedim!" Stiles gözlerini devirdiğinde gülümsedim ve çıkmalarını izledim. Sanki nereye gidiyorlar kapının önüne maksimum arabaya binerler.
"Beni hiç dinlemeden mi gideceksin?" Sorduğu soruyla yüzüne baktım.
"Evet" sakin ol Angela Mikaelson, sakin ol.
"Nasıl beni dinlemeden bir yere gidebilirsin Angela! Ben sevgilin değil miyim senin?" Bağırdığında ifadesiz yüzümü bozmadım. Şu ana kadar Elijah'tan bir şey öğrendiysem o da budur.
"Daha önce de yaptın çünkü" anlık olarak durduğunda ona olan bu güvensizliğimi ilk defa görüyordu
"Nasıl bu kadar ifadesiz durabilirsin?! Aklım almıyor" hiddetle ayağa kalktığımda her şeye rağmen vücudum üzüntüden titrerken bunu ona da gösterdim. Yüzümün ifadesiz olması sinirli olmadığım ya da üzgün olmadığım anlamına gelmiyor.
"Önünde ağlamamı ve 'bunu bana nasıl yaparsın?' adı serenatı dinlemeyi mi tercih ederdin Derek? Ben o kız asla olmadım. Üzüleceğim, hem de çok fazla ama asla önünde ağlayıp o konuşmayı yapmayacağım." Ayağa kalkıp ona üzüntümü gösterdiğimde gözleri yumuşamış bana yaklaşmaya çalışmıştı.
"Yapmadım, Angel ben sana ihanet etmedim. O geldi atladı üstüme yemin ederim. Ben de onu attım. İst-"
"Ben oradaydım Derek. Her şeyi gördüm. Senin onu nasıl tuttuğunu, saniye farkıyla da olsa nasıl kucağında durup seni öptüğünü gördüm. Bana masal anlatma"
"Bana inanmıyor musun? Ben sana ihanet etmedim" kafamı iki yana salladım. Neye inanmam gerektiğini de bilmiyorum ki zaten. Yüzüme bakıp hissettiği hayal kırıklığını bana iyice geçirdikten sonra kapıyı çarparak çıkmasıyla kendimi koltuğa bıraktım. Bıktım ben canımdan ya valla. Göz yaşlarımı bıraktığım anda kapının açılma sesini tekrar duydum. Birinin eli sırtımı okşarken gözlerimi açıp ona baktım.
"Allison" hafifçe gülümsedinde ağlamamam gerektiğini biliyorum. Gözlerimi silip derin bir nefes adım.
"Gitme vaktim"
"İlk önce sakinleş" titrekçe nefes alıp kafamı bacaklarına yasladığımda artık her şey çok ağır geliyor bana, görmek duymak hissetmek istemiyorum hiçbir şeyi.
"Gerçekten dayanamıyorum artık kalbim sıkışıyor Al, bazen yaşamak bile istemiyorum ama bir şekilde kalıyorum" Allison saçımı okşarken derince nefes aldığını hissedebiliyorum.
"Şşşşttt sakinleş. Nefes al Angela" titrek bir nefes aldığımda hızlıca doğruldum kucağından.
"Alamıyorum ki" hayatım boyunca yaşamadığım bir hiss olarak yaşadığım bu şey hiç hoş değil. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum bile
"Boğaz kısmını ov biraz" elini boyun kısmıma götürüo biraz ovduktan sonra derince bir nefes almaya çalışmış başarmıştım da.
"İyisin" hafifçe kafamı salladım
"İyiyim, sanırım" yavaşça ayağa kalktığımda büyükçe gülümsedim.
"Artık gidebilirim" Evimden valizimle birlikte çıktıktan sonra beni bekleyen herkese sarılmış, sonrasında ise motoruma binmiştim
******* Vardığında *******
Motorumu kapının önüne bıraktım ve kaskımı motoruma taktım. Boynuma astığım valizle birlikt içeri girdikten sonra valizi çıkarıp kapının yanına bıraktım. Uzaktaki Caroline'ı görünce yüzüm anında ağlamaklı bir şekil almıştı. O da ne hikmetse bana doğru dönmüş ve benim o halimi görmüştü. O halimi görünce bana kollarını sonuna kadar açtı ağlamaya başlayarak ona doğru koştum ve sarıldım.
"Sanırım kızlar gecesi yapmamız gerekecek'' burukça gülümsedim
''Evet gerekiyor gibi''
''Hadi içeri geçelim"
''Tamam''
******2 ay sonra******
Valizimi alıp diğerlerine döndüm ne kadar da çok veda ediyorum ben böyle. Valizimle birlikte motoruma bindim ve gazladım hemen. Giderken neler yaşadım şu 2 ayda onları anlatayım, ilk önce o dediğimiz kızlar gecesini yaptık.
Orada kızlara neler yaşadığımı anlatmıştım. Onlar da oturup benimle ağlamışlardı çünkü bende hıçkıra hıçkıra ağlamıştım onlarda dayanamayıp ağlamışlardı. Aslında bana ilk başta çokta umursamamamı çünkü sonuçta ilk Derek'in değil o kızın öptüğünü, Derek'in kızı bir süre sonra ittiğini ve başkasını yani beni sevdiğini söylediğini söylemişlerdi ama sonra empati yapmalarını söylemiştim işte o zaman ikna olmuşlardı neyse bunların dışında
Elijah
Aslında onu geldiğim ilk hafta görmüştüm kös kös oturuyordu bir şey yaptığı da yok yanıma bile gelmedi ama herneyse canı sağ olsun en azından Hope ile ilgilenebildim çok tatlı ya tipini yediğim yürümeye de tam anlamıyla başladı.
Niklaus
Onu zor tutmuştuk gidip hesap soracağını falan söylemişti ama izin vermemiştim. Çünkü en ufak bir sinir zıplamasında daha onu orada öldürebilirdi ki ne olursa olsun bunu istemiyordum, o benim sevdiğim adam. Hızımı biraz daha arttırdım. Niklaus oraya bir daha dönmemi istemiyordu ama orada da arkadaşlarım var ve sanırım onları özledim. Bunların dışında gidip Rebekah'ı güzelce bir dövmüştüm ki hak etmişti yani değil mi sonuçta az daha beni öldürüyordu ve acı çekmiştim. İyice bir ağzını burnunu kırdım iyileşti zaten ama sonuçta hırsını aldım. Marcel de aynısı işte. Nefret ediyorum ikisinden de
Damon
Mal ya benim orada bulunduğum süre boyunca beni çalıştırdı hem de kendi için 'Angela onu getir. Angela bunu getir. Sarı kahvem hazır olmadı mı. Bücür çabuk olsana bütün gün seni bekliyeceğiz hadi artık.' en sonunda yapacağım şeyden dolayı hepsine susmuştum ve en sonunda da iki şey yapmıştım birincisi ona kola yerine tuzlu bir kola vermiştim ve tabi ki salak olduğu için köpürmesinden anlamamıştı ki hepsini ağzından püskürtmüştü ve ben o, bana bir şey yapamadan kaçtım.
Sonra ise arkasından yaklaşıp -ki oturuyordu yoksa yetişemezdim- buzlu suyu kafasından aşağıya dökmüştüm. Ben ve diğerleri büyük bir keyif alırken o iki saniye içinde kovayı aldı gitti doldurdu ve geri geldi bana doğru bir miktar su attı ama ben tabi ki kaçtım - yarım kova su yedim- böyle geçmişti işte benim tatilim de.
Beacon Hills'e giriş yapmamla evime vardım zaten. Ah benim evim evim güzel evim.
-------------------------------------------
chocolateorashton 'un hepimize meydan okumasıyla başlıyorum. burada pek tanıdığım olmadığından hepinize meydan okuyorum.
1) Herkesin aksine en sevdiğim ders Matematik
2) İdollerim Justin Bieber , Demi Lovato , Sebastian Stan ve Chris Evans
3) Avengers'a anlamdıramadığım bir şekilde bağlıyım hatta gelecekte olabileceğine inanıyorum
4) Deadpool ve Spider Man shipliyorum
5) Natasha ve Steve 'i ilk günden beri desteklemiyorum
6) Steve ve Wanda destekliyorum
7) Çok pis diss atarım
8) TeamCap'im ama Tony'i de haklı bulduğum yerler var
9) Kaptan Amerika'nın ilk filmini izlediğimden beri Sebastian Stan'i Seviyorum
10) Çok fazla gülerim
11) bazen kafayı yiyorum
12) fazlasıyla kitap okuyorum
13) Clintasha'dan hoşlanmıyorum
14) Trabzonspor'luyum
15) Dramione shipliyorum
16) Dylan O. dansa Tyler H.'yi tercih ederim ki Dylan'ı da çok severim
17) Hiç aşık olmadım
18) akrabalarımdan sevmediğim pek yoktur
19) Demi ve Wilmer'ı acayip destekliyorum
20) olayları fazla kafama takar ve düşünür sonra da üzülürüm
21)tam bir ev kuşuyum
22) hatırladığım kadarıyla sadece bir kere insan içinde ağladım ağlamaktan nefret ederim
23)iki dakika da birine güvenebilirim
24) Malesef çok samimi bir insanım
25) Bir ara Selena Gomez'e antiydim ama Waverly Büyücülerini izledikçe antiliyim gitti.
26) en sevdiğim renkler Mor ve Siyah
27)En sevdiğim Marvel: Cap DC:Superman
28) Trivia Crack oynuyorum ve aşırı derece de taktım
29) Sosyal Medyaya Çok bağlıyım
30) arada sırada hala çizgi film izliyorum
burada pek tanıdım yok o yüzden bunu gören herkes üstüne alınabilir :)
************************
bölüm hakkındaki düşüncelerinizi bekliyorum ayrıca içinizde Avengers'ı seven varsa da yorum yapabilir.
10K'mız hayırlı olsunnn