Formulaşk1

Par PegasusB

166K 13K 5.9K

Hayalleriniz uğruna nelere katlanmayı göze alırsınız? Mesela pembe kimliğinizi bir kenara bırakıp, mavi kimli... Plus

1.Bölüme Giriş
1.Bölüm
2.Bölüm
3. Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölümden Fragman
26.Bölüm
27.Bölüm(2.Kısım)
AÇIKLAMA :)
Fragman Tadında 28.Bölüm Alıntısı
28.Bölüm
29.Bölüm

27.Bölüm(1.Kısım)

3.6K 312 120
Par PegasusB


Herkese Merhaba!

Yine uzun bir ara oldu evet ama affettireceğim sanki ben kendimi. Bugün Formulaşk'a doyacaksınız ;)

Siz bu satırları okuyup bol bol yorum yaparken ben bölümün ikinci kısmının düzenlemesini yapacağım, ona göre yorumları alayım :p :)

Geçen gün  hikayenin demografik grafiklerine baktım da eğer herkes doğru konum verdiyse yurt dışından okuyucularım varmış benim. Benim iletişim dahilinde olduğum biri var ben onu ilk ve tek sanırken meğersem Azerbaycan, Bulgaristan, İsviçre, Brezilya, Amerika, İngiltere(Ki bu İngiltere'den cidden okuyucum varsa bence 27.bölümde ayvayı yedim. bölümü okuyunca anlayacaksınız :D )

Avusturya, Almanya, Hollanda, Belçika( bak bir tek Belçika'daki okuyucumu tanıyorum. Öperim yanaklarından ikizparem :D )Mısır, Umman'dan bile var. Tabi bunlar doğru olmaya da bilir ama insan yine de bir mutlu oluyor. satırlarınızın kilometrelerce uzakta okunuyor olması hissi çok güzelmiş. Efendim buralardan hikayemizi okuyan okuyucularım ses verin yahu iletişime geçelim bana yardımcı olun mesela bu bölümde İngiltere için bayağı uğraştım açıkçası, takıma kalacak yer ayarlama kısmında mesela :p şaka bir yana varsa gerçekten uzakk ülkelerden okuyanlar onlarla tanışmayı çok isterim, bence siz bunu bir düşünün ;)

Neyse ben yine aldım sazı ele gidiyorum :) Efendim bölüm sonunda size sürprizim var sonunu iyi okuyun lütfen ;)

Ve kemerler takıldıysa, arkanıza yaslanın ve yeni bölümün tadını çıkartın!

Keyifli Okumalar!



************



İtalya'dan Londra'ya doğru giden TAAS takımının uçağında derin bir sessizlik hakimken Alp ve yanındaki kişi dışındaki herkes, kendi aralarında fısır fısır konuşup gülüşmekle meşgul çifte bakarak şaşırmakla geçiriyorlardı, vakitlerini.

Londra uçağına binmek için geldikleri havaalanında karşılaştıkları manzaranın şokundan henüz hiç kimse çıkamamıştı. Öyle ya, ellerinde valizleri ile birlikte güvenlik kontrolünden geçtikten sonra VIP alanına gitmek üzere ilerlerken Alp'e doğru koşup boynuna sarılan kızı, Alp'in kız arkadaşım diye gruba tanıtması kolay atlatılabilir bir şok değildi.

Bir gece de tüm dengeler değişmişti. Aslında, değişim bir gece de değil sadece birkaç dakika içinde olmuştu ama takımdaki Ece de dahil herkes, o birkaç dakikada yaşananları bilmiyor yahut hatırlamıyordu.

Bir gece önce Ecevit ile kaldığı o otel odasında yaşadıklarından sonra ani bir kararla telefonuna sarılan Alp'in, İtalya'ya davet ettiği kızın esrarını herkes merak etse de kimse sormaya teşebbüs etmiyordu.

Aniden ortaya çıkması ile bomba etkisi oluşturan bu kız yarım yamalak Türkçesi ile Alp'e şirinlikler yaparken İlke oturduğu yerden hızla kalkarak Ecevit'in yanına; yani Alp'lerin hemen karşısına oturdu.

"Konuş çabuk! Dün gece ne oldu? Gamze'nin dediklerini mi yaptın yoksa?"

"Saçmalama! Asla o kadar ileri gitmeyeceğimi söylemiştim. Hiçbir şey olmadı. Uyuduk ve sabah uyandığımda Alp odada yoktu. "

"Abi ne o zaman bu durum? Kim bu Jülide?" diyerek kızgın bir şekilde Ece'nin kulağına bağıran İlke'nin sesini Jülide'nin kahkahası bastırdı.

Ece, tam karşısında uçağa bindiğinden beri Alp'in dibinden ayrılmayan Jülide'ye sinirle bakıp dişlerinin arasından konuştu.

"Almanya doğumlu, annesi Alman babası Türk bir arkadaşmış işte. Ah bir de! Alp'in de büyük hayranıymış. Sezon dışında sırf onun için Türkiye'ye gelip gidermiş. Sezon başladığında da tüm yarışlarında kadrolu olarak destekçisiymiş. Benim söylediklerinden anladıklarım bu kadar, senin eklemek istediğim bir şey var mı İlke?"

İlke, karşısındaki genç kızın son zamanlarda gruba daha da alışmasıyla birlikte içindeki gerçek Ece'yi ortaya çıkarmasından ve burnuna gelen kısık ateşte pembeleşinceye kadar kavrulmuş kıskançlık kokusu ile memnun bir halde sırıtarak arkasına yaslandı.

"Sen niye bu kadar kızdın ki şimdi?"

"Kim kızgın?"

"Senn!"

"Ne kızgınlığı İlke? Sadece heyecanlıyım gerginim biraz, bir de sen üstüme geliyorsun. Malum ilk defa sizinle birlikte yarışların mutfağında bulunacağım. Ben heyecanlı olmayayım da kim olsun?"

"He o yüzden diyorsun."

"O yüzden tabi. Yoksa bana ne Alp'in özel hayatından! Bana durup dururken kötü davranmadığı, işkence etmediği sürece ne hali varsa görsün!"

Ece, kızgındı evet sabah gözlerini açtığında midesinde iki yüz kilometre hızla yarış yapan araçların kulağındaki hayali sesleri eşliğinde mutlulukla uyanmışken sabahtan beri Alp'in tekrar kendisine soğuk soğuk tavırları, düşmanca bakışları ve yanındaki kıza olan yılışık halleri ile içindeki tüm ilk yarış heyecanın kaybetmişti. Daha fazla hemen karşısında cereyan eden manzaraya dayanamayacağını anlayan Ece, kafasını hızla uçağın küçük camına doğru çevirip kulaklıklarını kulağına takarak bulutları izlemeye koyuldu.

Ece'nin bu halini gören İlke ise gülümseyerek yerinden kalkıp dedikodu kazanında Sercan'ın kepçeliğini üstlendiği topluluğa doğru ilerlerken Ece'nin karakteri ile alakalı tespitini dile getirmeden duramadı.

"Senin gerginlik halin böyleyse kızgınlık halini düşünemiyorum bile."

LONDRA-LUTON HAVAALANI, İNGİLTERE

"Her zaman ki kapalı, kasvetli Londra! Bu şehirde hatta bu ülkede yaşanmaz be abi!"

" İngilizlerde sana bayılmıyor Egemen. Tam da şu anda bizim hayatları kaleme alan kızın geriye dönüş yapıp geçen sezonda yaşadıklarımızı hatırlatması lazım."

"Hiiç o konulara girmeyelim bence, boşuna yazan kızı da yormayalım Ateş. Biz hava durumuna bakalım. Hmm... güzel! Hafta sonu hava durumunda yağmur ihtimali gözükmüyor. Bugün bol bol yağmur yağsın ama Pazar günü yarışta yağmasın."diyen Egemen geçen sezonda başına açtığı olaylar yüzünden İngiliz kraliyet askerlerine kafa tutmaktan sorgulanmaya götürülürken son anda Tevfik Bey'in araya girmesi sayesinde kurtulduğu olayı örtbas etmeye çalışsa da yazan kız bu oyunlara gelmemişti :D

Ateş ise Egemen'in konuyu değiştirme çalışmasını fark etse bile kendisinin de bir hayli merak ettiği hava durumu yüzünden dikkatini Egemen'den çekip kafasını gökyüzüne doğru kaldırdı.

"Daha pazara iki gün var, belli olmaz."

"Dedem rahmetli yağmuru sevmiyorum diyince hep kafama vurup kızardı bana biliyor musun? Yağmur berekettir, rahmettir. Bereket sevilmez mi diye? Ama bizim işte de yağmur demek yarışın daha çetin geçmesi demek, bol bol kaza demek, pist kenarlarındaki çimlerin jilet gibi kaygan hale gelmesi demek, demek de demek işte... Anlatamıyorsun ihtiyara tabi."

"Merak etme teknik bir aksilik yaşanmadığı müddetçe Alp'in pilotluk yeteneği yağmur çamur dinlemez."

Ateş her ne kadar yanındaki arkadaşına güven vermeye çalışsa da aslında kendisi de kendisinin yapacaklarından korkuyordu. Tek duası yağmurları ile ünlü Londra'nın bu hafta sonu yağmurlarını hava sahası içine almaması yönündeydi.

Aynı anda TAAS takımının kendilerine özel olan uçaklarından son dört kişi olarak merdivenlerden inen Alp, Ecevit, Sercan ve Jülide arasında müthiş bir sessizlik vardı. Sercan hemen sağ tarafında duran Jülide'ye bakıp gördükleri karşısında memnun olmayan mimikleriyle birlikte suratını buruşturdu. Sevememişti bu kızı nedense, Sercan. Aslında Türkçeyi yarım yamalak konuşan insanlar sempatik gelirdi kendisine ama bakışlarında bir gariplik vardı kızın. Sanki dostunu kendinden bile kıskanıyordu, bu kız. Sercan düşüncelerinin gittiği yerden memnun olmayarak suratını ekşitti ve kafasını önüne doğru çevirip yolculuğun başından beri sesi çıkmayan Ecevit'e sataşmayı uygun gördü.

"Ecevit, sen nerede kalacaksın?"

Sercan'ın kendisine yönelttiği soru üzerine adım atmayı kesen Ecevit, sanki bir asker gibi bulunduğu yerde yüz seksen derece dönerek gözlerini Sercan'a dikti.

"Ne demek nerede kalacağım? Bana otelde yer ayrılmadı mı? "

"Yooo... Otelde yer ayrılmadı."

Ece, duydukları karşısında neredeyse yerinde tepinerek ağlayacaktı. İlk yarış serüvenini bu şekilde yaşamayı asla hayal etmemişti genç kız. Sabah kalktığında içinde var olduğunu hissettiği o mutluluğun heyecanın yerini şuan müthiş bir sinir olma durumu kapmış, keyfine keyif katıyordu. Burada da Alp ile aynı odada kalamazdı gerekirse gider başka otelde kalırdı!

"Ama nasıl? Tevfik Bey... Tevfik Bey nerede ben onunla bir konuşayım. İngiltere'de sıkıntı olmayacak demişti bana." Diyerek telaşla öne atılan Ecevit'in haline dayanamayan Alp, Ecevit'i ensesinden yakalayıp gitmesini engelleyerek gerekli açıklamayı yaptı.

"Dur, dur! Hemen telaş yapma. Britanya Grand Prix'de otelde kalmayız, padok alanında kalırız biz."

"Neden?"

"Otel konforundan vazgeçmeyip Silverstone trafiğine maruz kalmayı genellikle hiçbir takım tercih etmez de ondan. Kamp usulü geçer burası. "

Alp'in açıklamasını dinleyen Ece, Sercan'ın kendisiyle dalga geçtiğinin çıkarımını anlar anlamaz hızla Sercan'a dönüp kötü kötü genç adama bakarken Sercan da Ecevit'in bakışlarını pis pis sırıtmayla karşılayıp hızla takımın diğer elemanlarının yanına doğru koşmaya başladı. Tabi Sercan'ın kaçtığını gören Ece de Sercan'ın arkasından hızla fırlayarak genç adama tehditlerini savurmayı ihmal etmedi.

"Gel buraya Sercan! Görürsün bak, bunun intikamını alacağım senden!"

Sercan'ın hemen ardından Ecevit'in koşarak uzaklaşmasını yüzünde kendisinin farkında olmadığı tebessümle seyreden Alp, koluna giren Jülide ile harekete geçerek birkaç metre önlerinde büyük bir neşe ile ilerlemekte olan takım arkadaşlarına yetişmeye çalıştı. Fakat yanındaki kızın topukluları Alp'in tüm çabalarına rağmen yeterince hızla gitmelerini engelliyordu. Aynı gözlerinde beliren birkaç duygunun Alp'in kalbine yetişmesini engellediği gibi...


Britanya Grand Prix- Siverstone Pisti

İyi pazarlar sevgili Formula 1 severler! Formula 1'in doğduğu yere, Britanya motor sporlarının evine, Siverstone'a hepiniz hoş geldiniz! Ben spikeriniz Burak Üveyçivit. Sezonun ikinci yarışı olan Britanya Grand Prix'inden sizlere seslenmekteyim.

Dünkü sırlama turlarını canlı yayında beraber takip ettik ve Hamilton bugün burayı dolduran yüz kırk bin seyirciyi memnun edecek pole pozisyonunu onlara hediye etti. (Pole Pozisyonu: bir yarışa başlamak için en iyi pozisyon. sıralama turlarında en iyi dereceyi yapan elde eder.)Yanında Max Rosberg var takım arkadaşı ve MerSedes takımının hemen yanında Türk takımı olarak TAAS takımını görüyoruz.

Alp Öztekin'in dünkü sırlama turlarında pek formunda görünmediğini konuşmuştuk. Bakalım İtalya GP'de damalı bayrağı gören ilk pilot olarak birincilik basamağında yer alan Alp Öztekin, Silverstone da Hamilton'un evinde Lewis Hamilton'u geçip birincilik basamağında yerini alabilecek mi?

TAAS takımının hemen ardından Fekkai takımından Raikkonen'i görürken; Fekkai'den hemen sonra ise Londa Takımıyla birlikte Alonso'yu görüyoruz ve Alonso'nun hemen ardından da Bellerphon Takımından Barlas Saygıner sıralamada yerini alıyor.

Keyifli ve çok hızlı bir yarış bizleri bekliyor. Silverstone biliyorsunuz takvimdeki en hızlı pistlerden birisi ve müthiş bir motor sporları karnavalı festivali... Toplam üç günde yaklaşık üç yüz elli bin seyirciye ulaşıyor burası. Gerçekten de Formula 1'in kalbindeyiz ve dilerim ki bugün pistin adına yakışır heyecanlı çekişmeli bir yarış olur.

Ve şuanda Britanya milli marşını dinliyoruz sayın seyirciler. Formasyon turuna doğru bir geri sayım başladı. Altmış altı yıldır İtalya ile beraber aralıksız yapılan iki yarıştan biri Britanya Grand Prix. Dolayısıyla birçok takımın ev sahipliğini üstlendiği bu yarış birçok takım tarafından önemli bir yere sahip.

Kısa bir reklam arasından sonra tekrar sizlerle birlikte Formula 1 heyecanını yaşamaya devam edeceğiz sayın seyirciler...


************

Yayınımıza kısa bir reklam arası veriyoruz sayın okuyucular :)

Bölüm çook uzun oldu. Düzenlemeyi sonuna kadar yapayım derken vakit geç olacak en iyisi düzenleme yaptığım kısmı atayım dedim. Gecenin ilerleyen saatlerinde bölümün 2.kısmının düzenlemesini yapıp atacağım;) 

Birkaç saat sonra görüşmek üzere ;)

Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

123K 20K 43
TÖRE & ADALET SERİSİ 2. KİTAP♟️👠🎓
HAWAR Par Milyakettt

Fiction générale

175K 10.8K 19
Bir çığlıktı Hawar... Bir haykırış, bir yürek yangını... Bir feryat. Bir direniş. ... Bir kadın olmak... ... Bir kadın, hiç çocuğu olmadığı için suçl...
Zeynep Par Jutenya_

Fiction générale

558K 39.2K 34
Güzeller güzeli Zeynep... İki adam ve bir kadın. Afran'ın mutlu olmak istediği tek masal prensesi Zeynep'ti. Zeynep'in masalında aşık olduğu prens...
ZEMHERİ Par yudumsucan

Fiction générale

46.1K 2.3K 10
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?