Patatesli Böreğim

By minakkiiz

148K 10.2K 5.5K

Wattpad klişelerinden uzak bir hikaye... "Melis ve Ekin gençliklerinde birbirlerini bulmuş beraberind... More

Tanıtım
#1
#2
#3
#4
#5 Part 1
#5 Part 2
#6
#7
#8
#9
#10
#11
#12
#13
#14
#15
#16 Part 1
#16 Part 2
#17
#18
#19
#20
#21
#23
#24
#25
#26
#27
#28
#29
#30
#31
#32
#33
#34
#35
Final

#22

2.6K 249 115
By minakkiiz

Selamun aleyküm pattizli börekler.

Allah'tan başka kimseye muhtaç değilsen,
her şeye sahipsin demektir.

-Fatih Yağcı


●●●

Sabah erkenden kalkıp ev ahalisine işkence etmeye başladım. Rabia ve Zeynep'i uyandırıp mutfağa geçtim. Kahvaltılıkları dizip kahvaltı için bir şeyler hazırlamaya başladım. Annemleri daha sonra uyandıracaktım. Kızları da bana yardım etsinler diye uyandırmıştım.

"Sabah sabah derdin ne Melis?"

"Sizi kötü işlerime alet ediyorum." Oflayarak gitti. Büyük ihtimal banyoya gidiyordu. Ben de patatesleri soymaya başladığımda Zeynep geldi. Rabia'nın aksine ablasını bildiğinden yardıma başlamıştı.

"Rabia abla nerde?"

"Kocaya kaçtı."

"Öff abla. Senin heyecanlı olman gerekmiyor mu? Kaynananın gününe gidiyorsun bu ne enerji?" Elimdeki bıçağı Zeynep'e doğrulttum.

"Bana bak cadı zaten çok gerginim sadece kendimi yatıştırıyorum. Şimdi şu kahvaltılıkları düzgünce çıkar. Ya da vazgeçtim milföylerin içini doldur." Tersimi bildiğinden paşa paşa hazırlamaya başladı. Patatesleri yağa bıraktıktan sonra Zeynep'in elindekileri alıp başka iş verdim ona.

"Nerde kaldı bu Rabia?" Tam bağıracaktım ki evde babamın olduğu aklıma geldi. Elimdeki bıçağı bırakmayıp uslu uslu odaya gittim.

"Bir de uyumuş!"

"Yoo yoo yok öyle bir şey." Bu hali çok komikte olsa ciddiyetimi korudum. Elimdeki bıçağın ucuyla kapıyı işaret ettim. Beraber çıktık odadan.

●●●

"Afiyet olsun ben kaçtım." Elif'ten gelen mesajla ayaklandım. Aşağı da bekliyorlarmış. Evi bilmediğimden ve kaybolma ihtimalim çok mümkün olduğundan almaya gelmişlerdi beni.

Aşağı inidiğimde etrafa göz gezdirdim. Arabayı ve arabanın içinde ısrarla el sallayan Elif'e gülümsemeden edemedim.

"Selamun aleyküm."

"Aleyküm selaaam." Ekin efendice selamımı alırken Elif tüm neşesiyle selamımı aldı. Sabah sabah nerden geliyordu bu enerji?

Hem ben niye bu kadar erken gidiyorum?

Hem ben ne diye oraya gidiyorum?

Hangi sıfatla?

Niye ben?

Babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?

Bir saniye bizim evde pastaları annem yapıyor. Evet evet böyle deliriyoruz.

"Melis o dudağını kemirmeyi bırak. Zeliha Sultan o kadar da korkutucu olamaz." Elif'e 'Sen öyle san.' bakışı attım. Dikiz aynasından kendime baktığımda dudaklarım dişlemekten kıpkırmızı olmuştu. Ekin'e baktığımda bana bakmıyordu. En iyisi köşeye sinmek.

InşaAllah görmemiştir.

●●●

Eve geldiğimizde Elif hızla indi. Ben de iniyorken Ekin'in sesiyle durdum.

"Annemin seni kırmasına izin verme. Dedikledini duyma mesela. Eminim gerçek düşünceleri değil. Nesillerdir gelen gelin-kaynana çatışmasını devam ettiriyor. Seni sevecek. Belki sevmeye başladı bile seni soruyor sürekli." Derin bir nefes aldı aslında diyecek daha fazla şeyi var gibiydi. "Neyse hadi çok bekletme Zeliha Sultan'ı."

Elimdeki çiçeğe daha sıkı sarılıp arabadan indim. Eli boş gidilmezdi sonuçta. Elimdeki orkidelere büyükce kalp bakış atıp Ekin'in gitmesini bekledim.

Tabiki ben içeri girmeden gitmedi saçmalamayın. Inat vallahi inat.

●●●

Içeri girdiğimizde kapıyı başkası açmıştı. Zeliha Hanım'ın yardımcısı olmalıydı. Evde erkek olmadığını söyleyince feracemi çıkardım. Elbise olarak Su çiçeği renginde elbise giymiştim. Belinden oturtmalı alt tarafı mevlana modeldi. Üzerinde ise boynuna kadar düğmeler vardı. Tekrar elime aldığım orkidelerle mutfağa ilerledim.

"Hoşgeldiniz."

"Hoşbulduk efendim." Tabiki nazik bir kızım ben. Biliyorsunuz. Hayır tabiki öyleyim.

"Elifcim istersen Melis'e misafir gelene kadar başka bir giysi ver üzeri kirlenmesin." Özne benim ama işlevim yok. Tıpış tıpış kafasını sallayarak onaylayan Elif'in ardına düştüm.

"Kuzum şunlarla rahat edersin sen giyin ben aşağıda bekliyorum."

"Tamam canım." Şalımı ve elbisemi çıkarıp Elif'in verdiklerini giyindim. Şalla rahat edemeyeceğimi tahmin ettiğimden yanımda yazmalarımdan birini getirmiştim. Kendimle bir kez daha gurur duyarak askılıktaki çantama yöneldim. Yazmayı da alıp yanlarına geçtim.

"Ben ne yapabilirim?"

●●●
(açsanız atlayın bu paragrafı djjdjc)

3 saatin içinde muhteşem bir sofra hazırlamıştık.

Hele su böreği yaparken ki halimizi anlatmadan geçemeyeceğim. Zeliha Hanım başka bir işle de uğraşması gerektiği için hamurları Elif'e emanet etmişti. Pek de iç açıcı durum ortaya çıkmayınca elinden ben aldım. Şimdi Allah var güzel açardım. Zeliha Hanım alttan alttan hamuruma bakmış dilinin ucuyla da 'Güzel açtın.' demişti. Yani onun gibi bir şeydi ben de pek duymadım.

Zeliha Hanım mercimek köfteleri yaparken biz de Elifle beyaz lahana sarmasını tencereye yerleştirmiştik.

Ardından Elif'in gizlice elime tutuşturduğu kavala kurabiyesini hazırlamıştım.

Elif'in hamur haricindeki işlerde iyi olduğunu söyleyebilirim yaptığı Ispanaklı Kek gel beni ye diye böğürüyor.

En son olarak da Zeliha Hanım kırmızı etleri saca bırakmıştı. O pişerken bir yandan da pilavı yapmaya başlamıştı. Elif ise ben anca hazırlanırım diye Zeliha Hanımla beni bırakıp gitmişti. O yardımcı sanırım temizlik işlerine bakıyordu şuan.

Zeliha Hanım'ın telefonunun çalmasıyla mutfaktan çıktı. Kimse olmayınca el mecbur bana bıraktı pilavı. Benim uzmanlık alanlarımdan deyip pilavı da pişirmiş oldum.

Ben olsam oğluma kendimi alırdım.

●●●

"Hoşgeldiniz." Gelen misafirlere karşı Zeliha Hanım bana davrandığı gibiydi. Yapısının böyle olduğuna karar kılmıştım. Akşama kadar bu fikrime inanıp kendimi üzmeyecektim. Yani inşaAllah.

Gelen misafirler salona geçerken ben de arkadalarından geçtim. Hepsine hoşgeldiniz deyip Elif'in yanına çıktım. Ben çıkmış üzerimi giyinmiştim ama hala Elif çıkamamıştı. Söylene söylene odasına çıktım.

"Elif nerdesin içerdeki kadınlar çok öcü gibi."

"Korkma zararsızlar. Hepsi yürüyen gazetedir söyleyim. Senin kuzeninin amcasının torunun yengesinin amcasının ciğerini biliyor olabilirler." Derince bir nefes aldı. "Birinin oğlu var Allah özene bözene yaratmış. Yani öyledir heralde pek görmedim görünce de bakmadım haram diye. Var yani ondan inemedim bir türlü."

"Eliif." Şaşkınlığımdan ne diyeceğimi bilemeyip ismini seslenmiştim.

"Biliyorum şok oldun. Sonraya sakla şimdi canım kaynanacığımın yanına gidiyorum." Aniden havayı bozan Elif önümden çıkıp gitti.

Elif'in peşi sıra ben de indim aşağı. Kadınların arasına düştüğüm de sağ salim çıkarsam diye kendime Patatesli Börek sözü verdim. Bir dakika bugün niye Patatesli Börek yok? Yıkıldım şuan.

●●●

"Kız Zeliha sen pirincin markasını mı değiştirdin yoksa yeni tariflere mi açıldın tane tane olmuş." Seni en best listeme yazdım canım teyzecim.

"Yok Şennur aynı işte."

"Iyi aman söyleme." Zeliha Hanım'a yan bakış atıp bana dikti gözlerini. Ürkekçe koltuğuma sindim.

"Senin ismin ne?"

"Melis." dedim sevecenlikle. Evet evet benden beklenmeyecek şeyler bunlar.

"Pek de hanımmış kızımız. Neyi oluyorsun Zeliha'nın?"

"Elif'in arkadaşı." Yutkunamadım. Zeliha Hanım'ın sözleriyle ona döndüm o ise tabağıyla meşguldu. Bu kadar mı vurdumduymazdı. Boğazım düğümlendi. Gözlerimin hafiften dolmaya başladığını hissediyordum. Kendimi toparladım aklıma komik bir şeyler getirmeye çalışarak. Tabi ne kadar mümkünse.

Boşalan çay bardaklarından birini fırsat bilip kalktım. Elif de yeltenmişti ama ben alınca geri oturdu. Mutfağa girip çayın dibini boşalttım. Gelen ayak sesleri Elif'in habercisiydi. Duramamıştı. Sanki elime yapışacak.

"Bu evin kızı gibi olduğunu mu sanıyorsun? Çay doldurmalar filan." Arkamı döndüğümde gelenin Zeliha Hanım olduğunu farkettim. Kapının yakınlarında bekliyor gözlerini bana dikmişti.

"Şey ben özür dilerim."

"Çayı bırak Nazife'ye sonra da Elif'in odasına çık."

"Peki." Çayı doldurup dediği gibi Nazife Hanım'ın önüne bıraktım tam odadan çıkıyordum ki isminin Şennur olduğunu hatırladığım kişinin sözüyle durmak zorunda kaldım.

"Melis görüştüğün biri var mı? Bak benim kız kardeşimin bir oğlu var-"

"Şennur." Zeliha Hanım kesmişti sözünü. Şennur Hanım da Zeliha Hanım'ın otoritesinden korkuyor olmalı ki sustu.

●●●

Yarım saattir Elif'in odasındaydım. Aşağıdaki seslere bakılırsa gidiyorlardı. Pencereden bakıyım dedim ama bu taraf bahçeye bakıyordu. Tekrardan yatağa oturup telefonumla kafamı dağıtmaya çalıştım.

"Ay ölücem yorgunluktan." Elif'in içeri girmesiyle yatağa kendini fırlatması bir olmuştu.

"O kadar mı yoruldun?"

"Ben bir yıldır gün olimpiyatlarına katılmıyorum bünye kaldırmadı." Gözlerini kısarak bana baktı. "Sen de mi gidiyorsun hazırlanmışsın?"

"Evet çıkacağım birazdan." Yukarı çıktığımda yazmamı çıkarıp şalımı takmıştım. Bu yüzden hazırsın diyordu.

"Abim bırakır gelmek üzeredir."

"Ben giderim abin yorulmasın." Sanırım Elif duymamıştı Zeliha Hanım'ın dediğini. Büyük ihtimal sevgili kaynana adayına yalakalık yaparken bizi duymamıştı.

"Yok kızar şimdi. Hem sen niye yukarı çıktın?"

"Eliiif." Aşağıdan gelen sesle Elif ayaklandı. Ekin gelmişti belliki.

"Bak iyi insan lafının üzerine gelir. Abim gelmiş bile." Cevap vermek yerine gülümsedim.

"Efendim abi." Elif önde arkada ben aşağı inmiştik. Zeliha Hanım da Ekin'i bağrına basıyordu. Al hayrını gör oğlunun!

"Hadi Melis'i bırakalım."

"Ben giderim kendim sen zahmet etme." Sesimde zerre duygu barındırmayarak Zeliha Hanım'a karşı söylemiştim.

"Yok ne zahmet olacak. Anne istediğin bir şey var mı gelirken alalım?"

"Yok annem." Oğluna tüm tatlışlılığıyla konuşsun bana kök söktürsün oh ne güzel.

Zeliha Hanım'ın bana aniden sarılmasına şaşırırken Ekin'in memnuniyetle bakışını gördüm. Üzülmesini istemediğimden zoraki olarak sarıldım ben de.

"Canım yine beklerim arayı çok uzatma." Anlam veremiyordum artık. Bozgunluğa vermedim nedense onu cephe almak istemiyordum ona uyluyacak değilim.

"Tabi inşaAllah." Bunu söylerken içimden 'Gelirim tabi(!)' demeyi de ihmal etmedim.

●●●

"Nasıl geçti gününüz?"

"Muhteşem ama yorucu." Elif ilk önce atılmıştı yine. Ah bu kızın neşesi beni öldürecek.

"Senin ne diyorsun Melis?" Dikiz aynasından bakarak söylemişti.

Sahi nasıl geçti?

Kırıldım. Çok kırıldım. Sanki seni tamamen kaybedecekmiş gibi. Ayrıca savaşmaya da gücüm yokmuş gibi. Elimden yavaş yavaş gidiyorsun...

"Güzeldi." diye cevapladım gözlerimi kaçırarak. Yoksa anlardı. Annesine karşı benim yüzümden cephe almasını istemiyordum.

●●●

Pattizli Börekler...

Allah'a emanet olun.

Yeni bölüm +100 voteye gelecek inşaAllah.








Continue Reading

You'll Also Like

632K 45.3K 34
"Cehennemine hoşgeldin, katilin kızı!" İtalyan ve Katolik bir adam... Türk ve Müslüman bir kız... İslâmî bir aşk romanı...🦋 →Tıp fakültesinden yeni...
425K 20.5K 58
"Keşke hep çocuk kalsaydın,hep o masum çimen gözlü kız olsaydın." "Ben hala masumum Hamza." "Değilsin,inan öyle olsaydın çoktan kalbimde bir yerin...
121K 6.9K 51
Bizim silahımız vardı. Benim elimde fırça ve paletten onun ise sahiden silahı vardı. Çizime zarar verme kaç yıldan başlar bilmem ama cezan sadece bi...
1.4M 98.7K 60
BEDEL SERİSİ 2 Biz, hayatımızla ilgili planlarımızı yaparken kaderimizin, bize hiç ummadığımız yollar çizdiğinden habersizdik. Nazlı ve Harun.. Yılla...