Buz Adam

By Evsancimen

304K 12K 732

Buz gibi olan, her şeyi içinde yaşayan, duygularını herkesten saklayan belki de duyguları olmayan bir adam dü... More

Buz Adam -1-
Buz Adam -2-
Buz Adam -3-
Buz Adam -4-
Buz Adam -5-
Buz Adam -6-
Buz Adam -8-
Buz Adam -9-
Buz Adam -10-
Buz Adam -11-
Buz Adam -12-
Buz Adam -13-
Buz Adam -14-
Buz Adam -15-
Buz Adam -16-
Buz Adam -17-
Buz Adam -18-
Buz Adam -19-
Buz Adam -20-
Buz Adam -21-
Buz Adam -22-
Buz Adam -23-
Buz Adam -24-
Buz Adam -25-
Buz Adam -26-
Buz Adam -27-
Buz Adam -28-
Buz Adam -29-
Buz Adam -30-
Buz Adam -31-
Buz Adam -32-
Buz Adam -33-
Buz Adam -34-
Buz Adam -35-
Buz Adam -36-
Buz Adam -37-
Buz Adam -38-
Buz Adam -39-
Buz Adam -40-
Buz Adam -41-
Buz Adam -42-
Buz Adam -43-
Buz Adam -44-
Buz Adam -45-
Buz Adam -46-
Buz Adam -47-
Buz Adam -48-
Buz Adam -49-
Buz Adam -50-
Buz Adam -51-
Buz Adam -52-
Buz Adam -53-
Buz Adam -54-
Buz Adam -55-
Buz Adam -56-
Buz Adam -57-
Buz Adam -58-
Buz Adam -59-
Buz Adam -60-
Buz Adam -61-
Buz Adam -62-
Buz Adam -63-
Buz Adam -64-
Buz Adam -65-
Buz Adam -66-
Buz Adam -67-
Buz Adam -68-
Buz Adam -69-
VEDA -70-

Buz Adam -7-

6K 216 7
By Evsancimen

Aceleyle kalktım yataktan. Elimle kaptığım gibi aldım telefonu, okula geç kalmayı kaldıramazdım. Neyse ki saat sabahın altısıydı. Kalkıp yüzüme yıkamak için lavaboya gittim. Ellerimi yüzümü yıkayıp mutfağa geldiğimde buzdolabında annemden kalan bir not: ''Günaydın Patatesim, sandviç yapıp koydum tezgaha. Onu ye, bugün gecikebilirim öptüm -Annen''

Tezgahtaki sandviçe bakarak gülümsedim. Onu yerken tekrar facebook'a girip Karan'ın hesabını aktifleştirmiş olduğunu düşündüm ama hala kapalıydı. Sonuçta okulda görür, öğrenirdim. Kalkıp saçlarımı düzleştirdim, formaları giyip evden çıktım. Bunlar tam 15 dakikamı alıyor evet. Çok çabuk hazırlanabilen türden bir kızım, ilginç.

-

Sınıfa geldiğimde herkes yeni yeni geliyordu. Ne tuhaf ki Baybars yanımda değil, ilk gün ki gibi en ön sırada oturuyordu. ''Onu kıracak bir şey mi yaptım acaba'' diye düşünmeye başladım ister istemez. Çantamı koyup yanına yaklaştım ve neden burada oturduğuna dair soru sorduğumda geçiştirdi. Bende üstelemedim, bu huyumu çok seviyorum. İnsanları kaybetmekten hiçbir zaman korkmam. Sırama geçip oturdum ve az sonra Berre geldi. Baybars'ın yanımda olmadığını görünce gelip yanıma yerleşti. Günaydın dileklerini sunup kitabını açıp okudu. Tamam bende konuşmayı pek seven bir insan değilimdir ama bu kadar da ot gibi olamam yani. Hele de şu kalın gözlükleriyle tam bir kitap kurdu gibiydi. Şuan tek odak noktam Karan'dı. Onun gelmesini bekliyordum, ters gibi gelmiyordu. En sonunda dayanamayıp Berre'ye ;

''Berre, Karan hep geç mi gelir?''

Kitaptan istemeyerek kafasını kaldırdı ve;

''Genelde.'' dedi.

''Peki gelmediği günler olur mu?''

''Aslında geldiği günler olur mu diye sorsaydın keşke Vera.''

''Ne yani, çok sık mı devamsızlık yapıyor?''

''Evet, öylede denilebilir. Ama şu aralar devamsızlık sınırında olduğu için gelmek zorunda''

''Neden devamsızlık yapıyor biliyor musun?''

İmalı imalı yüzüme baktı.

''Karan Cihanoğlu'nun poposunda dolaşan birine mi benziyorum oradan bakınca? Hem neden bu kadar ilgileniyorsunuz acaba bayan Sarancı?

Bana soyadımla hitap edilmesini pek seven biri değildim ama Berre söyleyince de itiraz etmedim, sustum.

Arası 15 dakika sürmemişti ki Karan geldi. Kapıdan girerken kafasını telefonundan kaldırmıyordu. Bir an bana bakar diye bekledim ama yok. Geçti sırasına oturdu. Berre Karan'a olan hislerimi anlamıştı, daha ben bile hislerime anlam veremezken. Karan'ın benim olduğum tarafa hiç bakmadığına canımı sıktığımı anlamış olacak ki Berre Karan'a dönüp ''Günaydın Karan'' diyince Berre'ye baktı ve ''Günaydın Berreciğim'' dedi gülümseyerek. Tekrar kafasını telefonuna çevirdi. Berre bana baktı ve;

''Bak işte, çekinecek bir şey yok. Sende günaydın de.'' dedi.  Asla yapmazdım. Madem o beni umursamıyor, bende bu kadar önemsememeliydim. Bir gün benimle iyi ise üç gün kötü oluyordu. Ne yaptığı belli değildi. Bende sinirlenip çantamı kaptığım gibi Baybars'ın yanına gittim. Baybars başta anlam veremediğinden ne yapacağını bilemeyip yüzüme baktı. Bu kadar şapşal olduğuna gülüp ''Kaysana be'' dedim, gülümsedi ve çantasını oturmam için yana çekti. Göz ucuyla Karan'a baktım ama yine benim olduğum yere bakmıyordu. Bu çocuk resmen beni önemsemiyordu işte!.

Hoca geldiğinde nihayet telefonunu cebine koyabildi. Ayağa kalktı. Allah'ım dünyanın sonu mu geliyordu? Hocadan hemen sonra bir kız geldi sınıfa. Yeni öğrenci olacak ki diye tahmin ederken Nazlı Hoca konuşmaya başladı:

''Arkadaşlar, bu yeni aramıza katılan Doğa. Arkadaşınız İzmir'den gelmiş, ona yabancılık çektirmeyeceğinizden eminim.'' dedi ve Doğa'ya istediği yere oturmasını söyledi. Kız sektirmeden gidip Karan'ın yanına oturdu. Böyle şeyler sadece dizilerde olur sanıyordum. Gerçekten de sınıfa yeni gelen kız hep gidip en yakışıklı ve en popülerinin yanına mı oturur? Karan'la göz göze geldiler ve Karan gayet dostane bir tavırla ''Merhaba'' diyerek elini uzattı, konuştular derken hoca derse başladı. Derste gözüm sürekli oradaydı. Karan hiç benim olduğum yere bakmıyor, sürekli yeni kızla konuşuyordu. 40 dakika böyle geçti, gitti. Zil çaldığında birlikte kantine indiler. Bir an içimden kantine inmek geldi ama o ego yığını Karan'ın peşinde dolanıyormuş gibi görünmek istemedim. Zaten kahve alıp sınıfa döndüler. Bende Karan'a inat Baybars'ın koluna sarılıp biraz başım dönmüş gibi davranıyordum. Gerçekten de çok basit bir davranıştı şuan yaptığım. Dışarıdan beni izleyen biri olsam kendimle dalga geçerdim. Doğa'da bu sırada sınıftakilerin adını Karan'a soruyordu. Bir ara beni ve Baybars'ı göstererek ''Peki ya onların adı ne, sevgililer mi?'' dediğini duydum. Hemen başımı kaldırıp Karan'a baktım ve göz göze geldik. Karan'da;

-''Vera'yla Baybars. Sanırım sevgililer baksana öyle duruyorlar. Onlar ilişkilerini pek ortaya dökmez, gizli yaşarlar'' dedi gülümseyerek. Sinirden çatlayabilirdim. Olmayan bir şey üzerine konuşuyordu resmen. Altta kalamadım tabi;

-''Karancığım sende top10'daki kız arkadaşlarını say istersen? Doğa bilmiyordur, sen ilişkilerini hep ortalıkta yaşadığın için kız görünce yadırgamasın'' dedim. Karan'ın bana ifadesiz bakışı üzerine cevabı gecikmedi.

''Top10 mu? Ben o listeyi sadece müziklerde dikkate alırım. Kız arkadaşımda yok, kısmetimi kapatma Yenicik, susmanı tavsiye ediyorum'' dedi. Kısmetimi kapatma nedir?! Bu kızı mı kastediyordu? Ben ilk geldiğimde bana böyle dostane yaklaşmamış aksine önemsememişti bile. Gözlerim doldu, gördü.

''Yine ağlar şimdi. Her şeye ağlıyor bu, alış buna Doğa. Sürekli ağlar yani. Vera'yı bulamazsanız mutlaka lavaboda ağlıyordur'' dedi ve güldüler. Doğa iyi niyetle ''Kız belki içindekileri ağlayarak dökebiliyordur sadece'' dedi ama Karan'ın konuşmasının üzerine pek iyi niyetli gibi gelmedi. Karan omuz silkip konuyu benden başka bir yere çekip havadan sudan konuşmaya başladılar. Gözlerimden yaşlar dökülmeye başladı. Baybars bunu fark edince alttan elimi tutarak;

''İşte Vera, sabah yanından kalkmamın sebebi buydu. Karan'ı fazla önemsiyorsun. Onun düşüncelerini, sözlerini, söylediklerini, yaptıklarını.. Bunu yapma!. Onu görmemezlikten gel, seni ağlatmasına, üzmesine izin verme.'' dedi fısıltıyla. Haklıydı, onu çok önemsiyordum. Ben asla böyle bir kız değildim, olamazdım. Gözyaşlarımı sildim ve kafamı salladım. Ağladığımı gördüğünden beri Karan göz ucuyla da olsa bana bakıyordu. Ben o saatten sonra bir daha o tarafa dönmedim.

-

Okuldan çıkarken sınıf dağılmaya başladı. Baybars bugün erken çıkmıştı, maçı vardı. Berre'nin de babası gelmişti. Sınıfta Doğa, Karan ve ben kalmıştık. Arka sıramda fularımı unutmuşum, Karan ''Fularını unutma Vera'' dedi sınıftan tam çıkacağım sırada. Dönüp bakmadım bile ve sınıftan çıktım. Sonrasında tek gördüğüm şey Doğa ve Karan'ın birlikte kaldırımda yürüyor olduklarıydı.

İçim dolu dolu eve geçtim. Annem bugün geç gelecekti, abim de zaten kamptaydı ev bomboştu. Odama çıkıp yatağa yattım, dakikalarca duvarı izledim. Sonrası bildiğiniz gibi işte. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Belki bir 20 dakika böyle ağlayarak geçmiştir. Kalktım, yüzümü yıkadım. Bu Karan'ın beni ikinci kez ağlatışıydı. ''Asla üçüncüsü olmayacak''dedim aynaya bakarak. Üstümü çıkardım ve mutfağa gidip bir şeyler yedim. Yemek yerken gözlerimden yaşların dökülmesine engel olamıyordum. Ben kimsenin beni bu denli küçük düşürmesine izin vermezdim ama Karan yaptığı zaman sessiz kalıyordum. Televizyon izlerken de ağladım, kitap okurken de, bilgisayara bakarken de. Bugün tamamen böyle geçecek gibiydi. Annem daha ne kadar gecikecekti? Ona sarılmak istiyordum. Nil'i de arayabilirdim ama şimdi olayları ayrıntılı anlatmamı isterdi ve buna gerçekten halim yoktu. Telefonuma mesaj gelmesiyle ilk defa elime alıyordum.

''Kapıya çık.''

Numarayı tanımıyordum, korkmuştum. Ne yapacağımı bilemedim bir an. Acaba benle şakalaşan birileri mi var diye düşündüm. Sonra pencereden bakmak aklıma geldi. Kalkıp perdeyi çektiğimde kapının önünde duranı görünce neye uğradığımı şaşırdım. Evet, bu Karan!

Şaşkınlıktan elim ayağım birbirine girdi. Nasıl bulmuştu numaramı? Onu geçtim evi mi nasıl buldu bu çocuk?!

''Seninle konuşmayı bırak, görmek bile istemiyorum Karan Cihanoğlu, git buradan.'' yazıp yolladım.

''Hemen kapıya çık, yoksa ben gelirim.'' dedi. Yapardı, biliyordum. Ama onunla konuşmaya gücüm yoktu. Ağlamaya başladım. Ben bu kadar güçsüz bir kız değildim. Beni bu kadar güçsüzleştiren insanın karşısında daha fazla ezilirsem beni toplayamazdı kimse.

''Hayır'' dedim.

''Şimdi!'' dedi.

Continue Reading

You'll Also Like

292K 16.5K 38
Nefret aşk mı doğurur derler yada büyük aşklar kavgayla başlar mı Birbirine iki ters ve uçsuz bucaksız insan aşk mı olurmuş ? Bu benim ilk kitabım u...
17.9K 710 20
mutlu sonla biten bir masal sadece
25.5M 907K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
1.9M 69.2K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...