Eva; Gelecek Umuttur

By GlsmOzdmr

593K 34.1K 3.6K

29 Ocak 2015-28 Mayıs 2016 Amerika, Avusturalya, Türkiye, İngiltere,Filistin, Suriye.... Ülkelerin değişmesi... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4.Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm -Final-
Veda Konuşması
Eva Severlere Yeni Hikaye

37. Bölüm

8.9K 588 62
By GlsmOzdmr

Eva;

Bacaklarımı masanın altında birbirinin üzerine attım. Adam yemeğini yerken ben sadece kahvemden yudumluyordum. Acıkmıştım. Yemek yemek için burayı uygun bulmamıştım. Etli menüler kalmıştı. Sütlü bir kahve şuanlık işimi görürdü.

''Yemek istemediğinden emin misin?'' Adam pizzasından bir dilim bana uzatınca nazikçe gülümsedim.

''Hayır.''

''Açım dedin ve sen getirdin beni buraya.'' Adam hala pizza dilimini bana doğru uzatıyordu.

''Teşekkür ederim Adam. Dışarıda güvenmediğim mekanlarda et yemiyorum.'' açıkça sebebini dile getirdiğimde pizzayı geri çekip tabağına bıraktı. Ellerini ve ağzını peçeteye özenle sildi. Bunları dikkatle izliyordum.

''Siz yediklerinize dikkat ediyordunuz değil mi?'' sorusuyla alayla sırıttım.

''En son bizden biri olmak istiyordun.'' dedim.

''Ah, evet. Öğretecek birini hala bulamadım.'' derken içeceğine uzandı. O sırada ondan önce davrandım ve aldım. ''Hey!''

''Hayır. Müslüman olabilirim ama İngiltere de ve Amerika da yaşadım. Hangi içeceklerin alkollü olduğunu iyi biliyorum.'' derken içeceği alıp kendi tarafıma aldım.

''Alkol bile sayılmaz! Sadece içeceğe tat verme...''

''Adam, sohbet edelim istiyordun.'' derken kahvemi ona doğru kaldırıp sonrasında keyifle büyük bir yudum aldım.

''Pekala, pekala pizza mı almadan karnımı doyursam iyi olacak.'' sesindeki iğnelemeyi anlamıştım ama aldırış etmedim. Şuan oturduğum masaya baktım. Yurtdışında yaşıyorsanız bunlar normaldi. Asıl olan kendini koruya bilmekti. Kendini koruduktan sonra Allah'ın sana verdiği iradeyi doğru yönettikten sonra insanlarla iletişim kurmaktan neden kaçılır? Asıl soru şuydu Müslüman olmayan ülkede bunlar normalken Müslüman olan ülkede normal miydi? ''Eva?'' Adam'ın eli suratımın önünde gezerken irkildim. Salıp gitmiştim sanırım.

''Ah, üzgünüm. Bazen hayat düşüncelerin içine çekiyor insanı.''

''İçtiğim içecekten dolayı mı? Yediğim yemekten dolayı mı?'' sorusuyla sırıttım.

''Hayır, sadece... Bilmiyorum. Senle ben aynı değiliz, istesek de olamayacağız. Bu medeniyetle alakalı değil kültür ile alakalı... Burada oturuyoruz. Sen bana silah çekmedin ben senin boğazına saldırmadım. Oturuyoruz ve konuşuyoruz. İnsanları düşünüyordum. İnanıyorlar, bana göre yanlış yönü yok. Asıl yanlış olan inançlarını yönetmesine izin verdikleri insanlar Adam. Sonra o insanlar, insanlık yapıp hata yapınca suçu inançlarına atıyorlar. Hayır, hayır çok insanız çok...'' sesim yavaşça kısıldı ve içime kaçtı. Adam tabağını artık yemeyeceğini belli edercesine öne doğru itti.

''Başka ne olmamız gerekiyordu?'' sorusu çok netti.

''İnsan ama insanın insan olduğunu bilerek insan olmalıyız... Kaç kez insan kelimesini kullandım?'' sorumla ikimizde güldük.

''Ömür boyu insan olduğumu hatırlayacağım kadar insan kelimesini kullandın.'' dediğinde daha çok güldüm. ''Sorun Eva, bir Tanrı'ya inanmak değil. Dünya üzerinde inanmak için çeşit çeşit Tanrı var. Dünya üzerinde bir gün kıtlık çıkarsa inan tek kıtlığı olmayacak şey Tanrı'dır. Sorun o dini öğrenmek için nereye gitsem iki şey hiç değişmiyordu. Bu iki şey Tanrımıza inan ona itaat et değildi. İlki cemaatimize katıl ve ikincisi itaat et! Bunlar sadece manevi değil maddiyatı da içine alıyordu. Maddiyat daha öndeydi.''

''İşte dediğim bu! Sen inanmak istediğini insanın inancını taklit ederek bulmak istiyorsun. Neden? Sen Tanrı'nın koyduğu kuralları okuyarak ve onun üzerine düşünülmüş yazılmış bakış açılarını okuyarak ilmini artırarak taklit etmeye çalıştığın insanın inancından daha aşağı bir inancın mı olacak? Adam sorun aslında en temelde biz de başlıyor. Neden inanıyorum? sorusunu sormadan kendini tatmin etmeden başkasını taklit ediyoruz ve bu nasıl bir sorunu ortaya çıkarıyor biliyor musun? Söylesem de anlamayacaksın ama anlatmaya çalışayım. Türkiye örneğini vereyim. Türk eşittir Müslüman demek bunu tüm dünya ezberlemiş şekilde. Hatta bu yüzdendir ki Türk demeyi katiyen reddediyorsunuz birine... Bu konu çok uzun o yüzden başka bir sezona bırakalım. Asıl konuya dönersek. Türkiye Müslümanların çoğunluğunu oluşturduğu bir ülke, Avrupa'nın bir numaralı sigara bağımlısı ülkesi sorsan Allah alkolü sağlığa zararlı olduğu için yasaklamış diye ortada dolaşan insandan bol bir şey yok. Sigara? Alkol kadar zararlı olduğu ve bağımlılık yaptığı kanıtlanmış. İçen içene. Şimdi zina meselesine bakarsak genelev açmak serbest ülkemizde. Ülkemiz diyorum Türk'üm. Hem de Müslüman bir Türk'üm. İngiliz kimliğimden daha çok gurur duyarım bu kimliğimden Adam. Genelev açmaya artık gerek kalmadığını düşünüyorum çünkü hayvan tecavüzleri, pedofili, tecavüz, oğlancılık daha sayamadığım bir sürü dinen kesin şekilde haram kılınmış şeyler her geçen gün ülkemi ele geçiriyor. Neden? Çünkü İslam'ı değil Arap kültürü taklit ediliyor. Türkler de bu saydıklarım islamiyetten önce de sonrada çok uzun yıllar töre de yasaktı. Ne zaman İslam yerine Arapların kültürleri taklit edilmeye başlandı farklı yöne evrildik. Bu söylediklerime kanıtta sunabilirim...''

''Lise yıllarında münazara grubunda mıydın?'' Adam cümlemi kesip bunu sorunca gülmeden edemedim.

''Böyle şeylerle ilgilenmedim lise yıllarımda. Daha çok ponpon kız, drama, dans, kendi grubum vardı bu tür aktiviteler hayatımın merkezinde oldu.'' biten kahve fincanımı masanın ortasına doğru ittim.

''O kadar etkileyici ve sıkmadan anlatıyorsun ki... Diksiyonun harika.'' suratındaki hayran ifadeden kast etmek istediği şeyi çok net anlamıştım.

''Lisedeyken bunlarla ilgilenmemiş olmam lise dışında bunlarla ilgilenmiyorum anlamına gelmez...'' bakışlarımı ondan kaçırdım. Büyükannem... Büyükbabamı ne kadar seviyorsam ondan o kadar nefret ediyordum. Onu mecbur kalmadıkça günlüklerimde dahi yazmıyordum. Zihnimden dahi geçirmek istemiyordum. ''Konuyu dağıtıyorsun ama.'' şakayla karışık çıkıştım.

''Tamam, o zaman farklı bir soruyla başlayalım bu sefer. Nasıl bu kadar biliyorsun?'' sorusuyla dişlerimi gösterecek şekilde kocaman bir gülüş suratıma yayıldı.

''Bilmem. Sanki bir romanın baş karakteriyim yazarımda tarihçiymiş gibi hissediyorum bazen. Bir amaç için kullanıyormuş gibiyim gerçekte hem yokum hem varım. Dünya üzerinde yaşayan her bir insandan birer parçam var gibi ama bir insana fazlaymış gibi bu kadarı. Hep gibiler var. Felsefik kısmını geçersek okuyorum, düşünüyorum, sorguluyorum.''

''Formül zormuş. Çünkü eğer bir romanın baş karakteriysen ve ben de o romanın içinde bir karaktersem Eva...'' öne doğru eğildi bir sır verecekmiş gibi etrafına bakındı. Kimsenin olmadığından emin olunca konuştu. ''Yazar beni sevmiyor.''

''Bunu nereden çıkardın?'' sorumla geri çekildi.

''Seni istediğimi biliyor, seninle olmama izin vermiyor.'' cümlesiyle kollarımı göğsümün üzerinde birleştirdim.

''Şu açıdan hiç düşündün mü yazar seni istemediğimi biliyor ve kadınların düşüncelerine önem veriyor.'' sessizlik. Yeni bir düşünce dalgası ortama hakim olmuştu. Adam ilk konuşan kişi oldu.

"Nasıl öğrencem?" sorusuyla kaşlarımı havaya kaldırdım.

"Roman karakteri olup olmadığımızı mı?"

"Dini?"

"He... İslam içinse basit. Kuranı Kerim. Allah'ın kelamı. Sonrasında okuyacaksın bol bol... Göreceksin güzel insanları Allah'ı kelamıyla mantık kuracaksın zaten evren kelama şahit olarak yaratılmış. Okudukça anlıyorsun. Oku. Oku. Oku." dedim. O sırada gözüm kafeden içeri giren kişiye takıldı. Becca değil miydi? Daha dikkatli bakınca oydu. O bizi görmüş müydü bilmiyorum ama bakışlarımı kaçırdım. Gelecek veya ortalığı karıştıracaktı. Ben ikisini de istemiyordum. ''Gerçi sadece okumak yetmez düşünmek ve anlamakta bunu önemli bir parçası... Kendimi yaşlı hissetmeye başladım. 21 yaşındayım ama burada oturmuş kendimden büyük birine akıl veriyorum.'' derken alayla sırıttım. 

''Seni dinlemek hoşuma gidiyor.'' diye fısıldadığında tek kaşımı kaldırdım.

''Beni?'' beni dinlemek hoşuna gitmiyordu. ''Beni dinlemek değil. İstediğim şeyi bilmem senin hoşuna gidiyor bence, sonuçta güzel bir kız arkadaşın var. Becca'nın hitabet yeteneği harika.'' bunu tüm samimiyetimle söylemiştim. Hukuk okuyan herkes hitabet etmeyi bilmeliydi. Becca'nın doğuştan yeteneği vardı.

''Becca mı? Eva biz seninle...''

''Adam seninle ismim anılsın istemem.'' dediğimde suratında değişen ifadeyle biraz ağır bir cümle ettiğimi fark ettim. Alt dudağımı refleks olarak ısırdım. Bu pişmanlığımın göstergesiydi. ''Biraz düz açıkladım... Adam birini sevmeden onunla ismimin anılmasını istemem. Ben duygularıma ve kendime saygı duyan biriyim.'' 

''Sana hakaret miyim?''

''Ne hayır, hayır...'' ortamda soğuk rüzgarlar esiyordu... 

''Haklısın.'' Sadece bunu söyledi ve ayağa kalktı. Onu üzdüğümü hissettim. Kaybolmuş birini kırmak çok üzücüydü. Arkasını döndüğümde elim kendiliğinden ona uzandı ama dokunmadım tutmadım. Durdurmak istedim ama içimden bir ses bunun belkide en iyisi olduğunu söylüyordu. Sonuçta onun bazı umutlarını yok etmesi için böyle bir duruma ihtiyacı vardı. Elimi geri indirdim.

Arkasından gidişini izledim. O kibirli duruşuyla gözden kaybolurken derin bir nefes aldım. Kendinden emin duruş sergilemek ayrıydı Adam'ın büründüğü kibir farklıydı. Bu ayrımı öğrenmem çok küçük yaşlarda olmuştu. Aslında... Benim büyük olmam doğuştandı. Şansım yoktu. Adam? Ona şuana kadar hiç ailesini çocukluğunu sormamıştım. 

''Ah! Aptal psikolog seni.'' dedim. Kendi halime gülümsedim. Hala küçüktüm hayatın bana sunduğu yeni alanlarda....



Diğer hikayelerimi profilimde bulabilirsiniz.

İnstagram: Eva_Wattpad

Continue Reading

You'll Also Like

63.9K 5.1K 6
Hiç kapanmamak üzere açılan yaralar, kanamaz. İz bırakır. Ve o iz sonsuza dek geçmez, Yanı başında kalır.
3.3M 119K 65
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...
269K 22.4K 23
"Kalmam için bir sebep olması lazım." dediğinde, Leyla'nın sesi titriyordu. O Leyla'ydı, başka kimse değil. Daha on sekizinde tazeyken, Kınalıtepe'ye...
390K 1.7K 4
YENİDEN YAZILIYOR 🍷⛓️🌓 Enemies to lovers... ⛓️ ~mafya İyi kalpli ama yaşadığı ilişkiler yüzünden kırık olan Ahu ablası evlenince onunla aynı evde...