Öncelikle geciktirdiğim için özür dilerim.Bir süre,ne yazacağımı bilemedim.Uzatmadan...İyi okumalar.
"Cody 'hayır'dan anlamalısın.Bu 3 oldu."
Mırıldanarak "Ya bulmuşsun benim gibi çocuğu hâlâ hayır diyorsun." dediğinde kendime engel olmadan bir kahkaha attım.
Bakışları bir an gülüşüme kilitlense de sonrasında gözlerime baktı.Konuşmasına fırsat vermeden konuştum.
"Bulmuşsun benim gibi kızı hâlâ sınırlarını zorluyorsun."
O dirseğinden güç alıp,dirseğini başımın biraz yanına yaslarken ben uzanıyordum.Bu da gözlerimin ister istemez sürekli onda olmasına yol açıyordu.
"Bu 'sınır zorlamak' değil Melek.Bu özlem.Bu sevgi.Bu hayranlık."
Gözlerine baktım ama diyecek bir şey bulamayınca yavaşça gülümsedim.
En başından beri beni öpmek için izin almaya çalışıyordu.Sanırım bu aralar içinde bulunduğum durumdan dolayı benimle ilgili hiçbir şeyi habersiz yapmak istemiyordu.
Elimi ensesine çıkarıp onu kendime çektim ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
Ama sanki ayarlanmış gibi aynı anda kapı açıldı.Kendimi geri çekerken kapı "Yanlış zamanlama ! Yanlış zamanlama !" sesleri ile tekrar kapandı.
Gülerek doğruldum ve yataktan kalktım.Cody kendisini yatağa bırakıp sessizce küfür ederken kahkaha atmamak için dudağımı ısırıyordum.Kapıyı açıp dışarı çıktığım anda Kate yanıma gelip "Özür dilerim." diye fısıldadı."Sadece kahvaltıya çağıracaktım."
Gerçekten üzgün görünen surat ifadesini de görünce, sonunda bastıramadığım kahkaham koridorda yankılanırken Kate de gülmeye başladı.
****
"Artık başlayalım mı ?"
Herkes gözlerini bana diktiğinde uzanıp kapağı kaldırdım.
"Bence başlamayalım.Ne olduğumu bırakın düşmanlarım düşünsün."
Lucy güven vererek elimi sıkınca derin bir nefes alıp ilk sayfada gözlerimi gezdirdim.
-Canavar Günlüğü
~İçerikler
.
.
.
.
*Norie (syf 206)
.
.
.
.
Diğer başlıklara sonra göz gezdirmeyi aklımın bir köşesine not edip 206.sayfayı açtım.
*NORİE
Aile kitabımızda yazanların neredeyse aynısı burada da yazıyordu.Ne yani bu kitabı boşuna mı almıştık ? Sinirlenip kitabı kapatmak için atıldığımda Lucy elini sayfaya koyup bana engel oldu.Parmağıyla en alttaki yazıyı gösterdi.
-İstisnalar
/Şayet bu Norie (milyonda bir olacak şekilde) melezse bazı işler değişebilir.
Kaşlarım çatılırken okumaya devam ettim.
-Gücünü dönüştürebilir.
-(Hepsinde olmasa da) Zor durumda kaldığında çığlık atar.
-Doğal gücünü maksimum seviyede kullanabilir.
-Öfkesini uzun süre kontrol edemez.Bunu öğrenmesi için kendine dayanak noktası bulmalıdır.
/Not;
'Eğer melez bir Norie tanıyorsanız kendinizi güvene almanız tavsiye edilir.Sakın onu korumak gibi bir aptallığa düşmeyin.Avcılar onunla birlikte sizi de avlar.'
Kanımın çekildiğini hissederken zorlukla yutkundum.Burada neler yazıyordu öyle ?!
/Melez Norie Efsanesi
'Melez Norie yıllar önce yaşamış bir yaratık olmakla beraber bugünü de etkileyen bir yaratıktır.Uzun uğraşlar sonucu bize Melez Norie'lerin neler yapabildiklerini gösterdiği için tehlikeli sayılmış ve soyu çürütülmüştür.Bu olaydan sonra tespit edilen her Melez Norie görüldükleri yerde yok edilmişlerdir.
Ağzım korkudan açık kalırken bir an nefes alamadım.Geri geri giderken herkesin bana baktığını hissettim.Kurtulmak için gözlerimi sıkıca kapattım
"Görüldükleri yerde yok edilmişlerdir."
Gözlerimi açıp kapıya koşarken adımın seslendiğini duydum.Aldırmadan evden çıktım ve ormana doğru koşmaya başladım.Koştukça rahatlıyordum sanki.Derin derin nefes alıp dere kenarına ilerledim.
"Julia ?"
Başımı iki yana sallayıp sudaki yansımama baktım.Artık kendimi sevmez olmuştum.
"Alexandra ?"
Zihnimde beliren sesi duyduğumda rahatlayarak gülümsedim."Julia,sana ihtiyacım var."
"Anlat hadi."
Ona fazla detay vermeden anlattım olanları.Neden bilmiyordum ama güveniyordum işte.
"Kendinden nefret etmen çok saçma Alexandra."
"Bence çok mantıklı...Julia,sen de şey misin ? Norie ?"
Julia bir an durakladı.Kısa ve net bir şekilde "Evet." dedi."Seni bu yüzden buldum Alexandra.Senin bana değil benim sana ihtiyacım var.Beni korumana ihtiyacım var."
Kısa bir duraklama sonrasında tekrar konuştu."Yok edilmeden önce seni bulmak istiyorum."
****
Yaklaşık yarım saattir yaslandığım ağacın altından kalkıp gelişigüzel ilerledim ve yalpalayarak ormandan çıkıp eve ilerlemeye başladım.Aklımda sürekli aynı kelimeler dönüyordu.Julia da Melez Norie.Hayatta kalmak için bana ihtiyacı var.Onu bulmalıyım.
"Summer !"
Dalgınlığıma gelip irkilerek başımı kaldırınca birden yere düştüm.Cody doğaüstü bir hızla yanımda belirirken başımı eğdim.Ağladığımı anlamasını istemiyordum.
"Summer iyi misin ?"
Başımı sallarken saçlarımı dağıttım ve yüzüme gelmesini sağladım.Bu hareketim gözünden kaçmamıştı ama bir şey de demedi.
Yanyana sessizce eve ilerlerken kaçamak bir şekilde Cody'e baktım.Beni izliyordu.Tepki vermeden önüme döndüm.
"Benden sakladığın bir şey,belki de bir şeyler var."
Yüzümü ifadesiz tutmaya çalışarak ona baktım."Bunu nereden çıkarıyorsun ?"
Kaşlarını kaldırıp baktı yüzüme."Tahmin ettim diyelim.Ama doğru olduğunu da biliyorum."
"Bak,eğer sana bir şeyler anlatmıyorsam..." Durup derin bir nefes aldım."Bu onların pek önemli olmadığını gösterir."
Yüzündeki şüphenin yerini sıcak bir gülümseme alırken kolunu omzuma atıp beni kendine çekti.Bende kolumu beline sardım ve öyle yürüdük.
****
''O adamın yüzünü bir daha görmeye nasıl tahammül edicem bilemiyorum.''
Annem kolunu Kate'in beline sarınca aralarında konuşmaya başladılar.Sanırım büyükbabam ve Dominic arasında pek iç açıcı olmayan bir olay yaşanmıştı.Aslında Kate'in dediğine göre büyükbabama haksızlık yapılmıştı.Tabi annem olayı anlatmasına izin vermemiş ve konu kapanmıştı.
''Kate,Elena ve küçük vampirler !''
Bakışlarımı Kate ve annemden alıp sesin geldiği yöne baktım.Dominic ellerini iki yana açıp bize yaklaşıyordu.''Hoşheldiniz.Acaba sizi burada görme sebebimiz bu sefer nedir ?''
Annem öne çıkıp samimilikten uzak bir şekilde gülümsedi.''Ödünç aldığımız bir şeyi geri getirdik sadece.Hemen sonra gidicez.''
Dominic başını sallayıp ''Beni takip edin.'' dedi.''Gitmeden sizinle kısa bir toplantı yapmak istiyorum.''
O arkasını dönüp birkaç adım atarken hiçbirimiz yerimizden kıpırdamadık.Dominic yavaşça döndü bize.''Gelmeyecek misiniz ?''
Sesi sorudan çok emir verir gibiydi.Ama yinede hareket etmedik.Kate gözlerini kısıp ''Ne sana ne de kısa toplantına ayıracak zamanımız yok.'' dediğinde Dominic'in sert bakışları Kate'e döndü.Muhtemelen azarlamak için konuşacağı sırada keskin bir çığlık duyuldu.Zayıf ama keskindi.Ve ben bu çığlığa aşinaydım.
''Ben kötü biri değilim ! Size hiçbir şey yapmadım !''
Kaşlarımı çatıp ilerlemeye başladım.Ama daha birkaç adım atmıştım ki Dominic kolumu tutup beni engelledi.''Haddin olmayan şeylere karışma küçük vampir.O bir suçlu.''
Bakışlarımı ona çevirirken zihnimde bir ses duydum.'' Alexandra !''
Başım inatla tekrar koridarlara dönerken Dominic'in kolunu ittirdim.Eğer yanılmıyorsam suçlu dediği kişi Julia'ydı.