Eva; Gelecek Umuttur

By GlsmOzdmr

593K 34.1K 3.6K

29 Ocak 2015-28 Mayıs 2016 Amerika, Avusturalya, Türkiye, İngiltere,Filistin, Suriye.... Ülkelerin değişmesi... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4.Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm -Final-
Veda Konuşması
Eva Severlere Yeni Hikaye

21. Bölüm

8.9K 732 39
By GlsmOzdmr

İyi okumalar...

Eva;

Şaşkınlık ve şokla koridoru geçip kadınlar tuvaletine girdim. Başörtümü çıkardım. İç örtümü çıkardım ve suyu açıp yüzümü, saçımı ensemi yıkadım. Adam'ın... Onun sıradan bir insanmışım gibi benimle ilgilenme olasılığı yoktu. İslam arayışı gerçek olsaydı. Mr. Brown'un odasına dalmamız, dalmam. Kendi hedeflerimle dalga geçiyordum. Bunu nasıl başaracağımı bilmiyordum. Saçımı açtım ve yeniden topladım. Acaba kaç insan kızıl olduğumu düşünüyor diye aklımdan geçirdim. Nadir saç rengi nadir bir düşünce. İç başörtümü yaparken tuvalet kabinlerinden birisinin kapısı açıldı. Kız bana bakmadan elini yıkadı. Çekip gitti. Belki de o kadar düşünelecek, merak edilecek durum yoktu ortada. Başörtümü yapıp ellerimi yıkadım. Tuvaletten çıktığımda karşı duvarda Adam'ı görünce durdum. 

''Girseydin, yabancı mekan değil.'' dedim. İlerlemeye başladım. Onun yanıma gelmesi birkaç saniye aldı.

''En son girdiğimin hatırası suratım. Hatıraya saygısızlık yapmak istemem.'' derken eğleniyor gibiydi. O kadar dayağı ben yemişim, o seyirci olmuş. Şuan ki tavrı buydu. durup ona döndüm.

''Hiç psikolojik destek almayı düşündün mü?'' 

''Aldım. Sürekli din değiştirince babam sorunlu olduğumu düşündü. Yedi hafta kadar rehabilitasyon merkezinde kaldım. Bana sunacağın her öneriyi yaptım.''

''Kafadan çatlaksın?'' dediğimde tek kaşını kaldırdı. ''Ne?''

''Hayır, sadece orada vakit geçirmeyi sevdim. Özel ve pahalı bir rehabilitasyon merkeziydi. Sayımız azdı. Dışarıda babamı dinlemektense içeride keyifli vakit geçirdim.'' 

''Yani kafadan çatlaksın.'' dedim ilerlemeye başladım. Yine yanımda bitti. 

''Bana bakış açının bu olduğunu düşünmeye başladım.'' dediğinde duymamazlıktan geldim. ''Biraz önce sorduğum soru var ya?''

''Özür dileyeceksen...''

''Özür dilenecek bir şey yok ortada!'' dediğinde tekrar durup ona döndüm.  Şaşkınlığım karşısında sırıttı. ''Dedenin soyadı Greenwood değil mi?'' istemsizce onayladım. ''Yalan bir şey söylemedim. Deden küçük bir telefon görüşmesiyle ömür boyu Mr. Brown'un ağzını kapayamaz mı?'' tekrar onayladım. ''Bu da yalan değil. Sadece sen başka şekilde kazanmayı seçmişsin. Ben bunu bilmediğim için özür dilemicem.''

''Küstahsın.''

''Yeni bir durum değil.'' Kolumdan tutup beni kenara çekti. Kolumu kurtarmak için hamle yapamadan kolumu bıraktı. Ağzımı açtığımda tek kelime edemeden sustum. Başkaları geçiyordu koridordan ve onlar gidene kadar ikimizde konuşmadık. Gözden kaybolduklarında ilk Adam konuştu. ''Elimizdeki kozu kullanırsan, Mr. Brown'u alt ederiz.'' 

Ne dediğini anlamak için durdum. Gözlerindeki kararlılıktan daha derin bir şey vardı. ELinde tuttuğu kitabı elime bıraktı. Sıradan bir anatomi kitabıydı ama...

''Kitabı kullanalım diyorsun.'' mırıltımın arasında elime bıraktığı kitaba baktım. Bu suç olmaz mıydı? Asıl onun yaptığı suçtu! Beni zorlayan oydu. Benim yaptığım terbiyesizlikti ama eğitim hayatımla oynamak daha büyük suçtu.

''Tarihi eser kaçakçılığına giriyor. Mr. Brown'un paçasını kurtaracak kadar nüfuslu olduğunu sanmıyorum. Bir itibarı var onuda kaybetmek istemez.'' 

''Nasıl yapacağız?'' Dediğimde güldü.

''Gel benimle.'' derken döndü ve geldiğimiz yolu geri gitmeye başladı. Kitabını da ben de bırakmıştı. Bir de kitap taşıyacaktım. Yine de onun peşinden öylece gittim. Şuan ona güvenmeliydim. Koridoru döndüğümde Adam Mr. Brown'un kapısının karşısındaki duvara yaslanmış oturuyordu. Yavaşça ve çekimser şekilde yanına ilerledim. 

''Adam?'' Kafasını kaldırıp bana baktı. 

''Ortalama kaç dakika sürüyor seansları?'' sorusuyla birkaç kez göz kırptım ve Mr. Brown'un kapısına baktım. 

''1 saat.'' 

''Yirmi yedi dakikamız var. Ayakta kalmak istemezsin.'' Eliyle yere vurdu. Bakışlarımı kapıdan çekip ona baktım. Nefesimi bırakıp yere oturdum. Aramızda bir insan oturacak kadar boşluk bırakmıştım. Onunla fazla yakın durmak istemiyordum. Sırtımı duvara yasladım.

''İnşallah planın işe yarar.'' dedim. Bana döndü. Niye dönmüştü.

''İnşa... ne?''

''İnşallah.'' 

''İnşallah.'' dediğinde güldüm.

''Biraz çalışarak daha iyi söyleyebilirsin. Sonuçta İslama meraklıysan daha çok kullanman gerekecek.'' 

''Ne amaçla kullanıyorsunuz.'' dediğinde ben gülerek ona döndüm.

''Amacı güzel, şöyle bir şeyin olmasını istiyoruz ve onun için Allah'ın bize yardım etmesi için kullanıyoruz.'' en basit anlatım buydu. Bir dili yaşayarak öğrenirdiniz. O yüzden hangi dilde düşünüyorsanız o dilin sundukları kadar özgür, o dilin sundukları kadar bilgiliydin. Dil önemliydi.

''Eva inşallah benimle yemek yer! gibi mi?'' dediğinde istemsizce güldüm. Zekiydi. Çok zeki.

''Hızlı öğreniyorsun.''

''Tanrı yardım etti mi isteğim için?'' merakla sorduğunda daha çok güldüm. 

''İslam'ın Tanrısı Allah'tır. İstek değil dua deriz biz Müslümanlar.''

''Cevap?''

''Hayır. Duanın kabulü çabana bağlıdır. Çabanın sonu olmaz, dönersin daha güzeli olur. İşin büyüsü bu.'' derken kafamı duvara yasladım. 

''Çabalarsam olur...'' mırıltısını duymamazlıktan geldim. Onunla yemeğe çıkmayacaktım. ''Hangi çiçekleri seversin?''

''Şaka mısın?'' dedim aynı hızla ve ona döndüm. Yanağım duvara yaslıydı. Duvarın soğukluğu iyi gelmişti. Adam yavaşça bana doğru yanaştı. Geri gitmek istedim ama kolumu tuttu. Düşündüğüm şeyi yapmayacağımdan emin olmak için kitabını  hemen aramıza soktum. İkimizin görüş açısında anatomi kitabı vardı. ''Kitabını unutma.'' dedim hızla.

''Eva, seni öpmeyecektim.'' Kolumu bıraktı. Kitabı alıp yanına bıraktı. Sonra dönüp bana baktı. 

''Cidden mi.'' Alayla güldüm ve ondan uzaklaşıp önüme döndüm. 

''Kılcal damarların fazla kandan patlayacak.'' gülerek suratımı gösterdi. Elim yüzüme gitti hemen ve ateş gibiydi. Kızarmıştım. Birinin öpme düşüncesi, bu kişinin bunu ima etmesi buna yol açmıştı. 

''Amacın neydi o zaman?'' konuyu değiştirmek için sorduğum cümle konudan pek bağımsız değildi.

''Susman içindi. Mr. Brown'un işi bitti sanırım.'' 

''Sorman yeterliydi susardım.''

''Şuan olduğu gibi mi susardın.'' cevap vermek için ağzımı açtığımda eliyle ağzımı kapattı. Sonra boştaki eliyle işaret parmağını dudağına götürdü. ''şii.'' Koridorda sadece Mr. Brown'un odasından gelen toplanma sesi geliyordu. Kitapların yer değiştirmesi, kağıtların toplanması, ayak sesi ve... Kapı aniden açılınca Mr. Brown korkmaktan daha çok şaşırmış bir ifadeyle dondu. Dıştan görüntümüz eminim komikti. Bir o kadar tuhaftı. Adam'ın elini hızla itip ayağa kalktım.

''Mr. Brown... ÖZür dilerim isteyerek odaya girmedim. Evet, girecektim odaya ama öyle değil. Yanlış oldu. ÖZür dilerim.'' dedim. KEdi bakışımı takındım. İşe yaradığını sanmıyordum. Mr. Brown sinirle odasından çıktı. Bana yaklaştı. Karşıma gelince gözlüklerinin arkasındaki soğuk bakışlı gözleri benim üzerimdeydi. 

''Bu konuşmaya benzer bir konuşma hatırlıyorum. İçeride hastamın karşısında otururken de odaya dalan iki insanın verdiği dejavu hissi vardı. Eva, kendine gel. Hep asiydin ama bu yaptığın asilik değil. Dikkatsizlik, vurdum duymazlık. Oradaki online hasta. Hasta! Bir ağ üzerinde görüşebiliriz ama hasta. Genç nesil olarak bunu senin anlaman lazım. Sen... Kalın kafalılık yapıyorsun.'' Mr. Brown'un bu kadar öfkeli olacağını düşünmemiştim. Yutkundum. Haklıydı. Adam'ı başımdan savabilirdim. Arsızdı ama yapabilirdim.

''Özür dilerim haklısınız. Yaptığım tam bir ap...'' 

''Sıkıldım.'' Adam'ın sesiyle ikimizde Adam'a döndüm. Ben arkamı döndüğümde Adam oturduğu yerden kalkarak üstünü silkeledi. Mr. Brown'la bana yaklaştı. ''İşi eğlenceli hale getirelim. Tarihi eser kaçakçısı olduğunuzu tüm dünyaya duyuralım.''

''Ne?'' Mr. Brown'la aynı anda tepki vermiştim. Adam sertçe bana bakınca bir adım geri çıkıp yanına geçtim. Bazen hazırlıksız yakalanınca böyle olabiliyordu.

''Odanızda tuttuğunuz tarihi eser kitaplar var. Bu kitaplar tarihe yön verebilir, belki tıbbi gelişme bir sürü belkisi olan bir şey. Siz onları kendinize saklıyorsunuz. Hem de iki tanesini. Şunu söylemek isterim kitabınızın kaybolduğunu çoktan anlamışsınız. Öyle önemli bir eser anlaşılır. Daha önemlisi biz hata yaptıysak siz daha büyük bir hata yaptınız. Hatamızı sosyal medyadan oylamaya sunabiliriz. Sevdiğiniz bir platform eminim böyle bir oylama sizi rahatsız etmez.'' Adam'ın konuşması bitince Mr. Brown'a döndüm. Adam'ın konuşmasını ağzım açık hayranlıkla dinlemiştim. Mr. Brown'un rengi atmıştı. İkimizin ona baktığını görünce silkelendi. 

''Siz kimsiniz beni tehdit ediyorsunuz?''Gücünü kullanıp bizi bastırmak istiyordu. Çünkü o bu üniversitenin kadrolu profesörüydü. Psikiyatır, psikoloji alanında tanınmış bir simaydı. Bir adım öne çıktım.

''Kim olduğumuzun öne mi var mı? Biz öğrenciyiz. Hatamız öğrenci sakarlığı denir. Siz? Siz kimsiniz Mr. Brown? Saygın bir akademisyen. Hım... Sizin yaptığınız hata değil kaçakçılık hatta hırsızlık olarak görülecek. Sosyal medya... Ben orası ile kalmam. Gazeteler, haber kanalları hepsi sizi haber yapmak isteyecek. Bilin bakalım kimin tanıdıkları var?'' dediğimde Mr. Brown bir adım geriye çıktı.Bakışlarını kaçırıp yutkunduğunu fark ettim. 

''Eva, yarın derse sakın geç kalma.'' dedikten sonra hızla uzaklaştı. O uzaklaşırken arkasından sırıtarak baktım. 

''İçindeki canavar iddialı.'' Adam yanıma gelerek durdu. Ben Mr. Brown'un arkasından o ise bana bakıyordu.

''İçimdeki canavarla tanışmak istemezsin.'' diye mırıldandım. Herkesin bastırmaya çalıştığı huyu vardır. Ben de ki ise en tehlikelisiydi. Kibirdi.

Continue Reading

You'll Also Like

1.4M 61.2K 62
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
1.9M 31.6K 53
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...
306K 17.1K 60
Hadi ama nerden bilebilirdim ki okulun ilk gününden müdürün oğluna tekme atıcağımı!
102K 1K 9
"Abin bu söylediklerini duysa ne olur biliyorsun değil mi Mavi?" "Şimdilik duymayacağına göre bence sorun yok Feyyaz." "Bana Feyyaz Abi demelisin Mav...