☆𝑩𝒂𝒏𝒂 𝑮𝒆𝒓𝒊 𝑫𝒐̈𝒏 𝑳...

Autorstwa LunaAngellinaWood

6.6K 526 3.8K

Başparmağı ile beyaz tene ulaştı. Temasıyla genç kahramanın içi alevlendi. Kalbindeki sükunet yerini dehşete... Więcej

GİRİŞ
𝐵𝑖𝑟
𝐼̇𝑘𝑖
𝑈̈𝑐̧
𝐷𝑜̈𝑟𝑡
𝐵𝑒𝑠̧
𝐴𝑙𝑡𝚤 (V.I.P)
𝑌𝑒𝑑𝑖
𝑆𝑒𝑘𝑖𝑧
𝐷𝑜𝑘𝑢𝑧
𝑂𝑛
𝑂𝑛 𝐵𝑖𝑟
𝑂𝑛 𝐼̇𝑘𝑖
𝑂𝑛 𝐷𝑜̈𝑟𝑡
𝑂𝑛 𝐵𝑒𝑠̧
𝑂𝑛 𝐴𝑙𝑡𝚤
𝑂𝑛 𝑌𝑒𝑑𝑖 [𝑉.𝐼̇.𝑃]
𝑂𝑛 𝑆𝑒𝑘𝑖𝑧
𝑂𝑛 𝐷𝑜𝑘𝑢𝑧
𝑌𝑖𝑟𝑚𝑖
𝑌𝑖𝑟𝑚𝑖 𝐵𝑖𝑟
𝑌𝑖𝑟𝑚𝑖 𝐼̇𝑘𝑖

𝑂𝑛 𝑈̈𝑐̧ [𝒌𝒊𝒍𝒊𝒕 𝒃𝒐̈𝒍𝒖̈𝒎]

219 17 212
Autorstwa LunaAngellinaWood

Herkese merhabalar. 3 haftalık bir aradan sonra yeni bölümümüz sizlerle. Elimden geleni yapmaya çalıştım. Bazı noktaları hızlı, bazı noktaları yavaş gelişmiş olabilir. O da kalemimin azizliği olsun.

3033 kelime ile 13. bölümünüz hazırdır. Satır arası yorumların sınırı 150! Bu sınır geçilmeden yeni bölüm gelmeyecek. "Bu cümlede yazım çok zayıf / güzel" gibi yorumlar ve olaylarla ilgili yorum istiyorum.

Sabrınız için teşekkür ediyorum. İyi okumalar <333

Marinette

Kurstan henüz gelmiştim. Yoğun bir ders geçirmiştim. Üzerimdeki ceketi çıkarıp yatağıma bıraktım. Üzerime giydiğim dar beyaz badimin kollarını sıvadım. Bileğimdeki bileziği çıkarıp komodine bıraktım ve odamı terk ettim. Lavaboya yönelmiştim ki büyükannemin odasını kapısının aralık olduğunu gördüm. Hıçkırık sesleri geliyordu. Yanına gidecektim ki hızla kalktı ve çekmeceye bir şey koydu. Arkasını dönmeden gözlerini silmesiyle toz olup banyoya girdim.

Ellerimi lavaboya dayayıp onun neden ağladığını anlamaya çalıştım. Birkaç dakika oyalandıktan sonra orayı terk ettim. Büyükannemin mutfakta olduğuna kanaat getirerek odasına adımladım. Girdiğim zaman içimde istemsiz bir ürperti oluştu. Makyaj masasının ilk cekmecesini açıp içindeki kağıtlara baktım. Elime alıp incelemeye başladım.

Bunlar sağlık belgeleriydi ve üzerinde çeviremeyeceğimin ağırlıkta cümleler vardı. Telefonumu açıp kağıdın fotoğrafını çekip arama motorunun çevirisinde arattım.

(Ablanız Rusça'yı böyle yapıyor çünkü kitap alfabesini ezberleyemiyor. KAJSLWJDLWJXOKWEMF)

Ekranda beliren yazıyı okuduğumda bileklerimin bağının çözülmüş olduğunu hissettim.

Büyükannem, meme kanseriydi!

Arkamdan adımın seslenilmesi ile dolan gözlerimi sesin sahibine büyükanneme çevirdim.

"Büyükanne, sen kansersin..."

۞

Genç kız gördüğü kağıtlardan sonra büyükannesi ile konuşup detayları öğrenmiş ve annesi ve babasını haber verildiğini öğrenmişti. O kendi başının içerisine bir şekilde bakabilirdi ama peki ikizler? Ailesi hemen yanı başındaydı. Bayan Cheng'e bir şey olursa ne olacaktı? Düşüncelerle telefonunu eline aldı. Biraz sosyal medyada gezinmenin zararı olmazdı değil mi?

۞

Büyükşehir tehdit altındaydı. Öğlen vakti normal olmayan bir saldırı ile karşıya kalmıştı genç kahramanlar. Seri kaosa götürenin her zamanki gibi bir akuma olduğunu düşünüyorlardı fakat öyle değildi. Hawk Moth burada, tam karşılarında duruyordu.

İlk önce gelen Adrien'nın Hawk Moth tarafından bir anda geri çekilmesiyle dikkatleri dağılmıştı. Hawk Moth'un tam tıkırında işliyordu. Kurnazca dizayn edilmiş fikri yüksek donanımdaydı. Dikkatlerini dağıtmak ve boşluklarından yararlanmak planın bir parçasıydı.

Eyfel'in tepesinde genç kahramanlar karşılarındaki süper kötünün pis bakışlarına maruz kalmışlardı. "Uğur Böceği, o bir yetişkin ve bizden daha kuvvetli. Temkinli ol." Genç kahraman partneri tarafından uyarılması ile korkmaya başlamıştı. Yapabildiği kadar derin bir nefes alarak işine odaklandı. Partnerini takip etmesi ve oyunu akıllıca oynaması yeterliydi. Kara Kedi'ye bir bakış atarak tepelerinde dolaşan helikopter ve drone'ları göz ardı ederek bir atak yaptı. Yoyosunun ipleri saniyeler içerisinde mor kostümü sardı. İpi bir anda çekmesiyle Hawk Moth yere kapaklandı. "Seni küçük velet!" diyerek bastonunu kaldırıyordu ki Kara Kedi'nin sopasını fırlattı ancak süper kötü onu havada yakaladı. Hawk Moth'un yüksek bir konsantrasyonu vardı ve bunu bozamıyorlardı.

Hawk Moth'un ele geçirdiği sopayı Uğur Böceği'ne fırlatarak darbe almasını sağladı. O kendine gelip ayağa kalkınca gözleri görmemesi gereken bir şeye şahit olmuştu: Kara Kedi, Hawk Moht'un kolları arasında sıkışıp kalmıştı. Hareket özgürlüğü hepten kısıtlanmıştı.

"Hayır." dudaklarından kısık bir sesle yükseldi sözler. "Olamaz." dedi Uğur Böceği.

Genç adamın Hawk Moth'un kolları arasındayken bedenini kımıldatmasıyla yaşlı adam elinde bulunan kas kuvvetinin sınırlarını zorladı. "Artık kazanan kimmiş Kedicik, söyle bakalım?"

Genç kız mor lensli harelerini kaldırdı. Nefesi daralırken titreyen ellerine baktı. "Uğur Böceği, Kara Kedi'yi serbest bırakmama karşın mucizen." Tehditkar sesi kulaklarında yankı yaptı. Bir eliyle saçlarını arkasına attı. Dolan gözlerini saklamalıydı. Evrenin son zamanlarda gönderdikleri hep hüsranlıklar oluyordu. Hareleri yeşillere değdi. Hawk Moth'un göz göre göre Kara Kedi'nin mucizesini ve -bilmeden de olsa- onun zayıf noktasını, sevdiği kişiyi ele geçirmişti. Durum vahimdi. Sarışın, kızın ilk tanıştıklarında söylediği şeyleri hatırlamıştı. Kriz geçirme ihtimalini göz önüne alarak "Uğur Böceği, git!" diyerek haykırdı.

Genç kız mesajı alamamıştı. "Gidemem."

"Sadece dediğimi yap, güven bana." Son sözlerden sonra hızla uzaklaştı. Genç adam alabildiğince diyaframına oksijen çekti. "Partnerine güvenmen hataydı." Kara Kedi cıkladı. "Yanılıyorsun Hawky, mucize asla senin olmayacak." Sırıtarak baktı ve "KEDİKLİZM." diyerek gücünü çağırdı. Artık sadece her şey beş dakikaya kalmıştı.

۞

Gece saçlı kız Youtube'ta izlediği videoya gelen bildirimle ara verdi. Ladyblog'tan gelen canlı yayın bildirimine tıkladı. Açılan görüntü ile Kara Kedi'yi Hawk Moth'un kolları arasında görmeyi beklemiyordu. Alya'nın hızlı biçimde birkaç kelime söyleyip kamerayı devamlı oraya çevirmesi ile "Hayır!" diye çığlık attı. Titreyen parmaklarıyla cep telefonunu yatağına bıraktı. Boğazını temizledi. Odada volta atmaya başladı -canlı yayın devam ediyordu. "Sakin ol Mari. Çocuk göz göre göre kendi gücünde yok olacak." Hemen telefonunu eline aldı. "Chat, ne yaptığını sanıyorsun? Bacağını alttan geçir ve onu tuzağına düşür."

"Tabii duyamazsın." Yatağa oturdu ve dolan gözlerindeki tanelerin akmasına izin verdi. "Benim yüzümden." İç çekiyordu. Onu terk etmeyi kendisi seçmişti. Elinden bir şey gelmezdi. Ruhunun parçalandığını hissediyordu. Uzun zamandır içinde boğulduğu hislerin alışma sürecinden olduğunu sanarken yanılmıştı. Ayağa kalkıp sırtını duvara yasladı. Gözleri bardaktan boşanırcasına ağlarken kısa sürede bu derece şiddetlenmesi başına ağrı yapmıştı. Gözü kararmaya başlamışken duvardan destek aldı. "Özür dilerim bebeğim..."

Dizlerinin titreyip yere düşmesi ile yan taraftaki ikizlerin odasına giden paldır küldür sese ayaklandı genç kızlar. Odaya girip ağlayan duvara yaslanmış kızı görür görmez yanına adımlayıp hızla yanına çöktüler. "Mari..." adını seslenen Lisa'ydı. Elini omzuna koydu.

"Sana ne oldu?" Luna'nın açıklama isteyen sorusuna mavi gözler kan ağladı. Genç kız dudaklarını araladı. "Her şeyin sonu geldi."

"Sen ne-

Çilli kızın (Luna'dan, kendimden bahsediyorum :D) sözünün kesilme nedeni odanın ortasında açılan aydınlık portaldı. "Bu-Bunnix?"

Mavi kostümün içindeki genci ikili göz ucuyla süzerken Bunnix diz çöküp Marinette'in önünde durdu. Bir elini omzuma atıp "Paris'in sana bir kez defa ihtiyacı var. Tek umutsun. Geliyor musun?"

Akan rimeli gözlerini karartmıştı. "Tabii ki! Bu da soru mu!" dedi ve şiddetli biçimde kalkmayı denedi. Dönen başı ile duraksadı. "Tamam, sakin ol."

Genç kız kalkar kalkmaz "Bana mucize lazım." diyerek kendisini toparlamaya çalıştı. "Biri neler olduğunu açıklayabilir mi?!" diye bağıran Lisa ile gözler ona döndü. Bunnix'in "Karşında kuzenin vasfı ile bulunan kız aslında Paris'in kahramanı eski Uğur Böceği. Sonra şaşırın. Hem hiç sevmedim eski lafını da. Yürü Marinette." deyip kıza ejderha mucizesini uzattı.

(Neden bilmiyorum ama ona en çok yakışan ejderha. Ejderha Böceği favori dönüşümüm♡♡)

"Dur, Bunnix misin nesin." Luna'nın onu göğsünden tutup durdurması Lisa konuştu. "Odanın ortasında beliren bir uzaylıya kuzenimizi emanet edemeyiz."

""Gerçekten Uğur Böceği miydin?"" diye sormaları ile mavi gözlerini onaylar biçimde iki kez kırpmasına şaşkınca baktılar. "Zamanda kırılmaya sebep olurlar mı Bunnix, gelseler yani?" Kzıl saçlı kadın kahraman başını salladı. Marinette mucizeyi taktı. Longg'un ortaya çıkıp konuşmasına fırsat vermeden dönüşüm sözlerini söyledi. "Longg, fırtına ver." Bedenini saran sarı-kırmızı kostümle geçide atladı. İkizler el ele arkalarından girmişlerdi. Marinette'i yalnız bırakmama fikrine pişman olurken her yerde oluşan portalları dikkatle incelemeye başladılar. Akıllarına gelmeyecek bir boyuttalardı!

"Lady Dragon." Bunnix beyaz eldivenli eliyle önündeki portalı harekete geçirdi. Mavi gözlü kızın bakışları üzerine değerken devam etti. "Buradan geçtiğimiz anda Paris'te, Uğur Böceği'nin yanında olacağız." Genç kız soluk aldı. Buna hazır mıydı o bile emin değildi. Her şey çok ani gelişmişti. Lady Dragon alev desenli elini ikizlere yöneltti. "Onları ne yapacağız?"

"Burada durmalarından zarar gelmez. Hiçbir şeye dokunmasınlar, kafi." Genç kahramanın uyarısı ile Lady Dragon'un arkasına geldiler. "Hazır mısın?" diye sordu kızıl kahraman. Genç kızın onaylar vaziyeti açıklayıcıydı.

Lady Dragon kapıdan geçti. Geldiği konum Uğur Böceği'nin yerde oturmuş ve dizlerini karnına çekmiş olmasıydı. Başını önüne gömmüş, bedeni kontrolü dışında titrerken oturuyordu. Bunnix'in Lady Dragon'a Uğur Böceği'nin yanına yaklaşmasını işaret etmesiyle mavi gözlü kız mucizesini teslim ettiği kıza yaklaştı. Kızın titreyen bedenini görünce Hawk Moth'tan ne denli korktuğunu anlaması zor olmamıştı. "Merhaba." Lady Dragon, Uğur Böceği'nin yanında diz çöktü. Titreyen beden kıza kibar davranmıyordu.

Ava, mor lensli gözlerini çevirdi. Doğrulan bedeni ile iç çekti. Gözlerinin içi kızarmıştı. "Uğur böceği..." Gece saçlı kıza kendi adı ile bir başkasına hitap etmek yük olmuştu. İçi acımıştı. Bunnix, Luna ve Lisa portaldan olup biteni izliyordu. "Sen... Sende kimsin?"

Marinette, alev desenli kırmızı maskesine dokundu. "Ben Lady Dragon. Diğer bir manayla Uğur Böceği. Senden önceki kahraman." Uğur Böceği bir eliyle kendisini sarmaladı. "Ben çok korktum. Paniğe kapıldım." Lady Dragon'un hızla sarılması ile genç kızın içini bir huzur kapladı. İnce kollarını gerçek kahramana doladı. "Seni Tanrı gönderdi Uğur Böceği. Sen Paris'e bir lütufsun."

Genç kızın dudakları aralanmıştı ki Ava izin vermedi. "Git ve Kara Kedi'yi kurtar. Git ve dünyayı kurtar." Bir duvarın arkasına geçip mucizeleri takas ettiler.

Yüksek bir apartmanın tepesine tünedi. Mavi gözleri ile Eyfel'i ve etrafını taradı. İnsanlar kulenin altına toplanmışlardı. Pek çok kamera ise uzak yakın fark etmeksizin çekim yapıyorlardı. "Son 2 dakikan Kara Kedi, masken düşecek."

Uğur Böceği son sözlerden sonra hemen atıldı ve ortaya çıktı. "O kadar emin olma!" Gece saçlı kız gözlerini düşmana ve kolları arasında sıkışmış sarışına dikti. "Uğur Böceği! Her zaman planlarımı mahvetmek zorunda mısın?!" Genç adamı daha da sıkıştırdı.

"Hawk Moth, ben olduğum sürece mucize asla senin olmayacak!" Gücünü harekete geçirdi. Tılsım ona bir kutu vermişti. Mucize kutusu. Harelerini etrafta dolaşırdı. Hawk Moth'un borusu ve kendisinin parlaması ile sırıttı.

"Şanslı tılsım asla yanılmadı. Kaybeden olup olmamak sana kalmış." Yaşlı adamın kolları arasında kahramana baktı. Kucağı dolu iken dövüşemezdi. Mor gözlerini etrafta gezdirdi. "Bu beni görüşün değil!"

Genç kahramanı fırlatırcasına bıraktı. Sarışının 5 dakika içinde gerginlik seviyesi katbekat artmıştı. Sevdiği kızın ortaya çıkışı, mucizeyi kaybetme düşüncesi kalp krizi geçirmesine sebepti. Uzun süredir kolu havada kaldı için sağ omzu uyuşmuştu. Gece saçlı kız gelip genç çocuğa elini uzattı.

"Chat" Nahif sesiyle adını andı genç adamın. Sarışın hence bir şeyleri yeni idrak ediyordu. Omzunu tutarak kalktı. "Sen iyi misin?" Yeşil gözleri hereket etti genç kahramanın, "İyiyim," Uğur Böceği koluna dokundu, Temasıyla inleme sesi çıkardı, "Darbe aldım."

"Özür dilerim, şimdi iyi olacaksın." Tılsımını havaya attı. Her şey eski haline gelirken etraflarını sihirli uğur böcekleri donattı. Yüzük ve küpelerden gelen alarm sesiyle bir ara sokağa girdiler. Sırtları birbirilerine dönmüş vaziyetteyken sarışın daha fazla duramadan kostümünü yitirdi. "Ucuz atlattık."

Küçük kwamisine peynirini uzattı. Bir eli duvara yaslıydı. "Benekler, kapan." Pembe ışıklar yandı, söndü. Ve o anda Adrien'dan büyük soru geldi: "Gerçekten sen misin?" Olayları yeni idrak etmeye başlamıştı. Korkusu gerçekliği anlamasını engelliyordu. Ölümle burun buruna gelmişti. "Gerçeğim Chat, hemm de hiç olmadığım kadar."

Kwamileri hazır hale geldikten sonra dönüştüler. Bir gökdelenin tepesine çıktılar. Yüksek bir gökdelendi. Yer ve gök buluşmuş tam ortasında iki kalbi birleştirmişti. "Geri mi geldin?" Çünkü başka mantıklı bir açıklaması olamazdı Uğur Boceğinin dönmesinin.

"Hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama," mavi gözlerini kaçırdı. Bir kolunu dirseğine sardı. "Hayır, geri dönmedim."

Genç adamın bakıışları havalandı, "Öyleyse neden buradasın?" Mavi gözlerini genç adama kaldırdı. "Burada olmamamı mı tercih ederdin?"

"Ne?" Anlık duraksama ile saşırarak panikledı. "Hayır, yani evet, kalmanı istiyorum tabii ki de." Ellerini genç kızın Omuzlarına koydu. "Neden çekip gittin?"

"Mecbur kaldım, Paris'i tehlikeye atıyordum. Ben de bırakmamanın akıllıca olacağını döşündüm," Bir eli genç kızın yüzüne tırmandı. Mavi harelerini genç adamın yüzüne kaldırdı. Başparmağı ile beyaz tene ulaştı. Temasıyla genç kahramanın içi alevlendi. Kalbindeki sükunet yerini dehşete düşürüyordu.

Siyah eldivenli eli genç kızın ellerini yakaladı. Bileklerini tek avucuna hapsetmiş, ince belini nazikçe kavramıştı. "Tek bir dileğim var."

Kızın yüzüne eğildi. Alnını kızınkine yasladı. Alınına dökülen sarı saçları gece saçlı kızın gözlerine gölge olmuştu. Pembe dudaklarını yaladı. Kalp ritmi kontrolden çıkmak üzereydi. Dudakları arasında milimler kalmıştı. Nefesleri uğuldarken fısıldadı. "Geri gelmen... Bana geri dön leydim."

Kırmızı benekli kahraman bileklerini kıpırdattı. Sarışın bileklerdeki kuvvetini arttırdı. Onu tekrar kaybetmek istemiyordu, Uğur Böceği zoraki de olsa bir elini kurtarıp Kara Kedi'nin bir yanağını avucu içine aldı. "Keşke Chat, keşke ancak ne yazık ki artık mümkün değil, biliyorsun."

"Usta Fu alamaz mı?" Masum bir arzuydu isteği. Sevdiği kızı yanında istemesi, onu arzulaması suç muydu? "Mucizeler oyuncak değildir, Kara Kedi. Bu ancak Uğur Böceği'nin kararı."

"Yani bıraksa gelirsin?"

"Öyle," Diğer bileğini de kurtarıp genç adamın ensesinden tutup okşamaya başladı. "Eğer geri gelemeyeceksen arkasına saklandığın maskeni çıkarmayı denesen?"

Genç kız dudaklarını aralamıştı. Eli gencin ensesinde sabitliydi. Bir elini göğsüne gezdiriyordu. "Korkuyorsun, biliyorum. Benim karşıma maskesiz çıkarsan çekineceksin, biliyorum."

"Kara Kedi," Genç kahramanın elleri beline sabitlendi kızın. Dokunuşları Marinette'in kalbini harekete geçiriyordu. "Bunu bu şartlar altında düşünebilirim ama bu sadece benim vereceğim karar değil, Usta Fu ile konuşmalıyım," Arkadan gelan sesle dikkatleri dağıldı. "Mini Böcek, gitmeliyiz. Usta Fu bizi bekliyor."

"1 dakika." Uğur Böceğinin istediği müsaade sonrası Bunnix, geri portala girdi. "Kara Kedi, bu gece yarısı, dolunayda, bizim yerimizde, maskeli ya da maskesiz geleceğim. Eğer korkarsam..."

"Seni şafağa kadar bekleyeceğim. Genç kız son bir kez sarıldı. Kokusunu içine çekti. Yüzüne, yeşil gözlerine bakıp önceden kalma makyajindaki rujlu dudaklarını yanağına bastırdı. Portala girmeden arkasını dönüp tebessüm etti. Kendi yanağını işaret edip "Yanağına dikkat etsen iyi olur." diyerek deliğe girdi.

۞

Genç kızın gergin bakışları ortalıkta dolaşıyordu. Ejder mucizesini geri almış, Ava'ya Uğur Böceği mucizelerini teslim etmişti. "Uğur Böceği, ben gardiyan Fu, seninle tanışmak bu şekilde olmuş oldu. Aklımda ki daha farklıydı. Senin ve diğer kahramanların kimliğini de biliyorum. Seni Lady Dragon'un onayıyla göreve aldım." Sadece başını salladı. "Ve sana gelince Lady Dragon," bakışlar Marinette'e döndü. "Vazifen olmadığın halde yardımın için teşekkür ederim."
"Usta Fu, benim panik atağım var. Kara Kedi'yi"Usta Fu, benim panik atağım var. Kara Kedi'yi daha önce bu konuda bilgilendirmiştim. O da muhtemelen bunu göz önüne aldı." Yaşlı adam sakalını okşadı.

Lady Dragon bakışlarıyla kızı süzdü. İçindeki kafa karışıklığı başını ağrıtıyordu. Onu kıskanmaya haddi var mıydı? Kara Kedi bir zamanlar kendisine aitken şimdi onu paylaşma düşüncesi boğazına yumru oturtuyordu. Şimdi Uğur Böceği'ni sevebilirdi veya bir sevgilisi olabilirdi. Onu temelli kaybetmişti. Bunun uçağa bindiği ilk anda farkına varmıştı. Uzun zamandır hislerinde kayboluyordu. Adrien'ı gerçekten sevmişti ama bir yerden sonra bunun takıntıya dönüştüğünü anlaması vakit almıştı. Bir yandan kahraman olduğu dönemde Kara Kedi ile sarıldığı, öpüştüğü, genç adamın onu etkisi alacak değerde sözler söylemesi, ona "partner" deyip iki ortaktan fazla olmaları gerçeği yüzüne vuruldu. Burada durmak istemiyordu daha fazla. Durdukça sinir kat sayısı artıyordu. Uğur Böceği'ne değil, kendi hatasına geriliyordu. 

"Usta." Lady Dragon seslendi. "Benim vaktim kısıtlı. Önemli bir şey konuşmak istiyordum." İhtiyar gardiyan kahverengi çekik gözleri ile karşısında oturan iki genç kızı süzdü. "Kara Kedi gizli kimliğimi öğrenmek istiyor. Ben de bunun sadece benim verebileceğim bir karar olmadığını söyledim. Ona göre bu gece yarısı buluşacağız."

"Lady Dragon," nefes aldı Usta Fu. Yüce gardiyan konuşacaktı ki Ava'nın sözleri ile bölündü. "Usta Fu, ben Uğur Böceği de tekrar kabul ederse görevini teslim almasını istiyorum. Kara Kedi'nin beni kabullenmesi çok zor oldu. Benim göreve getirilmem hiç kimse için iyi olmadı, bunun farkındaydım. Şu an işleri düzeltebiliriz. Bu olabilir mi?"

Gece saçlı kız mavi gözlerini açtı. Kayan bakışları mor bakışlarla buluştu. "Kabul ediyorsun, değil mi?" Kumral kız bakışlarını yana yatırdı. "Sakıncası yoksa, evet."

۞


Bulutlu karanlığın gecesinde uzaklara dalmış bir orman vardı. Karanlığın esiri olmuş ruhunun tesiri yapılamazdı. Şehrin gürültüsünden, parlak ışıklardan uzaklaşmıştı. Yalnızlığın dibine kaçıp onu tek sığınak haline getirmişti. Gündüzün bir vakti ortaya çıkmıştı gülümseme sebebi. Ona dokunmuş, onu koklamış ve tüm benliğinde hissetmişti. Sarılışı tüylerini ürpertiyordu. Öpüşü mahvediyor, paramparça ediyordu. Yamağındaki ruj izleri yok olmamıştı. "İyi ki kalıcı ruj sürmüşsün Leydim." diye geçirdi içinden. Ellerini soğuk betona temas ettirmişti. Sırtını boşluğa vermiş kışın gelişinin sertliğinde bekliyordu. Bir dizini bükerek, diğerini uzatarak oturmuştu. 

Sabaha kadar bekleyecekti. Tutulduğu, sevdasından delirdiği kızın aslen kim olduğunu öğrenecekti veya öğrenmeyip onu temelli kaybedecekti. İkinci olasılık canını sıkmaya çoktan başlamıştı. Ufak ufak damlayan yağmur damlaları siyah deri kostümünde nemleniyordu. Soğuk yel bedenini titretmişti. Arkasından gelen adım sesleriyle kulakları harekete geçmişti. "Uğur Böceği, sen misin?"

"Kulaklarının bu kadar uzağı algılayabildiğini bilmiyordum." Kıkırdadı. Bir-iki adım atıyordu ki genç adamın sesi onu duraklattı. "Sivilsen bekle, bu sandığımdan daha stresli." Yağmur hızlanıyordu. Su damlaları genç kızı tamamen kaplamıştı. Alnına yapışan saçlarını elleriyle düzeltti. Genç adama yanıt vermek yerine adımlarını ağırdan ağırdan ilerletti. Yüksek apartmanın tepesinde, uçurum benzeri olacak şekilde kenarında duruyordu sarışın. Arkasından gelen su ve adım sesleri birbirine karışıyordu. Arkasında, omzunun altında bir varlık hissetti. Yeşil bakışlarını mühürledi. Arkasından beline sarılan ellerle ellerini genç kızınkine sardı. Kalp ritmi yükseliyordu. "Chat,"

"Gözlerini aç." Genç adamın belindeki eller daha da sıkılaştı. "Gözlerimi açmadığımı nereden biliyorsun?" Yeşil gözlerin mührü kırıldı. Korkuyordu, hazır mıydı? İki sene boyunca maskenin altındaki kişiyi merak etmişti. Şimdi ise bir dokunuşuna, sesine, gülüşüne, gözlerine hasret yaşıyordu. "Sadece başını indir ve ellerime bak." Yağmurun şiddeti artıyordu. Yeşil gözlerini karnına indirmesi ile bakışları dondu. Dudakları aralık kalmıştı. "Dileğin gerçek oldu Kara Kedi, geri geldim." Sarışının bedenini hızlıca döndürmesi ile gece saçlı kızın elleri boşlukta kaldı. "Ne?"

Bilinci kaymıştı. Düşünemez, konuşamaz, kontrol edilemez bir hal almıştı. Geri dönebileceği fikrine adapte olamamıştı. Bunu göz önüne getirmemişti. "Leydin sana geri döndü."

Başını aşağıya eğip kızın yüzünü kavradı. Islanmış suratını kavradı iki avucu ile. "Gerçek misin sen?"

"Kara Kedi, bir oyun olamayacak kadar gerçeğim." O anda bilincinin netleşmesi ile kızı belinden tutup havaya kaldırıp döndürmeye başladı. "Chat! Düşmeden indir beni." Koskocaman yükselen kahkahaları birbirlerini tamamladıklarının kanıtıydı. Gece saçlı kızı indirdi. Belini kavrayıp kendine çekti. İşaretparmağını dudaklarına bastırdı. "Seni bir kez bıraktım ve düştün. Bir daha asla bırakmam, asla." Fısıltılı cümleleri tebessüme döndü. Boynuna dolanan ellerle karşılığını verdi.

۞

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi alalım?

Beğendiniz mi? Beklentinizi karşıladım mı? Karşıladıysam ne mutlu bana. Oylarınızı bekliyorum

-Luna Angellina Wood

yazım tarihi [10.12.2023]

Czytaj Dalej

To Też Polubisz

1.3K 49 77
Beslenme, spor, sağlık günlüğü
50.4K 2.5K 33
Srius Black'in kızı olan Elara Black ve Riddle ailesinin varislerinden biri olan Mattheo Riddle
156K 16.5K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
27.1K 699 14
Robert hayranlarına sevgilerimle... Bu kitabımda Robert hakkında herşeyi yazacağım. Desteklerinizi bekliyorum...