Frank Ray: LONDRA'NIN YÜZ KAR...

By hayaletYazardayazmaz

1.9K 363 124

Frank Ray Londra'nın yeni milyoneri, gizemli adamı. Şehrimin yüz karası. Doğu Yaka'sının lideri. Dışarıdan ba... More

TANITIM
BÖLÜM BİR
BÖLÜM İKİ
BÖLÜM DÖRT
BÖLÜM BEŞ
BÖLÜM ALTI
BÖLÜM YEDİ
BÖLÜM SEKİZ
BÖLÜM DOKUZ
BÖLÜM ON
BÖLÜM ON BİR
BÖLÜM ON İKİ
II. KISIM
II. BÖLÜM ON ÜÇ
II. BÖLÜM ON DÖRT
II. BÖLÜM ON BEŞ
II. BÖLÜM ON ALTI
II. BÖLÜM ON YEDİ
II. BÖLÜM ON SEKİZ
II. BÖLÜM ON DOKUZ
II. BÖLÜM YİRMİ
II. BÖLÜM YİRMİ BİR
II. BÖLÜM YİRMİ İKİ
II. BÖLÜM YİRMİ ÜÇ
II. BÖLÜM YİRMİ DÖRT
II. BÖLÜM YİRMİ BEŞ
II. BÖLÜM YİRMİ ALTI
II. BÖLÜM YİRMİ YEDİ
II. BÖLÜM YİRMİ SEKİZ
II. BÖLÜM YİRMİ DOKUZ
III. KISIM
III. Kısım için Açıklama

BÖLÜM ÜÇ

78 16 1
By hayaletYazardayazmaz


"Hadi oyalanma Effy. Koridorlar baştan aşağı temizlenecek!"

Üzerime bir çuval çöp poşetini fırlatarak, beni yarım saatte bir azarlayan Madam Bovalyn'e belki bin birinci kez gözlerimle ateş açıyordum.

Manyak kadın! Hem küçücük, eski bodrum katında yaşamamıza izin versin hem de dört katlı apartmanın temizliğini haftada üç güne çıkarsın!

Hay sıçayım. Gerçekten ellerimle kova kova su taşımaktan, halterci olacaktım. Yine de Madam'ı memnun edemiyordum.

"Madam siz kızlarla arenaya gideceksiniz değil mi?" Elimdeki beyaz bezi, temiz kovanın içine atıp, çitileyeceğim sırada konuşuyordum.

"Şimdi arenada maç sonucu kazanan bir düzine adam olacak ya... onlarla ilgilenirsiniz." Bir de tek başıma işimi yapabilmek için, çık git kadın!

Madam benim sözlerimin aksine, lobide asılı duran büyük aynaya yaklaştı ve yüzüne renk gelmesi için yanaklarını parmaklarıyla çekiştirdi. "Sen işine bak Effy, başında durmadığım sürece doğru dürüst çalışmıyorsun, aklın nerede senin?"

Bilmem, kafamdaki tahtalardan biri eksikti ya. Belki onu aramaya çıktık.

Kendi kendime kıkırdadım, elimde değildi ne yapayım? Komikti bir kere, tabii bunu Madam'a açıklayamadığım için bana ters ters bakıyordu. Elimdeki beyaz bezi havaya kaldırarak, merdivenleri silmeye koyuldum. Çalışıyorum işte kadın. Acı bana!

Yirmi yaşında kitap okuyup, biftek dilimleyecek ellerimizle ne yapıyorsun tanrı aşkına.

"Ne yapayım? Lise mezunu bile değilim. Dışarıdan okumaya para mı yetiyor. Mecbur çamaşır sularına bulanacağım!" Kendime kızarak, biraz da söylenerek tüm sinirimi elimdeki temiz ve kirli kovalara verdim.

Temiz kovalar.
Kirli sular.
Rengi atan bezler ve havlular.

En nihayetinde, temizliğim bitmiş, Madam akşama doğru artan rüzgardan dolayı halime acımış ve apartmanın önünü silmemi es geçmişti. Şimdi gidip duş almak için, Madam'ın evine çıkacaktım.

Temiz sular.
Çıplak ve kirli bir beden.

Madam evinin anahtarını verdiği sırada apartmanın dış kapısını sıkı sıkıya kilitlemem gerektiğini tembihlemişti. Bu geceki müşterileri eve değil, arenada toplayacaklardı. Bu yüzden kimsenin gelmesini istemiyordu.

Bende hay hay, dedim tabii. Ne diyecektim başka. Hiçkimsenin olmaması daha çok işime gelirdi. Sonuçta duş alıcaktım, duş!

Bodrum katında bulunan odamdan vücudumu saracak pembe havlumu ve banyo lifimi aldım. Odamın kapısını da kilitledim. Hemde de iki kere üst üstte.

Şimdi sıra giriş katta bulunan Madam'ın sıcacık evine girmekti. Yalan söyleyemezdim. Madam Bovalyn'in evi çok moderndi. Duvarlarıyla uyumlu ceviz kaplama mobilyaları ve yemek masası çok hoşuma giderdi mesela, orada oturup tüm gün boyunca karalama yapabilirdim. Bazı zamanlar Madam'ın iyi gününe denk gelir, beni akşam yemeğine evine çağırırdı. İşte o zamanlar gerçekten ahşap yemek masasında karşılıklı olarak oturur konuşurduk.

Evet ben, pek âlâ konuşkan olabiliyordum.

Büyük bir keyifle Madam'ın evine girdiğimde, hiçbir ışığı açmadan hemencecik banyosuna ulaştım. Buradaki ışığı açarak işe koyulduğumda da bir yandan soyunuyor bir yandan da küvetini dolduruyordum. Teşekkürler Tanrım, Madam sayesinde küvetin ne kadar keyifli olabileceğini iki senedir görüyorum, çok teşekkürler.

Küvet en sonunda doldu. Bende çırılçıplak bir şekilde ılık suyun içerisine girdim. Kendimi yıkamadan ve şampuanlamadan önce, Madam Bovalyn'in duş jelini ve duş köpüğünü üzerime bocaladım.

"İşte cennet bu kadar ılık ve güzel hissettirmeli. Evet kesinlikle, şu anda cennetteyim. Resmen süt banyosu yapıyorum, köpük köpük!" Kahkaha atarak tenimi çitiledim. Saçlarımı köpürttüm. Ani bir kararlada Madam'ın geç geleceğini hatırlayarak küvetin içinde durulanarak, bir kere daha ılık su hazırladım ve gözlerimi yumdum. Tanrım, ılık su buğday tenimi porselene dönüştürmüştü.







***


Küçük bir kapının açılma sesiyle gözlerimi araladığımda, ayağım küvetin içine kaydı ve ben dengemi kaybederek, suya gömüldüm. Korku ve panikle, küvetin her iki yanından ellerimle sıkı sıkıya tutunarak kalktığımda, belimden yukarısı sudan çıkmıştı.

Nefes nefese, başımı sol tarafa çevirdim. Madam'ın evindeydim ve gelenin o olduğunu düşünüyordum.

"Senin ne işin var burada!" Çığlık atarak konuşmaya çalıştığımda, iğrenç gözleri çoktan çıplak göğüslerime inmişti. Akabinde hızlıca kollarımı göğsüme sarmaladım.

Tanrım bu Frank'ti! Bizi çıplak yakaladı!

Hiçbir şey demeden, kapı koluna asılarak banyodan çıktığında, banyoda tek başımaydım. Madam beni öldürecek, dedim kendi kendime. Hiç değilse az önce o aptal adamın karşısında düştüğüm durumun cezasını bu şekilde çekebilirim de dedim.

Ulu tanrım ben neler söylüyordum. Üzerime pembe havlumu geçirerek hızlıca durulanmaya çalıştığımda, ayağım takıldı, yüzümü neredeyse mermer küvete çarpacaktım. Burnumu kıracaktım, bir bu eksikti!

Gerginlikten kasılan bedenime hakim olamıyordum. Madam beni bu halde gördüğü için kovacaktı belki de. Ya o adamın bu saatte burada ne işi vardı. Madam'la mı yatacaktı yoksa? Daha çok gerildim. Madam'ın gecesini böldüğümü sanıyordum.

Bütün bu düşüncelerim arasında, havluyla üzerimi kurulamak çok zordu! "Tanrım! Biraz susun!"

Kendi kendime bağırarak konuştuğumda, banyonun kapısı tıklatıldı. "Effy, iyi misin çocuğum? Banyodan bir an önce çıkar mısın, ah çocuğum içeride neler oldu bir bilsen..."

Madam Bovalyn'in sesiydi bu, benimle dertleşmeye mi çalışıyordu, azarlamıyor muydu beni? Havluyla üzerimi doğru dürüst kurulamadan, uzun boylu, beyaz geceliğimi üzerime geçirdim. Nemlenen vücudumdan dolayı sırtıma yapıştıyordu ama en azından göğsüm ve göbeğim kupkuruydu. Bacaklarımın arasından iç çamaşırımı geçirerek, küvetteki tıpaça asılarak, biriken suyu gidere yolladığımda, nefes nefese banyonun kapısını açtım.

Karşımda, ağzını parmaklarıyla kapalı tutan ve usul usul burnunu çekiştiren, yarı ağlamış Madam vardı. Beni görünce önce bana sarıldı.

"Ah! Effy, ne yapacağım ben şimdi?" Beni gördüğüne sevinmiş gibiydi. Bana kızıp, azarlamayacak mıydı? Ben saatlerdir banyosunda uyukluyordum!

"Ne oldu Madam Bovalyn?" dedim. Onun sarılışına karşılık vermesemde, konuşmaya çalışıyordum. Enseme yapışan ıslak saçlarımı tenimden çekerek, omzuma doğru atarak, sarılmamıza ara verdiğinde, Madam derin bir nefes aldı.

"İçeride Frank beyefendi ve arkadaşları var. Az önce araziden çıktık. Çok büyük bir kavga oldu ve adamlarını mecbur buraya getirdim."

Madam Bovalyn transa girmiş gibi sessizce konuşmaya devam ediyordu. Bense hiçbir şey anlayamıyordum. Tanrım adam az önce beni yarı çıplak görmüştü!

"Neden adamlarıyla buraya geldiler?"

"Madam Bovalyn siz hiç iyi değilsiniz, Arazi'de bir şey mi oldu? Bu adamların evinize gelmesinden çok tedirgin olmuş gibisiniz..." fısıldadım bende, Madam'a ayak uydurmak için fısıldıyordum tabii!

Bir şeyler söyleyecekti ama dudakları kıpırdamadı. Sadece gözlerimin içine baktı. "Hadi, sen odana geç. Salondaki adamlarla hiçbir şekilde göz teması kurma. Duydun mu beni? Kimseyle konuşma."

Madam Bovalyn beni elimden tutarak, banyodan çıkardığında evinin ana koridorundan doğruca dış kapıya ilerliyorduk.

Salonda kaç kişi vardı ki? Çok merak ettik! Madam göz teması kurmamamızı söylemişti ama kaç kişi olabilirlerdi ki?

Çok merak ettim. Artık ya merakımdan bu geceyi kötü atlatacaktım ya da hiçbir şey olmayacaktı. Salonun önünden geçeceğimiz sırada başımı kaldırdım. İçerideki adamların kaç kişi olduğunu saliselik bir bakışla asla anlayamazdım ama kalabalık olduklarını algılamıştım.

Bunca erkeğin arasında yalnızca Madam'ın olacağı beni ürküttü. Acaba Madam Bovalyn'i tehdit mi edeceklerdi? Tanrım ya kadına zarar verirselerdi?

Dış kapının önüne yaklaşacağımız sırada, "Bovalyn, yanındaki kızı da al salona geçin," birinin seslenişiyle, duraksadık. Arkamızdan iki adamın koridora çıkmasıyla da Madam'ın gözlerini kısarak bana başını sallayışını yakaladım.

Yüzünde yapay bir tebessümle, "Beyefendiciğim," dedi. "Kızcağız üşütmüştü, izin verin odasına insin. Burada durmasın."

Görüyor musun?
Bizi koruyor. Bizi bu adamlardan korumaya çalışıyor.

————

Continue Reading

You'll Also Like

3.1M 121K 33
Sayıner Ailesi #1# Beş kardeşin aşklarının ele alındığı hikâyede, kimi zaman tutkuyu, kimi zaman saflığı, kimi zaman da komediyi yaşayacaksınız. İsta...
72.4K 6.1K 41
Azrail' in insan oluşunu anlatan mürekkep, kararırken aşkı mırıldanıyor... Kapak tasarımı; İrkeladeyna
324K 21.4K 26
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
707K 32.6K 26
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...