River Stark (tony of daughter)

By SuGuler_

24.6K 1.8K 873

"Akıllısın çocuk." Dedi Thanos River'ın başını okşarken. Daha sonra koca kütlesini biraz daha yaklaştırdı ve... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3.bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm "sence hala aynı River mıyım?"
10. Bölüm
11. Bölüm
12.bölüm "kimsenin suçu yok."
13. Bölüm "ego stark"
14.bölüm
15.bölüm. "Dikkatli ol..."
16.bölüm
Yeni kitap
Yeni Kitap2
17. Bölüm
18.Bölüm
19.bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm "Is it okay to love pain?"
31.Bölüm
32. Bölüm (SEZON FİNALİ)
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm "kader.."
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm

24. Bölüm

394 40 38
By SuGuler_

(Yavaş yavaş okuyun, iyice sindirin çünkü uzun bir bölüm.)

Koşarak sarıldığım ilk kişi babamdı.

Kollarımı boynuna sararken onu ne kadar özlediğimi fark ettim. O da kollarını belime sardı, başımı öptü.

"Geldin." Dedi sessizce, sesi kötü geliyordu. "Sizin için." Diye karşılık verdim.

Ondan ayrıldığımda beni kendine çeken Nat'di.

Ona da babama sarıldığım gibi sarıldım.

"Seni çok özledim minik ajanım." Diye fısıldadı, gülümsedim. Bende onu çok özlemiştim, keşke başka sebeplerden dolayı buraya gelmiş olsaydım. "Bende öyle."

Babamın mırıldandığını duyuyordum. "Kesinlikle kıskanmadım."

Gülerek ona döndüğümüzde arkadaki Rhodey'i gördüm. Gidip ona da kısaca sarıldım.

Gözlerim ister istemez Steve'i aramıştı, ama o burada değildi. Tıpkı sam, wanda, Clint, Thor ve Bruce gibi.

Arkadaki Pietro'nun sesini duyduk, "Wanda neden burada değil?" Dedi, sesi ilk defa ciddi çıkıyordu. Babam ona bir adım yaklaşarak karşısında durdu, rahatça gülümsedi. "O güvende, merak etme." Dedi. Cidden, o neredeydi?

Pietro ikna olmamış olacak ki "onu görmek istiyorum." Dedi.

Babam yorgunca yerine oturdu. "Pekala, hemen sana Amerika'ya gitmen için bir bilet alalım, Olur mu?" Dedi. O sırada gözlerim Pietro'ya kaydı, gitmek istediği belliydi. "Hızlı olsan iyi edersin."

•••

Bucky Barnes geri dönmüştü.

Üstelik Steve ona yardım edip, Alman askerlerine zarar verdiği için suçlu sayılacaktı, biliyordum.

Natasha'nın yanında Steve'in yanına gitmek için ilerlerken babamın nereye gittiğini bilmiyordum, ortalıktan kaybolmuştu.

Steve askerlerin yanında gözükürken hızla oraya gittik. Daha doğrusu, Natasha hızlıca gitti. Ben onun arkasındaydım.

Steve'in gözleri beni bulunca duraksadı, kaşları çatıldı Ama bakmaya devam etti.
Ben ise gözlerimi kaçıracak Natasha'nın yanına geçtim.

Wakandanın prensi olduğunu düşündüğüm kişi adama karşı "buradan ayrılmaya niyetim yok." Dedi. Natasha sessizce cevap verdi, "bilginiz olsun beyler, bu işi daha da kötüleştiriyor."
Steve ona bakmadan konuştu. "O yaşıyor."

Koridordan çıkıp bir yere girdiğimizde babamı gördüm, telefonla konuşuyordu.
Natasha Steve'e yaklaştı, "başka sorun çıkarmamaya çalış lütfen ." Dedi.

Steve babamı görür görmez, "sonuçlar mı?" Diye sordu. Babam ona doğru yürüdü, "bakan Rose soruşturulmanızı istiyor." Dedi. "Buna mecburdum."

Natasha ile beraber yürüdüler, bende onların yanına giderken Steve "kalkanı alamayacağım değil mi?" Diye sordu.
Nat onlara döndü. "Teknik olarak bu devletin malı." Sam'e baktı. "Kanatlarda öyle." Sam homurdandı. "Haksızlık bu."
Babam da onlara baktı. "Hapisten iyidir."

Steve'in bakışlarını hissediyordum. Ama dönüp ona bakmadım. Onun yerine Natasha ile beraber bir odaya girdim.
Natasha yorgunca koltuğa oturdu, kafasını geri attı.  Bende onun ayağının altındaki koltuğa uzandım.

Uzanıyorduk ama uyumuyorduk, her an tetikte gibiydik.

"Bucky Steve'i hatırlıyor mu?" Diye sordum. Natasha gözleri kapalı bir şekilde cevap verdi. "Evet, ama onun sadece Steve olduğunu biliyor, henüz tamamıyla hatırlamış değil." Gözlerimi ona çevirdim, sesi üzgün geliyordu. "Hydranın onu bırakacağını düşünmüyorsunuz öyle değil mi?" Diye sorguladım. O da bunu düşünüyor olacak ki bir kaç saniye bekledi. "Hayır, düşünmüyoruz. Ama buraya ulaşmaları çok zor, o burada güvende."

Kollarımı birbirine sardım.

"O antlaşmayı neden imzaladın?" Dedim birden, bunu neden yaptığını bilmek istiyordum. Ayaklarını sallamaya başladı. "Sadece objektif düşünüyorum. Yanlışlarımızı telafi etmeliyiz, kusursuz değiliz ve gözetim altında olmamız kötü bir fikir değil."

Kabul etmesi sor bir antlaşmaydı, bir anda devlet ajanına dönüşmek gibi bir şeydi. Seçme haklarını yok ediyorlardı, yenilmez olmaktan vazgeçiyorlardı.

Ama eğer imzalamazlarsa emekli olunacaktı. Yani, artık yenilmez bile olamayacaklardı. Üstelik aile dağılırdı, bu açıktı.

"Keşke böyle olmasaydı." Dedim üzgün bir şekilde, "keşke başka bir seçenek olsaydı."

Natasha'nın kapalı gözleri açıldı, bana baktı. "Yanıma gel." Dedi. Koltukla bana yer açtı. Beklemeden ayağa kalkıp onun yanına uzandım, iki koluyla beni sararken yüzüm kalbinin üstündeydi.

Kalbinin üzerinde olmak uykumu getirmişti, küçüklüğümden beri onun kalp sesi benim için ninniydi.

Bunu fark ettiğinde güldü. "Hala işe yarıyor."

•••

Ne kadar uyuduğumu bilmiyordum ama uyandığımda Nat gitmişti.

Korkuyla ayağa kalkarken uyku sersemi olmama rağmen ayağa kalktım, kırmızı alarm yanıyordu.

En alt kata indiğimde gelen sesler çoğaldı, yerdeki babamı gördüm. Korkuyla kalbim çarparken Bucky'i gördüm.

Natasha boğazını tutarken o benim yakın olduğum merdivene atladı, hayatımın en hızlı koşusunu yaparak bende merdivene atladım.

İkimiz neredeyse aynı anda atlarken karşısında durdum.

Yazardan...

Bucky karşısındaki kızı görünce duraksadı, kızın ne kadar güzel olduğunu geçirdi içinden.  Ama sonra düşünmeyip kıza yumruk atmaya çalıştı.
River yumruğu tutup bacaklarını Bucky'nin boynuna sardı, geriye doğru takla attı.

Bucky'i yere sererken hala onu boğuyordu, destek almak için Demir'e tutundu.

Bucky acıyla nefesini verirken kızın bacağına yumruk attı.

River acıyla inlerken Bucky onu duvara vurdu, boğazını tutarak sıktı.

River nefes alamadığını fark ettiğinde bacaklarını Bucky'nin beline sardı ve o da onun boynunu tuttu.

Kucağında Elindeki karıncalanmayı Bucky'e yollarken Bucky acıyla geri çekildi. River bacaklarını ondan çekti.

Ama bu sefer Bucky River'ın karşı çıkmasını engelleyerek belini tuttu ve demirlerden aşağı fırlattı.

River masanın üzerine düşüp masayı kırarken T'challa Bucky'e baktı, ama o gitmişti.

Sharon River'ı kaldırdı, "sen River olmalısın." Dedi, dudağını kanıyordu.
River onun elini tutup kalkarken "sende Sharon olmalısın." Diye yanıtladı.

Sharon şaşırarak bakıp, "beni tanıyor musun?" Dedi.

River ise onu hüsrana uğrattı. "Hayır." Dedi rahatça, "yaka kartında yazıyor."
Daha sonrasında onu arkasında bırakarak Steve'in peşinden koştu.

Steve ve Bucky en tepeye çıktıklarında Bucky helikopterdeydi.

Steve hızla koşarak helikopteri tuttu, o sırada River geldi. Ama Bucky ani bir hareket yaparak helikopteri çarptı ve bırakmasını sağladı.

Steve'in boğazını tutunca River hızla koşup onu tuttu.

Ayağını demire yaslarken şu an helikopteri tutuyordu.

Steve River'a seslendi, zorca.. "bırak River."

Ama River bırakmayınca helikopterle birlikte o da düştü.

River kendini tutamayarak çığlık attı.

Suya düştüklerinde ise Steve'in kollarını hissetti. Ama hemen geri çekilerek suyun üstüne çıktı.

*suda bile trip atıyorsun kızım be.*

Steve geldi mi diye baktı, ama yoktu.
Hemen daldı, o sırada Steve'i gördü.
Bucky'i çıkarmaya çalışıyordu.

River dalarak Bucky'nin kolunu tuttu ve yardım etti.

İkisi beraber Bucky'i çıkarınca River nefesinin yetmediğini anlayıp ilk çıkan kişi oldu. Karaya çıkınca derin bir nefes aldı ve kendini yere attı.

Öksürerek Steve'e baktı, o da çıkmaya çalışıyordu. River Bucky'nin kollarından tutarak çekiştirdi, o sırada Steve Bucky'i tutmasını fırsat bilip çıktı ve Bucky'i çekti.

River sırtını yere yasladı. "Bu aksiyonu özlemişim." Dedi.

Steve de onun yaptığını yaptı. "Özlediğin tek şey aksiyon mu?" Dedi derin nefesler alırken.

River ona baktı, sonra yeniden gökyüzüne. "Aradığın cevap bende yok."
Dedi.

•••

Bucky'im de geldi canlarrimm.

Öncelikle şunu söyleyeyim ki River'da bizim gibi çok kararsız bir yapıya sahip. Yani aslında Bucky'nin haklı olduğunu biliyor fakat tek istediği tedavi olması, Tony'nin aksine hapise girmesini istemiyor. Evet, yargılanmasını istiyor fakat masumluğunun ortaya çıkması için.

Kitabı her an ani bir kararla Bucky'e döndürebiliriz isterseniz hajajajaha

Eğer istemezseniz bile çok iyi arkadaş olacaklarına emin olabilirsiniz, Bucky River'ın ona James diye hitap etmesini seviyor, göreceksiniz.

Bence Pietro ile de çok yakın arkadaş olabilirler.. hiçbir şekilde onu harcamak istemiyorum.

Steve büyük bir hata yapacak.

O hatayı yazarken defalarca lanetler okuduğumu hatırlıyorum, ama merak etmeyin River güzel bir şekilde intikamını alacak.

Yazdığım ve beklettiğim bölümler adına konuşmam gerekirse River ve Bucky'nin arasında tuhaf bir bağ oluştu.

Spoiler! (Çok iyi bir yazarım, sizi meraklandırmıyorum hiç!!)

River kavganın ortasında bıçakla Bucky'nin bacağını çizdi diye pişman oldu ve o kargaşa da onun yarasını sardı, birbirlerinin yarasını sardılar.

Aralarındaki bağa ne dersek diyelim, onlar birbirini anladı.

Steve'in ise kafası çok karışık.

Bu seçenek çok tuhaf gelecek fakat önemli olan sizin River'ı kimle görmek istediğiniz. O yüzden eğer Steve yerine Bucky'i isterseniz yazın, seve seve değerlendiririm. Çünkü bende onları yazarken istemsizce sırıtmaya başlıyorum.

Steve'e ise bence hepimiz kızgınız. Bende kızgınım, ama neyse. Her şey bir gün doğru yolunu bulur, buldururuz

Sizi 3000 kez seviyorum canım okurlarım!

Continue Reading

You'll Also Like

334K 18.7K 59
Tamamlandı;) Her şey Eski sevgilisi diye yazdığı adam Yüzbaşı çıkınca başladı 🤭
1.1K 76 13
Diğer adı The Interstellar Pirate Leader That Kidnapped His Bride, 被 星际 海盗 抢 婚后 ya da 被綁架的新娘. *** Murong Pei geçmiş hayatında bir erkek imparatoriçey...
ZAMAN SARNICI By A.SENA

Science Fiction

28K 1.9K 21
21.yy'da İstanbul Emniyetinde görev yapan komiser Gonca Kandemir, bir sabah gelen bir cinayet ihbarıyla Yerebatan Sarnıcı'na gider. Gün boyu davayla...
13.8K 851 9
Instagram grubu oluşturuyorum kitap hakkında gelmek isteyenler Dmden yazsın(sadece kızlar) Instagram hesabım : sevvall_s6