45. Bölüm

118 16 14
                                    

Tony masanın üstündeki Spider man kostümüne bakarak gülümsedi. Peter bunu görünce havadan uçacaktı fakat ne zaman vereceğini kestiremiyordu.

"Buna bayılacak." Dedi kendi kendine.

Peter onun oğluydu.
Kan bağları yoktu, evet. Ama kan bağı olan insanların birbirine vermediği sevgiyi o ikisi birbirine hissediyordu ve aile kan bağı ile olmazdı. Ailenin temeli sevgiydi. Tony ise Peter'ı kendinden vazgeçecek kadar çok seviyordu.

Gözleri maalesefki yaşlanmaya başlamış köpeğine döndü. Eski neşesi ve heyecanı yoktu. Ama sadakati hala aynıydı.

Tony ona bakınca ayaklarının çamur olduğunu gördü ve tasması kaymıştı.

"River seni nereye götürdü bakayım." Dedi gülerek. "Artık benim kadar pasaklısın Ama şansına küs oğlum, ben kokmuyorum."

Clinty ona doğru hızlı adımlarla gitti ve patilerini bacaklarına çıkarmaya çalıştı.

"Hayır hayır o pasaklı patilerini üzerimden çek." dedi sitemle.

Sonra ise tasmasını çıkardı ve masasına koydu. Kimsenin bilmediği gizli bir kamera ve mikrofon vardı.

River ise eve geldiğinde berbat bir haldeydi. Üstelik babasına hiçbir şey anlatmadan duşa girmişti.

Tony bunun doğru bir fikir olmadığını biliyordu Ama o görüntülere bakmadan içi rahat etmeyecekti.

Friday'e kısa bir şekilde Clinty'i çağırmasını söyledi. Köpek burda olmamalıydı.

Tasmasının içinden çipi çıkartarak holograma yansıttı.

•••

River Stark'tan...

Günün en sevdiğim saatlerindeydik, güneş doğuyordu ve ben duştan yeni çıkmıştım.

Dünü hatırlamak istemediğim için kendime sıcak bir kahve koyup balkonuma geçtim. Çiçeklerimin canlılığı benim yanımda çok renkli duruyordu.

Saçlarımı kurutmadan burada oturduğum için hasta olabilirdim Ama umrumda değildi.

Güçlerim varken sinüzit bile olmuyordum ve bunu hatırlamak bana acı veriyordu. Tanrı bir anda her şeyimi elimden almıştı.

Sol gözümden bir yaş aktığında şaşkınlıkla sildim. Ağlamak istemiyordum ancak gözlerim bunu inkar ediyordu. Üstelik o kadar şişlerdi ki dokununca tuhaf hissediyordum.

Kafamı geriye doğru yaslayıp bir yudum almıştım ki kapı bir anda açıldı. Bu şaşırtıcıydı çünkü kapım çalınmadan açılmazdı, bu bir kuraldı. Bunu ihlal edebilecek ise yalnızca iki kişi vardı.

"River!" Diye bir bağırma sesi duydum ve bu elbette ki babama aitti.

Korkuyla ayağa kalktım ve bardak elimden düştü, paramparça oldu ve ayaklarıma battı.

Acımı  hissedemiyordum çünkü korkum acımdan fazlaydı. Kalbim öylesine hızlı atıyordu ki kulaklarım duyacakları için kendini hazırlıyordu.

"Bu ne?" Dedi bir anda.

Bilekliğindeki saate dokundu ve bir anda hologram belirdi. O hologramda ise tek bir ses duyuluyordu.

"Hala gözlerime bakarken bana ait olmadığını söyleyemezsin."

"Hala gözlerime bakarken bana ait olmadığını söyleyemezsin."

River Stark (tony of daughter)Where stories live. Discover now