24. Bölüm

344 39 38
                                    

(Yavaş yavaş okuyun, iyice sindirin çünkü uzun bir bölüm.)

Koşarak sarıldığım ilk kişi babamdı.

Kollarımı boynuna sararken onu ne kadar özlediğimi fark ettim. O da kollarını belime sardı, başımı öptü.

"Geldin." Dedi sessizce, sesi kötü geliyordu. "Sizin için." Diye karşılık verdim.

Ondan ayrıldığımda beni kendine çeken Nat'di.

Ona da babama sarıldığım gibi sarıldım.

"Seni çok özledim minik ajanım." Diye fısıldadı, gülümsedim. Bende onu çok özlemiştim, keşke başka sebeplerden dolayı buraya gelmiş olsaydım. "Bende öyle."

Babamın mırıldandığını duyuyordum. "Kesinlikle kıskanmadım."

Gülerek ona döndüğümüzde arkadaki Rhodey'i gördüm. Gidip ona da kısaca sarıldım.

Gözlerim ister istemez Steve'i aramıştı, ama o burada değildi. Tıpkı sam, wanda, Clint, Thor ve Bruce gibi.

Arkadaki Pietro'nun sesini duyduk, "Wanda neden burada değil?" Dedi, sesi ilk defa ciddi çıkıyordu. Babam ona bir adım yaklaşarak karşısında durdu, rahatça gülümsedi. "O güvende, merak etme." Dedi. Cidden, o neredeydi?

Pietro ikna olmamış olacak ki "onu görmek istiyorum." Dedi.

Babam yorgunca yerine oturdu. "Pekala, hemen sana Amerika'ya gitmen için bir bilet alalım, Olur mu?" Dedi. O sırada gözlerim Pietro'ya kaydı, gitmek istediği belliydi. "Hızlı olsan iyi edersin."

•••

Bucky Barnes geri dönmüştü.

Üstelik Steve ona yardım edip, Alman askerlerine zarar verdiği için suçlu sayılacaktı, biliyordum.

Natasha'nın yanında Steve'in yanına gitmek için ilerlerken babamın nereye gittiğini bilmiyordum, ortalıktan kaybolmuştu.

Steve askerlerin yanında gözükürken hızla oraya gittik. Daha doğrusu, Natasha hızlıca gitti. Ben onun arkasındaydım.

Steve'in gözleri beni bulunca duraksadı, kaşları çatıldı Ama bakmaya devam etti.
Ben ise gözlerimi kaçıracak Natasha'nın yanına geçtim.

Wakandanın prensi olduğunu düşündüğüm kişi adama karşı "buradan ayrılmaya niyetim yok." Dedi. Natasha sessizce cevap verdi, "bilginiz olsun beyler, bu işi daha da kötüleştiriyor."
Steve ona bakmadan konuştu. "O yaşıyor."

Koridordan çıkıp bir yere girdiğimizde babamı gördüm, telefonla konuşuyordu.
Natasha Steve'e yaklaştı, "başka sorun çıkarmamaya çalış lütfen ." Dedi.

Steve babamı görür görmez, "sonuçlar mı?" Diye sordu. Babam ona doğru yürüdü, "bakan Rose soruşturulmanızı istiyor." Dedi. "Buna mecburdum."

Natasha ile beraber yürüdüler, bende onların yanına giderken Steve "kalkanı alamayacağım değil mi?" Diye sordu.
Nat onlara döndü. "Teknik olarak bu devletin malı." Sam'e baktı. "Kanatlarda öyle." Sam homurdandı. "Haksızlık bu."
Babam da onlara baktı. "Hapisten iyidir."

Steve'in bakışlarını hissediyordum. Ama dönüp ona bakmadım. Onun yerine Natasha ile beraber bir odaya girdim.
Natasha yorgunca koltuğa oturdu, kafasını geri attı.  Bende onun ayağının altındaki koltuğa uzandım.

Uzanıyorduk ama uyumuyorduk, her an tetikte gibiydik.

"Bucky Steve'i hatırlıyor mu?" Diye sordum. Natasha gözleri kapalı bir şekilde cevap verdi. "Evet, ama onun sadece Steve olduğunu biliyor, henüz tamamıyla hatırlamış değil." Gözlerimi ona çevirdim, sesi üzgün geliyordu. "Hydranın onu bırakacağını düşünmüyorsunuz öyle değil mi?" Diye sorguladım. O da bunu düşünüyor olacak ki bir kaç saniye bekledi. "Hayır, düşünmüyoruz. Ama buraya ulaşmaları çok zor, o burada güvende."

River Stark (tony of daughter)Where stories live. Discover now