20. Bölüm

457 33 80
                                    

River'dan...

Eve dönmüştük.

Ev, babamın olduğu her yerdi. Ve ev, onun olduğu her yerdi.

Babamın anlattığına göre robot son anda anahtara dokunmuştu, bizde bunu beklemediğimiz için hazırlıksız yakalanmıştık.

Thor olmasaydı ölürdüm. İkinci kez ölümün ucuna gelmiştim, gerçek anlamda.

Steve kendini suçluyordu, ve ben ona hayır, senin suçun değildi demeye fırsat bulamamıştım.

Pietro'nun durumu normaldi. Sadece bir süre gücünü kullanamayacaktı, açısından dolayı.

Ben ise kimsenin haberi olmadan bir karar almıştım, kendi içimde.

Gitmek istiyordum.

Buna kaçmak denilir miydi bilmiyordum, ama öyle denilse bile kabul ederim, kaçıyorum derdim.

Babamın hoş karşılayacağını biliyordum. En başından beri gitmemi istiyordu.

Bugün ilk defa büyük bir adım atacaktım.

Steve'e benimle gelmesini istediğimi söyleyecektim. Ama korkuyordum, vereceği cevaptan ve tepkisinden. Ya gelmezse, o zaman ne yapardım?

Onunla neden gitmek istediğim açıktı, güvende hissediyordum.

Onun bana kendisini açıklamasına izin verecektim. Geç bile kalmıştım, vereceği cevaba ihtiyacım vardı. Ona değer veriyordum. Aşk olsun veya olmasın, onunla aramızda tuhaf bir bağ vardı. Bazen babam gibi konuşuyordu, bazen abim, bazen ise hayat arkadaşım.

Steve bunların hepsiydi, ve onun benimle gelmesini istiyordum. Babam buna ne tepki verecekti hiçbir fikrim yoktu, korktuğum bir diğer şey ise buydu.

5 gün sonra

Avengers üssü

Babam zırhı için yeni fikirler bulmuştu, bu yüzden ortalıklarda gözükmüyordu.

Babam 3 gün sonra gideceğimi biliyordu. Sık sık beni ziyaret etmeye gelecekti, ve gerçekten de hoş karşılamıştı.

Bunu fırsat bilip salonda oturan Steve'in yanına gittim, oturdum. Gözleri şaşkınlıkla bana döndü, yanına oturmamı beklemiyor muydu?

"Selam." Dedim gülümseyerek, kalbim hızlanmıştı. Ama bunun sebebi söyleyeceğim şeydi.

Yavaşça doğruldu, üzerindeki mavi tişört iyice bedenini sardı. Mavi ona yakışıyordu.

"Selam, bir sorun mu var?" Dedi benim gibi gülümseyerek. Cidden, onun yanına gitmem için bir sorun mu olması gerekiyordu? Bunun olması canımı yaktı ama gülümsememi bozmadım.

"Steve, seninle bir şey konuşmak istiyorum. Buraya bunun için geldim."
Ellerimle saçlarımı düzeltim, kalbimdeki his gerginliğe dönüşüyordu.

Steve arkasına yaslandı, merakla bana baktı. "Anlat. Dinliyorum." Kaşlarını havaya kaldırıyordu arada bunu derken, bilerek mi yapıyordu?

Sol elimle sağ elimi tuttum, kendi kendime destek verdim.

"Son olan olaylar beni derinden etkiledi, biliyorsun." Dedim lafa başlayarak, sonunda ne olacağını bilmiyordum.
"Ani bir kararla gitmeye karar verdim. Sonra düşündüm, cidden mantıklı bir fikir gibi geldi." Bunu duyar duymaz kaşları çatıldı ve yaslandı yerden doğruldu. "Nereye?" Dedi. Ona bakmayıp devam ettim, "uzaklara gitmek istiyorum. İspanya gibi, ya da almanya? Ama sıcağı severim, Türkiye de olabilir."

River Stark (tony of daughter)Where stories live. Discover now