AŞIĞIM DİYORUM+18|Texting

By kedidenkorkarim

1.4M 54.5K 13.8K

0536*******:Yer fıstığının içine karışmış antep fıstığı gibisin, 0536*******:Neşe katıyorsun hayatıma, 0536**... More

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
Ufacık Bir Soru
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
ÇİFT FOTOĞRAFLARI
4.8
4.9
5.0
5.1
5.3
5.4
5.5

5.2

2.8K 177 23
By kedidenkorkarim

Bölüm sonu konuşacağım,iyi okumalar❤️‍🩹

Daha lisedeyken felsefe dersinde hocamız bize,"Hayal ettiğiniz ütopyanız?"diye bir başlık vermişti.Kendi oluşturacağımız dünyada neler olacağını merak ettiği için böyle bir görev vermişti belkide veya daha yazılarımızla bizi daha yakından tanımak için,bilemiyorum.

Sınıftakiler neler yazacağına internetten bakarken benim aklıma gelen ilk şey;çocukların anne babasını seçebilmesi, hiçbir çocuğun gözünden bir damla bile yaş akmamasıydı.

Evet farkındayım biraz saçma olabilir ama bildiğimiz üzere her doğuran anne olamıyor veya cebine iki üç kuruş koyuncada baba olunmuyor ama maalesef bunu ailelerimiz hiçbir zaman anlamamıştı.

Arkadaşlarım küçükken yanımda ailesiyle telefonda konuşurken o akılla her zaman Sinan abimi arardım.Benim tek ailem,tek sırdaşım,her şeyim diyebileceğim bir o vardı çünkü.O ise her defasında bıkmadan o telefonu açar benimle konuşurdu.

Belkide bana böyle değer vermeseydi yanımda olmasaydı ben bu zamanlara gelemezdim.Beni intihar eşiğinden kurtardığı da oldu benim için kendi canını yaktığı da oldu.Her şekilde,her koşulda yanımda gördüm ben onu bir kere bile ağzını açıp bir şey demedi.

Belkide aramızdaki bağ diğer kuzenlere göre bundan farklıdır.Benim ondan başka ailem yoktu.Dayak yerdim o kurtarırdı,evden atılırdım o kurtarırdı.Saçımı bile ilk o okşamıştır 17 yaşımda.

En çok sevdiğim şeylerden biri de saçımla oynanması,okşanmasaydı annem babam ikiside bunu bilmesine rağmen onlar okşamak yerine o saçı çekmeyi sevdiler.Sinan ise en kötü günümde saçımla oynayarak beni mutlu etmeyi seçti.

Şuan onun için açtığımız cafenin tam ortasındaydık ve gözlerime dolu dolu bakıyordu.Biri dokunsa ağlayacak kıvamdaydı belkide.

"Ben ne diyeceğimi bilmiyorum,nasıl teşekkür edeceğimi hiçbir şey bilmiyorum.Tek bildiğim şey iyi ki varsınız."Abimin konuşması bile çatallı çatallıydı.

Abimin sağ tarafında duran Çağlara döndüm.Hayranlıkla ve yüzündeki o eşsiz gülümsemeyle bizi izliyordu.

"Sen bana ne derdin hatırlıyor musun abi?,"Hayatta hiçbir şeyi başaramayacağını düşündüğün anda bile hayat karşına bir mucize çıkarır."

Yanıma gelip sıkıca kollarını bedenime sardı.

"Her zaman bir mucize vardır kardeşim."

Kolunu kestikleri an hissettiklerimi düşündüm de canımdan can gitti derlerdi ya tam olarak onu yaşamıştım sanırım.O masada onun değilde benim yatıyor olmamı kaç kere dilemiştim.

O bir askerdi,kolu belkide onun her şeyiydi.Bir kolunun gitmesiyle hayatından,işinden,hayallerinden olmuştu ama biz el birliğiyle ona yeni hayat kurmuştuk sanki.

Ailemin mutluluğu,benim mutluluğumdu.

Çoğu zaman kendi mutluluğumu önemsemezdim, değer verdiğim insanları mutlu etmek benim için daha önemliydi.Abimler çoğu zaman bu huyuna kızsalarda atamadığım bir kaç özelliğimden biriydi bu.
Fedakarlık benim için her şeyden önce geliyordu galiba.Bu hayatta en çok fedakarlık yaptığım kişi ise abimdi ve hepsine değmişti.

Aradan saatler geçmiş biz açtığımız cafemizde bir masada oturuyorduk.Cenkler de gelmişti,ortada öyle saçma konular dönüyordu ki aslında hiçbirini dinleyecek halde bile değildim.Onlarda kafamız dağılsın diye konuşuyorlardı emindim çünkü hepsinin suratına bakınca anlıyordum bazı şeyleri.

Çağlar yarın göreve gidiyordu ve benim yapabileceğim hiçbir şey yoktu,elimden bir gelmiyordu.Vatan görevi her şeyden önce gelirdi,biliyordum ama yinede koyuyordu.

Gittiği görev normal görevler gibi değildi,ölüm timiydi.Her şeyi göze alarak gidilen görev.Onlarda biliyordu geri dönüşlerinin çok küçük bir ihtimal olduğunu ama ben inanıyordum Çağlar geri dönecekti.Daha bebeklerimizin cinsiyetleri beraber öğrenecektik,beraber ilk adımlarına,ilk konuşmalarına şahit olacaktık.

Aslında düşünüyorum bazen çok zorlu yollardan geldik bu evreye.Deli cesareti ile yazmasaydım belkide kader bizi bir araya başka türlü getirecekti.Çağlar benim her türlü kaderimdi ben buna inanıyordum.Bir şekilde biz yine karşı karşıya gelecektik.O beni tanımayacaktı başta ama ben onu ondan daha iyi tanıyan insan olarak karşısına çıkacaktım belkide.

Bir cafede bile beni farkedebilirdi.Her şey olabilirdi bu hayatta.Çok kötü günlerimiz de oldu beraber,çok mutlu günlerimiz de.Ayrılıkda yaşadık en ağır şekilde,birbirimizin yaralarını da sardık.Biz aslında birbirimize sarılıp hayatın tüm zorluğuna göğüs gerdik, aylar sonra iki miniğimizde bize eklenecekti.

Karnımın üzerinde bir el hissedince daldığım yerden kafamı Çağlara çevirdim.Her zaman yaptığı gibi bir saniye bile bebeklerinden ayrı kalmak istemiyordu,eli hep karnımdaydı.Bunu son zamanlarda daha çok yapmaya başlamıştı.Hatta bazen beni saatlerce yanına oturtturur kendi kendine desenler çizerdi.

Sanırım bu ben sizin yanınızdayım deme şekliydi.Bebeklerimizde babalarına karşılık olarak tekme atıyorlardı.Ben şimdiden bu üç küçük çocukla uğraşamıyordum doğmamalarına rağmen.Doğurunca neler olacağını kestiremiyordum.

Çağlardan bakışlarımı çekip abimlere döndüm.Hâlâ dolu gözlerle cafeyi inceliyordu.Onun için bir şeyler yapabilmek,onu mutlu etmek benim için dünyalara bedeldi belkide.

"Abi yarın başlıyoruz o zaman ne dersin?"

Heyecanla bana döndü,onunda bir eli Sudenin karnındaydı.

"Başlıyoruz kardeşim başlıyoruz ama sen yarın öyle erkenden gelmiyorsun.Dinlenmene bak tamam mı?"

Benim atladığım bir şey vardı Çağlar yarın göreve gidiyordu,sabaha karşı çıkacaktı evden.Benim onun ardından cafeye gelip ayakta durabilmem zordu hatta çok zordu.

Bir şey demeden kafamı olumlu anlamda salladım.

İlerisi bize ne gösterecekti bilmiyordum ama tek isteğim Çağların bana sapa sağlam geri dönmesiydi.

Bir iki saat daha Sudelerle beraber oturmuştuk.Saatler az kaldıkça içimdeki o boşluk hissi büyüyordu.

Abimlere haber ederek kalkmış evimize gelmiştik.Eve girdiğimiz gibi kendimi salondaki koltuğa atmıştım.Çağlar da hemen arkamdan gelmiş kafasını dizlerime koyarak koltuğa uzanmıştı.

Bu ev üzerime geliyordu sanki.Evin içine girdikçe derin nefese ihtiyacım varmış gibi oluyordu.Belkide bu durum ileride bu evde yaşayacağım kötü durumları haberdar ediyordu.

Tek başına anılarla dolu bir evin içinde yaşamak zordu.Hele yüreğinde kaybetme korkusu varsa daha zor oluyordu ama unutmamam gereken bir şey vardı,bu zorlukta benle beraber iki can daha vardı.

Sorumluluğum çok büyüktü her adımımı onları düşünerek atmam gerekiyordu.

Evde tek başıma iki canla daha mücadele etmek zordu,her bir tıkırtıda yüreğimin hoplayacak olması zordu, dört duvar içinde kendinden başka nefes olmaması zordu.

"Kafandan geçip seni üzen düşüncelerin hepsini kendime almak gibi bir imkanım var mı Ayçin hanım?"Kafamı aşağıya eğip Çağlarla göz göze geldim.Yüzünde bir gülümseme vardı içindeki kederi göstermek istemez gibi.

"Öyle bir imkan yok binbaşım,seni üzecek hiçbir ihtimale imkan yok."Yüzündeki gülümse arttı.

Bir şeyler sormak istiyordum,bir şeylerden emin olmak istiyordum ama hiçbir sorumun kesin cevabı yoktu ve ben belirsizlikten nefret etmeye başlamıştım.

"Ne soracaksan sor yavrum.Düşünüp durma kafanın içinde."Anlamıştı,Çağlar beni her zaman anlardı.

"Yetişirsin değil mi Çağlar,çocuklarımıza yetişirsin, hayatımızın en mutlu gününe yetişirsin değil mi? Biliyorum kesin bir cevap hiçbir zaman yok ama insan düşünmekten kendini alamıyor işte belirsizlik içindeyken."

Derin bir nefes aldı ve ellerini karnımın üzerine koydu."Ne pahasına olursa olsun yetişmeye çalışacağım canımın içi.Her zaman her anınızda yanınızda olmaya çalışacağım."

"Sen benim canımsın Çağlar.Sensiz olmaz,sensiz hiçbir şey yapamam.İnsanın hayata tutunması için biri olur ya da bir inanç olur.Benim için o insan hep sendin,senden öncesi yok senden sonrası da olmaz."

Çağların gözleri dolu doluydu içindeki duyguları gizlemeyi artık başaramıyordu.

"Benim gözüm arkada kalmayacak güzelim.Bizim çocukların,Sude'nin her zaman yanında olacaklarını biliyorum.En ufak bir şeyde tek telefonuna bakarlar.Seninde gözün arkada kalmasın ben üç tanem için kendimi her şeyden çok koruyacağım size sapasağlam dönmek için."

Üç tanem...İki kişilik yuvamıza iki kişi daha eklenecekti.Neşeyle,huzurla geleceklerine emindim.

Çağların gözünden yaşlar akarken gözlerini kapatmıştı.Dakikalar sonrada huzurlu bir uykuya dalmıştı.En azından uykusunda huzurluydu...

Şimdi gitme dur diyebilir miydim ona?Bencillik olmaz mıydı bu ama onun yaptığı da bile bile ölüme gitmek değil miydi?

Tabiki kendi isteğiyle bunu seçmemişti.Vatan görevi diyorlardı,vatan sağolsun diyorlardı.

Kendi bu mesleği seçerken sonunun ölüme gideceğini biliyordu ama bu meslek öyle bir gururdu ki...Şehitlik onlar için en yüksek kademeydi.Hepsi günün birinde bu makama ulaşmak istiyordu.

Bende her şeyi kabul ederek bu mesleği seçmek istemiştim,önüme engel koyulmasaydı.

Her şeyi kabul ederek yazmıştım o gün Çağlara.Ölümüde,ayrılığıda,hasretide.O yüzden bugün bencillik yapmam hoş değildi ama gönlümde geçenide durduramıyordum.

Her şeyiyle kabulümdü o benim.

🥲❤️‍🩹

Sabaha kadar uyumayıp Çağlar'ı izlemiştim.Her nefes alışında şükrediyordum.

Sabah ezanına dakikalar kala uyandırmıştım.Bir kaç saniye ne olduğunu anlamadan etrafa baksada gitme vakti olduğunu anlayınca derin bir nefes alarak ayağa kalktı.

"Vedalaşma vaktimiz gelmiş benim bebeğimle."Sesi o kadar kısık çıkmıştı ki yanındayken zor duymuştum.

"Keşke seni eve kapatma gibi bir şansımız olsa."Yüzündeki o mutsuzluğa rağmen gülümsedi.

"Keşke hep seninle olma gibi bir şansım olsa."

Gözlerimin dolduğunu hissederken ağlamamak için kendimi sıkıyordum.

Yatak odasına giderek sırt çantasını alıp kapının önüne bıraktı.

Gidiyordu işte,elimden hiçbir şey gelmiyordu.

"Vedalaşmayı hiç sevmiyorum hele ki senin o gözlerini gördükten sonra yanından uzaklaşmak bile istemiyorum."

Kendimi toparlamam gerekiyordu.

Gülümsemeye çalıştım."Biz iyiyiz hayatım,senin her zaman yanımızda olacağını, geleceğini biliyoruz.Gözün arkada kalmasın."

Yanıma gelerek sımsıkı sarıldı.Yarınımız yokmuşcasına,bir daha göremeyecekmiş gibi.

Dakikalarca sarıldık.Gitme vakti gelmişti,sabah ezanı okunmuştu.

Geri çekilip yüzümün her yerinden öptükten sonra eğilerek karnıma iki öpücük kondurdu.

"Annenizi üzmek yok bebişlerim baba gelene kadar tamam mı?"

Cevap beklermiş gibi ellerini karnıma koydu ve o an gelen tekmeyle bakışlarını bana çevirdi."Cevap verdiler babalarına hissediyorlar her şeyi unutma canımın içi,kendini üzmek yok."

Daha fazla kendimi tutamayıp gözlerimden yaşların akmasına izin verdim.

"Üzmek yok sevgilim."

Dışarıdan gelen korna sesiyle son kez alnımdan öpüp çantasını alarak kapıya gitti.

Kapıyı açıp arkasına döndü.O da ağlıyordu.Gözlerinden akan yaşlara inat kocaman gülümsedi.

"Bu adam sizi çok seviyor üç tanelerim."

"Seni çok seviyoruz her şeyimiz."

Son kez bakıp kapıyı çekti.

Kapının o kapanma sesiyle yere çöktüm.Ayakta duramamıştım.

Gitmişti dönecekti ama neden her şey bitmiş gibi hissediyordum?

'Sağ salim yanımızda ol birtanem.'

❤️‍🔥

Öncelikle herkese merhaba canlarım.

Çok özledik birbirimizi farkındayım 7-8 ayı geçti bölüm atamayalı.Bu süreç o kadar zorlayacıydı ki kendime bile vakit ayıramadım.

Her bölüm yazmak istediğimde ağlayasım geliyordu ya da kendimi çok kötü bir boşlukta hissedip yazamıyordum.Bu hissin nedenini bilmiyorum açıkçası çözemedim ama düzeltmeyece çalışacağım,söz.

Diğer bölüm ne zaman gelir bilmiyorum ama umarım en kısa zamanda sizle paylaşabilirim.

Sizi çok seviyorum, görüşmek üzere ❤️‍🩹


Continue Reading

You'll Also Like

355K 26.5K 44
0536****: "Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözl...
705K 47.2K 44
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
1.4M 47.4K 22
"Zorla evlendik farkındasın değil mi?" dedim dehşetle. Umursamadı ve gözlerimin en derine bakıp, belimde olan eli belimi okşamaya başladı. "Evet kar...
130K 9.1K 18
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...