GELDİİK🌝
Sinan
Adel'i rahatsız etmeden yerimde doğrulup sırtımı yatak başlığına yasladım. Son günlerde çok bulantısı oluyordu. Bir şey yiyemiyor yese bile birkaç dakika sonra çıkarıyordu. Midesi boşken bile kusuyordu. Geceleri aniden yerinden kalktığı için bazen başı dönüyor banyoya kadar gidemiyordu.
Geceleri uyumuyor,bekliyordum. Artık Adel'in hareketlerinden anlıyordum midesinin bulanıp bulanmadığını. Kusacağı an ya önüne poşet tutuyor yada banyoya gitmesini sağlıyordum.
Hamilelikte gerçekten de hormonlar bu kadar değişiyor muydu bilmiyorum ama Adel, her haraketime bir laf söyleyip ağlıyordu.
Geçen gün kahvaltı hazırlarken patatesleri tavada unutup yaktığım için ağlamıştı. Patatesleri neden unuttuğumu sorup durmuştu. Ağlaması bitene kadar bana sarılmıştı.
Tamam bana sarılması çok ama çok güzeldi ama neden ağlıyordu.
Üzerimdeki yorgan çekilince başımı yanıma,Adel'e çevirdim. Elini midesine götürmüş yüzünü buruşturmuştu. Geliyordu gelmekte olan. Yerimden kalkıp komodinin üzerindeki poşeti alıp Adel'in baş ucuna geçtim.
Birkaç dakika sonra kusacaktı. Uyurken midesinin bulandığının farkında değil belki de. Çünkü daha gözünü açamadan midesindeki her şeyi çıkarmaya başlıyordu.
"Ih."
Yerinde kıvranıp inledi, diğer elini de midesinin üzerine koydu ve aniden yerinde doğruldu. Gözünü açamadığı için beni ve önündeki poşeti göremiyordu. Öğürdüğü an poşeti biraz daha ağzına yaklaştırdım. "Ih." Midesinde bir şey olmadığı için öğürmekten başka bir şey yapamıyordu.
Gözünü açıp bana baktı, sonra yine kapattı gözünü.
Birkaç dakika daha sadece öğürmekle kalınca, elimi itip kendini yorgunca yatağa bıraktı. Gözünden akan yaşları avucunun içiyle silip içli içli ağlamaya başladı. "Kusamıyorum ben."
Poşeti yatağın üzerine bırakıp bir elimle başını kaldırdım yastığı düzeltip başını yastığa bıraktım. "Sana süt ısıtayım mı?"
"Ballı mı?"
Avuçlarının içinden öptüm. "Hı hı ballı."
Gözlerini açıp yatağın üzerinde ki poşeti yanına aldı. Ben mutfakta süt ısıtırken kusarsa diyeydi. "Hemen ısınsın ama."
"Emredersin bebeğim."
Odadan çıktım, mutfağın ışığını yakıp girdim. Buzdolabını açıp süt çıkardım,çekmeceden ise cezveyi çıkardım. Bir bardak sütü cezveye doldurup ocağa koydum. Ellerimi tezgaha yaslayıp sütün ısınmasını bekledim.
Bir değişiklik olmazsa Adel bu sütü içtikten birkaç saat sonra yine kusacaktı.
Isınan sütü alıp bardağa doldurdum,süte biraz bal döküp karıştırmaya başladım. Cezveyi bulaşık makinesine koyup ışığı kapatarak mutfaktan ayrıldım.
Odaya girdiğimde Adel'i mışıl mışıl uyumasını beklemiyordum. Demek ki bulantısı geçmişti. Onu odada tek bırakıp salona geçtim. Adel, yatağın ortasında uyuyakalmıştı. Ben yatmaya kalksam o haraketlilikte uyanabilirdi.
Elimde ki sütü birkaç yudumda içip bitirdim. Boş bardağı mutfağa götürüp bıraktım. Salona gidip kendimi koltuğa attım. Odanın kapısını açık bırakmıştım,ses gelse duyabilirdim. Bir şeyler yiyip, içmediği için tekrar bulantısı olmaz diye düşünüyordum.
Yerimde rahatsızca kımıldanıp gözlerimi açtım. Koltukta uyuyakalmışım. Kısık hıçkırık sesiyle kaşlarımı çatıp yerimden kalktım. Koridordan salona ağlayarak gelen Adel'i gördüğümde telaşlandım. Gece gece niye canı çıkıyormuş gibi ağlıyordu? Canından can gidiyormuş gibi ağlamasının sebebi neydi?
O salona varamadan ben koşarak yanına gittim. Ağzımı açıp"Ne oldu?"diyecektim ki Adel benden önce ne olduğunu söylemişti. Dudakları titrerken "Kustum."demişti.
"Bunun için mi bu kadar ağlıyorsun?"
Başını iki yana sallayıp kolllarını açarak bana sarıldı. Tokadan ayrılan saçları ağladığı için yüzüne yapışmıştı. Canını yakmadan tokayı çıkardım ve saçlarını toplayıp bağladım. "Gel biraz elini yüzünü yıkıyalım."
Benden ayrılmadan birbirimize sarılı şekilde banyoya girdik. Banyoya girdiğimiz an aynadan bana bakmaya başlamıştı ve ben onun elini yüzünü yıkayıp banyodan çıkana kadar gözünü kırpmadan bana bakmaya devam etmişti.
Dolaptan yeni çıkardığım havluyla yüzünü kurulayıp dizlerime yatırdım. Saçındaki tokayı serbest bırakıp sakinleşmesi için saçlarıyla oynamaya başladım.
"Sen ölürsen ben tek başımıza bebeğimize bakamam. Ben çok üzülürüm, bebeğimize bakamadığım için o da üzülür sonra." Hıçkırdı. "Onun için ölme, tamam mı?"
Ağzından ölüm lafı çıktıkça ürperdim. Uyanır uyanmaz ağlayıp daha sonra böyle konuşuyorsa rüyasında ölüm görmüş demektir. Hem de benim ölümüm.
Tamam demedim, başka bir şey de söylemedim. Sessiz durdum. Ne söylersem söyleyeyim ağlayacaktı ve benim bebeğim bu gece çok ağlamıştı.
Ben saçlarıyla oynarken o da rüyasını anlatıyordu. Ara ara ağlamaktan sözleri yarım kalsada sonlara doğru uyuyakaldığı için anlatamamıştı.
Uykuya dalana kadar saçlarını okşadım. İç çekmeleri geçene kadar bende uyumadım. Gözünden yaş akmadığı sıra rahatlayarak bende gözlerimi yumdum.
***
Fadime'nin Gereksizleri
Adel:Ben bunu doğurmak istemiyorum
Ablam:Ne demek o Adel?
Abim yazıyor...
Ablam:Aa abim de buradaymış
Adel,abim kişisini gruptan çıkardı.
Ablam:Ne yaptın Adel?
Adel:Ben seninle özel konuşcam abimin burada ne işi var?
Ablam:O zaman direkt bana mesaj atabilirdin
Adel:Abla
Ablam: Efendim
Adel:Çok kötü
Ablam:Kim?
Adel:Abla
Ablam: Efendim Adel
Adel:Ben doğurmasam
Ablam:Adel ne saçmalıyorsun ablam
Adel:Sen nasıl doğurdun abla onu
Ablam: Normal doğurdum ablam
Adel:Ay
Adel: Nasıl
Ablam:Hamile bir kadına doğum anımı mı anlatayım?
Adel:Niye, çok mu kötü?
Ablam:Adel ne merak ediyorsan git anneme sor ablam o daha iyi anlatır
Adel:Annemin anlatmasına gerek yok ki abla ben izledim
Adel:Çok kötü
Adel:Normal doğum istemiyorum,sezeryan da istemiyorum
Adel: Korkuyorum
Arya:Anneme söylüyorum seni
Adel:Ne söylüyorsun?
Arya çevrimdışı.
Adel:Ya şaka yaptım ben tabi ki doğurcam bunu
Adel:Abla gel lütfen
Adel:Korkmuyorum
Adel,abim kişisini gruba ekledi.
Adel yazıyor...
Abim gruptan ayrıldı.
Adel çevrimiçi.
Adel,abim kişisini gruba ekledi.
Adel yazıyor...
Abim gruptan ayrıldı.
Adel çevrimiçi.
Adel,abim kişisini gruba ekledi.
Adel gruptan ayrıldı.
***
"Peki şuan beni öpmeyi düşünüyor musun?"
Başını yavaş yavaş iki yana salladı. Çok ciddi görünüyordu. Galiba bu sefer gerçekten öpmek istemiyordu.
"Ama ben seni öpmek istiyorum."
Bardaktaki su bitince tezgaha koydu. "Olabilir."dedi.
Hareketlenip mutfaktan çıktı. Bende peşinden gittim. Beni niye öpmek istemiyordu? Giydiği gri tişörtünün eteğinden tutup çekiştirdim. "Olabilir demek öpüşebiliriz demek mi?"
"Hayır."
"Ama ben senin karınım?"
"Olabilir."
"Peki bu olabilir öpüşebiliriz demek mi?"
"Hayır."
"Ama ben hamileyim ve senin karınım!"
"Olabilir."
"Bu olabilir ne demek?"
"Öpüşebiliriz demek değil."dedi.
Tişörtünü bırakıp olduğum yerde durdum ve peşinden gitmeyi bıraktım. "O zaman bende kendime öpüşebileceğim bir koca alırım."
"Al Adel."
"Oha."
Birkaç adım yürüyüp banyoya girecek olan Sinan'ın sırtına vurdum. "Yuh." Tişörtünü çektim. "Çüş."
"Adel,ne yapıyorsun?"
Tişörtünü bırakıp ona üzgün üzgün baktım. "Sen niye artık beni sevmiyorsun?" Evet, artık beni sevmiyordu.
"Sevmediğimi nereden çıkarıyorsun?"
"Nereden mi çıkarıyorum? Beni öpmek istemiyorsun. Ben senin karınım ya beni niye öpmek istemiyorsun! Sen benim kocamsın ve ben seni öpmek istiyorum."
"İzin verirsen banyoda birkaç dakikalık işim var daha sonra seni öpebilirim."
"Ne işin var?"
"Bunu söyleyip, söylememek arasında gidip geliyorum." Elimi banyo kapısına yaslayıp banyoya girmesini engelledim. Başımı kapıya yasladığım koluma eğdim, bir de öyle baktım Sinan'a.
"Neden?"
"Buna da cevap veremem." Elini omzuma koydu. "Şimdi izin verirsen."dedi ve beni kenara çekti.
Banyo kapısını suratıma kapatıp kilitledi. Koridorda durmayı kesip salona girdim ve koltuğa oturdum."Ne var sanki banyoda. Niye giriyorsun banyoya? Niye söylemiyorsun ne yapacağını?"
Söylediği gibi birkaç dakika sonra çıkmıştı banyodan. Kafamı uzatıp koridorda ki Sinan'a baktım. Üzerinde bornoz yoktu,saçı ıslak değildi. Banyo yapmamıştı.
Salona girip kendini koltuğa,yanıma bıraktı. Burnuma gelen kokuyla Sinan'ın yüzüne baktım. Daha çok yanaklarına. Evet,şimdi fark etmiştim. Sinan'ın banyoya girmeden önce az da olsa sakalları vardı. Şimdi ise yoktu. "Sen tıraş mı oldun?"
Tıraş olduysa bana niye söylemiyor da aksiyon yaratıyordu peki?
"Ee,sen tıraş olmuşsun."
"Evet."
"Bebeğim neden söylemedin o zaman?"
Tişörtümün eteklerinden tutup kendine yaklaştırdı beni. Eliyle masanın üzerinde daha demin içip koyduğum su bardağını gösterdi. "Çünkü şu su bardağının yerini değiştirip masanın diğer ucuna koysam bile ağlayacaksın güzelim." Şaka yapıyordu. "Çünkü yatak odasında ki yastığı daha rahat diye getirip koltukta unuttuğum için ağladığın için yavrum." Hepten uçmuştu. Yalandı. "Çünkü iyi gelir diye mercimek çorbasına limon sıktım ve sende ağladığın için bebeğim." Oha. "Çünkü geçen tıraş olduğumda seni aldattığımı düşünüp kafanda kurduğun için sevgilim."
Ben neymişim ya?
İki gözümü de kırptım "Anladım."
Sinan biraz daha tişörtümden çekip burunlarımızı birbirine değdirdi. "Şimdi hâla öpüşmek istiyorsan, öpüşebiliriz bebeğim." Sorduğu soruya bak şimdi? Ben ve Sinan'ı öpmemek? Ben ve Sinan'la öpüşmemek?
Onun hep bana yaptığını yapıp dudaklarını avucumun arasına aldım ve büzüştürdüm. Dudaklarını öptüm. Sinan dudaklarındaki elimi alıp tuttu. Dudakları normale dönünce de alt dudağını dudaklarımla kavrayıp öptüm. Sinan, elini tişörtümün içine sokup belime yerleştirdi,baş parmaklarıyla karnımı okşamaya başladı.
Bir insanın dudakları nasıl tatlı olurdu?
Sinan'ın dudakları neden tatlıydı?
Tatlı nasıl olurdu?
Tatlı neden olurdu?
Şuan bizim evde neden tatlı yoktu?
Sinan'ın tatlı dudaklarından ayrıldım. "Benim canım şekerpare çekti."
_____________________________________________
Ye tatlıyı çıkar hakkıyı, ye ekşiyi çıkar ayşeyi
Ve Adel hem ekşi hem de tatlı yiyor
Şimdi bebeğin cinsiyetini siz düşüşün😽
Instagram= mavidelimelek