--İyi okumalar.
LUCY
Summer ağaç eve girip gözden kaybolurken,Cody de öne birkaç adım attı.
"Geliyor musun Lucinda ?"
Oflayarak "Bana Lucinda deme." dedim ve ekledim "Ayrıca sen çık.Hazır dere kenarındayken birkaç fotoğraf çektirmek istiyorum."
Hızla başını salladı."Bir yere kaybolma.Bir şey olursa adımı seslen.Fazla uzağa gitmek de yok..."
Cody kendince kurallar koyarken "Tamam anladım." diyerek sözünü kestim.Yoksa daha konuşurdu bu.
"Hadi git artık.Ben saçma pozlar verirken,beni görmeni istemem."
Gülerek ağaç eve ilerledi.O yukarı tırmanırken dereye doğru ilerledim.Hoş bir yerdeydim.Ormanın içinde,dere kenarında ve kuşların cıvıltıları arasında...Telefonumu çıkarıp ön kamerayı açtım.Kimse olmadığına göre dudak büzme veya dil çıkarma içeren pozlarımı rahatça verebilirdim.
İlk pozda dudaklarımı büzdüm,ikincisinde dil çıkardım,üçüncüsünde 32 diş sırıttım.Sonunda telefonu,dereyi ve ağaçları görecek şekilde havaya kaldırıp bir fotoğraf daha çektim.Sanırım bu güzel olmuştu.Şimdi bunu tüm sosyal medya hesaplarımda paylaşmalıydım.
Galeriyi açıp son fotoğrafa baktım.Tahmin ettiğim gibi,güzeldi.Fotoğrafı yakınlaştırıp kendimi incelemeye başladım.
Beyaz dişler +
Tatlı bir gülümseme +
Manzara +
Saçlar +
Mükemmel fotoğraf istatistiklerim,bende onayı alırken gözüm fotoğrafı hızla taradı.Orada duran şey neydi ? O her kimse,kapşon takmış gibiydi.Tabi bunun bir pelerin başlığı olma olasılığı da vardı.Çalılıklar arasından beni izliyordu.
Arkamı dönmekten korkarken,telefonumu hızla cebime koydum.
"Çocuklar,buraya gelseniz iyi olur.Hatta çabuk olun !"
SUMMER
Lucy bize seslendiği anda dışarı çıkmak için bir hareket yaptım.Ama Cody önüme geçip beni engelledi.
"Cody ne yapıyorsun ?"
Cevap vermeden önce ağzımı kapattı."Sus Summer.Aşağıda bir şey varsa,gürültü çıkarman tehlikeli olur."
Başımı sallayınca elini ağzımdan çekti ve aşağıya doğru eğildi.Bende yanına geçip aşağıya baktım.Görünüşe göre Lucy yalnızdı.Eğer bir tehlike varsa,saklanıyor olmalıydı.
O anda bir adım sesi duydum.Gittikçe yaklaşıyordu.Ve emindim,tek kişi değildi.
Tamamen siyah giyinen adamlar görüş alanıma girdiğinde aşağı atılmak için hazırda bekledim.Altı kişilerdi.Hepsi kapşonluydu.Gittikçe Lucy'e yaklaşıyorlardı.
"Ağaç evin altına geldiklerinde üzerlerine atlayalım."
Cody başını sallayıp atlamak için hazırlandı.Ve aynı anda aşağı atladık.Önüne atladığım kapşonluyla kısa bir an gözgöze gelince ürperdim.Beyaz bir teni ve kırmızı gözleri vardı.Klan.
Şoku atlatıp anında yumruk atınca,sendeledi.Hemen ardından yüzüme bir yumruk atmaya çalıştı.Belimi kırıp arkaya eğildim.Ama hızlı hareket edip dizlerime tekme attı.Yere düştüğüm anda üzerime atladı ama yuvarlanarak kurtuldum ondan.Ve hızımı arttırıp ben üzerine atladım.Başını tutup yere sertçe vurduğumda gözleri kapandı.
Başımı kaldırdığımda Lucy ve Cody'nin de diğer kapşonlularla mücadele ettiklerini gördüm.Onlara yardıma koşmama fırsat bulamadan bir başkası üzerime geldi.Hızla arkamı döndüm.Önümdeki ağaca tırmandım ve takla atarak sıradakinin omzuna yerleştim.Tüylerimi ürpertse de boynunu kırmayı düşündüm.Fakat daha ellerimi yüzünün iki yanına koyamadan,beni kollarımdan yakaladı ve yere çarptı.Başımda hissettiğim acıyla olduğum yerde yan döndüm.O sırada sırtıma yediğim tekmeyle tekrar yere serildim.
Kısa sürede,dirseklerimi yere dayayıp kalkmaya çalıştım.Ama daha birkaç santim kalkmıştım ki ikinci darbeyi ensemden aldım.
Başım dönüyordu.Görüşüm net değildi.Birileri ismimi haykırıyor ama yanıma gelmiyordu.Sonra aniden havalandım.Biri beni taşıyordu.Daha karşı koyamadan,hızla ilerlemeye başladı.Bazen dallar yüzüme çarpıyor,canımı yakıyordu.Fazla hırpalanıyor ve görüşümü yitiriyorum.
Gözlerim kapanmadan önce son kez adımı duydum.Ve sonrası belirsiz.
****
Gözlerimi aralayıp etrafa baktım.Nerden geldiğini henüz idrak edemediğim loş ışıkta görebildiğim tek şey,bomboş bir odaydı.Odanın köşesine çökmüş ve duvara yaslanmıştım.El ve ayak bileklerim...zincirle bağlıydılar.Ellerimi çekmeye çalışınca acı bir gerçeği farkettim.Zincirin yapımında kurtboğan otu ve mine çiçeği vardı,hissetmiştim.Bu sefer bedenimi hareket ettirmeyi denedim.Ama zihnime müthiş bir acı süzüldü.Yüzüm acıyla buruştu ve hareket etmeyi kestim.
Neredeydim ben ? Neden bağlıydım ? Birden gözlerimin kapanmasından az önce olanları hatırladım.Klanlar...Kavga...Başımı vurmam...İsmimin defalarca tekrarlanması...Kaçırılmam...
Şimdi sessiz,soğuk,rutubetli ve boş bir odadaydım.Korkuyordum.Savunmasızdım.Yalnızdım.
Kaçırılalı ne kadar olduğunu kestiremiyordum.Belki 1 saat,belki 1 gün,belki 1 hafta...Ama bileklerimdeki zararlı zincirlere daha ne kadar dayanabilirdim ki ?
Belki 1 saat,belki 1 gün,belki 1 hafta...
CODY
"İşbirliği yapmalıyız.Jack ve Elena bu işi siz halledeceksiniz."
Büyükanne kararlı bir ses tonuyla,görevi onlara verdiğinde Elena ve Jack başını salladı.Kızları için her şeyi yapmaya hazırdılar.
"Ya işbirliğini istemezlerse ?" diye fikrini öne sürdü Kate."Bize yardım etmedikleri taktirde bir B planımız var mı ?"
Büyükanne sakince "B planımız yok." dedi."Bu yüzden önlerine vazgeçemeyecekleri bir teklif sunmalıyız.Ayrıca Kate senin de konseyle konuşmanı istiyorum."
Kate de başını sallayınca büyükanne bana döndü."Sizin de bir konseyiniz vardı diye hatırlıyorum.Değil mi kurt çocuk ?"
Yavaşça başımı salladım."Elbette efendim.Sizin vampir konseyiniz düzeyinde bir kurt konseyimiz var."
"Senin de kurt konseyinizle konuşmanı istiyorum.Biliyorsun Klanlar her türü tehdit ediyor."
Başımı tekrar salladım."Hemen bugün konuşmaya gidebilirim.Ne kadar erken müttefik toplarsak,Summer'ı o kadar çabuk kurtarırız."
Kate "Cody haklı." dedi."Ne kadar erken,o kadar iyi."
****
Konseyin resmi binasına ilerlerken telefonumu sessize aldım.Summer hakkındaki konuyu konuşurken bölünmesini istemezdim.
Summer demişken...Klanlar'ı yenebileceğimizi sanmıştım.Hepimiz birlikte.Ama Summer yere düştükten ve sert darbeler aldıktan sonra bu fikrin önemi kalmadı.Adı haykırmış,yanına gitmeye çalışmıştım ama bir Klan önüme çıkmıştı.Yaratıklar çok güçlüydü,şüphesiz.Ama onu,o anda kurtarmalıydım.
"Bay Walker ? Sizi bekliyorlar."
Başımı kaldırıp bana seslenen kurda baktım.İlk defa görüyordum,sanırım yeniydi.
"Tamam,evet.Geliyorum."
Kapıyı açtığında hiç beklemeden girdim içeri.Salon tüm ihtişamıyla karşımda belirince nefesimi tuttum.Burada yanlış söylediğim tek bir harf bile,bazı şeylere mâl olabilirdi.Kürsüye doğru yaklaşırken konsey başkanı sırtını dikleştirdi.
"Cody Walker.Seni burada görmeyi neye borçluyuz ?"
Derin bir nefes alıp "Klanlar." dedim.
Konsey başkanı Matt'in kaşları çatarken diğer üyeler aralarında fısıldaşmaya başladılar.
"Bunu kanıtlayabilir misin Cody ?"
"Kanıtlama işini sadece sözel yapabilirim.Elimde hiçbir görsel kanıt yok.Ama Alexandra Summer Hills'i kaçırdılar.Hepimizden güçlü tek melezi."
Konseydeki fısıldamalar arttı.Hepsi tedirgindi.Summer'ın kaçırılması onları da etkiliyordu.
"Buraya neden Jack Hills gelmedi ? Köken,bizimle iyi bir anlaşma yapabilirdi."
Bana ne demeye çalışıyordu ?
"İlk olarak Jack Hills başka bir ırkla işbirliği yapmak için harekete geçti.Ve onun varisi benim.Sizinle onun adına ben konuşuyorum."
Belki sesimin sert çıkmasından,belki de başka bir ırkın adının geçmesinden,irkildiler.
"Konu sadece Alexandra Summer Hills'in kaçırılması değil.Bildiğiniz gibi Klanlar kurtlar ve vampirlerle besleniyor.Ya besleniyor ya da dönüştürüyorlar."
"Bunu engellemek için bir anlaşma yapılmış.Ama görünüşe göre bir taraf anlaşmayı ihlal etmiş.Ya tekrar anlaşma yapmalı,ya da karşı koymalıyız.Ben karşı koyma taraftarıyım.Tabi ilk önce birlikte olmalıyız.Yanımızda mısınız ?"
Bir bölümün daha sonuna geldik.Eleştiri veya beğeni cümlelerinizi yorumlarda görürsem çok memnun olurum.Şimdiden teşekkürler :)