Romandaki Kötü Kadın Oldum!

By rmsarm

133K 11.7K 2.6K

Kurgu bana aittir. Violet bir tır çarpıp öldükten sonra kendini en sevdiği romanda, en sevdiği karakter olan... More

Işınlanma Tırı
Qi Olmak mı?
Akşam Yemeği
Koruma
Üç Adet Unlu Kafa
Şehir Merkezi
Çuval Giysek Yakışır Beh
Pislik Veliaht
Lili'nin Ağzından
Salak Herifler
Keyifli Anılar Mı? Dük İle Mi?
Qi Qi Neden Qi'sin Sen
Baloya Hazırlanış
Kıllarımız Aynı Renkte
Baloya Devam
Sarı Mühür
Kara Büyü
Peri Qi
Meditasyon Zamanı
Saray
Bir Dedemiz Eksikti
Günün Sonu
Önemli İnsanlar Evimize Teşrif Ettiler
Neler Oluyor Anam
PısırıkVeliaht
Yeni Bir Balo
Yavaş Yavaş Herkes Öğrenecek
Yeni Duygular
Yaz İçin Güzel Bir Yere
Gerçek Qİ BENİM
Anisa'nın Odası
Sen Çok İyi Kalplisin Anne
Dedemizin Pişmanlığı
Aşık Mısın Yoksa Qİ
Herkes Eşini Buldu
From The Mouth Of Elias
Çöpçatanlık Is Start
BU KLİŞEYİ YAŞAMASAK OLMAZDI
Diğerlerinin Durumu

Artık Bir Nişan Yok

3.5K 358 100
By rmsarm

Red ile kucaklaşmamız devam ederken dışarıdan sesler gelmeye başlamıştı.

Korkuyla Elias a baktım. O da dışarıdaki sesleri duymuş olacakki hemen büyü yapmak için hazırlanmaya başlamıştı.

"Elias bizi ışınlanmak yerine görünmez yap" sebebi belliydi taşda bir değişiklik olup olmadığını anlayacaklar mı merak ediyordum.

Elias beni ikiletmeden üçümüze de görünmezlik büyüsünü yapmıştı. Red zaten büyülü bir hayvan olduğu için o da kendi kendini görünmez yapmıştı.

İçeri giren iki kişi ile oldukça şaşırmıştım.

"baron taştaki gücü hala çıkaramadın artık sıkılmaya başlıyorum"

"biraz daha zamana ihtiyacım var majesteleri çok yakın bir zamanda bu taşdaki gücü ele geçirebileceğiz"

Gelenler ikinci prens ve barondu.

İkinci Prensi ilk defa görüyordum fakat bu göz renginin sadece kraliyet ailesinde olduğunu ve sadece iki prens olduğunu bildiğimden bunun ikinci prens olduğunu hemen anlamıştım.

İkinci prens, veliaht ile aynı saç ve göz rengine sahipdi fakat saçı veliahtınkine göre bir hayli uzundu. Beline kadar geliyordu.

Taş daki güçden bahsettiklerine göre Red'in söylediğinin aksine sadece uğurlu bir taş olarak görmüyorlardı demek ki onu.

"sana bu gücü çıkarman için bir ton altın vermiş olmama rağmen sen uyuşukluk edip beni oyalıyorsun . "

Çok heyecanlı bir aksiyon filmi izler gibi karşımdaki adamlardan gözümü ayırmadan onları dinlemeye devam ettim.

"Yakın bir zamanda o gücü ele geçireceğim bana biraz daha zaman verin lütfen majesteleri" diyerek ikinci prensin önünde başını eğmeye başladı baron.

Prens onu hiç takmadan taşa ilerledi ve o cansız taş parçasını okşamaya başladı.

Şu an ortamdaki tüm ciddiyeti hiçe sayarak gülmemek için ellerim ile ağzımı tutuyordum.

Adam taşı okşuyordu ya.

Benim aksime ciddiyetle bakan ikiliye el kol hareketi yaparak prensin taşı okşadığı anlatmaya çalıştım. İkiside çok geçmeden anladıklarında onlarda prense bakarak gülmemek için kendilerini tutmaya başlamışlardı.

"sen sadece benimsin" diyerek okşamaya devam ediyordu.

Vay bak sen şu prense her ne kadar cansız bir taşa etmiş bile olsa oldukça romantik bir laf etmişti.

Ortam o kadar komik ve şok ediciydi ki artık daha fazla kendimi tutamadığım için Eliasın kulağına bizi ışınla diye fısıldadım.

Taşın içinde saklandığı kulübe benzeri yerin yanındaydık tekrar. Red de hemen ardımızdan ışınlamışdı kendini. Hızlı adımlarla ordan uzaklaşmaya başladık.

Taşta bir değişiklik olduğunu farketmemelerinden dolayı içim rahattı.

Artık balo salonunun olduğu yere yaklaşıtığımıza göre yaşadığımız olayla dalga geçebilirim.

"ah biricik taş sen sadece benimsin" diyerek yerden bir taş alıp okşamaya başladım.

Önümdeki ikili kendilerini kaybederek gülmeye başlamışlardı.

Lili yaklaştı ve o da taşı okşadı

"sen çok güzel bir taşsın seni kimselere yar etmem"

Tekrar delirmişçesine gülmeye başladık.

Sen gel heyecanlı bir olay yaşadığını düşün. Adamın teki gelsin karşında bir taşa romantiklik yapsın. Eminim ki bunu bizden başka kimse yaşamamıştır.

Elias da yaklaştı ve sanki taşın kulağına fısıldıyormuş gibi taşa eğildi.

"sana benden başka kimse sahip olamaz" dedi ve biz tekrar kahkahalarımıza başladık.

Gülüşlerimiz devam ederken birden ciddileşip konuşmaya başlayan Lili yi dinlemeye başladım.

"ikinci prens neden o gücü elde etmek istiyordu ki"

"veliahtı ezip onun yerine veliaht olmak istiyor olabilir" dedi Elias

Kıkırdayarak söze girdim.

"başka bir sebepten dahi olsa bile o güce asla sahip olamayacak" sonuçta o güç artık benim ellerimdeydi.

Eğilip biricik tilkimin kırmızı kürkünü okşamaya başladım.

"boşa uğraşın dursunlar artık" dedim tekrar gülerken yanımdaki ikilide bana ayak uydurmuş ve gülmeye başlamışlardı.

Şimdi tekrar balo salonuna adımlamaya başlamıştık fakat oldukça büyük bir sorunumuz vardı. Yanımızda evcil bir tilki vardı.

Red e dönerek konuşmaya başladım.

"içerideki kimse seni görmemeli  bir kaç saat görünmez kalabilir misin."

Kafasını hayır anlamında sakladı.

"yarım saat bile benim için çok fazla ama kolyendeki bir taşın içine girebilirim." doğruya biz zaten onu bir taşın içinde bulmuştuk.

Kafamla onayladım ve kolyemi ucundaki en büyük taşı göstererek girmesi için işaret ettim.

Artık onu kimse göremezdi.

En fazla yarım saat içinde oldukça aksiyonlu dakikalar geçirmiş ve hatta büyülü bir tilkiye bile sahip olmuştum. Cidden en şanslı günümdü bugün.

Tekrar balo salonuna girmiştik.

Bu sefer iki kişi ayak da dikilmek yerine daha heyecanlı bir şey yaparak üç kişi ayak da dikiliyorduk.

"Elias arkadaşın falan yokmu yanlarına gitsene"

Kırıcıyım biliyorum fakat ben şuan Liliyle birlikte, veliaht ve Dietriye atıp tutmak istiyordum. Elias ın burda olması buna büyük bir engeldi.

Elias gıcık bir gülümseme ile konuşmaya başladı

"siz varsınız ya işte başkasını ne yapacağım" haklıydı biz varken başkasını ne yapsın.

"tamam o zaman kal yanımızda"

Aradan bir on beş dakika geçmişti ve biz dikilmekden başka hiç bir halt yapmıyorduk.

Butterfly bile hem veliaht ile hem Dietri ile dans etmişti bu süre zarfında.

"canım sıkılıyor" dedim ikiliye bakarak.

"ne yapalım" dedi ikisi aynı anda heyecanlı bir sesle.

"hadi velaht ile uğraşalım" dedim ve sinsi bir sırıtış ekledim yüzüme.

Elias anlamamıştı fakat Lili neyden bahsettiğimi hemen anlamıştı.

Elias biraz şüpheci bir şekilde yakşalsa bile onu ikna etmiş ve iki erkek ve bir kadın karakterin sohbet ettiği yere doğru ilerlemeye başladık.

Veliahtı çıldırtacaktım.

Yanlarına vardığımda hemen nişanlımın koluna girdim.

"ne konuşuyorsunuz böyle heyecanlı heyecanlı" dedim en yılışık sesimle.

Elias beni ilk defa böyle gördüğü için kaşları çatık bir şekilde bize bakıyordu. Haklıydı bende yılışıkları sevmem ve onları gördüğüm zaman kaşlarımı çatardım.

Butterfly sorumu havada başıboş bırakmamış ve bana bir cavap vermişti.

"giydiğim elbise hakkında konuşuyorduk." ne saçma bir muhabbet cidden

"ee bu elbisenin neresi hakkında konuşuyorsunuz" dedi Lili alaycı bir tavırla

İki erkek karakter hemen atlamış ve cevap vermişlerdi.

"leydi Butterfly 'a ne kadar yakıştığı hakkında konuşuyorduk" bence benim elbisem daha güzeldi ve konuşulmaya daha çok hak ediyordu.

Kolundan çıkmadan kafamı veliahta çevirdim.

"peki nişanlım benim elbisem hakkında ne düşünüyor" aslında onun düşüncelerini merak etmiyordum fakat onu sinir edeceğini bildiğim için fikrini sormuştum.

Bana cevap vermemiş ve Butterfly ın saç modeli hakkında konuşmaya geçmişleri.

Ortamı biraz daha kızdırmak için bağırarak konuşmaya başladım

"Neden beni ciddiye almıyorsunuz" şey biraz fazla bağırmış olmalıyım ki etrafımızda ki kişiler bizi dinlemeye başlamıştı.

"Neden mi" dedi alayla ve devam etti.

"sana beni rahatsız ettiğini daha önce söylemiştim fakat sen bunu bildiğin halde gurursuzca yanıma gelebiliyorsun. Neden seni ciddiye alayım ki."
Sözleri bir kulağımdan girip öbüründen çıkıyordu hiç umursamıyorum şuan bu boş sözleri.

"bizim nişanlı olduğumuzu unutuyor gibisiniz. Beni ciddiye almanız için oldukça geçerli bir sebep nişanlı olmamız bence " çok yersiz yerde konusunu açmıştım ama olsun du.

"ha birde o mesele vardı dimi" diyerek kolundan çıkmam için beni itmişti. Hatta biraz fazla sert itmişti. Eğer Elias beni tutmasydı yere yapışabilirdim.

Veliaht bağırarak seslendi balodaki insanlara.

"kısa bir ara verip buraya bakın lütfen" sen söylemesende bakıyorlardı aslında. Sonuçta bir kaç dakika önce bir prense sesimi yükselterek dikkatlerini çekmiştim.

"bu durumu burda ilan etmek istemezdim fakat. Leydi Qi Lowell ve benim aramda ki nişan sona ermiştir"

Oha bunu yapmasını beklemiyordum.

Üzülmeli miydim?

Etrafımda ki herkezin üzülmemi hatta ağlayarak burayı terk etmemi beklediklerine emindim.

Kimse kusura bakmasın fakat üzülmek yerine oldukça mutluydum.

Bir anda bende bağırmaya başladım. Acınası duruma düşemezdim.

"evet nişanımızı iptal ettiğimize göre yeni taliplerimi beklerim. Aranızdan ki en iyi kişiyi seçeceğime şüpheniz olmasın" Tabikide kimseyi seçmeyecektim sadece beklenilen aksine bu durum karşısında üzülmediğimi belli etmek istemiştim.

Salondaki herkez şok içinde bana bakıyordu, onlardan biride veliahtdı tabikide.

Daha farkında değildi belkide fakat burada kaybeden taraf ben değil ta kandisiydi. Zaten kısa bir süre sonra o da bunun farkına varacakdı.

Lili ye baktığımda go girl bakışları artıyordu. Elias ise sadece gülümsüyordu.

Şu baloda yaşamadığım şey kalmamıştı.

"hadi çocuklar burdan uzakta bir yerde duralım" diyerek nişanlımın, pardon eski nişanlımın yanından uzaklaştım.

Continue Reading

You'll Also Like

40.9K 983 24
"Oyun oynamayacaksak ne yapacağız?" "Ben seni sikeceğim o kadar. İstediğin bir sex türü varmı kedicik?"
33.3K 436 23
Zehra ile yolları ayrılan Emir, kendini kabus gibi bir ortamda bulur. Acımasız kadınların elinde oyuncağa döner ve tek isteği bu kabustan uyanıp eski...
20.9K 2.2K 20
Vampirler ve cadılar yüzyıllardır birbirinden nefret eder ve birbirlerine yaklaşmazlardı İki kişi bu geleneği bozana kadar #Elf 1🥇2024:04:26 #Vampir...
184K 12.7K 22
Tüm diyar, doğudaki savaş yüzünden kaosa sürüklenmiştir. İmparatorluğu ayakta tutmanın ve Wisteria'yı kurtarmanın tek yolu ise Saige Nerth ve Zaiden...