tabildot // yarı texting

De mucevherr_

109K 7.4K 1.9K

[tabildot // yarı texting , tamamlandı] 05×× : Geçenlerde sana 'Yemeği beğenmedin mi?' diye sorduğumda bana... Mai multe

t // I
t // II
t // III
t // IV
t // V
t // VI
t // VII
t // VIII
t // IX
t // X
t // XI
t // XII
t // XIII
t // XIV
t // XV
t // XVI
t // XVII
t // XVIII
t // XIX
t // XX
t // XXI
t // XXIII
t // XXIV
t // XXV
t / XXVI
t // XXVII
t // XXVIII
t // XXIX
t // XXX
t // XXXI
t // XXXII
t // XXXIII
t // XXXIV
t // XXXV
t // XXXVI
t // XXXVII
t // XXXVIII
t // XXXIX
t // XL
t // XLI
t // XLII
t // XLIII
t // XLIV
t // XLV
t // XLVI
t // FİNAL
t // ÖZEL BÖLÜM - 1
t // ÖZEL BÖLÜM - 2

t // XXII

1.9K 149 24
De mucevherr_

Selamun Aleyküm,
nasılsınız? ne var ne yok?

gerilim ve kısa hikaye etiketinde ikinci sıradayız ve güncel okunma 661.. deli misiniz siiizzz?

bunun da hevesiyle günün üçüncü ve yeni bir bölümü sizlerle.. o zaman buyurun okumaya.

iyi okumalar.. (:

×

Kendimi yatağıma atarken "Üf be, ne yoruldum!" diye söylendim.

"Hülya Hoca bize eziyet olsun diye erkek tarafını da temizletti biliyorsun değil mi?"

"Bilmez olur muyum? Allah rızası olmasa temizlemezdim de, neyse."

"Orası öyle canım." diyerek omuz silken Neşe'de kendini yatağına attı.

Hülya Hoca dün bir bugün iki, bizi zorlamadan yurttan gitmemeye kararlıydı sanırım. Dünkü nöbetçiliğimi burnumuzdan getirmişti. Bugün de yemekhanedeki erkek tarafını da bize temizlettirmişti. Ve bu hiç adil değildi.

"Buradaki hocalar arasında hiçbiri hoca Özlem Hoca'nın yerini tutmaz."

"Evet, canım Özlem Hocam."

Okulun yakınlarındaki caminin minarelerinden yükselen ezan sesiyle yataktan kalktım. Ezanın bitmesiyle Neşe'yi dürttüm ve "Ezan okunduğuna göre namazlarımızı kılabiliriz." dedim.

"Evet, sonra da ders çalışırız."

"Aynen hadi." diye konuştum ve dolapların üstündeki poşeti minik indirdim.

Neşe'nin de yardımıyla poşetteki yolluk gibi olan halıyı çıkarıp yere serdik, üstüne de seccadelerimizi...

"Bir odayı iptal edip mescid yapmaları yurt için çok zor olmasa gerek." diye söylenen Neşe'ye dönüp "Mevlana ne demiş, 'Zor diyorsun. Zor olacak ki imtihan olsun.' Yani bu zorluklar imtihanlarımızı geçmemize vesile olacak belki." diye konuştum.

"Ecrin o kadar güzel konuşuyorsun ki, dünyanın en sinirli insanın bile sinirini yatıştırırsın. Ya da hiç olmazsa durup bir defa düşünmelerini sağlarsın." diyen Neşe bana sarıldı ve "İyi ki dostumsun kız." diye de konuşmasını tamamladı.

Sarıldığım dostuma gülüp "Sen de iyi ki dostumsun kız." diye konuştum.

"Hadi bakalım, namaz vakti." dedikten sonra tekbirlerimizi getirip namazımızı kılmaya başlamıştık.

Namazlarımız bitince de masalarımıza oturup ders çalışmaya başladık.

"Bugünkü yorgunluğun üstüne oturmak iyi geldi. Her ne kadar ders çalışıyor olsak bile."

"Evet ama ben ders çalışmasını severim."

"Bilmez miyim Ultra Çalışkan Ecrin Hanım."

"Dalga geçmesene Neşe."

"Tamam tamam."

Aramızda oluşan kısa sessizlikten sonra "Ya her şeyi geçtim Tabildot bugün de yazmadı. Ben yemekleri övecek bir şey yazar demiştim. Özellikle ortada bir şüpheli varken..." diyen Neşe sessizliği böldü.

Omuz silkerek "Aman Neşe kalsın be güzelim. Gerçekten bu karmaşa da bir de onunla uğraşamam." dedim.

"Doğru, sende haklısın kardeşim." cümlesi konuşmamızın sonu olurken tekrardan derse döndük.

Zaten etüt saatlerinde konuşmamız pek doğru değildi. Ders çalışan diğer öğrencilerin rahatsız olabilirdi ki başka birisini rahatsız etmek kul hakkına neden olabilirdi. Sonuçta dinimizde kul hakkı çok önemliydi.

Yaklaşık iki buçuk saatlik etütten sonra yapılan anonsla ders çalışmayı bırakıp ara öğün için aşağı indik.

Yemekhanede bizi karşılayan Hülya Hoca "Merhaba kızlar. Dünün aksine bugün yemekhanede çay ve ara öğün dağıtılmayacak. Erkek tarafının nöbetçi hocası çayı semaverde demlemiş. Şimdi de yurdun önündeki bahçede öğrencilere servis ediyor. Çayınızı alıp on dakika kadar çardaklarda oturabilirsiniz." diye konuştu.

Oturduğu sandalyeden kalkarken de "Erkek öğrenciler basketbol sahasında. Haberiniz olsun." deyip göz kırptı.

Tövbe Estağfurullah.

"Geçen bizi ailelere şikayet eden Aliye Hoca bugün Hülya Hoca'yı görse ağlardı herhalde."

"Olabilir." dedim şaşkınlığımı saklamadan.

Olan hep bize olurdu zaten.

"Hocam atıştırmalık alabilir miyiz odamızdan?"

"Tabi ki Masal'cım."

"Teşekkürler hocam." deyip yemekhaneden çıkan Masal'ın ardından "Madem geleneksel akşam oturuşumuzu evin oradaki parkta yapamadık hadi şimdi yapalım." diye ortaya fikir attı Neşe.

Yüzümdeki gülümsemeyle "Evet, çok güzel olur. Harika fikir." dedim.

"Nöbetçi öğrenciler de size çay dağıtır." diye cümlesine devam eden Hülya Hoca'yla gülen yüzüm asıldı.

Niye yani hocam? Bir anlatır mısınız köle miyiz biz?

"Hocam diğer öğrenciler gibi dışarıda temiz hava almak bizim de hakkımız değil mi?"

"Tabi ki hakkınız tatlım. Çay dağıtırken de temiz havayı içinize çekebilirsiniz. Ama görev de önemli. Hem siz çay dağıtırken dua falan okur çayı bereketlendirirsiniz. Öyle değil mi kızlar?" deyip öğrencilere döndü Hülya Hoca.

Resmen dalga geçiyordu. Neşe kolumdan tutunca sinirimi içime gömüp sakince konuştum.

"Tabi hocam. İçen insanlar bereketlensin, yürekleri sevgi dolsun." diye imâlı konuşmam üzerine Hülya Hoca yüzündeki gülümsemeyi sildi.

Daha fazla yanımızda durmadan "Neyse kızlar hadi on dakika izin size." dedi ve saçlarını arkaya atıp yurttan çıktı.

"O sarı saçlarını yolup eline vermek vardı da neyse!"

"Neşe sakin ol tamam. Şeytana uymayalım."

Yemekhanenin yemek dağıtılan tarafına geçip kağıt bardakları alan Neşe'yle beraber yurttan çıktık. Yurdun bahçesinde duran Ufuk Hoca'nın yanına gidip bardakları kendisine teslim ettik.

"Teşekkürler kızlar."

"Ne demek hocam."

Birkaç kız öğrenciye çay döküp verdikten sonra Ufuk Hoca bize döndü ve "Siz niye arkadaşlarınızın yanına oturmuyorsunuz?" diye sordu.

"Nöbetçi öğrenci olduğumuz için çay dağıtımına yardım etmemiz gerektiğini söyledi Hülya Hoca." dedi Neşe.

"Olur mu öyle şey? Hülya Hoca karıştırmış galiba. Siz de oturun."

"Teşekkürler hocam ama gerek yok. Eğer sizin herhangi bir yardıma ihtiyacınız yoksa biz yurda gitsek olur mu? Zaten biz dışarıda on dakika duracaktık, dolmak üzere."

"Peki, siz bilirsiniz. Hayırlı geceler."

"Sağ olun hocam, hayırlı geceler."

"Hayırlı geceler hocam."

Hızlı adımlarla yurda girip odamıza çıktık.

Üstümü değiştirdiğim gibi kendimi yatağa attım. Kimseye bir şey yapmamaya çalıştıkça insanlar asla durmuyordu.

"ARTIK YATMA VAKTİ, İYİ GECELER." anonsundan sonra gözlerimi yumup uyumaya çalışıp yatakta sağa döndüm.

Tam uyumak üzereyken kapının açılma sesi gelince hafifce doğrulup masamın lambasını yaktım ve bu saatte gelen kişinin kim olduğuna baktım.

× yirmi ikinci bölüm sonu ×

vee bir bölüm daha bitti. yeni okurcanlarda geldiğine göre ufak bir hatırlatma : yıldız toplamamıza yardım etmeyi ve yorumlarınızı benimle paylaşmayı unutmayın <3

yeni bölümlerde görüşmek üzere, beklemede kalın. kendinize iyi bakın.

hoş kalın <3

2️⃣2️⃣.7️⃣.2️⃣2️⃣ (:

Continuă lectura

O să-ți placă și

770K 34.5K 36
0544: Sen ciddi ciddi bu grubu hackledin? 0532: Allah için bi anlatır mısın nasıl yaptın bunu? Siz : Evet hackledim , çok da basit yaptım. 0555: Baya...
105K 4.6K 18
Birlikte haberleri çıkan Yağız Ege ve Güneş, bir anda sosyal medyanın en yakıştırılan çifti olma yolunda adım atarlar. Olay yanlış anlaşılmadan ibare...
87K 4.6K 14
Siz: Kankaaaaa Siz: Sana felaket ötesi bi olay anlatıcaaam Siz: Aklını kaybedeceksin aklınııı 0544**: ? Siz: Ya aptal numaranı niye değşitin bi de es...
14.2K 561 21
Nazlı ve ateş ilk kez hava alanında atnışırlar ve tabura dönerken saldıroya uğrarlar.birbirlerine ilk görüşte sırıl sıklam aşık olurlar.nazlı erdem...