tabildot // yarı texting

By mucevherr_

108K 7.3K 1.9K

[tabildot // yarı texting , tamamlandı] 05×× : Geçenlerde sana 'Yemeği beğenmedin mi?' diye sorduğumda bana... More

t // I
t // II
t // III
t // IV
t // V
t // VI
t // VII
t // VIII
t // IX
t // X
t // XI
t // XII
t // XIII
t // XIV
t // XV
t // XVI
t // XVII
t // XIX
t // XX
t // XXI
t // XXII
t // XXIII
t // XXIV
t // XXV
t / XXVI
t // XXVII
t // XXVIII
t // XXIX
t // XXX
t // XXXI
t // XXXII
t // XXXIII
t // XXXIV
t // XXXV
t // XXXVI
t // XXXVII
t // XXXVIII
t // XXXIX
t // XL
t // XLI
t // XLII
t // XLIII
t // XLIV
t // XLV
t // XLVI
t // FİNAL
t // ÖZEL BÖLÜM - 1
t // ÖZEL BÖLÜM - 2

t // XVIII

1.9K 154 8
By mucevherr_

Selamun Aleyküm,
nasılsınız okurcanlar? iyi misiniz?

lafı hiç uzatmasan sizleri okumaya alalım.

iyi okumalar..

×

"ECRİN ÖZTÜRK! BEKLEME SALONUNA! ECRİN ÖZTÜRK! BEKLEME SALONUNA!"

"Allah Allah. Ne oldu acaba?"

"Bilmem."

"Ben gidip bakayım. Nöbetçi olduğumuz içindir belki."

"Hadi, git hemen. Kızmasın hoca."

Neşe'yle kısa diyoloğumuzdan sonra kalemimi çalıştığım kitabın yanına bırakıp sandalyemden ayağa kalktım.

Çekmecedeki telefonumu cebime attım ve "Eğer nöbetçilikle ilgili bir şeyse eğer haber veririm ben sana." deyip odadan çıktım.

"Tamam." diyen Neşe'ye göz kırptım ve kafamdaki tülbenti düzeltirken merdivenlere doğru ilerledim.

Düşmemeye dikkat edderek hızlı adımlarla merdivenlerden inip, bekleme salonuna ilerledim.

"Evet hocam. Bana seslendiniz."

"Ecrin, Masal yemekhanede masanızın kirli kaldığını söyledi. Bir bakar mısın lütfen?"

"Hocam biz Neşe ile temizlemiştik. Hem zaten nöbetçi odanın masasının dağınık kalması doğru bir izlenim olmaz."

"Biliyorum canım ama bak lütfen. Dağınık kalmasın."

"Peki hocam." dedim ve yemekhaneye doğru ilerlemeye başladım.

Topladık demekten ne anlıyorlardı? Ayrıca Masal'a ne olmuştu da bize bulaşmadan duramıyordu?

Yemekhaneye girdiğim zaman telefonumun titremesiyle bildirim geldiğini anlamıştım.

"Bir sen eksiktin zaten."

@engelikaldirsana2 sana mesaj göndermek istiyor.

@engelikaldirsana2 : yemekhaneye senin için bir not bırakıyorum kahvaltıya herkesten önce gelip oku

@engelikaldirsana2 : olur mu

Yemekhanede miydi?

Sinirle ilerlediğim yolda bu defa sessizce ilerledim. Bizim masanın yanında biri vardı. Benim her zaman oturduğum sandalyenin üstüne bir poşet bıraktı. Sonra da bir kağıt. Ardından hızlıca erkek tarafına karanlıkta kayboldu.

Yüzünü görememiştim ama üstünde yeşil renk bir ceket vardı. Ve bu ceketi daha önce görmüştüm sanki.

Merakla sandalyenin yanına gittim.

Notu aldım ve okumaya başladım.

'Merhaba,

Öncelikle seni buraya kadar yorduğum için üzgün olduğumu bilmeni istiyorum. Ama sonuç olarak kahvaltı için inecektin değil mi?

Sana bu kadar yakınken, seninle konuşamıyor olmak kötü. Çok kötü.. Biliyorum sen benimle konuşmayı sevmiyorsun ve ben inatla seninle konuşmaya çalışıyorum. Bu kadar zaman rahatsız ettim seni kusura bakma.

Ama artık bitti merak etme. Seni rahatsız etmeyeceğim, benden bu kadar..

Bu yazıların hiçbirini kendim yazmadım, hepsi Faruk'a ait. Yalnızca cümleler bana ait. Zaten anlamışsındır ama ben yine de söylemek istedim. Cümleleri kendim yazmayı isterdim ama malum gizlilik falan..

Neyse, gereksiz uzatmaya gerek yok. Kendine iyi bak...'

Bitmişdi galiba...

Sonunda bana mesaj atmayacaktı ve bu benim işime gelirdi.

Yine de bu kadar şeye rağmen içim bir parça üzgündü. Bu habere sevinememiştim.

İyi de niye?

Bir insan hiç konuşmadığı, yüzünü bir kere bile görmediği bir insanın ona mesaj atmamasına neden üzülürdü ki?

Yani yazdığı veda notunu 'kendine iyi bak.' cümlesiyle bitirdiği içindir belki.

Bir dakika.

Şimdi bu bir veda mıydı?

Karışık düşüncelerimle beraber sandalyedeki poşeti elime aldım ve ceketimin içine gizledim. Ardından da sessiz adımlarla yemekhaneden çıktım.

Girişteki nöbetçi öğretmen odasında duran nöbetçi hocaya masanın temiz olduğunu söyleyip odama çıkmak üzere merdivenlere yöneldim.

"Başlamadan bitti, en iyisi oldu." diye kendi kendime söylendim. Merdivenleri çıkmaya başladığım an gülümsedim ve ceketimle sakladığım poşetteki çikolatalara baktım.

En sevdiklerimdi...

Odaya çıkıp olanları Neşe'ye anlattıktan sonra Neşe "Vay be! Tabildot Bey'e bak sen, daha başlamadan bitirmiş mesaj işini." diye konuştu.

"Evet Neşe bitirmiş ve iyi de olmuş. Ne güzel artık her zaman mesaj yazan birisi olmayacak."

"Peki bulmak için yaptığımız plan ne olacak?"

"Bulmaya gerek kalmadı ki. Yazmayacakmış artık."

"Sen bilirsin ama kim olduğunu bulsaydık bir polisiye olay yaşamış olurduk. Mükemmel be!" diye heyecanlı bir şekilde konuştu Neşe.

"Aman bir polisiyelik olayımız eksikti, o da kalıversin." dedim ve yatağa yatıp pikemi üstüme örttüm.

"İyi peki, kalsın bakalım."

Neşe'de yatağına yatınca başımın ucundaki masa lambasının ışığını kapattım.

Açık pencereden esen rüzgarla gülümsedim.

"Kız Ecrin iyi ki camı açık bırakmışız. Ne güzel esiyor hava."

"Serin bu gece. Üstünü açma sakın."

"Tamam annecim."

"Sus bakalım! Elimde büyüdün sen benim."

"Abartma Ecrin, alt tarafı 1 yaş küçüğüm senden."

"Evet, 1 yaş küçüksün benden. Aslında abla da demen lazım da neyse hadi."

"Aynı sınıfta abla mı diyeyim sana?"

"Zaten sırf abla demek istemediğin için benimle aynı sene başladın ya okula."

"Yaparım öyle şeyler." diyerek güldü Neşe.

"Neyse neyse uyu artık. Kahvaltıya kalkamayacağız sonra."

"Haklısın galiba, hayırlı geceler."

"Sağ ol, sana da hayırlı geceler."

Konuşmamızı kesince odaya sessizlik hakim olmuştu. Uyumak için sağıma döndüm ve gözlerimi kapadım lakin uyku yanıma uğramak istemiyor gibiydi.

Yaklaşık beş dakika kadar sonra Neşe'nin düzenli nefes sesi kulağıma geldiğinde Neşe'nin uyuduğunu anladım. Çok özenirdim Neşe'nin hemen uyumasına. Küçükken geceleriz dediğimiz her günün sonunda saat daha on olmadan Neşe uyur kalırdı.

Eski günler aklıma gelince gülmeden edemedim. Ne eğlenirdik bir araya gelince. Her şeye güler, saçmalardık. Evde ne bulursak yanımıza alır, gün sonunda da elimiz boş eve dönerdik. Ne bulursak yerdik.

Yerdik deyince aklıma Tabildot'un yemekhaneye bıraktığı poşet gelmişti.

Yatağımdan kalkıp masa lambasını yaktım ve dolabımdan poşeti çıkardım. Sevdiğim çikolatalarla doluydu poşetin içi.

Yüzümde oluşan tebessümü fark edince hemen ciddileşip "Kendine gel Ecrin!" diye kendime kızdım ve içi çikolata dolu olan poşeti geri dolaba koydum. Sonra da yatağıma yatıp ışığı kapattım.

Gözlerimi sımsıkı yumdum.

Ne kadar geçti bilmiyorum ama bir süre sonra yavaşça uyku beni ele geçirmeye başlamıştı.

Uyumadan önce kulağıma gelen moledi, daha sonra yerini birkaç şarkı sözüne devretti.

'Kendine iyi bak,
Beni düşünme.
Su akar yatağını bulur...'

× on sekizinci bölüm sonu ×

bir bölüm daha biter, bu kız kaçar.. yeni bölümlerde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.

hoş kalın <3

2️⃣0️⃣.7️⃣.2️⃣2️⃣ (:

Continue Reading

You'll Also Like

255K 16.5K 21
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
YUVA By _twclr

Teen Fiction

668K 33.4K 49
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...
103K 4.6K 18
Birlikte haberleri çıkan Yağız Ege ve Güneş, bir anda sosyal medyanın en yakıştırılan çifti olma yolunda adım atarlar. Olay yanlış anlaşılmadan ibare...
84.2K 3.4K 28
T A M A M L A N D I ✓ Siz: sırf trip atmak için insan numarasını değiştirir mi lan salak. 0547: kimsiniz? Siz: bak oraya gelirsem sikerim seni cacık...