REKABET • yarı texting

By vaenarctic

474K 22.4K 6.1K

Uraz: Bu rekabetin bir kazananı bir de kaybedeni olacaktı. Uraz: Şimdi ikimiz de kaybettik Deva. Uraz: Sen ya... More

0.0
0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.4
4.5
4.6
4.7
4.8
4.9
5.0
5.1
5.2
FİNAL
GÖZLERİNİN GALAKSİSİ

0.6

13.4K 590 151
By vaenarctic


LAN AŞIRI SARDI ŞAKA MI????

İYİ OKUMALAR AŞLARIM BİR YILDIZA DOKUNUVERİRSENİZ SEVAP KAZANIRSINIZ ÇÜNKÜ GARİBAN SEVİNDİRMEK SEVAPTIR❤🪦

e bölüme geçelim bari,,

@devarica yeni bir hikaye ekledi.

bu küçük zaferimin kutlanması gerekiyormuş, öyle dediler
@elasudeniz @begumben @pamiryilmaz

254 kişi tarafından görüntülendi.


@urazkayhan hikayenize yanıt verdi.

@urazkayhan: son kutlamalarının keyfini çıkar güzellik

@devarica : lan sen ortam katili misin

@devarica : bırak da eğleneyim azıcık

@devarica : göt ettim alış artık ya

@devarica : katkısız hödük

@urazkayhan : deli ediyorsun beni bak

@urazkayhan : ayar oluyorum sana

@devarica : canım yaa

@devarica : ölüyordum ben de yoluna

@devarica : delinin zoruna bak anasını satayım

@urazkayhan : bana aşık olduğunu biliyorum bebeğim

@urazkayhan : daha fazla gizlemeye çalışma

@devarica : çok merak ettim, neye dayanarak bu kanıya vardın?

@urazkayhan : çok basit

@urazkayhan : her kız bana aşıktır

@devarica : Uraz

@urazkayhan : efendim güzellik

@devarica : egonu çek de yüz yüze konuşalım arsız götelek

@urazkayhan : sen ve hayal gücün

@devarica : bir söveceğim sana göreceksin hayal gücümün sınırsızlığını

@urazkayhan : her zaman bebeğim

@devarica : katlanılmazsın ya

@urazkayhan : sen daha çok güzellik💋

Deva

Günlerden cumartesiydi ve ben evde pineklemek yerine zorla pikniğe getirilmiştim. Sabahın yedisinde Ela'nın aramasıyla uyanmış, zorla kaldırılmış ve piknik sepeti hazırlamak kaydıyla piknik alanına getirilmiştim.

Şimdi ise Pamir'in mangalda üç tane sucuğu pişirememesini, Ela'nın kendini kandırarak güneşlenmeye çalışmasını, Begüm'ün de Ela'ya ters bakışlar atarak oturacağımız masalı banka piknik sepetindekileri yerleştirmesini izliyordum. Ben de bu karmaşada dikilmiş bizimkileri izliyordum.

Güya piknik yapacaktık! Saat neredeyse on buçuğa geliyordu.

"Açlıktan karnım mideme yapışacak şimdi," diyerek yakındı Ela yattığı piknik örtüsünün üzerinde doğrulup. 

"Yaydığın götünü kaldır da yardımcı ol o zaman pis yelloz!" Diyerek lafı yapıştırdı Begüm. Şu kızın gerginliği bitmek bilmiyordu. Ela'nın oflayarak ayaklandığını gördüm.

"Bahadır tabak getir de yerleştirelim şu sucukları!" diye seslendi Pamir kuzeni Bahadır'a. Bahadır, bizden bir yaş küçüktü ama aşırı kafa dengiydi. Dışarı da vakit geçirdiğimiz çoğu zaman bize katılıyordu.

Sonunda sucuklar da geldiğinde hepimiz masanın etrafını çevreledik.

"Of sonunda! Yumulun gençler!" dedi Bahadır.

"Yetmiş saatte pişirdin ama güzel yapmışsın aferin kerata." diyerek Pamir'e sataşmadan duramadı Ela. Pamir saçlarını karıştıran Ela'nın eline vurdu ve Ela'nın daha çok gülmesine sebep oldu.

"Elimden her iş gelir benim, ne sandın kız?" dedi Pamir'de gülerek. Bu yıl son senemiz olduğu için çok üzülüyordum çünkü lise bizim için bir başkaydı. Üniversiteli olduğumuzda bağımız kopacak diye ödüm kopuyordu.

"Susun da zıkkımlanın," ikisi de Begüm'e gözlerini devirdi ve yemeklerine döndü.

"Yalnız Deva, Uraz'ı çok pis göt etmişsin Pamir anlattı, tebrik ediyorum bacım, başarılarının devamını dilerim," dedi Bahadır ağzı doluyken. Tabii onun bu yaptığı Pamir tarafından karşılıksız kalmadı, Pamir olduğu yerden doğrulup karşısında oturan Bahadır'ın kafasına bir tane geçirdi.

"Ağzındakini yut lan önce ayı." Pamir'e gülüp Bahadır'a döndüm.

"Evet oldu öyle şeyler. Ben, beni küçümseyeni ne yaparım oğlum! Kimse beni küçümseyemez, hele o çakma salon beyefendisi hiç küçümseyemez!" dedim ani bir hiddetle.

"Salon beyefendisi?" diye sordu Ela göz kırpıp hayırdır ifadesi takınarak.

"Aramızda bir şeydi ya," dedim sakin bir tonlamayla. Ela'yı tanıyorsam sorgu başlıyordu.

"Sizin ne ara bir aranız oldu? Hayırdır?" Al işte! Ben biliyorum malımı.

"Yazıyor arada sosyal medyadan falan, öyle yazılı bir itişip kakışma yaşandı işte." N'OLUR DAHA FAZLA SORGULAMASIN.

"Rahatsız mı ediyor o dingil seni?" diye sordu Pamir koruyucu abi özelliğini açarak.

"Yok ya, kendince laf sokmaya çalışıyor ben de lafı yapıştırınca susup oturuyor yerine," dedim ukala bir tavırla. "Kendi başına oynasın Urazcık."

"Ben de diyorum neden kulaklarım durmadan çınlıyor? Birilerinin dilinden düşmüyormuşum meğer." duyduğum alay dolu sesle yer yarılsa da yerin dibine girsem diye düşünmedim değil.

"Lütfen bu senin beyninin bir oyunu deyin." dedim yine bir umut. Umut fakirin ekmeğidir sonuçta.

"Maalesef saat üç buçuk yönünde Uraz ve arkadaşları bize bakıyor aşk kuşum." dedi Ela yan tarafımdan gözlerini ayırmadan. Muhtemelen Uraz'lara bakıyordu.

"Saat üç buçuk yöne ne geri zekalı?" diye sordu Pamir sessizce. "Ne bileyim, saat bilgim her zaman çok zayıftı." diye cevap verdi Ela da. Neden sessiz konuştuklarını bile bilmiyordum.

"Otursanıza siz de bir şeyler atıştırın, biz de yeni oturmuştuk zaten." diye kibar bir teklifte bulundu Ela onlardan tarafa dönerek. Alttan cimcik attığımda bacağına 'ay!' diye bir nidada bulundu ve herkesin dikkatini üzerimize topladı.

Elini bir şey yok dercesine sallayıp dikkatleri üzerimizden dağıttı ve bana döndü. "Kanka ne yapayım gelmişler masamıza kadar, göz hakkı sonuçta, biz kibarlığımızı yapıp teklif edelim. Yanıt onlara kalmış." Haklıydı, masamıza kadar gelenleri boş gönderecek değildik ama ben ve Uraz'ın aynı masada oturma ve yemek yeme fikri çok tersti.

"Sağ olun teklif için ama biz de şu masadayız zaten, sizi görünce bir selam verelim dedik." dedi sakin ve yumuşak bir ses tonuyla Deniz.

Kafamı çevirip Uraz'a baktığımda piç piç sırıtıyordu şerefsiz. Hayır yakışıyor da böyle sırıtmak, çakasım geliyor ağzına.

"Buralardayız biz, şu ilerideki sahada voleybol oynarız belki gelirseniz." dedi Kaya. Eğlenceli olabilirdi çünkü kalabalıkla voleybol oynamak çok zevkli oluyordu.

"Olur, oynarız yemekten sonra." diye onayladı Pamir. Sanırım kavgasız lafsız sözsüz ilk konuşmamızdı grup olarak. Sonra Uraz'la aramızda bir diyalog geçmediği için kavgasız gürültüsüz bir konuşma olduğuna karar verdim.

Onlar birkaç veda sözcüğü zırvalayıp gittikten sonra ağzımdaki lokmayı yutup çemkirmek için bizimkilere döndüm.

"Bunların tam da biz buradayken bize çok yakın bir masada bulunup yanımıza gelmesi tesadüf müdür?" sonra kafamı yavaşça Ela'ya çevirip ters bir bakış attım. "Yoksa aramızdan birisi konum belirtip hikaye mi atmıştır?"

"Ben çekilmek istiyorum Kenan Bey." deyip tek elini havaya kaldırdı yüzsüz Ela.

"Senin böyle bir halt yiyeceğin belliydi zaten! Haftanın beş günü okulda gördüğüm yetmiyormuş gibi bir de hafta sonumu işgal ediyor dağ ayısı!" diye konuştum asabice. Kafamı çevirip masalarına baktığımda Uraz bana bakıyordu. Göz göze geldiğimizde göz kırptı. Sinirlerimi bozduğu konusunda hemfikirdik!

"Şu tipe bak! Nasıl da sırıtıyor ya! Keseceğim bileklerimi şimdi," son cümleyi ağlamaklı bir yüz ifadesiyle söyledim lakin arkadaşlarımın bir tanesi bile beni takmadı üstüne bir de güldüler. Hainler!

Birkaç itici bakış, arada arkadaşlarla sohbet muhabbetten sonra masayı toplamaya ve boş kapları sepetlere doldurmaya başladık. Hayvan gibi yemişiz maşallah.

"Oynayalım mı voleybol?" diye sordu Pamir. Başta bize sormadan kabul etse de biz istemesek şimdi geri döneceğimizi hepimiz biliyorduk fakat voleybol eğlenceli olabilirdi.

"Uyar bana." Diğerleri de beni onaylayan şeyler söyleyip çoktan oynamaya başlamış olan Uraz, Deniz, Kaya ve Seray dörtlüsünün yanına ilerlemeye başladık.

Bir anda omuzumda bir kol hissettiğimde dönüp kolun sahibine baktım. Bahadır sırıtarak yüzüme bakıyordu. Benden küçük olmasına rağmen hayvan gibi boyunun olması Türk Ceza Kanunları'na aykırıydı.

"Ne var aranızda bu çocukla?" diye sordu Bahadır neşeli bir sesle.

Sağ elimi havaya kaldırdım ve saymaya başladım. "Düşmanlık, kin, vahşet, dehşet ve şiddet." diye saydım parmaklarımı bir bir indirerek. Bu Bahadır'ın sesli bir şekilde gülmesine sebep olduğunda onun gülüşüne ben de güldüm.

Tam kafamı kaldırmışken gözlerim Uraz'ın gözleriyle çakıştı. Aramızda on adım ya vardı ya yoktu. Kolunun altındaki voleybol topuyla bana bakıyordu ama tuhaf olan şuydu ki kaşları sonuna kadar çatıktı.

Karşı karşıya geldiğimizde tam bir dizi sahnesinde düşman karakterlerin karşı karşıya geldiği o malum tabloyu oluşturmuştuk ve bunu düşünmek neredeyse beni sesli güldürecekti. Ben hâlâ Bahadır'ın kolunun altındaydım, Pamir ve Uraz karşı karşıya duruyordu ama Uraz'ın gözleri yüzümden ayrılmamıştı. Hayır bok mu vardı da böyle dik dik bakıyordu?

Ona hayırdır der gibi göz kırpınca ifadesiz gözlerini Pamir'e çevirdi ve artık onun maskesi olduğunu düşünmeye başladığım sırıtışını yüzüne ekledi.

"O zaman geleneği bozmayalım," dedi gıcık bir ses tonuyla. "Bir oyun varsa, bir iddia da olsun."

Hayır, anlamıyorum bu çocuk anasının karnından da mı meydan okuyarak çıktı?

"Kaybetmeye çabuk alıştın bakıyorum?" diye atladım ortaya. Duramıyorum laf sokmadan ne yapayım?

"Sen de kazanmaya çabuk alıştın ama hayal kırıklığına uğrayacaksın." Bana döndüğünde kaşları çatılmış bakışları Bahadır'ın üzerinde gezinmişti.

"Bunu son söylediğinde gözyaşların için sana mendil veriyordum Uraz Kayhan." Allah'ım gelene geçene laf yapıştırayım diye mi yarattın beni, süper özellik kullan kullan eskimiyor.

"Madem bu kadar iddialısın," durdu ve ekledi. "-ız."  Gözleri hepimizin yüzünde turladı.

"O zaman bir iddia koyalım ortaya." dedi alayla. Takık, yemin ediyorum iddiasız adım atamıyor.

"Tamam lan." diye kabul etti anında gaza gelerek Pamir. Gazla çalışıyor bu çocuk, mükemmel.

"İddia ne?"

"İddiayı ben seçeyim mi?" diye sordu Bahadır. Kafamı kaldırıp ne düşündüğünü anlamaya çalıştım ama salak salak güldüğü için ne düşündüğünü anlamak imkansızdı. Çünkü o hep salak salak gülerdi?

"Hayırdır, sen niye seçiyormuşsun?" dedi atarlı atarlı sordu Uraz. Derdi ne bunun?

"Of! seçsin işte ne olacak?" diye onu savundum. Uraz bana ters bir bakış atıp kafasını çevirdi.

"Ne yaparsanız yapın!" diye çıkışınca "Derdin ne senin?" diye sormaktan kendimi alamadım.

"Derdim falan yok benim. Sõylesin iddiayı, beğenmezsem başka bir şey seçeriz." dedi yüzüme bile bakmadan. Megaloman ne olacak!

"Beğenmezsen?" diye sordu Begüm. Bu hayatta katlanamadığı tek insan tipi egolu olanlardı. Yani Begüm Uraz'dan komple hoşlanmıyordu.

Uraz cevap verecekken Deniz konuştu ve konunun uzamasını engelledi. "Hadi söylesin iddiayı da başlayalım artık." dedi heyecanlı el hareketleriyle.

"Söylüyorum o zaman," dedi ve gülmeye devam etti. "Hep beraber sıra gecesine gidersiniz ve kaybeden grup tüm hesabı öder."

Ağzına sıçayım Bahadır.

BAHADIR'A YANLIŞLIKLA AŞIK OLDUM????
Hiç hesapta yoktu valla yanlışlıkla eklemişim

BÖLÜMÜ BEĞENDİNİZ Mİ BAKALIM??!?!?!?

yorumlarınızı bekliyorum çünkü düşüncelerinizi aşşşırı merak ediyorumm<3

öptüm♡♡♡

Continue Reading

You'll Also Like

220K 4.4K 10
KURGU DEĞİŞMİŞTİR! !Eğlencesine Yazılıyor Eğlenin Geçin! ••• Her şey 'en falza ne olabilir ki?' dediğim için geliyordu başıma. ••• 0555***: seni tek...
34.8K 2K 20
Okulun 4 tane serserisi eğer aşık olursa ne mi olur görücez
68.5K 1.5K 36
Lahmacunuma aşkla bakarken bilmediğim bir numaradan mesaj gelmişti. 0552...= Lahmacun mu browni çikolata mı? Mesajı görünce dudaklarımda ufak bir teb...
48K 2.8K 45
@hictenhallice : Kimbilir kaç kişiye daha alev attın benden önce! @hictenhallice : Sil şu yorumunu. @kuzey_aydin : Hayır, kimseye alev atmadım. @k...