Alev | Kara Bela

By hepbiyazar25

1.4M 59.1K 10.3K

Hikaye yetişkin okurlar içindir, yaş sınırlaması en az 18'dir!! Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür gerçek hayatl... More

bir
iki
üç
dört
beş
altı
yedi
sekiz
dokuz
on
on bir
on iki
on üç
on dört
on beş
on altı
on yedi
on sekiz
on dokuz
yirmi
yirmi bir
yirmi iki
final

yirmi üç

46.4K 2.2K 381
By hepbiyazar25


Bölüm Ali'den❤️

Keyifli okumalar gece kuşları 💫

Arkasına bile bakmadan giderken beni ne halde bıraktığını umursamasına şaşırmıştım önce. Beni asla bırakmayacağını düşündüğüm karım şimdi çekip gitmişti. Olduğum yerde geri geri sendeleyip annemin koluma girmesiyle ayakta kalmıştım. Tepkisiz öylece nereye götürürse gittiğimde beni mutfağa götürüp sandalyeye oturttu. Boşluğa bakıyordum, gözlerimi açmak için, uyanmak için, yaşamak için bulduğum tek sebep biraz önce beni bırakıp gitmişti.

'Bırakıp gitsin diye mi evlendirdin beni anne! Ben yalnızken daha iyiydim! Şimdi nasıl dayanacağım onsuzluğa? Ben bu hale düşeyim diye mi getirdin onu bana? Ahhhh!!'

Yediğim dayağın izlerini annem pamukla temizlerken canım iki katı yanıyordu. Terk edilmek ne kadar da zordu. Kapalı gözlerim dolsa da belli etmedim.

'Seni boş boğaz seni! Merdivende bağıra çağıra konuşuverirken aklın neredeydi!'

'Çok sinirlendim kıskandım! Ahhh bastırma!!'

'Sus len! Onu dayak yemeden önce düşünüverecektin.. kıskanmışmış! Hani o karşıma geçip Alev'i istemezseniz şehri terk ederim deyiveren Ali nerede?'

Aklı çalışan bir adamdım ama eskiden. Şimdi düşünmem gereken şeyleri zamanında değil, olaylar yaşandıktan sonra düşünüyordum. Doğru ya, onunla gitmeyi bile göze almıştım. Maraz Ali'yi öğrendiğim an gitmek neden aklıma gelmemişti ki?

'Burada.. gideyim mi buralardan? Alıp gideyim karımı olur mu?'

'Sen bi barışıver de gerekirse İzmir'de babamdan kalan çiftliğe yerleşiverirsiniz..'

İşte bu bee diye haykırdı içimde ki ses. Hemen annemin elini tutup suratımdan uzaklaştırdım ve oturduğum yerde doğruldum.

'Tamam, yeter bu kadar pansuman.. gidip konuşayım karımla..'

'Gidiverme boşuna, Alev'i azcık tanıdıysam bu gece senin suratına bakıvermez..'

'Gideceğim.. duramam bu evde..'

Üstümün başımın dağınıklığına bakmadan çıktım evden. Yürüyerek gitmek uzun sürerdi gazinoya kadar, ileride ki duraktan bir taksi çevirip adresi verdim. Gidiyordum ama elim boş döneceğimden o kadar emindim ki. Annem kadar bende tanıyordum Alev'i. Değil konuşmak suratımı bile görmek istemediğine emindim. On dakikalık yolculuğun ardından ödemeyi yapıp indiğimde içeriden dışarıya taşıyordu müzik sesi. Acaba çıkıp sahne alır mıydı? Onun işi buydu, belki de Zafer gelir gelmez karımı buna zorlamıştı. Sinirden kanım çekiliyormuş gibi hissediyordum. Kapıda ki güvenliklere doğru yürüyüp selam verdim..

'Kim çıktı bu gece?'

'Asuman var sahnede, girecek misin?'

'Alev nerede?'

'Sen kimsin?'

'Kocasıyım.. Görüşmek istiyorum, beni yanına götürün..'

'Kusura bakma.. Alev görüşmek istediğini söylemeden seni yanına götüremem..'

'Kocasıyım diyorum! Gidin sorun kabul eder beni!'

'Uyudu Alev yorgundu. Küfür yemeden çekil git, görüşmek isterse kendi gelir zaten!'

Zorla içeriye girmeye çalıştığımda iki kolumdan tutup engel oldular. Biraz hırpaladılar ama umrumda değildi. Tekrar direndim girmek için, bu defa tam kaşıma kafa atıp beni geri düşürdüğünde sağlam tarafımda patlamıştı.

'Evdeyken sahip çıksaydın lan karına! Siktir git belanı benden bulma!'

Cebimden mendil çıkarıp kaşıma bastırırken karşı kaldırıma geçip oturdum. Sahip çıkamamıştım karıma doğruydu. Ne zamandır çenesini tutamayan bir herife dönüşmüştüm? Ben onu düşünmeden kırarken onu da kendime benzetmiştim. Ama bir daha olmayacağına sözler vermek için önce karşı karşıya gelmem gerekiyordu. Bir süre bekledim görme ihtimaliyle. Gün doğmaya başladığında tekrar çevirdiğim bir taksiyle dönüş yoluna girdim.

Her gece gelip gittim, sahne almadığını öğrenip gün doğana kadar bekledim. Şimdi tekrar yalnız dönüyordum eve. Radyoda çalan şarkıya, elimde sigaramla açık camdan dışarıyı izlerken eşlik ediyordum.

Odam kireç tutmuyor
Kumunu katmayınca
Sevda baştan gitmiyor
Yar ile yatmayınca

Yalnızdım işte Beyoğlu sokaklarında. Bir anda elim boş, kalbim soğuk, gözlerim nemli kalmıştım ortada. Kulağıma dolan şarkıyı İstanbul'un martıları, kaldırımlar, yolculuk ettiğim taksici duydu. Alev olmadan geçen dördüncü sabahımdı, kaçıncı gecemdi, hangi baharımdı? Boğazıma dolanan duman ciğerlerimi yakıyordu. Özlemiştim. Kokusu burnumdan bir türlü gitmiyordu. Ne zaman unutturdu, ne yollar.. Yine girdim tek başıma yatağıma.. Bu yatak daha önce de bu kadar soğuk muydu? Gözlerimi kapatmadan önce ant içtim sadece. Bu gece boş gitmeyecektim o mekana.. Gerekirse dağıtıp yıkacaktım.. karımı bulup oradan çıkaracaktım. Hırs dolarak daldım uykuya.. Rüyalarımda kara belamı görme umuduyla..

Günlerdir yediğim tek şey annemin ağzıma zorla sıkıştırdığı birkaç parça ekmekti. Ne iştahım kalmıştı, ne tadım, ne tuzum. Kadın bir gitmişti, yaşayacak tek sebep bırakmamıştı. Çizdiğim resimler olmasa gerçek bir rüya gördüğüme inanırdım ama, o resimlerde ki kadın terk edilmemin en büyük kanıtıydı.

Akşama doğru uyandım, gecem gündüzüm karışmıştı. Yaşayan bir ölü gibiydim, işe gitmiyor, Alev'in peşinde gezmekten başka bir halta yaramıyordum. Kalkıp banyoya girdim ve yıkanıp kendime gelmeye çalıştım. Kısa süre sonra çıkıp temiz ve güzel kıyafetlerimi giydikten sonra alt çekmecede duran tabancamı alıp belime koydum. Aşağı indiğimde annem elinde tepsiyle bekliyordu. Bu defa zorlamasına gerek kalmadan tepsiden ekmeği alıp kendim yiyerek dışarı çıktım. Her gece bekleyen taksi yine aynı yerde beni bekliyordu. Atladığım gibi bildiği adrese sürmeye başladı. Gazinonun önü diğer gecelere nazaran bu gece daha kalabalıktı. Ödemeyi yapıp indiğimde insanlar aralarında tartışıyordu.

'Alev geri dönmüş.. Bu gece sahneye çıkacakmış..'

'Nasıl geri dönmüş? Evlendi diye duyduyduk..'

'Ayrıldılar demek ki ne bileyim ben?'

'Gözümüz gönlümüz şenlensin. Kimler gelip geçti, Alev gibisi yok kere yok!'

Kulağımın işittikleri kanıma karışırken belimde ki dede yadigarını çıkarıp ortalığı ayağa kaldırmamak için zor tutuyordum kendimi. Bahsettikleri benim karımdı. Benim günlerdir görmediğimi bu şerefsizler mi görecekti? Öfke burnumdan girip dudaklarımdan çıkarken kalabalığa doğru adımladım. Tam esip gürleyeceğim sırada diğer taraftan bir ses daha duyuldu.

'Boşuna heveslenmeyin. Bu gece mekanı kapatıyorum.'

'Niye lan! Alev senin arkadaşının karısı değil mi?'

'Kesin lan sesinizi! İşinize bakın!' diyerek kapıya yürüdü. Kalabalık dağılmaya başladığında birkaç adımla karşısına dikildim. Beni görünce şaşırdı. Şimdi karşı karşıya gelmiştik kapının önünde. Önce kim girerse oyunu o kazanacaktı sanki.

'Sen gerçekten beş para etmez herifin tekiymişsin. Utanmadan karımı izlemeye geldin öylemi?'

'Ayrıldınız. Artık senin hiçbir şeyin değil. Senden önce tanıyordum onu. Eskiden olduğu gibi de izlemeye geldim..'

'Ayrılmadık maraz Ali.. Boşanmadık. Kavga ettik çekip gitti ama bitmedik.. Şimdi efendi gibi çekil.. yoluna git..'

'Alev bu sahneye çıkacaksa seninle bitirmiş işte neyini anlamıyorsun?'

Tek adımımla mesafeyi kapatıp kafamı yüzüne indirdim. Burnuna denk gelmiş olmalıydı, kafam amma da acımıştı.

'Adını anma ulan!! Karımdan uzak dur!'

Aynı hamleyi yapıp yüzüme yumruk atınca burnuma gelmesin derken kaşımı patlatmasına izin vermiştim.

'Karın da sende mahvettiniz ulan evliliğimi! Müjgan terketti beni! Senin karın yüzünden bitti evliliğim!'

'Benim karım yüzünden değil, senin sağlam bir pezevenk olduğunu öğrenmesi yüzünden bitmiştir evliliğiniz! Git kendini karına affettir! Hala köpek gibi gelmiş karımın etrafında dolanıyorsun!'

Tekrar dalaştık birbirimize. O Müjgan'ı sevdiğimi öğrenmişti, ondan öfkeliydi. Ben karımı benden önce görüp tanımasına kafayı takmıştım. Sonunda içeriden çıkıp gelen güvenlikler bizi ayırdığında Ali'yi son kez itip sokağa fırlattım. Beklemeden içeri girip kapıyı kapattığımda, suratımın halini umursamadan, Alev'i göreceğim için gülmeye başladım. Yediğim dayak umrumda bile değildi. Karımı görecektim. İstese de istemese de elinden tutup götürecektim. Belki de sevişecektim. Çok özlemiştim. Onu dans ederken o kostümün içindeyken izleyecektim. Nasıl güzeldi ama.. Kuğu gibi süzülecekti karşımda. Her şey yarım kaldı sahneye çıktıktan bir süre sonra. Karnına giren ağrıyla yerimden nasıl fırladığımı hatırlamıyordum. Hele bacaklarından süzülen kanı gördüğümde beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Alev benim gönül yaramdı. O acıdıkça ben kanıyordum.

Bir ömür beklemek gerekse beklerdim hastane köşelerinde ya da sıkışıp yattığımız o tek kişilik yatakta. Eve geldiğimizde ikimiz de çok yorgunduk. Alev yemeğini yedikten sonra uyumuştu, ben de günler sonra onu tekrar yatağımda gördüğümden içim içime sığmıyordu. Uyurken izledim bir süre. Hamileydi birde. Kadını tek göndermiştim çift geri gelmişti. İçinde bizim bebeğimizi taşıyordu. Benim saçma sapan kıskançlıklarım yüzünden üzüntüden bebeğini kaybedecekti. Düşündükçe deliye dönüyordum. Kafayı yiyecekmiş gibi oluyordum. Yanına uzanıp kendine has kokusunu içime çekmek için burnumu boynuna dayadım. İşte beni hayata döndüren koku.. işte bana bir gelecek veren koku. İşte bana, bir evlat verecek olan kokunun sahibi.. Dünyalar tekrar benim olurken kapattım gözlerimi sokuldum yamacına. Bir haftanın sonunda uyuyacaktım tam anlamıyla. Elini yüzüme koydu, o da özlemişti, uykusunda bile tepki veriyordu. Gözlerim dolarken daldım uykuya. Ödemiştik bedellerimizi, şimdi kavuşma vaktiydi..

💫

'Sen sapık mısın Gül Ali? Niye bütün resimlerde benim göğüslerim meydanda?'

'Sen uyuduktan sonra gelip düğmelerini açıyordum. Off birkaç kez avuçladığım bile olmuştu ilk zamanlarda.'

'Neeeee!!'

'Tehdit eden sen, uygulamaya geçen ben.. Okşadım işte memelerini. Hem cesaretimi topladım, hemde kendi icabıma baktım..'

'Sus Gül Ali! Duymak istemiyorum daha fazla!'

Sesli kahkaham odada yankı yaparken bir başka resim verdim eline. Yataktan kalkmasına asla izin vermiyordum. Bir şekilde oyalayacak şeyler buluyor, canı sıkıldığı zaman televizyon odasına taşıyordum.

'Bak bu da, elbiselerini kilitlediğim akşamdan. Berjere yan oturup ayaklarını sarkıtmıştın. Hem çiziyordum hem de inanamıyordum benim olduğuna. Çok güzeldin.. Benim bu durumumu kabullenmeyecek kadar güzel..'

'Eskiyi açmayalım şimdi ama.. Sen de çok yakışıklı bir adamsın Ali.. Sana aşık olmamak mümkün değildi..'

Uzanıp öptüm dudaklarını, elini yüzüme koyup karşılık verdi..

'İşte benim geleceğim kara bela.. İlk gördüğüm andan beri.. senden önce ne çiziyordum unuttum. Geldiğinden beri çizdiğim tek şey sensin..'

'Seni seviyorum..'

'Ben de seni..'

'Ben daha çok..' dedi ve öpmek için uzanan dudakları, hasretle bekleyen dudaklarımın hışmına uğradı..

Annem sağolsun hiç yalnız bırakmıyordu karımı. Ben birkaç saatliğine de olsa işe gidip geliyordum. Henüz gitme işinden Alev'e bahsetmemiştim, zaten şimdi bakıma muhtaçtı, biraz daha burada kalacaktık. Annesini ziyaret zamanı geldiğini söylediğinde kendim gideceğimi söyleyip otobüse atladığım gibi köye gittim. Annesi kapının önünde oturmuş bekliyordu, her ne kadar önemsemiyor gibi gözükse de beni görünce koşarak yanıma gelip yakama yapışmıştı.

'Ne oldu Alev'e? Nerede kızım? Alev nerede?'

'Sakin olun. Alev iyi, yatması gerekiyor sadece.'

'Niye? Kaza mı geçirdi? Ne oldu kızıma?'

'Hayır.. Hamile. Bebeğimiz olacak. Riski var, bir ay yatması gerekiyor.. bu yüzden aylık ziyaretinize ben geldim..'

Kalbini tutup geri oturdu kapı eşiğine. Cebimde ki zarfı çıkarıp uzattım..

'İsterseniz benimle gelip görün Alev'i. Eminim o da sevinecektir..'

Bana baktı dik dik.. Ayağa fırlayıp elimden zarfı aldı ve hızla eve girip kapıyı suratıma kapattı. Kaşlarımı kaldırıp şaşkınca baktım arkasından. İşte bazılarının evlat sevgisi bir zarf kadardı. Arkasından atıp tutmaya devam edeceğim sırada kapı tekrar açıldı ve üzerini giyinmiş şekilde geri çıktı. Biraz utandım kendimden peşin hüküm verdim diye. Tek kelime etmeden önüme düştü, bekleme gereği duymadan duraklara doğru yürüdü. Güldüm halimize, takip ettim sevgili kayınvalidemi. Anasının kızı dedim içimden.. atarı gideri aynı anası.

Eve geldiğimizde annem bizi gördüğüne çok sevindi. Yalnız kalsınlar diye Işık anneyi üçüncü kata yönlendirdik. Annem bana sarılıp ağlarken ben asıl, Alev'in vereceği tepkiyi merak ediyordum. Bir anda 'Aliiiiiii!!' diye çığlığı bastığında üçer beşer tırmandım merdiveni. Yanlarına vardığımda Alev hüngür hüngür ağlıyordu. Hemen yanına gidip çöktüm, boynuma sarılıp ağlamaya devam etti. Annesi de yatağın kenarına oturmuş ağlıyordu. Benim anamda ağlıyordu. Mor çatı olmuştuk dakikalar içinde. Bir Müstesnay'la Behiye eksikti.

'Ne oldu karım? Niye ağlıyorsun?'

'Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim..'

'Şhhhh.. Ağlama gözünü seveyim. Bebeği de üzmeyelim..'

'Ama durduramıyorum ki..'

'Anne, ağlama sende.. Işık anne.. sende ağlama. Allah Allah niye böyle oldu ki?'

Biri tülbentinin ucuna, biri peçetesine siliyordu göz yaşını. Alev burnunu da dahil benim omzuma silmişti. Gülmemek için kendimi zor tutarken sakinleşsin diye saçlarını öptüm sadece. Neyse ki annem durulup karşımıza oturdu.

'Alev, tamam kızım bak ağlamayıveriyoruz. Hadi sus sende..'

'Alev.. tamam zırlama hadi.. Bebek etkilenir ağlamandan..'

Sonunda omzumda sakinleştiğinde geri çekildi. O dudakları ağlamaktan şişerken yüzüne yapışan saçlarını elimle ittim..

'Mutlu ol diye her şeyi yaparım karım.. Ama ağlarsan nasıl olacak?'

'Duygulandım işte..'

'Duygularını yerim senin..'

Güldü tekrar eğilip hem göz yaşını hem burnunu sildi. Geri çekildiğinde gözleri parlıyordu. Ölmek istiyordum güzelliğine.. bu haliyle bile kendimden geçiriyordu.

'Işık anne beni neredeyse dövecekti. Dedim gel kendin gör, kızın hanım ağalar gibi vallahi diye..'

'Yaaa, utanıyorum zaten yatıyorum diye. Deme öyle..'

'Ne utanıveriyorsun kızım? Biz sana bakmaktan çok memnunuz.. sen bizim kuzumuzu taşıyıveriyorsun, dokuz ay bakıveririm ben sana..'

Annemin yanıma gelip Alev'in ellerini devralmasıyla ayağa kalktım ben. Alev biraz da anneme ağladı, sonra da hiç ağlamamış gibi 'acıktım' diye mızmızlanıp, gelen yemekleri yemeğe başladı. Sıçacaktı yedi ay boyunca ağzıma. Bu şimdiden anlaşılmıştı.

'Ben babamla konuştum ama, şimdi herkes buradayken sizinle de konuşayım..'

'Noldo kocom? No konoşocoğoz?'

'Ağzını bitir öyle konuş kara bela.'

Omuz silkip daha yutmadan bir kaşık daha doldurdu zaten dolu olan ağzına..

'Riskimiz geçtiği gibi düğün yapalım. Havalar ısınmadı biliyorum, bahçe düğünü yapacaktık ama nasip. Salon tutarız, salon düğünü yaparız..'

Alev çiğnemeyi bırakmış beni dinliyordu. Bakışına kurban olduğumun kadını, bu kadar güzel olunur mu?

'Resmî nikahta salonda kıyılır. Sonra ver elini İzmir..'

'Üzmür mü?'

'Hııı üzmür.' Ağzını yutup gülmeye başladığında Işık anne de annem de daha fazla tutamadı kendini. Alev alınmasın diye kendilerini anca buraya kadar tutabilmişlerdi.

'Dedemden kalan çiftliği hazırlattım şimdiden. Orada yaşayacağız Alev. İstanbuldan gideceğiz. Kendimize yeni bir hayat kuracağız. Bebeğimiz kocaman bahçesi, hayvanları olan bir yerde büyüyecek. İster misin?'

Olumlu mana da başını sallarken gözleri tekrar doldu. Yanına gidip oturdum, pilavın yanında yediği zeytine söz etmeden alıp bir tane ağzına attım..

'Söz veriyorum çok mutlu olacağız..'

Annesine baktı, sonra anneme baktı. Annem konuşmadan ne dediğini anladı..

'Siz burayı hiç düşünüvermeyin.. Ben her ay dünürümü ziyaret ediveririm kabul ederse..'

'Git Alev. Bizim gibiler anca gidince bir hayat kurabilir. Git. Ben gerekirse çalışır kendime bakarım..'

'O ne demek dünür? Bize bu yaştan sonra çalışıvermek değil, iki ayda bir İzmir'e kaçıverip torun sevmek düşer. Boşver sen gerisini, ben yanındayım evelallah..'

Işık anne mahçupça gülüp başıyla onaylarken Alev sadece sarıldı. Kollarımı, onu asla  bırakmayacağımı anlatırcasına sardım etrafına. Sevgimizi fısıldadık sessizce kulaklarımıza. Bir de deliler gibi özlediğimizi. Ben ekstradan yasağın kalkacağı günü beklediğimi fısıldadım. Gülüp çaktırmadan boynumu öptü. Sekiz yılıma değerdi bu yaşadığım. Artık suçlamıyordum kendimi. O gece o eve gittiğime artık pişman değildim. Sekiz yılımı bu odada geçirdiğim için suçlu değildim. Hepsi bana Alev'i karımı getirmişti. Mutluydum sadece. Kimseye kırgın değildim... Baba olacaktım ben.. Geçmişi unutmaya hazırdım..

Unutalım be Gül Ali'm. Siz her şeyin en iyisine layıksınız❤️❤️

Hamile ve mızmız bir Alev.. hayali bile zor😆 Ali aşkım Allah kurtarsın ne diyeyim😂😂

Bu bölüm final değildi. Önümüzde ki bölüm kesin final olacak. Başka unutmadığım bir şey varsa inşAllah😆

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen, ilginiz için teşekkür ediyorum kuşlarım😘😘

Görüşmek üzere

Aslı 🎵

Continue Reading

You'll Also Like

4.9K 1K 34
"Yüreğinin kapılarını benden başkasına açamazsın! Bu ben bile olsam..." "Bu sözüyle deli olduğunu düşünebilirdim ama o an anladım ki bu iki adam birb...
4.2K 442 39
"Ölümle Dans Edenler #1" Hayatım boyunca normal olarak adlandırdığım yaşamım, arkadaşımın doğum gününde yerle bir oldu. Önce evime saldırdılar, sonr...
13.7K 716 24
Elise, Çıplak omuzlarına tutkularını saran Günâhkar Kadın! Doyumsuz ruhuna feda edeceği insanları, kibri ve açgözlüğününe kurban edecek... Arsız bede...
8.1M 364K 96
BEDEL SERİSİ 1 Bir canın bedeli kaç can, kaç hayat, kaç umut eder? Elif ve Ömer'in hikayesi bu.. Bedele kurban edilen iki hayatın hikayesi.. Birbirin...