Alev | Kara Bela

By hepbiyazar25

1.4M 59.1K 10.3K

Hikaye yetişkin okurlar içindir, yaş sınırlaması en az 18'dir!! Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür gerçek hayatl... More

bir
iki
üç
dört
beş
altı
yedi
sekiz
dokuz
on
on bir
on iki
on üç
on dört
on beş
on altı
on sekiz
on dokuz
yirmi
yirmi bir
yirmi iki
yirmi üç
final

on yedi

55.6K 2.4K 563
By hepbiyazar25



Keyifli okumalar gece kuşları 💫

Bana da böyle sessizce ağlamak mı yakışırdı bilmiyordum ki. Gerçi alışıktım bu yalnızlığa ama o zaman gerçekten yalnızdım. Şimdi bu kalabalığın içinde yalnız hissetmek daha kötüydü. Kocam vardı da ne oluyordu, ben kollarında değilde evin bir köşesinde ağlıyordum. Beni zaten bu duruma düşüren kendisiydi, nasıl söylemişti gözümün içine baka baka o sözleri? Ne demekti ona göre davran, ben zaten nasıl davranıyordum ki? Şu an sadece sigaraya ihtiyacım vardı ama o da yanımda değildi. Al işte, o bile yalnız bırakmıştı beni! Ellerimi saç diplerime daldırıp sıkarken alnımı dizlerime yaslayıp uuffffff diyerek yeniden ağlamaya başladım. Neyse ki herkes misafirleri yolcu ettiği için yanıma kimse gelmemişti. Kapı kapandıktan sonra hanım anne söylene söylene mutfağa girdiğinde henüz beni fark etmemişti.

'Soysuz köpekler! Aslında içeri alıvermemek gerekti de, kapıya gelen köpeğe bile bir tas su verilir ondan ses edivermedim. Yoksa çoktaaa... Alev..'

Beni görünce sözü yarım kaldı, hiç düşünmeden yanıma gelip oturdu ve yüzümü kaldırmaya çalıştı.

'Kızım noluverdi sana! Nazar ettiler gördün mü! Niye ağlayıveriyorsun Alev, bana bak hele..'

Yüzümü yavaşça kaldırırken mutfakta başka kimse olmaması için dua ettim. Birine ihtiyacım vardı, biriyle konuşmaya ihtiyacım vardı.. Yanımda ki tek insan hanım anne olduğuna göre.. düşünmeden anlatmaya başladım.

'Hani biz seninle, evlilik hayalleri kuruyorduk ya..'

'Eeee..'

'Oğlun bu gece o hayalleri benden aldııııı, kıvırıp münasip bir yerime soktu..'

Delirmiş gibi güldüğümde kaşlarını çattı, anlamadı dediğimden, gözyaşlarımı silip yenileri gelmemesi için direndim.

'Ne deyiveriyorsun kızım düzgün anlatsana..'

'Niye bu evdeysem ona göre davranacakmışım. Başta oğlunun güzelliğini överken keşke ne kadar karaktersiz olduğundan da bahsetseydin hanım anne. Valla bu kadar acıtmazdı.'

Gerçekten çok acıtmıştı. Özellikle bunu, sabah dilinde aşk sözleri dolanan kocamdan duymak daha da acıtmıştı. Hanım anne önüme düşen saçlarımı eliyle geri tararken hissettirdiği şefkatle yüreğim ferahladı. İhtiyacım olan sevilmekti işte, bunu neden kimse görmüyordu?

'Alev, güzel kızım.. Ben sana o hayalleri kurdururken kendim uyduruvermedim. En başta kocan kendi dedi bana, gönderivermem Alev'i, gerekirse alır gider başka şehirde yaşayıveririm dedi.. Bir sinirle söylemiştir bu gece. Ben konuşurum onunla..'

'Onu sana söylediğinde biz daha birlikte olmamıştık.. Şimdi istediğini aldı, bana ihtiyacı kalmadı..'

İçeri Müstesna girince susup ellerimi tekrar yüzüme koydum. Hanım anne dizlerini tutarak ayağa kalktı.

'Git kurşun getiriver Müstesna.. Selviii!!' İçerden koşarak geldi. 'Buyur anne..'

'Dolaptan büyükçe çarşaf getiriver. Söyle Ahmet'le Zahide'ye, gidip hoca kadını çağırıversinler. Kurşun dökülecek desinler, ona göre duasını alıp geliversin..

'Tamam anne..' diyerek ayrıldı yanımızdan. Gözyaşlarımı silip ayaklandım. İşi büyütmeye ne gerek vardı?

'Yapma hanım anne. Kurşunla düzelecek bir iş değil bu..'

'Sen karışma! Benim çocuklarımın huzurunu kimse kaçırıveremez! Kaçıran da karşısında beni buluverir!'

Mutfaktan çıkacağı sırada kolundan tutup durdurdum.

'Hanım anne.. bu gece yatmam yukarda..'

'Nerede yatıvereceksin?'

'Seninle..'

'Ne?' Bende çok şaşırdım, bunu nasıl söyleyebilmiştim. Biraz önce saçımı okşadı diye yanında olmak istiyordum sadece.

'Birlikte yatalım bu gece.. Yanında uyusam olmaz mı?'

Gözüne nasıl göründüm bilmiyorum. Bir süre gözlerime, sonra birbirine tutunmuş ellerime, sonra tekrar gözlerime bakıp birkaç damla yaşının yuvarlanmasına engel olamadı. Tek kelime etmeden bir adımıyla mesafeyi kapattı ve sarılıp kendine bastırdı. 'Buldum hanımım.' diye içeri giren Müstesna'yı bile umursamadı. Sırtımı sıvazlayıp saçlarımı okşarken burnunu çekiştiriyordu. Ayrıldığımızda şalının ucuyla siliyordu göz yaşlarını.

'İyi kızım..' diyerek Müstesna'ya baktı.. 'Şimdi şu yer döşeğine yatak seriver bize.'

'Hemen hanımım..'

Müstesna yanımızdan ayrılınca yüzümü yıkamak için katta ki lavaboya gittim. Bunu neden istediğimi bilmiyordum ama itiraz etmemesine o kadar mutluydum ki. Yüzümü kurutup çıktım, eş zamanlı kapı çaldı. Hoca kadın önde diğerleri arkada salona geçtiler. Ortaya koyulan sandalyeye oturmam için yönlendirdi beni hanım anne. Oturdum, bu işlere inancım olmasa da onlara ayak uydurdum. Üstüme gerilen çarşafın bir kenarından Selvi tutarken diğer kenarını Müstesna tutuyordu. Yerde ki küçük tüp yakıldı, kepçeye koyulan kurşunlar dualar eşliğinde eritildi. Hoca kadın su dolu tencereyi başımın üstüne tutup eriyen kurşunu içine döktüğünde büyük bir gürültü koptu. Hepsi, suya dökülünce şekil alan kurşunu görmek için hoca kadının yanına gittiklerinde çarşafı bir kenarı atmışlardı.

'Vah vah vah! Tüh tüh tüh! Bu kızcağız iyi yaşayıveriyor bu kadar nazar altında..'

'Bu akşam geliverdiler göz ediverdiler çocuklarımı Hanife! Ne yap ne et iyileştir..'

Hoca kadın ışığa doğru kaldırdığı kurşunu evirip çevirip incelerken diğerleri de ona bakıyordu.

'Bak bak, şu gözleri görüveriyor musun? Şu küçükler kadın gözü, altı tane çıkıvermiş. Üç kadın mı geliverdi bu akşam buraya?'

'Tabiii, ben dedim tabiiii! Gelip gidip göz değdiriveriyor uğursuzlar.'

'Bu da adam gözü Şahsine. İri iri açılıvermiş, gözü de aklı da kızcağız da kalıvermiş.'

Bu defa kimse tahminde bulunmadı. Buraya Ali'nin geldiğini herkes biliyordu. Kadın kurşunu tekrar kepçeye koydu.

'Bi kere daha dökmek lazım..'

'Ne gerekiyorsa yapıver işte..'

Hanım annenin canı sıkılmıştı anlaşılan. Yerine oturup kurşunun erimesini bekledi. Çarşaf tekrar başımın üstünde yerini alırken kısa sürede tencereye dökülüp tekrar büyük bir gürültüyle sebep oldu.

'Euzü bi kelimatillahitammati min şerri külli şeytanin ve hammatin ve min şerri kulli aynin lamme.'

Önce Arapçasını okudu, kurşunu eline alıp kafamda çevirirken de Türkçesini okuyordu.

'Her türlü şeytandan, kem gözlerden, zararlı tüm şeylerden, bütün kelimelerin yüzü ve suyu hürmetine Allah'a sığınıyorum.'

Kurşundan kopup suya dağılan parçaları peçeteye koyup Müstesna'ya verdi.

'Bu altı parça kurşun o kadınların gözleri Şahsine. Bir kere daha döküverecem.'

'Yeter..' diyerek ayağa kalktım ama omzundan bastırarak beni oturttu.

'Adamın gözü göz değil, gitmeyiveriyor inatla.. Kim bu kızcağızın erkeği? Çağırın o da gelsin, onun yanında döküvereyim bir kerede..'

Şu an Ali'yi görmek istemiyordum. Tekrar gitmek için hamle yaptığımda hanım anne dikildi karşıma.

'Bekle! Ali'yi çağırıp gelivereceğim..'

Anlaşılan o da beni hedef almıştı. Ali'nin gözünün değmesine sebep olarak beni gösterseydi bir de. Yemin ediyorum bu gece cam kapı indirip öyle de çeker giderdim bu evden. Sabır çekip beklemeye başladım, buna hoca denmez, bu kadın büyücü gibi bir şeydi. Hem Allah'ın kelamı, hem kocakarı hurafesi bir araya gelir miydi? Tek dizimi stresle sallarken bir sandalye daha çekildi yanıma. Hanım anne bir şekilde ikna edip Ali'yi yanıma getirmişti. Oturdu tek kelime etmeden, bana bir kez olsun bakmadan. Bende hiçbir şekilde yüz çevirmeden bekledim sadece. Şu saçmalık bitsin diye içimden bildiğim ne kadar küfür varsa sebebi olan herkese sıraladım.

'Dua et dua! Küfrediverme!'

Kadın aklımdan geçenleri bilince kesinlikle artık hoca olmadığına ikna olmuştum.. Eriyen kurşun bu defa ikimizin üstüne dökülürken Ali o anda dönüp bana baktı. Kurşun tekrar gürültüyle suya girdi, bu defa rahatlama sesi yükseldi herkesten. Ne çıktığını merak etmiştim. Ali komut almış gibi tekrar önüne döndüğünde çarşaf üstümüzden kalktı.

'Erkeğinin bakışı pek kuvvetliymiş. Nazar kalktı Allah'ın izniyle. Bu kurşunu toprağa gömüver Şahsine.. çocukların nazarı toprağa karışıp yüreklerini ferahlatıversin.'

Hanım anne sabah ezanında gömeceğini söyleyip kadına para verirken kadın başını tutup gitmeden önce koltuğa oturdu.

'Başımı ağrıtıverdi bu kızın nazarı. MaşAllah pek güzel alımlı, biri geliverince alnına kara sürün..'

'Yok artık..'

'Sen sus kız! Ya insan içine çıkıverme ya da güzelliğini sakın.. Yoksa daha çok ağzınızın tadı kaçıverir. Sen misin bunun kocası?'

'O tabi, bakkalın oğlunu getirip koyuvermedik ya yanına..'

'Oku her gece karını yatmadan önce. Senin okuman şifa gelir ikinize de. Sakın ayrı yatıvermeyin, şeytan girivermesin aranıza. Şahsine, yarın evi sirkeli suyla siliverin. Ne kadar kem göz, uğursuzluk varsa sirke birebir evelallah..'

'Tamam, sağolasın.'

'Haydi bana müsade.'

Kadın siyah örtmesini başına sarıp çıktı evden. Ali yanımdan kalkıp gittiğinde ben de mutfağa geçtim tekrar. Hanım anne gelsin veya gelmesin girdim yatağın içine. Yüzümü duvara doğru dönüp ağlamaya başladığımda evde ki herkesin vedalaşıp odalarına çekildiğini işittim. Işıklar kapandı, herkes uyumaya gitti. Benim ne gözümde ne içimde uyku vardı. Sabaha kadar ağlamak istiyordum. Sonunda mutfağa gelen adım sesleri arkamda kesildiğinde mırıldanmalarından hanım anne olduğunu anlamıştım. Ağlarken birden güldü yüzüm, çaktırmadan elimle göz yaşımı silip beklemeye başladım. Yorganı kaldırıp altına girdi. Bana doğru döndü ve elini saçlarıma daldırıp okşamaya başladı.

'Aranızda ki şeytan ben mi oluveriyorum şimdi kız?'

Kıkırdadım, yanıma gelmesine de çocuk gibi seviniyordum içten içe.

'Yok bee, bizim aramıza giren senden önce girdi..'

'Bizim Maraz Ali'nin bir ilgisi var mı? Niye onun gözleri çıkıverdi kurşun da?'

Evet dercesine başımı aşağı yukarı salladığımda sessiz kaldı. Ama ben susmak istemiyordum. Sonradan duymasını hiç istemiyordum.

'Hanım anne.. anlatacağım ama, duyacakların hoşuna gitmeyecek..'

'Bak ne diyivercem, istersen anlatma. Anlatmak zorunda değilsin..'

'Anlatmak istiyorum ama. Ne yaşarsam sana anlatmak istiyorum. Ben yıllardır yalnız yaşadığım için kimseye hiçbir şey anlatamadım. Şimdi sen varsın, dinlersen anlatmak isterim..'

'Bide deyiveriyordun aramızda ki mesafeyi koruyalım diye. Şimdi biz seninle ne oluveriyoruz? Gelinim diye ağlayan ilk kaynana oluvereceğim sayende..'

İkimiz de sesli şekilde güldük. Uzanıp saçlarımı öptü, kocamla olmam gereken yerde kaynanamla olmam da sadece benim başıma gelebilecek bir olaydı zaten..

'Maraz Ali benim daimi müşterimdi. Bekarken her gece gelirdi, gözümü ondan alamazdım. En ön masaya oturur, bir saniye bile kaçırmadan beni izlerdi.. Masasına çıkıp oynamışlığım bile var.'

'Bi gün oynayıver kız, ben severim dansöz hee..'

'Defalarca haber gönderdi, sadece buluşup konuşmak istediğini söyledi ama Hasret abla, beni asla kabullenmeyecek bir aile olduklarını söylediği için kabul etmedim. Gönül oyalayacak olsam binlercesi vardı, sevdiğim adam tarafından istenmemek istemedim. Öyle evlendi zaten, başlamadan bitti. Beni ilk defa bu gece gördü..'

'Benim oğlum Ali'yle aranızda ne geçti?'

'Bana hakettiği hayatın onu nasıl acıttığını gösterdi sadece. Gitmem gerekiyor ama gidemiyorum. Seninle burada kucak kucağa yatmak istiyorum..'

Tekrar başımı öpüp kolunu karıma sardı.

'Gitmek yok gelin hanım.'

'Sizin başınız ağrıyacak ama..'

'Ağrıyıvermez sen merak etme. Böyle yatan ilk gelin kaynana olarak tarihe bile geçiriverirler bizi. Zahide görüverse, kıskançlıktan evi ayağa kaldırır..'

'Ya beni kimsenin kıskanmasına gerek yok ki. Herkes annesiyle babasıyla büyürken ben yalnız büyüdüm. İlk defa bir anneyle yatıyorum şu an..'

'Tamam, ağlatıvereceksin beni de uyu artık..'

Göz kapaklarıma tonlarca yük binmiş gibi hissediyordum. Uyumak istemiyordum ama çok fazla direnebileceğimi sanmıyordum.

'Hanım anne..'

'Hmm..'

'Keşke oğlunun kaderine beni yazmasaydın. O daha iyilerini hak ediyor..'

'Kader yazıvermek benim ne haddime kızım, seni Allah gönderiverdi benim oğluma.'

'O.. pişman.. Ben.. neyse, iyi geceler. Gitmek istersen gidebilirsin yerine, sabaha kadar tutulmasın her yerin..'

'O kadar rahatım ki valla, ilk evlendiğim zamanlar geliverdi aklıma. Senelerce yatıverdik Orhan beyle böyle yer döşeğinde. Alışığım ben, sen dert etme..'

Aldığım cevapla tekrar kapattım gözlerimi ama, aklım bir türlü susmuyordu.

'Hanım anne..'

'Hmm..'

'Kalbim acıyor..'

'Aklından ne geçiyorsa o acıtıveriyordur.'

'Aklımda Ali'den başkası yok.. bir de söyledikleri..'

'Ali de sensiz uyuyamayacak büyük ihtimalle.. camın önüne oturmuş, birbir üstüne yakıveriyordur sigaraları..'

Beter olsun kocam Ali, diyemedim, ne de olsa oğluydu. Bir tarafımda kahır olmuştu, bensiz uyuyamaz mıydı sahiden?

'Hanım anne..'

'Hmm..'

'Çarşaf banyoda, belki inanmazsan, gidip bakabilirsin..'

'Kızım nerden geliveriyor aklına böyle sorular? Uyudun da rüyandan mı soruveriyorsun napıyosun?'

Valla ben de bilmiyordum. Kendim de değildim sanki ama anlatmak istediğim daha çok şey vardı.

'Hanım anne..'

'Hmm..'

Uyuyakaldım, konuşmaya devam edemedim, Ali çok güzel öpüyor diyecektim, diyemedim. İlk defa bir anne sıcaklığı hisseden vücudum kendini bırakmıştı işte. Sabaha kadar deliksiz uyudum. Ali'nin gece geldiğini duymayacak şekilde uyudum hemde.

'Anne.. Yukarı alayım mı karımı?'

'Alma Ali! Yazıklar oluversin sana! Bu evde ki amacı ne olursa oluversin nasıl yüzüne karşı söyleyiverdin?'

'Yanlış anladı, yemin ederim kıskandığımdan delirdim sadece.'

'Yarın al karının gönlünü, gidivereceğim diyor. Eğer giderse tutuvermem bilesin..'

Bu konuşmaları duymayacak kadar derin bir uykudaydım hanım annenin kollarında. Sonra çok çabuk gün doğmuştu. Sabah tepemde ki sesleri duyuyordum ama gözlerimi açamıyordum.

'Yemin ederim şimdi olay çıkaracağım anne!'

'Sus kız! Bekarken bir kere gelip yatıvermedin yanımda, şimdi kıymetli oluverdik!'

'Ne alaka ya? Kalk Allah aşkına şurdan..'

'Zahide gidiver kızım, birazdan uyanınca kalkıvereceğiz zaten. Ben memnunum halimden..'

'İyi anne! Unutmam bunu da!'

'Çok konuşma! Kahvaltı çayını koy hadi..'

Daha fazla tatsızlık çıkmasın diye yeni uyanmış gibi yaparak doğruldum yatakta. Günaydın dedim hanım anneye, gözleri şişmiş, gülüyordu tatlı tatlı.

'Günaydın gelin hanım.. Bir gecede hem babasını hem oğlunu karısız bıraktın. Bana bu kadar çekivermesen de olurdu..'

Gülerek kalktım yerimden, hanım anne yavaşça doğrularken destek oldum ayağa kalkmasına. Hemen yatağı toplayıp Müstesna'ya yüklüğün yerini sordum. Sonra da mecburen odaya çıkmak zorunda kaldım. Çok sıkışmıştım, hem de üstümü değişmem gerekiyordu. Odaya sessizce girdiğimde yatağın boş olduğunu gördüm. Tam da hanım annenin dediği gibi Ali tekli berjerde cama bakacak şekilde oturuyordu. İçerisi duman altıydı. Hala elinde sigarası vardı. Önce tuvalet ihtiyacımı giderip sonra elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım.. Umursamamaya çalıştım, dolaptan temiz bir elbise aldım. Banyoya gideceğim sırada ayaklanıp sigarasını söndürdü. Göz göze geldik, kan çanağına dönmüştü o kahve gözleri. Mideme yumruk yemiş gibi oldum, bu haline üzülsem de, tüm bunlara sebep kendisiydi.

'Geldin demek..'

'Üstümü değişip ineceğim..'

Uykusuzluğun vermiş olduğu sarhoşlukla yalpalayarak yanıma geldi..

'Benim karım olduğuna kimse inanmıyor..'

'Bir düğün yaparsın gerçek karınla, bütün şehir inanır o zaman..'

'Yapacağım. Sen önümde oynarken ben seni izleyeceğim..'

'İyi, hayırlı olsun..'

Tekrar banyoya yöneldim, bana engel olmadan dış kapıyı açtı. Banyo kapısını kapatıp kulağımı koydum, MÜSTESNAAA! diye bağırıp evi ayağa kaldırdı. Merdivenden koşarak çıkan kadın artık ne emir aldıysa aynı hızla aşağıya indi. Ben gider yatar diye beklerken, dünkü elbisemi üstümden çıkardığım an kapı açıldı. İç çamaşırlarla kaldığımda baştan ayağa süzdü bedenimi..

'Yatağa geç, uyut beni..'

'Ben sana hakettiğin hayatı veremem Ali. Senin artık bana ihtiyacın yok.. Bir erkekten daha erkeksin, kapına dizilecek kızlara bir şans verebilirsin..'

Gözlerini kapatıp ayakta durmaya çalıştı. Eline geçirdiği sabunluğu alıp duvara fırlatırken ellerimi kulaklarıma kapatıp gözlerimi kapattım..

'Gidemezsin.. bak kapıyı kilitledim. Bu odadan çıkamazsın..'

'Sen bana diyeceğini dedin! Çekil önümden!'

Onu dışarı itip kapıyı kapatmaya çalıştım ama olmadı. Ayakta duramıyordu ama gücünden hiçbir şey kaybetmiş değildi.

'Sen her şeyi böyle tersinden mi anlarsın yoksa bilerek mi yapıyorsun?'

'Sen ne dediysen ben onu anladım Ali! Çık şuradan giyineceğim!'

Gözlerini kapatıp açtı, hatta o kadar zor açtı ki, gerçekten uyumaya ihtiyacı vardı.

'Hakettiğime derken.. neden benim istediğim kadınlar önce Ali'yi istiyor? Ben istenmeyecek bir adam mıyım? Ondan öyle söyledim.. payıma dansöz düştü diye değil!'

'Yat uyu Ali.. ayık kafayla konuşuruz..' tekrar ittim göğsünden. Elimi tutup beni kendine çektiğinde göğsüne gömüldü yüzüm. Şu an kesinlikle bel altı oynuyordu. Henüz zayıf noktamı söylemiş değildim ama o çoktan biliyormuş gibi beni kendine bastırıyordu.

'Uyutacaksın beni! Bir aydır ben alıştım tamam mı? Dün gece nefes sesin olmadığı için uyuyamadım.. Bütün odalara baktım yoktun. Annemin yanından almak istedim ama vermedi. Bende sensiz uyuyamadım.'

'Niye alışıyorsun ki? Bu evde olma amacıma göre pek vaktim kalmadı. Ne diye nefesimin sesine alışıyorsun?'

Yüzünü boynuma gömdü. Bu dokunuşlar beni kandırmaya yeterdi. Öyle zayıf bir anımdaydım ki. Yine de itmeye çalışıp kendimi öylece hemen teslim etmedim. Çok ağır sigara koksa da onu öpmek isteyen yanımın umrunda bile değildi..

'Alev.. çok kıskandım. Karımı kıskandım. Seninle konuşurken çıkıp kavga çıkarmamak için zor durdum. Sesini duymasını bile istemedim.'

'Yanımda eski sevdiğine dalıp giden adam mı söylüyor bunu?'

'Yıllar sonra görünce şaşırdım sadece, hiçbir manası yok.'

'Bizim de konuşmamızın manası yoktu. Ama sen beni kırmaktan hiç çekinmedin..'

Ben uzaklaşmak isterken o daha fazlasını yapıp beni kucağına aldı. İçeri geçip yatağa fırlattığında vakit kaybetmeden üstüme çullandı. Bacaklarım ne zaman aralanıp onu göğsüme yaklaştırmıştı farkında değildim. Yarı baygın gözleriyle gözlerime bakarken dağılan saçları o konuştukta alnında hareket ediyordu.

'Özür dilerim.. Beni affedeceksen sen isteyene kadar dokunmam sana. Sadece koynunda uyut yeter..'

'Çok kötü sigara kokuyorsun kalk üstümden..'

Dudaklarını yanağıma bastırıp kulağıma doğru ilerledi.

'Şimdi yıkanacağım.. Sonra iki saat boyunca sana sarılıp uyuyacağım..'

'Benim karnım aç!'

'Müstesna iki saat sonra bize kahvaltı getirecek.'

'Dayanamam..'

'İstersen ben seni uyumadan önce bir tur doyurayım..' Kulağıma fısıldadığı arsız kelimeler kasıklarımı sızlatırken üstümden itmek için kalan son gücümü de kullandım.

'Alii!!'

'Tamam, kızma.. Kahvaltımızı yaparken konuşuruz.. Şu an ne dediğimi pek bilmiyorum..'

'Tamam, git yıkan hadi..'

Sonunda kalkıp banyoya girdiğinde, pijama filan giymeden girdim yorganın altına. Kısa sürede çıkıp belinde havlusuyla yanıma yattı. Islak saçlarını umursamadan yüzünü göğsüme yasladı. Kıyamam lan sana.. kafasını sarıp çenemi başına yasladım. Dün gece yaşadığım huzuru şu an Ali yaşıyordu bunu öyle iyi anlıyordum ki. Kısa sürede düzene giren nefeslerinden anladım uykuya daldığını. Bende hiç uyumamış gibi uyudum koynumda ki kocamla. Uyandığımız da onu çoktan affetmiş olacaktım. Koynuma girmesi için delirecektim ve onu kudurtmak için elimden geleni yapacaktım..

Ahhh Alev!! sen bizi yaktın Alev yaktııııın🥲🥲

Kıyamıyorum ikisine de. İkisi de birbirinden beter halde. Biri ne diyeceğini tam olarak bilmiyor, diğeri herkesi cephe almış her şeyi yanlış anlıyor. Hayat kimseye iyi davranmıyor. İyi şeyler olana kadar bazı bedeller ödeniyor işte, öyle bir gece..

Vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin kuşlarım, ilginiz desteğiniz için çok teşekkür ederim ❤️❤️

Görüşmek üzere

Aslı 🎵

Continue Reading

You'll Also Like

8.1M 364K 96
BEDEL SERİSİ 1 Bir canın bedeli kaç can, kaç hayat, kaç umut eder? Elif ve Ömer'in hikayesi bu.. Bedele kurban edilen iki hayatın hikayesi.. Birbirin...
13.7K 716 24
Elise, Çıplak omuzlarına tutkularını saran Günâhkar Kadın! Doyumsuz ruhuna feda edeceği insanları, kibri ve açgözlüğününe kurban edecek... Arsız bede...
333K 3.4K 5
Hep erkekler mi kovalar ? Kadınlar sadece bedenleri için mi istenir ? Peki ya tam tersi olursa ? Bir kadın kovalar bir erkek kaçarsa ? Can kaçacak...
52.1K 3.7K 78
Bir adam ve bir kadın. Geçmişin kirli pençeleri... İntikam almak isteyen bir adam. Tek hayali, sevdiği adamla sonsuz olmak isteyen bir kadın. Kadının...