disiplin

By simaayss

2.6M 191K 105K

Yeni mezun olmuş bir edebiyat öğretmeni, İzmirden ayrılarak körpe bir kasabaya taşınır. • İki erkeğin aşkını... More

TANITIM
1 - Yaralı Çehreler
2- Ocakbaşı
3- Sarhoş Bedenler
4- Sorgulanan Suretler
5- Sinir Harbi
6- Titreyen Dizler Ve Çarpışan Kalpler
7- Şeytan'ın Kuklası
8- İki Kalp Tek Ritim
9- Erez Hattı
10- Sabah Rutini
11- Kararsızlığın Pençelerinde
12- Teslim Olmak
13- Ev
14- Bira Krizi
15- Korku
16- Geriye Kalan İzler
17- Enkazın Altında
18- Kabustan Uyanmak
19- Cinnet
20- Şafağa Kadar
21- Sanrı
22- Limonlu Kek
23- Bu Gece
25- Tekel
26- Umutlar ve Hayaller
27- Gece Yarısına Kadar
28- Veli Toplantısı
29- Sınırları Aşmak
30- Paramparça
31- Artçı Sarsıntı
32- Sonumuz
33- Umut ve Çaresizlik Arasında
34- Kutlama
35- Betül
36- İlk Çatlak
37- Yıkıntı
38- Kördüğüm
39- Akşam Yemeği
40- Sinirli Şirin
41- Gerçekler
42- Gecenin Işıltısı
43- Kıskançlık
44- Özlem Dolu Bedenler
45- Ayrılık
46- İzmir
47- Metro
48- Huzurun Kıyısında
49- Meyus
50- Köprüden Önceki Son Çıkış
Final
Özel Bölüm - Düğün
Özel Bölüm - Kedi Yuvası

24- Buğu

55.8K 3.5K 1.8K
By simaayss

+18 (okumak istemeyenler direkt bölümü geçebilir, önemli bir olay yok)

Arabanın içine bir sessizlik hakimdi. Erez yol üzerinde eczaneye girmiş, utanmamam için her ne aldıysa arka koltuğa bırakıp sessizce yanıma geri oturmuştu.

Galiba bu tarz şeyler planlanmazdı, bu yüzden o kadar gergindim. Ama ben ilk adımı atmasam Erez hiç atmayacaktı, başka türlü nasıl yapacağımı bilmediğim için gece beraber eve gidelim demiştim.

Daha önce kimseye, gel bu gece sevişelim demediğim için idmansızdım yani.

Titrek bir nefes aldım ve bakışlarımı yanımdaki bedene çevirdim. Dikkatle arabayı sürüyordu, arada bir bana bakıyor sonra sırıtarak önüne geri dönüyordu. Sol dizimi titretmeye başladığımda içimdeki gerginliğe anlam veremiyordum, neden bu kadar gergindim?

Belli etmemek için avuç içimi dizime bastırıp titremesini durdurmaya çalıştım. Erez'in direksiyondaki elleri sıkılaştı ve eve giden yolu geçerek devam etti.

Hızla ona döndüm. "Evin yolunu geçtik" dediğimde kafasını yavaşça salladı "Biliyorum" dedi sakince.

Sırtımı koltuğa gömüp bakışlarımı alttan alttan suratına diktim. "Eve gitmeyecek miyiz?" diye sorduğumda hiç ikiletmeden "Gitmeyeceğiz" dedi. Bu sefer kaşlarım çatılırken midemin kasıldığını hissettim.

Otele felan mı götürüyordu bu dümbelek beni?

Ela gözleri bir an suratımda gezindi, sonra dişlerini sıkarak önüne geri döndü. Sanki aklımdan neler geçtiğini anlamış gibi "Sahil kenarına gidiyorum, yemek yeriz. Ordan seni evine bırakırım" dediğinde kaşlarım daha çok çatıldı.

"Evde ben sana hazırlardım" beni de yiyebilirdin? Yani seçeneklerimiz boldu neden sahil kenarı ve sonra ev planını seçmişti anlayamıyordum.

Dudakları kıvrılırken bakışları yüzümde dolaştı. "Demek bana yemek hazırlardın?" dedi gülümseyerek. Ama eskisi kadar keyifli değildi, dağılmıştı morali.

"Erez, ne oldu?" diye sordum ciddiyetle. Yavaşça bakışlarını önüne çevirdi, gülümsemesi bozuldu anında. "Çok gerginsin Ekin" dedi sakince. "Bir şey yaşamak zorunda değiliz" dediğinde kaşlarımı çattım.

İstemediğimi mi düşünüyordu? Evet, gergindim ama bu Erezi isteyip istememekle alakalı bir gerginlik değildi. Neden gergin olduğumu ben bile bilmiyordum.

Ara sokaklardan birine girdiğimizde kaşlarımı çattım. Yol boyu uzanan yolun sonunda deniz gözüküyordu. "Durdur arabayı" dediğimde bakışları bana kaydı.

"Geldik sayılır" dediğinde tenha sokakta bakışlarımı gezdirirken "Dur Erez" dedim bıkkınlıkla. Birden freni çekip arabayı durdurduğunda hiç beklemeden uzun boyumdan dolayı zorlanarak Erez'in koltuğuna doğru geçmeye çalıştım.

"Ne yapıyorsun?" dese de belimi tutarak kucağına oturmamı sağlamıştı. Hafifçe kıpırdayarak tamemen kucağına yerleştiğimde kasıldı, hiç beklemeden koltuğun altında bulunan kol tarzı aparata asılarak koltuğun geri yatmasını sağladım.

"Ekin" dedi Erez, şaşkınlıkla yüzüme bakıyordu. "Güzelim, neden kendini zorluyorsun?" dedi ama bakışları anında koyulaşmıştı. Sinirli bir soluk aldım, kendimi zorladığım felan yoktu.

Kendimi yavaşça pantolonunun üzerinden belli olan erkekliğine doğru ittirdiğimde sertçe yutkunup belimdeki ellerini sıkılaştırdı. Söylediklerine cevap bile vermeye gerek duymadım o an, dudaklarımı boynuna bastırdığımda kafasını arkaya yaslayarak boynunda bana yer açtı. Dudaklarımın altındaki buğday tenine dilimi sürüp dişlerimin arasında emdiğimde sessizce inledi.

"İz bırakma" dedi boğuk sesiyle, beni taklit ediyordu. Ne zaman beni öpmeye başlasa aynı şeyi söylüyordum, şimdi yüzüme vuruyordu. Hafifçe gülümseyip daha sert emmeye başladığımda belimdeki elleriyle beni kendine doğru bastırdı.

Bir süre boynunu öptüm, bırakabildiğim kadar çok iz bıraktım ama esmer teninde ne kadar belli olacağı meçhuldü. Bu sırada kasıklarıma baskı yapan erkekliğinin büyüdüğünü hissedebiliyordum, boynundaki damarlar ortaya çıkmıştı. Zorlandığını görebiliyordum.

"Bebeğim" dedi, bir elini kazağımın içinden sokup tenimi okşarken "Kalçanı oynatır mısın?" dediğinde hiç ikiletmeden kalçamı ileri geri oynatmaya başladım.

Kazağımı çekiştirirken birden duraksadığında hareketlerimi duraksatmadan gözlerine baktım. "Ne oldu?" dediğimde gözlerim gözlerime çevirip sertçe dudaklarımı öptü. Afallayarak suratına baktığımda bakışlarını camlarda gezdirdi.

"Camlar filmli" dedim neden duraksadığını anlayarak. Bakışlarını tekrar bana çevirirken kafasını yavaşça sallayıp dudaklarını dudaklarıma tekrar bastırdığında kucağındaki hareketlerimi hızlandırdım.

Kazağımın içindeki elini aşağıya doğru kaydırıp kotumun girişinde gezdirdiğinde titrek bir nefes aldım. Dudaklarımızı ayırdığı ama hala dudakları hafif aralık ağzımın içindeydi.

Erez izin ister gibi gözlerime baktığında gözlerimi yavaşça kapatıp açtım. Anında çenesi gerilirken elini kotumdan içeri gönderdi. Soğuk elini sıcak tenimde hissettiğimde nefes seslerim sıklaştı, kafamı boynuna gömdüm. Parmaklarını kalçamın çizgisinde gezdirdiğinde kollarımı sıkılaştırdım. Elini bir anlığına belimden ayırıp arka koltuğa uzattı, poşetin hışırtısını duydum. O sırada çiseleyen yağmur hızını arttırdığında bakışlarımı bir anlığına gökyüzüne çevirdim. İnce bir ay ışığı adınlatıyordu yalnızca arabanın içini.

"Kalçanı kaldır Ekin" dedi, sert solukları arabayı dolduruyordu. Kalçamı kaldırdığımda hiç beklemeden baksırımı ve kotumu dizlerime kadar sıyırdı. Bedenime çarpan soğuk hava bir anlığına titrememe sebep olurken Erez parmaklarına yaydığı soğukluğu deliğimin üzerinde gezdirdiğinde dişlerimi sıktım.

O sırada neden gergin olduğumu anlamaya başladım, daha önce altta olmamıştım.

Gerginliğimi hissetmiş gibi çıplak sırtımı okşamaya başladı ama gerilmiş bedeni ve sıklaşan nefes sesleri ne kadar zorlandığını gösteriyordu. Kremi deliğimin etrafına yayarken parmağını içime gönderdiğinde hissettiğim hafif sızıyla inledim. Anında belimi sıkıca tutarken dudaklarını boynuma bastırdı.

Parmağını içimde oynatırken çok geçmeden diğer parmağını da içime ittirdi. Parmakları içimde hızla hareket etmeye başladığında arabanın içinde yankılanan ıslak sesle gözlerimi kapatıp derince inledim. Erez hırıltılı bir ses çıkardı boğazından ve dişlerini omuzuma geçirdi.

Bir parmağını daha içime eklediğinde bu sefer hem ince bir sızı hemde ani bir zevk dalgası içime yayıldı.
"Erez..." diye inlediğimde parmaklarını sertçe içime bastırdı.

"Güzelliğim" dedi boğuk sesiyle. Birden parmaklarını içimden çıkardığında hem rahatlamış hem rahatsız olmuştum. İçimdeki doluluk hoşuma gitmişti. Kemikli ellerini belime sarıp beni havalandırdığında kendi pantolonunu da sıyırdığını anlamıştım.

Bakışlarım bir an ereksiyon olmuş aletine kaydığında sertçe yutkundum. Haşmetli Erezi'de gördüğüme göre rahat rahat ölebilirdim artık. Prezervatif çıkarıp dişleriyle açtığında nefes nefese onu izledim.

Koyulaşmış ela gözleri yüzüme tırmandığında dişlerini sıktı. Belimi tutup erkekliğini deliğime konumlandırdığında derin bir nefes aldım, başını içimde hissettiğimde derince inleyip alnımı alnına yasladım.

"Delireceğim şimdi..." dedi nefes nefese, alnı buz gibi havaya rağmen nemlenmişti. Belimden tutup biraz daha kendine doğru bastırdığında ağlamaklı bir ses çıkartıp dudaklarımı ısırdım.

Erez canımın yanmaması için hareketlerini yavaş yavaş yapıyordu ama böyle olunca sanki daha zor gibi geliyordu. Omuzlarından tutup kendimi tamamen kucağına bastırdığımda içimde hissettiğim dolulukla ıkınır gibi inledim, Erez kafasını geriye atıp nefes nefese arabanın tavanına bakıyordu.

Hareket etmek istediğimde sıkıca belimi tuttu "Dur" dedi. "Bekle biraz" dedi boğuk sesiyle. Alışmam için söylediğini anladığımda yavaşça kafamı salladım. Kalçamı daireler çizerek hareket ettirdiğimde içimde saniye saniye büyüyen aletine şahitlik ediyordum.

"Ekin" dedi sıkılı dişlerinin arasından, kendini sıktığı için alnından çenesine doğru bir ter damlası yol aldı. "Çok sıcak" dediğinde dudaklarını ağzımın içine alıp dilimi dudaklarında gezdirdim. Anında dilini dilimle buluştururken ben küçük hareketlerle kalçamı oynatmaya başladım.

Her seferinde böyle acıyacak mıydı yani?

Şuanki pozisyonumuzdan dolayı çok daha derinde hissediyordum. Hissettiğim acıdan dolayı tam olarak hareket edemiyordum, Erez kendini dizginlemiş tüm kontrolü elime bırakmıştı.

Kendimi yavaşça hareket ettirmeye devam ettiğimde artık öpüşmüyorduk ama dudaklarım hala dudaklarının üzerindeydi. Hafif hareketlerle kucağında zıpladığımda boğazdan gelen bir sesle inledi, bir elimi gergin kollarına koyup sıktığımda gergin çenesiyle ve aralık dudaklarıyla suratımı izledi.

Kendimi her ittirdiğimde yüzüm acıyla kasılıyordu, ama dakikalar sonra acı yerini ince bir zevk dalgasına bırakmaya başladığında hareketlerimi daha çok hızlandırdım.

Erez dişlerinin arasından "Yeter bu kadar" diye tısladığında affalamayla suratına baktım. Sırtını koltuktan ayırıp ellerini kalçama getirip sertçe sıktığında inledim. Sırtımı direksiyona sertçe bastırıp kendini seri hareketlerle içime ittirmeye başladığında kafamı istemsizce arkaya atıp inlemeye başladım.

"Ekin şöyle inleme, bitiririm seni" bir elimi ensesine atıp sıktığımda sırtımı daha hoyrat bir tavırla direksiyona yasladı ve arabanın kornası çalmaya başladı. Tedirgince gözlerimi araladığımda aralık dudaklarıyla yüzümü izleyen adama baktım.

Hareketleri hızlandığında ağlar gibi bir inleme çıktı ağzımdan, hissettiğim zevke gölge düşüren bir acı vardı ama görmezden gelmeye çalıştım. Erez sertçe ellerini kalçama geçirdiğinde ensesine tırnaklarımı geçirdim. "Kalçanı görmek istiyorum" dediğinde nefes nefese suratına baktım.

"Eve gitmeyen...sensin" dedim zar zor. Dişlerini çeneme geçirip ağzının içinde emmeye başladığında gözlerimi kapattım.

Kendini her içime ittirdiğinde arabanın kornası bir anlığına çalıyor, araba hafifçe sallanıyordu. Bir elimi buğulu cama yaslayıp sırtımı tamamen direksiyona doğru yasladığımda Erez üzerime doğru eğilip dudaklarını çenemden sürterek dudaklarım geldi ve ağzının içine aldı ama öpmedi.

Dakikalar sonra içimdeki hareketleri hızlandığında aletime sardığı eli ağzının içine inlememe sebep oldu. "Erez..." diye inledim nefes nefese.

Dakikalar içinde Erez'in eline geldiğimde saniyeler sonra kendini sertçe içime bastırıp inleyerek Erez'de içime gelmişti. Nefes nefese omuzlarına tutundum. Kafasını boyun girintime yasladığında gözlerimi kapatıp nefes seslerimi düzene sokmaya çalıştım.

Boynumu küçük küçük öpmeye başladığında saçlarına parmaklarımı geçirdim. "Çok ağrıdı mı?" dediğinde gözlerimi kapattım. Utanıyordum.

"Sanane" dediğimde hafifçe göğsü titredi. "Eve gidelim" dedim gözlerimi kapatarak.

"Eve gidersek rahat bırakmam ama seni" dediğinde yorgunlukla gözlerimi devirdim. "Uykum var" dediğimde dudaklarını boynumda gezdiriyordu. "Tamam bebeğim" dedi ılımlı bir sesle. Elini sırtıma koyup arabada geriye doğru yaslandığında beni göğsüne doğru çekti.

Koltuğu düzeltip hala içimdeyken arabayı çalıştırdı. Yolların tenha olmasından yararlanıp beni kucağından ayırmadan sürmeye başladığında içimde tekrar sertleşen aleti bu gece gerçekten uyuyamayacağımın kanıtıydı.

Devranı olaya sokup ortamı bozamadım ya nasıl elim ayağım titriyor şu an...

Artık diğer çiftlerede yavaştan girelim mi, bizimkilere odaklanmaya devam mı edelim? Yani baş çiftim zaten hep odak noktası olacak ama anladınız siz...

Continue Reading

You'll Also Like

4.1M 354K 77
[TAMAMLANDI] Siirt'den kaçıp İstanbul'a sığınan bir Kürt ailesi, tamamı ülkücü olan mahalleye düşer.
25.3M 900K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
Eftalya By esmaa

Teen Fiction

406K 20K 23
Eftal: Hamileyim Dora. Eftal: Cidden hamileyim.
1.1M 118K 41
Meslek lisesine gelen yabancı çocuk.