KARANLIĞA SIĞINAN IŞIK (DÜZEN...

By ekinnoz

1.1K 204 149

KOYU TENLİ, AK SAÇLI BİR KIZ KENDİ LANETİ YÜZÜNDEN TÜM İNSANLIĞI TEHDİT EDİYOR! Zamanın durduğu o gece bir be... More

GENEL TANITIM
1. Bölüm: Ruhsuz Bağ Kardeşliği
2. Bölüm: Terk Edilmiş Köşk
3. Bölüm: Orman Sessiz Değildir
4. Bölüm: Aşksız Tanrılar
5. Bölüm: Zâlim ve Merhametli
6. Bölüm: Vadedilmiş Kutsal Miras
7. Bölüm: Acı ve Keder Kuyusu
8. Bölüm: Işık Saçan Kabus
9. Bölüm: Mühürlüler
10. Bölüm: Gerçekler ve Kavgalar
11. Bölüm: Sınırın Etrafında
12. Bölüm: Geçmişin Külleri
13. Bölüm: Yedi Alâmet
14. Bölüm: Gizlenen Tutkular
15. Bölüm: Dolunay Sözleri
17. Bölüm: Bağlanan Bedenler
18. Bölüm: Ayrılan Kalpler
19. Bölüm: Dağın İçindeki Tutsak
20. Bölüm: Savaşın İlk Çığlığı
21. Bölüm: Sözler ve Yalanlar
22. Bölüm: Kahrolan Gözler

16. Bölüm: Sahte Lider

17 3 0
By ekinnoz

***

***

Dolunay hâlâ tepedeydi. Austin Loxias'ı bıraktığım yerden alıp evin içine getirmişti. Diğerini de biz halletmiştik. Bileğimdeki ısırık için Sarah Garenezem büyüsü yapıp sürmüştü. Austin dikkatle Büyükannemin kitabını okuyordu. Kelly kardeşlerinin baş uçlarına oturup baygın olan yüzlerine baktım.
Tina omzuma dokununca irkilerek gözlerimi kapattım.

"Onlar iyi olacak Yalene, sadece sabahı beklemek zorundayız." Diye teselli etmeye çalıştı.

"Nasıl oldu bilmiyorum Tina ama onları dönüştürdüm. Bunu siz yapamazken ben yaptım. Neden?" diye sordum.

"Çünkü melezsin." Austin arkada Büyükannemin kitabını okuyordu.

Kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Bununla ne ilgisi var?"

Austin iç çekerek,

"Tarihteki tek cadı-kurt adam melezi olabilirsin Yalene, bu seni alpha yapar. Agatha'nın kitabını okumadığın apaçık ortada." Dedi.

"Austin bundan emin misin?" Tina beni sakinleştirmek için kolumu tutmuştu.

"Ben onları dönüştürmek için Sarah'ın verdiği sözleri söyledim!" dedim bastıra bastıra.

"Ne sözü lan?!" Austin ikimize bakıyordu.

Sarah duruşunu değiştirip bana bakmıştı.
Kağıdı çıkarıp Austin'e gösterdim. Bana delirmişim gibi bakıyordu, Tina onun yanına geçip kağıt parçasına baktı. Gözleri aynı anda bana döndü.

Tina yanıma yaklaşıp iki omzuma dokundu.

"Yalen kağıtta bir şey yazmıyor."

Öfkeyle ayaklandım.

"Ne saçmalıyorsunuz?" diye çıkıştım.

Kağıdı elinden hızla aldım. Yazıyordu işte! O garip mürekkeple yazılan sözler hâlâ oradaydı!

"Yazıyor işte! Görmüyor musunuz?" bağırarak onlara bakıyordum.

Ona inanmak istemiyordum! Delirmiş olamazdım!

Sarah kağıdı hafifçe alıp baktıktan sonra koklayıp diğerlerine döndü.

"Kağıt büyü kokuyor, sanırım yalnızca Yalene'nin okuması için yazılmış." Deyip kağıdı tek bir hareketi ile yaktı! Kağıdın külleri yere düşüyordu, ancak tuhaf olan bir şey vardı küllerin arasına parıltılarda vardı.

Austin kaşlarını kaldırıp Sarah'a baktı, "Ama o alfa değil mi?"

Gözlerimi devirip başka tarafa döndüm. Sinirden dudaklarım titriyordu... Ben neyin alfasıydım be! Bıktım bu sırlardan, her gün kendim hakkında bambaşka şeyler öğreniyorum.

Bunu söyleyeceğim aklımın ucundan bile geçmezdi ama eski yaşantımı çok özlüyorum. Her gün ölüm korkusuyla yatardım ama yine de temposuz bir hayatım vardı.

Austin başını sallayıp onayladı. İçimde büyük bir savaş vardı, büyük bir yük içimdeymiş gibiydi.

"Saçmalık!" diye ciyakladım.

Sarah, dalgın bir ifadeyle,

"O haklı Yalene," dedi.

Hayretle ona baktım. "Sende mi?" sesim yüksek çıkmıştı. Elimi tutup çevirdi ve avuç içime kınalı parmaklarını gezdirdi.

İçim ürpermişti bana dokunduğunda, gözlerini kapattığında dudakları çok hızlı hareket etmeye başlamıştı.

O kadar hızlı mırıldanıyordu ki anlayamıyorum. Avcumun içindeki çizgiler yeşilimsi bir tona büründüğünde elimi korkuyla çekmeye çalıştım ama sıkıca tutup kendine çekti. Tina Sarah'a seslense de Sarah cevap vermedi, gözleri arkaya gittiğinde içimi panik kapladı! Transa geçmişti!

Avucum feci şekilde kaşınıyordu, yeşil çizgiler birbirlerinden sapıp bir şekil almaya başlıyordu! Sembol tıpkı bir çark gibiydi. Dönen tek çizgili bir çark. Alfa işareti!

Dehşet içerisinde elime bakıyordum, Sarah en sonunda elimi bırakmıştı. Göz bebekleri yerine geldi ve bana bilgin bir sırıtışla baktı. Austin büyülenmiş bir şekilde avuç içime sonra da Sarah'a bakıyordu.

"Ne tür bir cadısın sen?" dedi Austin.
Sarah gülerek,

"Sıradan doğa cadısıyım. Sadece meclis tarafından eğitildim o kadar." Diyerek göz kırptı.

Cadı meclisinden eğitim alan cadılar hep güçlü ve soğuk kanlı olurdu. Büyükannem öyleydi.

"Şimdi ikna oldun mu Alfa melez?"

Sarah o etkileyici sesiyle konuşmuştu. Başımı sallayarak arkama döndüm. İnanması güç bir şeydi! Benim bildiğim alfalar kurt sürülerinden çıkardı. Babamdan dolayı bende yarı kurt sayılırdım ama dönüşmüyordum. Sarah'a hızla döndüm.

"Peki neden kurda dönüşemiyorum. Sonuçta yarı kurt adam sayılırım değil mi?" diye sordum.

"Bunu Annene bağlayabiliriz. Annenin genleri daha baskın geçmiş sana, bu yüzden belki de dönüşemiyorsun."

Verdiği cevapta mantık hatası aradım fakat bulamadım. Tina heyecanla bana sarıldı. "Bu ne demek biliyor musun Yalen?"

Başımı iki yana salladım. Bana çilli yüzüyle bakıp,

"Kurtlara liderlik edeceksin, hepsine ortalıkta kötülük olmayacak!" dedi. Gülerek onu tersledim. Saçımı kaşıyıp alaycı şekilde ona döndüm.

"Sahte bir lider. Tina bu kadar iyi düşünme her şeyi, etrafımızda karanlıktan başa bir şey yok!" yüz ifadesi öyle bir değişti ki dediklerimden pişmanlık duydum.

"Kurtlara şu anlık emirler falan veremez Tina. O yetkisini açığa çıkarmak zorunda." Dedi Austin.
Tina hayal kırıklığına uğramış gibiydi ama bu elimde değildi ki.

"Belki Vasilios bununla ilgili bir şey biliyordur," dedi Sarah.

Vasilios'u nerden tanıyordu? Kaşlarımı çatarak ona baktım. Austin'de ona şaşkınlıkla bakıyordu.

"Sen nereden tanıyorsun onu?" diye sordum.
Dudaklarını ıslatıp,

"Beni gönderen oydu zaten, aynı zamanda sana verdiğim şeyi sana vermemi o söyledi." dedi.

Duyduklarım karşısında bir kez daha şok geçirmiştim. Vasilios bana yardım etmişti, en son kurtlardan kaçmamı isteyen kadın şimdi de kurtları kontrol etmem için bir söz parçası göndertmişti.

"Yardım edecek biri daha var... Cardea,"

Austin'nin demesiyle Sarah ona döndü. "Kesinlikle olmaz!" diye reddetti. Tek kaşımı kaldırıp ona baktım.

Tina, "Belki bize yardım eder..." dedi.
Başını iki yana sallayıp bir kez daha reddetti. Sarah'ın neden böyle davrandığını anlamıyordum.

"Neden?" diye sordum merakla.

"O bir kocakarı Yalene, ona güvenilmez!"

Cadı üçgenin alt katındaki ırktı. Güvenilmez olduklarını Büyükannemin kitabından öğrenmiştim.

"Doğru. Büyükannemin kitabında yazıyordu o ırk." Diye konuşmaya girdim.

"Agatha yanılıyor olabilir," Austin her çareyi denemek istiyormuş gibiydi. Dediği şey de beni sinirlendirmişti.

"Senin hain olduğunu düşüncesi gibi mi?" dedim iğneleyici bir şekilde.

Gözlerini devirerek başka tarafa döndü. "Bu kadına neden kafayı taktın ki sen?" Tina Austin'i kıskanmış gibiydi.

"Bildiğim bir şey var ki söylüyorum Tina." Diye cevap verdi Austin.

"Bu kadar yeter, o Kaltak Gregoria'dan yardım almak yok. Şimdi uyuyun!" Sarah'ın öfkesini de anlamıyordum.

Austin dişlerini sıkarak dışarı çıktı ve kapıyı sert bir şekilde kapattı. Stresli bir şekilde Loxias'ın kapalı gözlerine baktım. Eksikliği çok tuhaftı. Üçünün de üzeri çıplaktı neyse ki üzerlerini örtmüştük. Hava aydınlanınca Sarah'ın kasabaya gidip kıyafet getirmesi gerekiyordu. Şahsen ben gidemezdim anında ölürdüm. Tina da gidemezdi, kasabalılar onu ölü biliyordu. Austin ise çok dikkat çekerdi -malum dövmeleri yüzünden- bu şekilde bir tek kişi kalıyordu oda Sarah'tı.

"Sabah kasabaya gidebilir misin?" diye sordum ona.

Çenesini kaldırıp baktı. "Sebep?"

"Onlara giyecek bir şeyler getirmen gerekiyor ve yiyecek alman gerekebilir." Dedim.

"Giderim." Dedi ve yerdeki boş yatağa uzanıp gözlerini kapattı.

Düşünmek istiyordum olanları, sorumluğumu. Yedilerin bana söylediklerini. İçim hiç olmadığı kadar karanlığa tutsaktı. Işığı bulmam gerekiyordu. Onu bulup ışıkla tutmam gerekiyordu.

**"

Valentina

Austin'e olan sevgisi azalmamıştı Tina'nın fakat onu sevmesinin büyük bir tehlikenin olacağını hissediyordu. Onu seviyordu fakat bağlanmaktan çok korkuyordu. Ormana hüzünle bakıp aşkını unutmayı umuyordu ama belli etmese bile içinde ona karşı olan sevgisi dinmiyordu. Yakınlardan garip bir ses gelince kaşlarını çatarak oraya doğru yürüdü. Arkasına bakıp birinin olup olmadığını kontrol edip ağır ağır oraya ilerledi.

Dikenli çalılıkları kolunun tersiyle itince minik bir çığlık atıp ağını kapattı. Yedi minik yılan tıpkı Uroboros yılanı gibi birbirlerini yiyordu! Yedisi de birbirinin kuyruğunu yutuyor ve yavaş yavaş yok oluyor gibiydiler. Tina arkaya sendeledi ve yere düşecekken biri onu kolundan yakaladı!

Kimin olduğuna baktığında rahat bir nefes verip çalılıklara baktı.

"İyi misin?" diye sordu Austin onu hâlâ tutarak.
Tina hızla başını salladı.

Gördüğü şeyi anlatacak gücü kendinde bulunca dudaklarını ıslatıp.

"Çalıkların arasında bir şey gördüm Austin, kendini yiyen altı veya yedi yılan vardı." Dediğinde Austin'in gözünde oluşan korkuyu gördü.

Austin ondan çekilip çalılıkları yardı.

"Burada bir şey yok,"

Tin kaşlarını çatarak yanına gidip baktığında gerçekten de yılanların orada olmadığını gördü.

"A-ama buradaydılar... yemin ederim!" diye kekeledi.

Austin ona dönüp avuçlarını onun minik yüzünün arasına aldı. "Sana inanıyorum Tina, bir an bile kuşkuya düşmem." Diye fısıldadı. Tina acıyla gülümseyip onun gözlerinin içindeki yansımasına baktı. Bir anda aklındaki o kelimeler dudaklarından döküldü.

"Te amo Austin." Deyip Austin'in soğuktan kurumuş olan dudaklarını öptü! Aniden geri çekilip panikle elini kaldırıp,

"Özür dilerim dalgınlığıma geldi." Dedi.

Austin çarpık bir şekilde gülerek ona yaklaşıp, "Te amo in aeternum ," deyip Tina'nın titreyen çenesini yüzüne kaldırıp yarım kalan öpücüğü tamamladı. Tina gözlerini kapatıp bu anın asla bitmemesi için Aşksız Tanrılara dua etti...

Austin'in elinden tutup onu ormanın
karanlığına sürükledi ve kendine yanaştırıp sertçe öpmeye başladı. Austin onu kalçalarından kaldırıp bir ağacın gövdesine yasladığında bacaklarını onun beline dolayıp öpmeye devam etti, dudakları ahenkle titredi. Tina'nın kalp atışları ve durmak bilmeyen şehveti harmanlanmıştı. Austin'in dudakları onun boynuna indiğinde kısık bir sesle inleyip gömleğinin düğmelerini açmaya başladım. Austin'in gömleğini üzerinden atıp saçlarını kavradı ve gözlerini kapatıp aşkla gülümsedi... Gördüğü şeyden hâlâ korkuyordu ama Austin yanındayken hiçbir şey umrumda değildi.

***

Yalene

Sabah büyük bir gürültüyle yerimden sıçradım! Loxias üzerine sardığı battaniye gibi bir şeyle karşımda duruyordu. Çıplak ayakları çamurla kaplıydı. Victor'da üzerini bir şeylerle örtülmüştü ama Kinsey çıplak bir şekilde oturuyordu!

Ayağa kalkıp Kinsey'e gözlerimi devirip pelerinimi onun üzerine attım.

"Uzun bir gece oldu," diye gülümsedim. Loxias'ın dudaklarını kıvrıldı.

"Sanırım bizi sen kurtardın." Dedi kaşlarını kaldırarak.

Omuz silkip, "Sanırım." Dedim.

"Bunun nasıl olduğunu merak ediyorum aslında," dedi Victor düşünür bir tavırla.

Onlara bir Alfa olduğumu söylemem gerekiyordu, Hâlâ anlam bile vermiyordum ama yapacak bir şey de yoktu.

"Sarah'ın dediğine göre ben bir... Alfayım." Kinsey ayağa kalkıp kardeşlerine baktı.

"Mümkün değil, zaten bir alfa var." Kinsey'nin ses tonundan hoşlanmamıştım. "Kim?" diye sordum.

"Babam," dedi Loxias gözlerini kaçırarak.

"Ama..."

"Aması falan yok Beyaz Kafa, tek ve son alfa benim babam!" diye yükseldi Kinsey.

"Korkarım Yalene sizlere doğru söylüyor." Sarah gelmişti!

Elindeki kıyafetleri nazikçe Loxias verdi ve Kinsey'e yaklaştı.

"Babanız bir Alfa değil, bir Beta." Dedi sakince.

Kinsey tersleyerek güldü,

"Bu saçmalık da neyin nesi," Sarah kaşlarını çatarak parmağını kaldırdı.

"Bildiğim kadarıyla sen babanı hiç tanımadın hata görmedin Alfa olduğunu nasıl kesin bir şekilde diyorsun?" sorduğu soru karşısında bende kuşkuya düştüm.

Kinsey dişlerini sıkarak Sarah'a yaklaştı.

"Çünkü mantıklı olan bu babam hâlâ yaşıyor onu görsem de görmesem de, tanısam da tanımasam da onun Alfa olduğunu biliyordum sürmeli sürtük!"

Sarah Kinsey'nin dediği şeye alınmamış gibiydi. "Yanlış biliyorsun o zaman." Dedi.

"Yanlış falan değil!"

"Kinsey sakin ol!" diye uyardı Loxias onu.
"Loxias haklı kardeşim, sakin olman gerek." Diye katıldı Victor.

Victor ile aramızda bu aralar soğuktu. En son tartıştığımız akşamdan beri böyleydik. Ama ona olan sevgim azalmaya hata yok olmaya başlamıştı. Bu ruh hallerinin değişikliği beni yoruyordu. Bana o gece dedikleri aklımdan çıkmıyordu.

"Sevmek bana göre değil." Demişti. Sanırım haklıydı, Victor ile ben ayrı dünyaların kullarıydık. Bunu onunla konuşmam ve halletmem gerekiyordu.

Kinsey burnunu çekerek Loxias'ın elindeki kıyafetlerden kendine ait olanları alıp dışarıya çıktı.

Loxias ile Victor dışarıya çıkıp giyinmeye gittiklerinde Sarah ile yalnız kalmıştık.
"Sormaya fırsatım olmadı Sarah, Beta ne demek?" diye sordum. Yamacıma yaklaştı.
"Alfa, Beta ve Omega olarak geçerler. Alfa sürünün lideri iken Beta Alfanın dedikleri ile harekete geçenlerdir, Omega ise en alt tabakadır."

"Tıpkı bizde olduğu gibi." Dedim cadı üçgenini kastederek.

Başını sallayıp onayladı. "Her şey senin elinde Yalene." Dedi Sarah.

Yüzüme dikkatlice bakıp yanımdan ayrıldı...

Ormana doğru gitmeye başladım, ne yaptığımı sende anlamış değildim ama sınıra bir kez daha uğramam gerektiğini düşünüyordum. Herkes beni bir kurtarıcı ilan etmişti sanki. Ama korkmaktan başka bir şey yaptığım yoktu. Kanlı ay gökte belirince ne yapacaktım onu bilmiyorum. Kanlı ayın ne tür bir felâkete sebep olacağını dahi bilmiyordum!

Sınıra yaklaşınca artan korktum katlanmaya başladı. Yamaçtan yukarı zar zor çıkmıştım. Sınırın enerjisini hissetmeye başlamıştım. Tuhaf bir hissiyatı vardı, sanki içimde bir hareketlenme oluyordu. Dağlara bakarken Annemin acımasız olan köylülere yaptığı fedakârlığı düşündüm. Hak ediyorlar mıydı acaba?

Dağlar garipti, topraklı zeminden taşlı zemine kaymıştı sanki. Burnumu yakan bir soğukluğu vardı.

"Sende kimsin?"

Korkarak takılıp yere düştüm! Yabancı bir sesti bu. Kalın ve gür bir aksanı vardı. Etrafıma korkuyla bakındım. Sınırın diğer tarafındaki bir kayanın arkasından üzeri çıplak bir adam çıktı! Bur bir Kurt adamdı, sakin olmam gerekiyordu sonuçta yanıma yaklaşmazdı. Sınırın ucuna gelip bana üstten bir bakış attı. Çıplak olan göğsünün hepsi yara bere içindeydi, saçları siyahtı ama aralarında beyazlıklar vardı. Orta yaşlı biriydi ama son derece yakışıklı görünüyordu.

"Asıl sen kimsin? Bir iblis olduğun kesin." Dedim sesimi toparlayarak.

Kaşlarını kaldırarak gözlerini kıstı.

"Kokun çok tanıdık genç hanım, cezbetme gibi bir özelliği var." Deyip bir az daha yaklaştı.

"Yaklaşma bana!" dedim saçma bir şekilde.

Gülüp, "Bu zaten olası bir şey değil." Sınırın görünmez duvarlarına dokunduğunda sanki elleri yanıyormuş gibi oluyordu. Yüzünü sert bir şekilde buruşturup elini çekti.

"Bir cadı olduğun çok bariz," beni baştan aşağı süzüyordu.

"Senin de bir kurt olduğun bariz," dedim alayla sınıra bakıp.

Gülüp yumruğunu sıktı.
"Demek söylentileri biliyorsun?" başımı cesur bir şekilde sallayıp ayağa kalktım.

"Yapan kişiyi de tanıyorsun demek." Adama acır gibi baktım.

"Onun adı kahramanca alınıyor." Dedim. Annem bir Kahramandı kasabalılar bunu bilmese bile kahramandı.

Gür bir kahkaha attı, deli bakışları vardı. Gülerken sanki gözleri öldürecek gibi bakıyordu. "Kahraman ha?"

Ona Lamia'nin kızı olduğumu söylemezdim, tehlikeli bir yaklaşım olurdu.

"Senin gibi bir cadıyı daha önce hiç görmedim ama kokun hiç yabancı değil." Bakışları beyaz saçlarıma kaydı.

"Ne olduğumu ben bile çözmüş değilim," dedim.

Yere çömelip ve başını yana yatırdı. "Kimse kendini o kadar iyi tanımıyor genç hanım." Dedi.

"YALENE!" Tina'nın sesi yamacın ardından geliyordu. Adama dönüp,

"Gitmem gerekiyor." Deyip arkama dönüp yürüdüm.

"Hoşçakal Yalene." Tina sayesinde ismimi de öğrenmişti bu adam.

Arkama bakmadan, "Umarım bir daha karşılaşmayız." Dedim.

"Ben öyle düşünmüyorum."

Ses tonu yankılı gelmişti. Durup arkama döndüğümde orada değildi.

Continue Reading

You'll Also Like

22.9K 2.4K 20
Vampirler ve cadılar yüzyıllardır birbirinden nefret eder ve birbirlerine yaklaşmazlardı İki kişi bu geleneği bozana kadar #Elf 1🥇2024:04:26 #Vampir...
908K 20.7K 56
"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkundu. "Boşver beyi." deyip dudaklarıma yap...
1.7M 17.4K 3
*Wattys 2018 Winner / Hidden Gems* CREATE YOUR OWN MR. RIGHT Weeks before Valentine's, seventeen-year-old Kate Lapuz goes through her first ever br...
28.9M 916K 49
[BOOK ONE] [Completed] [Voted #1 Best Action Story in the 2019 Fiction Awards] Liam Luciano is one of the most feared men in all the world. At the yo...