2. Bölüm: Terk Edilmiş Köşk

107 16 6
                                    

İkinci bölümden merhaba!Kurguyu beğendiniz mi? Umarım beğenmişsinizdir, iyi okumaları dilerim

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

İkinci bölümden merhaba!
Kurguyu beğendiniz mi?
Umarım beğenmişsinizdir, iyi okumaları dilerim.

***

Bugün hava yağmurlu ve gök gürültülüydü. Dün geceki rüyadan sonra uyuyamadım. Çok tedirginim, alamet doğru çıkarsa tüm yaşamlar son bulur. Bir şey yapmam lazım, bugün evin etrafını mühürlemem lazımdı ama daha önemli işlerim var. İlk işim terk edilmiş köşke gitmek sonraki ise kuzeydeki cadıları uyarmak gerek. Kuzey kısmında Melesandra Kasabası vardı. Orada yaşayan bir grup cadı var, onlara ulaşa bilirsem belki bir yol bulurdum. Hazırlandım ve pelerinimin şapkasını takıp dışarıya çıktım. Yağmur şiddetli yağıyordu, yerler çamur ile kaplanmıştı. Kasabaya vardığımda etrafta sadece köylü satıcılar ve Papaz Arthur vardı. Papazın gözü bana takıldı, gittiğim her adımı izliyordu. Peşimden gelmemesi için dua ettim. Fakat gözleri benden ayrılıyordu, bende elma satan bir satıcıya yanaştım ve bir şeyler alıyormuş gibi yaptım aynı zamanda göz ucuyla papaza bakıyordum. Elma satıcısı elindeki değnek ile parmaklarıma sertçe vurdu. Hafif bir inilti çıkardım ve elimi kendime çektim.

"O lanetli ellerini mallarımdan çek küçük iblis!" dedi tıslayarak.

Ters bir bakış attım ve şapkamı kendime doğru çektim ve tekrar göz ucuyla papaza baktım orada değildi, ana kuleye doğru gidiyordu. Bu fırsatı kaçıramazdım, hemen eteğimi kaldırdım ve hızlı adımlarla köşke yürüdüm. Çakıl taşı gölüne baktım ve düz ilerledim. Köşkün dışı yosunlu tuğlalar ile kaplıydı. Gotik ve mistik bir havası vardı. Yağmur iyice şiddetlenmişti, bir gök gürültülü etrafı sarstı. Hemen taş basamaklardan çıktım, kaymamaya dikkat ettim ve demir sürgülü kapıyı çekip içeriye sıvıştım. İçeri boştu, dikkat çeken tek özeliği örümcek ağlarıydı. Etraf ağır küf kokusuna maruz kalmış. Emin adımlarla etrafı inceledim. Köşkün üst katıda vardı. Neyse ki yerler taştan yapılma, tahta olaydı çoktan çökmüştü. Ne yapacağımı bilmiyorum bu yüzden şu anlık etrafa bakınmak ile yetiniyorum. Üst katan bir ses geldiği an elim hemen hançerimi gitti. Üst kata biri vardı, ayak sesleri geliyordu. Burada kimsenin olmaması gerekiyordu, eğer köylülerden biri beni burada görürse darağacında sallandırırlar. En çokta papaz minnet duyardı. Basamakları dikkatle çıktım, üst kat alt kata göre temizdi. Odanın etrafı sessizdi ve kimse yoktu. Tahta parçalarla kapatılmış pencere yaklaştım ve aniden bir sıçan ayaklarımın dibinden geçti. Ayaklarımı yere vurup zıpladım. Derin bir nefes aldım ve aramaya döndüm. Dönmem ile birlikte karşımda birini gördüm! Turuncu saçlı zayıf bir kız.

"Valentina!" bu oydu.

Daha dokuz yaşında benim ile birlikte kasabada yaşardı, fakat sonra annesi ile birlikte kasabayı terk edip bilinmeyen bir yere gitmişlerdi. Hiç değişmemiş, hâlâ yüzünde çilleri vardı. Boynuna atlayıp sarıldım. Yüzümde tarifsiz bir gülüş vardı. Uzun zamandan sonra. Tina'da gülümsüyordu.

KARANLIĞA SIĞINAN IŞIK (DÜZENLENİYOR)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt