CELLAT

By AskiYeniden

74.6K 3.9K 13.3K

Onun yanında ağlamamak için kendimle adeta savaş veriyordum. Nasıl bu kadar duygusuz olabiliyordu? Hâlâ nasıl... More

Hikayemiz 0.0
kalp acısı 1.Bölüm
Paramparça 2.Bölüm
İhanet 3.Bölüm
Cemre 4. Bölüm
Cellat Gelmiş 5.Bölüm
En Büyük Kalp acım 6.Bölüm
Hayal Kırıklığı 7.Bölüm
Nefret de aşka dahil derler.8.Bölüm
Seni tanıdığım güne lanet olsun 0.9
"GEÇMİŞ" 10.Bölüm
Sana olan aşkımı haketmediğin halde 11.Bölüm
En büyük pişmanlığımsın 12. Bölüm
Hayatta ki Pişmanlığım 13. Bölüm
Senden nefret ediyorum 14. Bölüm
Kalbimdeki hayal kırıklığımsın 15. Bölum
Ne halin varsa gör 16. Bölüm
Çünkü senden daha fazla tiksinmek istemiyorum 17.Bölüm
sende papatyalar kadar masumsun 18. Bölüm
Bu denli kirletemezdin gülüşünü 19. Bölüm
Senden utanıyorum 20. Bölüm
Geçmişteki hayal kırıklığımsın 21. Bölüm
Yüzsüzler 22.Bölüm
Ben senin ruhuna aşık oldum 23.Bölüm
Sen de Gitme papatya 24. Bölüm
Ruhumun en büyük katilleri 25. Bölüm
Elveda papatya 26.Bölüm
Hoşçakal kara çocuk 27. Bölüm
Kalbimdeki bıçak yarası 28.Bölüm
Sana asla güvenmeyeceğim 29.Bölüm
Sevilmek ne çok yakışır sana 30.Bölüm
Bende de kalp var, içinde papatya seven bir kadın var. 31.Bölüm
Beni affedene kadar seni asla bırakmayacağım32.Bölüm
Keşke yine eskisi gibi sevsen beni 33. Bölüm
Gidermi insan çok seviyorken 34. Bölüm
Beni kendinden kurtar 35. Bölüm
Aşk 37. Bölüm
Seni Seviyorum Mavi gözlü sevdam 38 Bölüm
Saklanılan Sır 39. Bölüm

Sevda Oyunu 36. Bölüm

1K 86 489
By AskiYeniden

Ara yorumları unutmayın♥

Multi medyada "Manuş Baba" nın "Aşkın kederi" adlı çok güzel bir şarkı var onu açıp okursanız çok sevinirim. Evet kahveleriniz de hazırsa buyurun efendim herkese keyifli okumalar.🥰

Çok sahiplenmeden seveceksin mesela. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, hem de hep senin kalacakmış gibi.

Can Yücel

Cemre'nin ağzından

Bilirsin bazen çok ağır gelir her şey.
Ufacık sorunlar gözünde büyür, dünyanın sonuymuş gibi hissettirir.
İçindeki boşluk hissi ne yapsanda geçmez. Bit yük biner sanki omuzlarına, epey ağır bir yük.
Altında ezilirsin. Anlamsız gelmeye başlar bazı şeyler. Her şey koca bir hiçmiş gibi hissedersin. Geçmiş ansızın çelme takar ayağına bir sokak başında ya da geleceğe dair umudunu yavaş yavaş yitirirsin. Dedim ya bazen çok ağır gelir her şey ve bil ki ben, öyle kolay üstesinden gelemiyorum artık..

Nasılsa beni senden soracak hiç kimsemiz yok nasılsa beni yolcu etmen için hazırdır nedenlerin
merak etme beni nasılsan öyledir halim.. yanında olamayacağım her mesafede Saçına dokunma isteğimin ihtimali dahi yok artık
bu yüzden önemi de yok nerde olacağımın ve seslenen sen olmayacaksın madem Bana sanıp adımı duyacağım hiçbir yöne kalbim çarpmayacak Siyah şimdi bana daha mı çok yakışacak bana oysa ne çok dilerdim geceyi kıskandıran gözlerine bürünmeyi Kaç bin adım sonra hayalin silinir gözlerimden
Peki üç cümlenin birinde adını anma alışkanlığım tükenir mi ?
bahardı gözlerin..

Şimdi takatim yeter mi boynuma kadar kış mevsiminden geçmekten
Elime dahi dokunmadan nasıl verdin bana bu şekli Sen varsın
gerçeksin madem.. Nasıl benden bahsedebiliyorum Ardından kaç yıl sonra yollarsın sende kalan aklımı
Aklım bulunca tanır mı senden geriye enkaz kalmış beni Şimdi yetimler mi muktedir ruhumu teskin etmeye
Nasıl bir sensizliğe düştüm ki
Dünya koca bir çukur gibi bedenime
Allah aşkına değmesin saçlarına artık şimal rüzgârları İzin verme..!
Bilirim kokunun aşamayacağı uzaklık yok Bilirim gelirde beni kefenler nefesin Ölmemi istemezsin
Şimdi dokunman gereken alnıma duvarlar çarpar Nerdesin..

Biri olsun hayatınızda.
Ama helal olan biri.
Bir cafe, pastahanede ya da tenha bir köşede değil.. Dularımızda buluştuğunuz biri.
Ellerine dokunabildiğin degil,gönlüne dokunabildiğin. Biri olsun,
Sana bir sen gibi, bir can gibi.
Gözyaşlarında mendilin gibi.
Suya muhtaçlığı gibi bir çiçeğin.
Sırılsıklam olsan, dünyayı
bakışlarında bulacağın biri.
En güzel emanet olduğunu bilerek,
Tebessümünde güneşi bulacağın,
Masallarında uyutacağın.
Öylece bakakalacağın, hiç soru sormayacağın. Sorsan da cevabı kendinde bulacağın, edebinde kaybolacağın. Haramlarına dur olacak, Hayır duaları edeceğin.
İşte öye biri..

Ama öyle birini bulmak imkansız artık. Çünkü kime ümit bağlasak onun ile hikayemiz çok güzel olacak desek o insan bizi üzecek yada kıracak bir şey yapar, yapıyor da. Mesela şuan karşımda Barlas ile Ece var ve arkamda ağlamak için kendini tutan Naliz var. Dün Naliz den özür dileyen Barlas bugün hiç bir şey olmamış gibi Ecemi alıp buraya gelebiliyor üstelik Naliz'in onu sevdiğini bildiği halde, Naliz'in ne kadar üzülüp ağlayacağını biliyor ama bunu yapa biliyor. Kardeşimi üzen Abim bile olsa buna izin vermem, veremem çünkü Naliz bunları hak etmiyor. Barlas'ın koluna girip Ecenin yanından ayrıldım ve Eceyi umursamadan konuşmaya başladım.

"Senin bu kız ile işin ne? Gerçekten sen bu kadar düştün mü Barlas! Ya bu kız iki gün önce Cellat ile iş birliği yapmış, senin ile bilgileri ona sızdırıyordu, yani kısacası senin kullanıyordu ve sen bunu yanına almış kendin ile okula mı getiriyorsun?" Dedim sesimi biraz yükselterek. Tabi sesimi yükselttiğim için bahçedeki herkes dönüp bize baktı. Barlas'ın bağırması ile hepsi yine önerine döndü.

"Önünüze dönün lan!" Bana bakıp gözlerini etrafa gezdirip yine bana baktı ve boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Bilmediğin şeyler var?"

"Ne o bilmediğim şeyler söyle bileyim."

"Cemre şuan değil, sonra konuşalım." Dedi sakin bir ses tonuyla. Alayla gülüp etrafıma baktım. Gözüm Naliz'e değmesi ile başını eğmiş elleri ile oynuyordu.

"Sonra konuşmayacağız Barlas! Sen şimdi bu iki yüzlü şeytan ile ne işler çevirdiğini bana söyleyeceksin?" Dedim tıslar bir şekilde. Barlas derin bir nefes vermesi ile Ecemin sesi ile ona döndüm.

"Yalnız iki yüzlü şeytan demen biraz ağır olmadı mı Cemre?"

Ona dönüp alayla gülmeye başladım. Sesimi biraz yükseltip konuşmaya başladım.

"Biliyor musun Ece asla bir kadına böyle kelimeler kullanmam çünkü bu benim karakterime yakışmaz ama sana iki yüzlü şeytan demen hafif kalır. Daha doğrusu sana milletin sevgililerini ellerinden alan sürtük demem lazım. Çünkü bu ad sana yakışıyor. Yani kısacası isminin hakkını veriyorsun."

Demem ile Ece sinirden kıp kırmızı oldu ama bu benim umurumda bile değildi çünkü bunu hakkediyordu. Bizim Naliz ile benim em yakın arkadaşımızdı Ece, ta ki Naliz'e sonra da bana ihanet edene denk. Artık maymun gözünü açtı kısacası. Barlas'a döndüm ve parmak uçlarımı kaldırıp kulağına yaklaşıp;

"Sen asla Naliz'i hak etmiyorsun Abi! Bu söylediklerimi unutma Naliz senden tamamen gittiğinde çok pişman olacaksın ama iş işten geçmiş olacak."

Ondan ayrılmam ile gözlerimin içine baktı. Başımı iki yana sallamam ile bu sefer gözlerini benden çekip uzaktan bizi izleyen Naliz'in gözleri ile birleştirdi gözlerini. Naliz ise daha çok Barlas'a bakmamak için arkasını dönüp okula doğru yürüdü. Barlas da Naliz okula girene kadar arkasından baka kaldı. Naliz'in okula girdiğini görünce başının eğip dört saniye bekledikten sonra başını çevirip Eceye bakıp.

"Hadi gidelim." Demesi ile Ece başını salladı. İkisi de beni arkalarında bırakıp sınıfa doğru yürüdüler bahçede en ve Cellat tek kalmıştık. Cellat'a bakmam ile bası ile onun yanına gitmemi işaret etti. Etrafıma bakıp kimsenin olmadığına emin olduktan sonra hızlı adımlar ile Cellat'ın yanına doğru hızlı adımlar ile yürüdüm. Okulun arkasına geldikten sonra her şeye rağmen yine etrafıma baktım. Kimsenin olmadığına emin olduktan sonra Cellat'a dönüp.

"Ne oldu Cellat?"

"Sana yardım etmek istiyorum." Demesi ile kaşlarımı çatım.

"Nasıl ve neyle ilgili yardım edeceksin."

"Naliz ile Barlasla ilgili. Eğer kabul edersen bir haftaya kalmaz Barlas Naliz'e aşık olduğunu anlar." Dedi ellerini cebine koyup sırtını duvara yaslayıp.

"Barlas Naliz'i sevmiyor." Dedim her cümleme basarak. Cellat gülümseyip sırtını duvardan çekip bana biraz yaklaştı.

"Seviyor ama henüz bunun farkında değil?"

"Nerden biliyorsun." Yüzüne bir tebessüm yerleştirip bana biraz daha yaklaşıp burnunu saçıma dayayıp derin bir nefes içine çektikten sonra saçıma küçük bir öpücük kondurup geri çekildi.

"Çünkü bir zamanlar bende onun gibiydim."

"Nasıl yani-" konuşmamı Cellat kesti

"Sana yardım etmemi istiyor musun Cemre?"

"Neden yardım etmek istiyorsun bana?"

"Çünkü onların beraber olmasını istiyorsun. Barlas Naliz'e bir şey dediğinde sen de bunun için üzülüyorsun. Üstelik Naliz var ve o çok iyi bir kız. Zamanında bizim için neler göze aldı, ona borcumu da ödemek istiyorum böylelikle."

Gülümseyip başımı salladım. Teşekkür ederim." Cellat elini belime koyup beni kendisine çekti ve boynuna küçük ama etkisi büyük bir öpücük kondurdu. O küçük öpücük bile benim kalp krizi olma sebebim ola bilirdi. Bu adamın bana her dokunuşu beni her öpüşü beni bu hale getiriyorsa daha ilerisini düşünemiyorum bile. Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım.

"Cellat peki nasıl yapacaksın bunu. Yani planın ne?" Dedim merakla. Çünkü ne yapacağını çok merak ediyordum. Cellat yüzüne küçük bir tebessüm oluşturdu.

"Naliz'i ne yap et kantine getir."

"Neden?" Dedim yine merakımı göstererek.

"Acaba bir kerede sorgulamadan tamam mı desen güzelim." Tam gözlerimi devirecekken Cellat'ın sesi ile yapmadım çünkü yemedi yapmak.

"O gözlerini devirirsen seni öperim Cemre."

"Cellat acaba şu planı bana da mı söylesen?" Dedim yine şansımı zorlayarak. Ama o inatla planı anlatmıyordu bana, uyuz ne olacak.

"Hayır söylemeyeceğim çünkü söylediğim gibi kendini tutamayacak ağzından kaçıracaksın. Ben zaten planı devreye soktum da sen hemen gir. Naliz'in pot kırmasına izin verme tamam mı çünkü böylesi daha iyi."

"Tamam bu arada Ecenin Barlas'la ne işi var." Dedim merakla.

"Bilmiyorum ama bunu öğrenmem lazım."

Başımı sağladığım da Cellat yanağıma kocaman bir öpücük kondurup benden ayrıldı.

"Hadi çabuk derse gir ben de beş Dakka sonra arkandan geleyim."

"Tamam" deyip okulun arkasından ayrıldım ve elimi kalbime koyup hem sınıfa doğru yürüyordum hemde kalbimi sakinleştiriyordum. Bir gün hey candan ölmesem artık ölmezdim. Yüzündeki sırıtmayı kesip sınıfın kapısını çaldım. Hocanın "Gir" demesi ile kapıyı açıp içeri girdim ve kapıyı kapattım. Hoca bana bakması ile "Geç kaldığım için özür dilerim hocam." Dedim ve hoca sırmama geçmem için izin verdi. Çünkü hocanın sınıfa girmesinden iki dakika sonra ben girmiştim. Arka sıraya bakmam ile Barlas ve Ece bir şeyler konuşuyordu. Gözlerimi sinirle onlardan çekip Naliz'in yanına oturdum. O da hiç bir şey olmamış gibi yüzüne sahte bir gülümseme eklemiş ve hocayı dinliyordu. "Naliz?" Demem ile gözlerini hocadan çekip bana baktı.

"Efendim."

"İyi misin?" Dedim kısık bir sesle

"İyim neden sordun ki." Dedi yüzündeki sırıtmayı kesmeden.

"Hani Bar-" konuşmamı yarıda kesen Naliz oldu.

"Dersi dinleyelim mi Cemre? Sonra konuşuruz." Başımı onaylar şekilde sallayıp bende hocayı dinlemeye başladım. Cellat geleceğim demişti ama zilin çalmasına on dakika kalmıştı ve kendisi hala ortada yoktu. Acaba bir şey mi oldu demeden sınıf kapısı tıklayıp açılınca hepimiz oraya döndük. Cellat hiç şey demeden sınıfa girdi ve hocanın karşısında durdu. Derin bir nefes verip kuruyan dudaklarını ıslatıp konuşmaya başladı. Bir daha geç kalmayacağını söyleyip hızlı adımlarla sırasına geçti. Bütün sınıf ve hocayla beraber kapıyı tıklayıp içeri girmesine mi şaşıralım yoksa geç kalmayacağını söylemesine mi. Evet Cellat kimseden özür dilemezdi ama sınıfa artık geç gelmeyeceğinin sözünü vermişti. Sırasına geçmesi ile arkamı dönüp ona bakmam ile bana göz kırpık arkasına yaslandı. Göz kırpmasına gülümseyip önüme döndüm. Ve hiç istemeyerekten yine dersi dinlemek zorun da kaldım.

Teneffüs zili çalması ile herkes dışarı çıktı. Cellat'ın bana söylediği şey aklıma gelmesi ile hemen Naliz'e baktım. "Kantine gidelim mi?"

"Siz gidin ben biraz uyuyayım."

"Hayır sende geleceksin."

"Cemre hiç havamda değilim." Dedi sitemle.

"Lütfen Naliz beni kıracak misin." Dedim dudağımı bükerek. Ne zaman böyle yapsam Naliz bana asla kıyamazdı. Hiç bir şey demeden ayağa kalkması ile zaferle gülümsedim. Eda da yanımıza geldi ve hızlı adımlarla sınıftan çıkıp kantine girdik ve boş bir masaya oturduk. Gözlerim kantinin kapısına değmesi ile Barlas ve Ece girdi. Bize bakmadan boş bir masaya geçtiler onlar da. Gözlerimi onlardan çektim ve telefonu ile uğraşan Naliz'e baktım. Eda'nın koluma dokunması ile gözlerini Naliz den çektim ve Eda'ya baktım.

"Barlas ne yapmaya çalışıyor?"

"Keşke bilsem."

Cellat Naliz'i buraya getirmemi istemişti ama kendisi neredeydi şimdi. Birazdan teneffüs bitecekti ama Cellat bey ve planı ortada yoktu. Birden ellerinde tepsi ile masaya gelen Ateş'i görmemle ona ve elindeki kahve tepsisine baktım. Tepsiyi bırakıp Naliz'in yanındaki sandalyeye oturup elini Naliz'in omzuna atı, Naliz'i kendisine çekmesi ile hepimiz şok olmuş bir şekilde Ateşe baktık. Ne yapıyordu bu çocuk? Üstelik şuan burda ne oluyordu demeden gözüm kapıda bizi izleye Cellat'a kayması ile şaşkınlıkla ona baktım. Plân dediği bu muydu yani? Cellat'ın benim arka masamda oturan Barlas'ı görmesi ile güzündeki tebessüm büyüdü. Bende arkamı döndüğümde Barlas ayağa kalmış yumruğunu sıkmış sert yüz hatları ile Ateş ve Naliz'e baktı. Tabi bide Naliz'in omzundaki kolun sahibine. Benim de Cellat gibi yüzümde kocaman bir gülümseme oluşmuştu.

Sırtımı sandalyeye dayayıp bu manzaranın keyfini çıkarmaya başladım. Başımı çevirip Edaya baktığımda o da benim gibi hayretler içerisinde onlara bakıyordu gözlerindeki hayal kırıklığı ile. Gözleri dolmasıyla hemen kimse anlamasın diye başını sağa çevirip hemen gözyaşlarını sildi. Diliyle kuruyan dudaklarını ıslatıp gözlerini onlardan çekip etrafa bakmaya başladı. Eda'nın neden böyle yaptığımı anlamamıştım. Ateşe aşık desem bu imkansızdı çünkü durmadan kavga eden iki insanlardı. Acaba neden bu kadar üzüldü? Bunu Eda ile tek olduğumuzda soracaktım ona. Naliz tam ağzını açıp konuşacakken Barlas masamıza geldi ve Ateşe baktı. Boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Ne oluyor burda?" Dedi sesini biraz yükselterek.

"Barlas ne oluyor? Ne bu hesap sorarcasına." Dedim hemen konuya dahil olarak. Barlas bana bakmadan;

"Sana sormadım Cemre. Ateşe soruyorum." Dedi sert ses tonuyla. Ateş elini Naliz'in omzundan çekip ayağa kalktı ve Barlas'ın karşısına geçti.

"Asıl sana ne oluyor Barlas eşkıya gibi gelmiş masamıza bizden hesap soruyorsun." Dedi Ateş de Barlas gibi sert bir sesle. Barlas derin bir nefes verip dili ile kuruyan dudaklarını ıslatıp boğazını temizledi ve kaşlarını çatıp sert yüzü hatları ile Ateşe baktı.

"Ne oluyor Ateş? Hayırdır neden bana dikleniyorsun? "

"Sana diklenmiyorum ben Barlas. Sen gelmiş bana dikleniyor üstelik hesap soruyorsun. Ama niye diklendiğini anlamıyorum."

"Sevgili mi yaptın." Demesiyle Ateş gülümseyip Naliz'e dönüp ona doğru yürüdü ve Naliz'in elinden tutup ayağa kaldırdı. Sonra başını çevirip Barlas'a baktı. Naliz de şok olmuş bir şekilde olayı anlamaya çalışıyordu.

"Evet Naliz le sevgili olduk. Hem bunu sen biliyorsun Barlas, sana gelip söyledim Naliz'i sevdiğimi." Barlas hiç bir şey demeden Ateş ve Naliz'e baktı sonra birleşen ellerine. Sinirle gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalıştı.
Ateşin sesi ile sinirle gözlerini açtı geri.

"Sana söz vermiştim eğer bir gün birini gerçekten seversem gelip ilk sana söyleyeceğim diye ve sözümü tutum geldim ilk sana söyledim bunu. Naliz gerçekten mükemmel bir kız Barlas. İyiki bana bir şans verdi. Onu mutlu etmek için elimden geleni yapacağım. Asla üzülmesine izin vermeyeceğim çünkü o ağlamayı ve üzülmeyi asla hak etmiyor." Deyip Barlas'a bakmaya devam etti. Eda birden biz ne olduğunu anlamadan masadan kalkıp hızlı adımlarla kantini terk etti. Neden böyle çekip gittiğini anlamamıştım. Ateş de Eda'nın gittiğini gördüğünde arkasından baktı benim gibi ama bir sey yapmadı yine Barlas'a döndü. Ben tam arkasından gidecekken Barlas'ın sesi ile yerimde durdum.

"Tebrik ederim kardeşim, inşallah onu üzmezsin ve en önemlisi kendine aşık etmeyi başarırsın." Son sözümü de manidarla söyleyip arkasını dönüp kantinden çıktı. Hepimiz birbirimize baktık. Naliz Ateşe döndü sinirle.

"Ne yapıyorsun Ateş? Biz seninle sevgili falan değiliz. Neden herkesin önünde sevgiliymişiz gibi davrandın. Üstelik davranman yetmedi bide konuştun."

"Oturun her şeyi anlatacağım." Dedi eli ile masayı göstererek.

Demesi ile Naliz ile masaya oturduk. Kantinin kapısına baktığımda Cellat yoktu yüzüme kendiliğinden bir tebessüm yerleştirdim. Ateşin sesi ile ona baktım.

"Bende sınıfa girecekken Cellat beni aradı. Şimdi Cellat ne alaka derseniz biz Cellatla önceden çok yakın iki arkadaştık ama bir sebepten dolayı arkadaşlığımızı bitirdik daha doğrusu bitirdim."

"Neden bitirdiniz?" Dedim merakla ben Ateş ile Cellat'ın önceden arkadaş olduğunu bilmiyordum. Şimdi duyarken Naliz ile buna şaşırmamız normaldi.

"Bunu konuşmak istemiyorum. Neyse Benden yardım istedi. Neden benden yardım istediğini sorduğumda Barlas ile aran iyi zaten buda Barlas'ın iliği için dedi. Önce kabul etmesem de Sonradan Ece ile Barlası gördüm sonra Barlas'ın Naliz'e bakışını.
Birbirlerine itiraf etmeseler de âşıklar. Yaşanmamışlık insanın içinde büyük bir pişmanlık olarak sonsuza dek yer ediyor. Ne Naliz'in ne de Barlas'ın bu acıyı yaşamalarını istemedim. Cellat'ın teklifini kabul ettim. Cellat'ın dediğine göre Barlas Naliz'i gerçekten kaybetme korkusunu hiç yaşamamıştı o korkuyu yaşamasını sağladık bizde."

Bölümün sonu...

Vote sınırı;52 yorum sınırı( 400)

Sınır geçmeden bölüm gelmeyecek!

Yine bir bölümün sonuna geldik inşallah beğenmişsinizdir. Yeni bölümde görüşmek üzere.

Diğer bölümde yaptığınız yorumlar ve verdiğiniz vote için çok teşekkür ederim.

Ama aynı perfonmansı bu bölümde de, bekliyorum arkadaşlar. Lütfen bu bölümde, bolca vote ve yorum yapın. Vote ve yorumlar ne kadar çok olursa benimde yazma hisim o kadar çok artıyor. Ondan bu bölümde de, bolca vote ve bol yorum bekliyorum.🥰

Ve hepinizi çok seviyorum balarım. Haftaya yeni bölümle görüşmek üzere, sağlık ve sevgiyle kalın.💕🥰

Continue Reading

You'll Also Like

İhtiras By milavens

Teen Fiction

1.2M 25.7K 21
Körkütük sarhoş bir kız. Bir bar ve yaşanmaması gereken bir gece. Adamın tek istediği, tenine yüz sürdüğü kadınla sevişmek. Asla daha fazlası değil l...
2.5M 80.2K 59
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
660K 29.7K 18
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
Eftalya By esmaa

Teen Fiction

443K 22K 24
Eftal: Hamileyim Dora. Eftal: Cidden hamileyim.