Adelya

By tabikipatch

2M 126K 28.8K

abi konulu kitapları okumayı sevdiğim için bende bir şansımı deneyeyim dedim More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
Karakter Tanıtımı
51
52
53
54
55 💜

22

34.7K 2.2K 250
By tabikipatch


Keyifli okumalar

Bütün erkekler karşı masada hararetli bir şekilde konuşuyordu.

Halam ile tedirgince masaya bakıyorduk. İkizim ve Hazar abim bizim yanımızda bekliyordu.

Ateş abinin yumruk atması ile bütün kafe ayağa kalktı. Masadakiler ve abimler çok büyük bir kavgaya tutuştular.

Korkuyla bizimkilere bakıyordum. Mirza abimin attığı yumruk ile içim acıdı. Çocuğun burnundan deli gibi kan akıyordu.

Ateş abi ise birinin ağzına doğru yumruk attı. O masada çok fazla kan vardı.

Resmen hepsinin içinden gizli bir psikopat çıkmıştı.

En son ikizim ile böyle bir durum ile kalmıştık. Yine aynısı olsun istemiyordum. Kimsenin başına bir şey gelmesin.

Aras abiye yumruk gelmesi ile gözüm doldu. Karşı tarafta güçsüz değildi. Acımasızca vuruyorlardı.

"Abi bir şey yap, bitsin kavga. Baksana onlara da zarar geliyor." diyerek Hazar abime döndüm.

"Bir şey olmaz onlara."

Halam sinirle Hazar abime döndü. "Niye onlar insan değil mi?"

Bu sefer ikizime döndüm. "Canımın içi, gel biz dışarı çıkalım. Abimlere bir şey olmaz."

Omuz silktim. Ama ikizim beni kolumdan tutup dışarı çekmeye başladı. "Uzay çıkmak istemiyorum." deyip elinden kurtulmaya çalıştım. Ama o beni umursamadan yürümeye devam etti.

Dışarı çıkınca camdan içeri bakmaya çalıştım. Ama ikizim önüme geçip bana sıkıca sarıldı. "Ağlama artık. Şimdi onlarda çıkacak."

Bende ikizime sarılıp bekledim. Halam ve Hazar abim de çıkmıştı.

"Dağ başı mı burası." dedi halam.

"Sanki bilmiyorsun abimleri. Herifler de artık ne dediyse iyice dellendiler."

"Sende niye beni çıkardın ki, bende iki stresimi atacaktım."

İkizimden ayrılmadan şaşkınca halama baktım.

"Sonra da abimler benim üzerimde stres atsın."

Hazar abim bana baktı. "İyi misin bücür?"

"Abimler çıkarsa daha iyi olacağım."

"Çok mu korktun güzelim, sana bir şey olmasına izin vermezler ki." dedi halam.

"Ben değil, onlara bir şey olacak diye korkuyorum. Görmediniz mi masayı?"

Halam yanıma gelip saçımı okşadı. "İleride alışırsın halacım, bunlar hep böyle. İlk başta bende çok korkardım. Bak ne oldu? Artık bende o masadakileri dövecek hale geldim."

Kaşlarımı kaldırıp ona baktım. Bende mi ileride milleti dövecektim?

Ablam olsa bu olaya çok çabuk adapte olurdu.

Kapıdaki hareketlilik ile oraya döndüm. Abimler çıkıyordu. Gözlerim mümkünmüş gibi daha da büyüdü.

İkizimden ayrılarak oraya yürüdüm. En önde Çağatay abim vardı. Hemen ona sarıldım. O da bana kollarını sardı. "İyi misiniz?"

"İyiyiz tabiki güzelim."

Ayrılıp geri kalanlara baktım. "Hiçte iyi görünmüyorsunuz."

"Turp gibiyiz." dedi Aras abi.

"Turp mu?"

Çoğu gülmüştü. "Evet, yani çok iyiyiz demek." dedi Çağatay abim.

"Çok saçma." diye mırıldandım.

"Ayrıca turp falan değilsiniz. Şu halinize bakın." diye devam ettim.

Herkes güldü. Aman çok komik.

"Daha kötü anılarımız da oldu." dedi Araf abi.

Cidden katil olabilirler mi?

"Bir de marifet gibi söylüyor." dedi halam.

"Sayende alıştık halacım." dedi Ateş abi.

Halam sahte bir kahkaha attı. "Sanki ben yokken hiç kavga etmiyorsunuz da bütün kavgalar benim yüzümden çıkıyor."

Kimse bir şey demedi. Halam haklı. Ben nasıl en ufak sebebe ağlıyorsam, onlar da en ufak olayda kavga çıkaracak gibilerdi.

"Bende yaralıyım bana da sarıl." dedi Efken abim.

Sen iste abicim. Yanına gidip kollarımı ona sardım. O da bana sarıldı.

"Fırsatçı." dedi Mirza abim.

"Bende istiyorum." dedi Aras abi.

"Lan abisi varken sana ne oluyor?" dedi Mirza abim.

Bu hallerine sırıttım. "Biz neyiyiz sanki?"

"Kuzenisiniz." dedi Çağatay abim.

"Yeter be." deyip kendine çekti Mirza abim. Geç bile kaldı.

Abime sıkıca sarıldım. "Tamam gidebiliriz artık."

"Lan daha bize sarılmadı." dedi Araf abi. Gülümsedim. Çok güzel bir aileye sahiptim. Daha bugün tanışmama rağmen onları çok sevmiştim.

"Yok size sarılma." deyip benimle beraber yürümeye başladı abim.

Ateş abi ile göz göze geldim. Çok masum bakıyordu. Gerçekten korkunç tipli insanlar en tatlı olanıydı.

Ateş abiye gülümsedim. O da karşılık verdi.

Mirza abimin kolunun altında yürüyordum. "Küçük kız hepinizi nasıl dize getirdi ama." deyip güldü halam.

Bende sırıttım. Ailemde ki herkes birbirinden tatlıydı.

"Kıskandın mı?" dedi Aras abi.

"Kendime yandaş buldum,niye kıskanayım ki?"

Annemin yan versiyonu gibiydi halam.

"Aman güzelim sen buna uyma." dedi Araf abi.

Halam Araf abinin koluna vurdu. "Sana ne."

Bu hallerine güldüm. "Yavrum artık şu kaçırılma olayını mı anlatsan."

Kafamı kaldırıp Mirza abime baktım. Unutmadınız mı ya?

"Neyi anlatayım ki abicim?" deyip masum masum baktım.

Onu abicim silahı ile vurdum. Umarım işe yarar.

Abimin yüzü yumuşadı. "Bu oyuna gelme Mirza." dedi Efken abim.

Ona dönüp kötü kötü baktım. "Sana abicim demedim diye kıskandın değil mi?"

Mirza abim kahkaha attı. "Kıskandı değil mi?"

Efken abim göz devirdi.

"Hadi anlat artık." dedi ikizim.

Omuz silktim. Halam döndüm. Anlamış gibi kafa salladı. "Size ne be kızdan, asıl siz kavgayı anlatınız."

Kafamı salladım.

"Sikik sikik konuştu." dedi Aras abi.

Çağatay abim kafasına vurdu. "Kızların yanında düzgün konuş."

Halam gözlerini devirdi. "Bir günde konuşarak anlaşsanız şaşarım."

"Sanki onlar laftan anlıyor da biz keyfi dövüyoruz." dedi Araf abi.

Bence öyle.

"Aynen öyle." dedi halam.

Bu sefer Araf abi göz devirdi.

Geri kalan yolu halamın laf dalaşları ile geçti. Sonradan anlattıklarına göre masadaki halama platonik biriymiş. Platonik olan halama içecek yollamaya karar verince yanındaki de bana göndermek istemiş. Sonrasını biliyorsunuz.

Sonunda eve vardığımızda hala abimin kolunun altındaydım.

Anneler, tüm abileri görünce kısa çaplı bir kriz geçirdiler. Sonra olayı anlatınca babalar devreye girdi ve anneleri sakinleştirdiler.

Beni halamın odasına göndermişlerdi. Çift kişilik yatağı olduğu için yan yana yatmıştık.

Şimdi ise kabus gördüğüm için kendime gelmeye çalışıyordum. Rüyamda eski annemi görmüştüm. Rüyayı hatırlamasam bile nefes nefese uyanmıştım.

Halam bana sırtını dönmüş bir şekilde uyuyordu. Kendime gelmek için oturup camdan dışarı baktım ama pek etkili olduğu söylenemez.

Su içsem belki kendime gelirdim. Halamı uyandırmadan sessizce odadan çıktım. Yavaş yavaş merdivenleri indim.

Bir yerlerden o kadın çıkacak gibi hissediyordum. Alıp beni eski hayatıma götürecek gibi.

Sakin ol Adelya. Artık o kadın yok.

Sonunda mutfağa ulaştığımda ışık düğmesini arıyordum. Nerede bu düğme ya?

Koluma dokunulan el çığlık atacaktım ama ağzıma kapanan ile çığlığım duyulmadı.

O kadın kafayı yemiş olmasın ve beni kaçırmaya gelmiş olabilir mi?

Ben onda o potansiyeli görüyorum.

İstemsiz gözlerim dolmuştu. Korkudan kapattığım gözlerimi açtım.

Benden uzun biriydi. Hırsıza mı yakalandım? Evdeki katil tiplere rağmen hırsız girmiş olabilir mi?

Sonunda gözüm karanlığa alıştığında karşımdaki Ateş abiydi.

Şaşkınca ona baktım. Elimi eline koyup çektim. "Ne yapıyorsun?"

"Bağıracaktın, sonra herkes bir şey oldu sanacaktı."

"Niye sessiz sessize yaklaşıyorsun sende?"

"Korkmaman içindi."

"Hiç korkmadım." dedim dalgaya alarak.

Elini arkama uzanarak ışığı açtı. Gözlerim kısıldı. Sonunda ışığa alıştığımda Ateş abiye baktım.

"Ağladın mı sen?"

Kafamı salladım. "Bir şey mi oldu?"

"Hayır, sadece kabus görmüştüm ve su içmek için aşağı iniyorken sende beni korkutunca gözlerim doldu."

Ellerini yüzüme uzattı ve gözlerimi sildi. Ardından yaklaşıp bana sarıldı. Artık daha iyi hissediyordum. Bende kollarımı ona sardım.

Bende uzaklaşıp sürahiden bir bardağa su doldurdu. Yanıma gelip bardağı uzattı. Bardakta ki suyu susuz kalmışçasına tek seferde bitirdim. Bitince bardağı elimden aldı ve yerine koydu.

"Hava almak ister misin?"

"Olur."

Beni kolunun altına alarak yürümeye başladı. Mutfaktan bahçeye açılan cam bir kapı vardı. Kapıyı açıp dışarı çıktık.

Yerdeki minderlere oturunca bende yanına oturdum. Kolunun altında olmama rağmen, biraz daha yanına çekti. Bende beline sarıldım. Mirza abime sarılıyormuş gibi hissediyordum.

"Ne gördün?"

Onu silktim. "Çok fazla hatırlamıyorum."

"Seni etkilemiş ama."

Kafamı kaldırıp ona baktım. "Bunu konuşmak istemiyorum."

O da bana baktı. "Sen nasıl istersen."

"Sen niye uyanıksın?"

"Uyku tutmadı."

Gözlerimi kısıp ona baktım. Bir şey saklıyor gibiydi. Tek kaşımı kaldırdım.

"Sen rüyanı anlat, bende neden uyumadığımı."

"Önce sen." dedim.

Bu sefer o tek kaşını kaldırdı. "Ya anlatmazsan."

"Ben yalan söylemem ki."

Cümlem ile gülümsedi. "Seni bizim kardeşimiz yapmak için ne yapmam gerekiyor?"

Kıkırdadım. "Abimler olduğu sürece bu imkansız."

"Onlarla baş edebilirim."

Gülüp kafamı tekrar göğsüne yasladım. "Hadi başla bakalım küçüğüm."

Umarım uyumama sebebi mantıki bir durumdur.

"Eski ailemde ki annemi gördüm. Rüyamı çok hatırlamıyorum ama nefes nefese uyandım. Şey, eski annemle pek anlaşamıyorum."

"Neden peki, kötü mü davranıyordu sana?"

Neden her şeyi Ateş abiye anlatmak istiyordum?

"Sevgisini belli etmezdi."

Çünkü sevmiyor.

"Artık sen bana neden uyumadığını anlatsan?"

"Bu konuyu daha sonra konuşacağız."

"Niye merak ediyorsun ki?"

Kafamı kaldırıp tekrar ona baktım. Eve doğru bakıyordu. "Annem bir kız çocuğuna hamileydi ama doğum sırasında düşük yaptı. Kız abisi olacağım için çok heyecanlıydım oysaki. Doktor, annemin bir daha hamile kalamayacağını söyledi bir de. Bugün seni görünce, eğer kardeşim ölmeseydi nasıl olacağını düşündüm. Abinlerinle ilişkini görünce kıskanmadan edemedim. Bunları düşünürken uykum kaçtı."

Bunu beklemiyordum. Keşke saçma sapan bir sebepten uykusu kaçmış olsaydı.

Gözlerim tekrar dolmuştu. Kafamı tekrar göğsüne yasladım. Ve kollarımı sıktım.

Bu yaşadığı çok zor bir durumdu. Abimlerden birinin başına böyle bir şey gelme düşüncesi, tüylerimi diken diken ediyordu. Bunu çok küçük bir yaşta yaşamıştı birde.

"Ağlaman için söylemedim." deyip beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştı ama izin vermedim.

"Ağlamıyorum ki."

Cümlemin sonunda burnumu çekmeseydim daha inandırıcı olabilirdi.

Güldü. Tekrar beni çekince, buna izin verdim. Bana gülümseyerek bakıyordu.

"Bu olanlar için üzgünüm."

Elini kaldırıp önce saçlarımı itti, ardından gözlerimi sildi. Onunda gözünden bir yaş düşünce gözlerim kocaman oldu. Ağlıyordu.

Kollarımı boynuna sardım. O da bana sarıldı. "Bir gün seninle mezarına gelebilirim ve senin ne kadar korkunç gözüktüğünü anlatırım ama aslında ne kadar tatlı biri olduğundan bahsederim."

Gülme sesi gelince rahatladım. "Eğer bunları anlatacaksan seni götürmem."

"Niye öyle dedin ki, biri abimi böyle anlatsa mutlu olurdum."

Tekrar gülünce geri çekildim. Artık ağlamıyordu.

"Teşekkür ederim."

"Bir şey yapmadım ki."

Gülümseyip anlımı öptü. "İyiki ailemize katıldın."

İyiki.

*



Bir abi kurgusu daha yazdım bakarsanız çok mutlu oluruum umarım beğenirsiniz 🧡

*

Bölüm nasıldıı

Görmek isteğiniz bölümleri yazmayı unutmayın

Umarım bölümü sevmişsinizdir

Sizi çok çok seviyorum

💜




Continue Reading

You'll Also Like

1.6M 27.8K 33
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
1.7M 99.9K 61
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
325K 28.2K 17
Sertçe yutkundum ve kısık çıkan sesimle "Çok acıyor mu?" diye sordum. "Evet ama senin ölmüş olman daha çok acıtıyordu." dedi. Gözlerimin dolmasına en...
95.4K 2.8K 32
Trabzonda geçen bir mahalle kurgusu Sevgi Aktepe ve Asaf Kanıt 28.04.2024 #gençkızedebiyatı 🥇 "Dertlerim çok benim." Dedi kaçamak bakışlarıyla. "Bi...