Tuhaf Bir Hikaye: Astoria Gre...

By PonineMockingjay

3.9K 169 109

Astoria Greengrass ya da daha çok bilinen ismiyle Astoria Malfoy. Gerçekten tuhaf bir yaşam onunkisi. Herke... More

Okumadan Geçmeyin Olur mu?
Bölüm 1: Sıradanlar**
Cast: Greengrass Ailesi
Bölüm 2: Mektup**
Bölüm 3: Diagon Yolu*
Bölüm 4: Soğuk Selamlar *
Bölüm 5: Birinci Yıl*
Bölüm 6: İkinci Yıl*
Bölüm 7: Şölen
Bölüm 8: Turnuva
Bölüm 9: Balo
Bölüm 10: Hortlak
Bölüm 11: Kim Bu Moody?
Bölüm 13: Biz Üç Casustuk
Bölüm 14: Kayıplar
Bölüm 15: Kayıtsız
Bölüm 16: Direniş
Bölüm 17: Tanıma
Bölüm 18: Sessiz Bir Hogwarts
Bölüm 19: Hediye
Bölüm 20: Noel
Bölüm 21: Tanışma
Bölüm 22: Her Şey Başlarken
Bölüm 23: Kaçaklar
Bölüm 24: Günlük
Bölüm 25: 4 Numara
Bölüm 26: Malikane
Bölüm 27: Ölümün Kendisi
Bölüm 28: Yeniden Hogwarts'ta
Bölüm 29: Sonun Başlangıcı
Bölüm 30: Ölüme Mahkum
Bölüm 31: Gelecek
Bölüm 32: Her Şey Normale Dönerken
Bölüm 33: Muggle
Bölüm 34: Malfoyluk
Bölüm 35: Bebek
Bölüm 36: Scorpius
Bölüm 37: Sırdaş
Bölüm 38: Veda
Bölüm 39: Karmakarışık
Bölüm 40: Sıradanlar

Bölüm 12: Cinayet

70 5 2
By PonineMockingjay

***

"Avada kedavra!"

Yasak orman yeşil bir ışıkla aydınlandı ve Astoria'nın soluğu kesildi...

Mr Crouch artık mırıldanmıyordu, asla da mırıldanamayacaktı.

***


Astoria soluk soluğa koşarak yatakhaneye girdi. Yatağına girip perdelerini kapatmış ve yorganı kafasına kadar çekmişken ve asasını hala sımsıkı kavrıyorken bu gece hiç dışarı çıkmamış olmayı diliyordu. Moody ile ilgili bir sorun olduğu artık kesindi, bir katildi o! Katil! Ölüm lanetini gözünü kırpmadan kullanabilen bir katil! Bir seherbaz asla böyle davranmazdı, Moody'nin Dumbledore'u beklemesi gerekirdi. Yani her şey bir yana Crouch kötü bir adam değildi ki... Bu olanları anlayamıyordu.

Moody'nin sırf Potter'a arkadan saldırdı diye Malfoy'yu beyaz gelinciğe çevirdiği olayı hatırladı ("insanlara sırtı dönükken saldıranlardan hoşlanmam!"), bugün Krum'a arkadan saldırıp sersemletmişti... Peki ya şimdi? Şimdi ne olacaktı? Birine anlatmalı mıydı? Eğer anlatırsa ne kadar güvende olurdu? Crouch'ı bakanlık dolusu adam koruyamamıştı. Daphne'ye anlatsa? Hayır Moody'nin zihinefendde usta olması çok büyük bir ihtimaldi. Bu Daphne'yi tehlikeye atmak olurdu. Kendisi zihinleri görebildiği için zihnini kapatma özelliği de vardı (bu tıpkı yılan zehrinin panzehirinin yılanda olması gibi bir şeydi) ama birine anlattığı zaman o kişi ve kendisi güvende olamazdı. Moody Crouch'ı gözlerinin önünde bir kemiğe dönüştürüp toprağa gömmüştü (düşündükçe kusası geliyordu), bunu kendisine de yapabilirdi. Hem söylese bile söylediklerine inanırlar mıydı? Dumbledore inanır mıydı?

Hem ne diyecekti ki? Mesela, "Profesör Moody'de -ki biliyorsunuz, kendisi varlığını karanlık büyücüleri yok etmeye adamış bir seherbazdır- karanlık olan bir şeyler var profesör, geçen gün gece yasak ormandayken Krum'ı sersemletti ve Mr. Crouch'ı öldürdü.. -orada ne işin vardı? -ah sadece.."

Böyle bir iddiayı Potter ileri sürmüş bile olsa Dumbledore ona inanmazdı. Moody onun en eski arkadaşlarındandı. Üstüne üstlük Astoria bir Slytherin'di. Slytherin genel olarak karanlık büyücülerin binası olarak bilinirdi -berbat bir önyargı ona sorarsanız- kendisinin ona iftira attığı düşünülürdü. zaten Moody pek çok kişinin, özellikle karanlık sanatlara ilgi gösterenlerin, düşmanlığını kazanmış biriydi. Astoria aksini ispata çalışırken kan durumunu ortaya çıkarabilirdi, bu hoş bir durum olmasa da sorunların en büyüğü değildi... Kendisi ve ailesinin can güvenliği söz konusuydu.

Peki ya Moody gerçekten hortlaksa? Ya gerçekten tuhaf çocukları bulmaya çalışıyorsa? Bu korkunç olurdu! Onun bir katil olmasına bile kimseyi inandıramayacakken hortlaklar ve tuhaflarla ilgili bir sürü teori ortaya atıp kendini laklak Lovegood'un durumuna düşürecek ve üstüne üstlük zar zor gizlenen ailesini hem Muggle düşmanlarına hem de hortlaklara mı açacaktı?

Astoria bir kanıt elde edinceye kadar çenesini tutmaya karar verdi...

***

Üçüncü ve son görev... Bagman'in düdüğüyle Potter ve Diggory labirente daldılar. Sonraki düdükle Krum ve en son düdükle Delacour...

Heyecanlı bir bekleyiş başladı... Astoria'nın içinde bambaşka bir his daha vardı... Mr Crouch'ın öldürüldüğü günkü gibi bir his. Bu his onu korkutuyordu. Ama belki de bu değişik hissin tek nedeni şampiyonlar tehlikeye çok yakın olduğundandı. Diğer öğrencilere baktı. Slytherin'lerin çoğu DANDİK POTTER yazan rozetler takmıştı, Daphne dahil. Astoria Slytherinlerin arasında göze batan sarı bir kafadan gözlerini inatla ayırdı. Artık Malfoy konusunda o kadar takıntılı olmadığını sanıyordu. Kafası zaten yeterince meşguldü.

Ama parçalar... Bir türlü yerine oturmuyordu. Geceleri uzun diller, beyaz gözler ve bizzat Moody ile ilgili korkunç rüyalar görüyor ve uyandığında saçlarının terden sırılsıklam olduğunu bir yandan da soğuktan tir tir titriyor olduğunu fark ediyordu. Tekrar uyuyabilmek için birkaç defa sakinleştirici iksir almak zorunda kalmıştı. Hatta Moody'nin cinayetine şahit olduktan sonraki bir hafta boyunca elinde asasıyla uyumuş fakat birkaç defa kabuslardan ötürü yatak perdelerini yanlışlıkla ateşe verince mecburen bu alışkanlıktan vazgeçmişti.

Son seferinde yatak direklerini saran mavi-yeşil, temas ettiği her şeyi dondurabilecek soğuk alevlere kocaman açılmış gözlerle bakakalan Samantha Astoria gibi bir ikinci sınıf öğrencisinin uykusunda bile böyle güçlü bir büyüyü becerebilmesi karşısında hayrete düşmüştü. Neyse ki sır tutabilen biriydi ve başka kimse de yatağını ateşe verdiğini görmemişti. Astoria bu sefer de asasını yakınlarında bir yerde tutmaya, yastığının altında da bir çakıyla uyumaya başlamıştı -neyse ki kılıfı vardı- asası da kolayca uzanabileceği bir yerdeydi. İyice paranoyak olmuştu. Bu ona göre bir davranış olmasa da, on üç yaşındaki bir kızdan bir cinayeti nasıl sakin karşılamasını bekleyebiliriz ki? Hele de bunları kimseye anlatamamak onu iyice boğuyordu. Tatilde annesi ile görüşmeyi iple çekiyordu, o kendisini rahatlatmanın yolunu bulurdu ne de olsa.

Herkeste heyecanlı bir bekleyiş vardı. Astoria herkesin yüzüne teker teker baktı, biri hariç tabi.

Profesör McGonagall ciddi görünümünü korumak için her zamankinden çok çaba sarfediyordu, Profesör Snape endişeliydi, sevdiği kadının gözlerini taşıyan çocuk için endişeleniyordu, Hagrid çocuklar gibi heyecanlıydı, Cho Chang umutla bekliyordu, Cedric labirenti tamamladığında ona gülümseyecekti, büyük ihtimalle birinci olacaktı, ve onu kollarına alacaktı... Astoria Potter'ın en yakın arkadaşlarına, Granger'a ve Weasley'e baktı, ikisi de tek bir komutla labirente dalıverecek gibiydiler. Ablası Daphne ise bütün kaygılardan uzak eğlencesine bakıyordu. Amos Diggory oğlu döndüğünde yaşayacağı gururu hayal ediyordu, Dumbledore'un mavi gözleri dingindi, her zamanki gibi bu gözler onu biraz olsun sakinleştirdi. Dumbledore her zaman düşüncelerini rahat tutabilen biriydi, gerçekten de kafasının içinde her şey genelde düzenli olurdu. Tıpkı büyük, mavi koltuklu rahat bir salona benziyordu Dumbledore'un zihni. Önemli şeyler var mıydı bu gözlerde? Kesinlikle her şey vardı, ama sırasıyla. Neredeyse bir fihrist gibi. Sonra... Bir dakika... Profesör Moody neredeydi? Orada olması gerekmiyor muydu?

Astoria, Crouch'ın öldüğü geceden sonra kütüphanede ve bazı zihinlerde büyük çaplı bir araştırma yapmıştı. insanları kontrol edebilecek veya onların görünümlerini değiştirebilecek büyüler üzerine, Profesör Moody'nin geçmişi ve Bartemius Crouch ile olan ilişkisi üzerine ve Hogwarts'ta varolan tuhaflar üzerine.

Tuhaflar ile ilgili kayda değer pek bir şey bulamamıştı, kayıtlarda rastladığı tuhaflar genelde geçmiş yıllarda burada okumuş öğrencilerdi, ama eski mahkeme kayıtlarında Bartemius Crouch'ın oğlunun ölüm yiyen olduğu ile ilgili bir şeye rastlamıştı. Astoria cinayetten sonra zaten, jürilerin toplandığı günlerde Crouch'ın zihnine bakmadığı için kendini suçlayıp durmuştu, bu bilginin de onu rahatlatma konusunda hiçbir yararı dokunmadı. Crouch'ın kafasının tamamen o sıkıcı bakanlık işleri ile dolu olduğunu düşünmüştü. Ne kadar da yanılmıştı!

Ama Astoria'nın asıl üzerinde durduğu şey, insanların görünümünü değiştirebilecek büyüler arasında, çok özlü iksir, biçim değiştirme büyüleri ve imperius lanetleriydi.

Biçim değiştirme olduğunu sanmıyordu, Daphne bu işin ustasıydı ve hayvana dönüşmediği sürece onun zihnini hep görebilmişti. Aklına Profesör Moody'nin imperius lanetine uğramış olabileceği ihtimali geliyordu, ama bir yandan da dünyada ona bunu yapabilecek kadar güçlü bir büyücü olduğunu sanmıyordu. Sonuçta Moody'nin en güçlü seherbazlardan biri olduğunu da öğrenmişti.

Ama Crouch'ın davranışları imperius lanetine direnen bir insanın davranışlarına uyuyordu. O zaman onu birileri kontrol etmeye çalışıyor demekti. Astoria neden onun bakışlarını okuyamadığını anlıyor gibiydi. Kafasındaki düşüncelerin üzerini kalın bir büyü tabakası örtmüştü, düşünceleri ve gözleri kendine ait değildi. Kafası bomboştu. Bu yüzden de görüşü bulanıklaşmış olmalıydı.

Crouch'ı öldüren Moody olduğuna göre onu kontrol eden de Moody olmalıydı. Moody onu imperius lanetiyle mi kontrol ediyordu? Kontrolünden çıkmaya başlayınca öldürmüş müydü? O zaman Moody'nin sorunu neydi? Gerçekten şüphelendiği gibi bir hortlak mıydı? Crouch sayesinde bakanlık kayıtlarına sızmayı ve tuhafları tespit etmeyi mi istemişti? Yoksa sadece karanlık bir büyücü müydü? Ya da Crouch aslında oğlu gibi karanlık tarafta mıydı?

Moody'nin derdi neydi?

İşte cevaplanamayan en büyük soru buydu.

Moody labirentin kenarında tekrar belirdi, cebinden ufak bir matara çıkarıp içindekinden içti. İçtiği şey tatsız bir şey olacaktı ki biçimsiz yüzü daha da buruştu. Ne içiyordu acaba? "Bir insan matarasında neden tatsız bir şey taşır ki, eğer hasta değilse ve bir iksire ihtiyacı yoksa... Bir dakika, acaba bir iksir kullanıyor olabilir mi? İnsanların günlük olarak kullandığı ve acımtırak iksirler hangileriydi? Moody hasta değil, taze bir yarası olduğunu da sanmıyorum..." düşünürken çevresine bakındı, gözleri, bakışlarını labirentten ayırmayan profesör Snape'e takıldı. Geçenlerde Potter'ı Galsamotu ve Kanguru derisi için odasını karıştırmakla suçlamıştı, şey için... "Çok özlü iksir!" Biçim değiştirme konusunda animagusluktan sonra en etkili olan şey! Astoria'nın gözleri dehşetle açıldı. O zaman Profesör Moody Profesör Moody değildi!

O arada zihninin köşesinde daha önce gayet önemsiz görünmüş bir ayrıntı yakaladı. Potter çapulcular haritasından Profesör Snape'in odasında Mr Crouch'ı görmüştü. Bartemius Crouch... Bartemius Crouch öldü... O olamaz. Ama Astoria bir Bartemis Crouch daha hatırladı, küçük Bartemius Crouch, ölüm yiyen Bartemius Crouch... Mr Crouch'ın hatası oğluydu demek! neden daha önce düşünememişti? Bir oğulun babasını öldürebileceğini düşünmüyordu ki! Eğer bu adam Bartemius Crouch ise... Bartemius Crouch ölüm yiyen ise...

"Ah hayır!" Astoria dehşetle fısıldadı. Bu hortlak kadar kötü bir şeydi.

Potter ve Diggory çimenlerin üzerinde belirdi. İkisi de harap olmuş görünüyordu, üstleri dağılmıştı, Potter'ın kolu ve bacağı kanıyordu. Elinde sıkıca üç büyü kupasını ve diğer elinde Diggory'i tutuyordu. Dumbledore, Fudge ve Moody Potter'ın yanına gittiler. Bir şeyler yanlış gitmiş olmalıydı, Astoria endişeyle ayağa kalktı. Potter neden Diggory'i bırakmamakta ısrar ediyordu? Geç kalmış olmalıydı değil mi? Ama Diggorry ile ne alakası olabilirdi? Hayır, hayır...

Yavaş yavaş yayılan bir fısıltı çığlıklara dönüştü, düşünmekten kaçındığı bir şeye...

"O ölmüş! Cedric Diggory! Ölmüş!"

Continue Reading

You'll Also Like

9K 448 16
biliyorum Apollon'un Görevleri çıktı ama olsun yine de yazayım dedim ilk kitabım onun için yorumlara kötü şeyler yazmayalım lütfen ;D ;D ;D
1.9K 192 8
Sherlock Holmes & Harry Potter evreni kurgusu...
208K 21.7K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
35K 2K 55
Benim adım Sherlock Holmes. Başkalarının bilmediği şeyi bilmek benim işim. -Mavi Yakut Başlangıç: 29 Haziran 2016 Bitiş: 24 ekim 2016