Görmüyorsun Hiç | Gay [Tamaml...

By tenuzo

817K 52.2K 24.4K

En yakın arkadaşım düşmanıma dönüşürken bana sadece izlemek kalmıştı. 1 #gay 1 #boyxboy 1 #loveislove 1 #eşci... More

giriş
ihanetin daha keskin o güzel gözünden
ölüm kokar hatıralarım
dağ gibi kaç benden
böyle gitme ağlarım
hüngür hüngür ağladım senin alacağın olsun
ah be, hiç haberin yok
erkekler ağlamaz diyen seni tanımamış
kırılır kanadım, dönemem geriye
bu sapa yere beni attılar
yine de kalkar severdim
burda alevlerin içindeyiz yok mu yangın gören
bundan geceleri uyuyamam
küçücüğüm, her şeyim
ıslattığın dudaklar, bayadır aklıma takıldı
birbirimizden büyük sevdikçe küçüldük
bak burdayım deyip de saramam
ben yangına vurgun suyum, aman kuzum
huzur sende, ben neredeyim?
bizi bu yanılgılar, yanlışlar, arsız korkular bitirdi
silahım yok, sigaram var
ciğerimi deliveren aşkı görün
seni bir şarkıya sığdıramam
kalbinde birileri var
aşkın kanunu yok ama cezası ağırdır
Ankara İzmir'e Vurgun
bana neden gülmedin
son defa aklımdasın
kurumuş çiçekleri sulayan biri var
aşığın olamaz tenim
yağmurlar yağsa da o zaten sırılsıklam
gökyüzünde ne çok yıldız var
aşkmış adı, nereden bileyim?
bir saman sarısı bir duman karası
ay bile böyle tutulmaz
gönlümün nazlı meleği
yarınımız yok belki, bugünse benimsin
bak göğsümde izin var
mutlu sonsuz olsun

senin Allah'ın yok mu?

16.8K 1.1K 948
By tenuzo

Sezen Aksu- Zalim

O seni seviyor.

Eren'in sesi kafamda yankılanınca elimdeki kalemi yere fırlattım.

"Sus, sus!"

Hatırlamak istemiyordum, hiç yaşanmamış gibi davranmaya çalışıyordum ancak o geceden beri Cihan'ın dolu gözleri aklımdan çıkmıyordu.

Nasıl olabilirdi böyle bir şey?
Her şeye imkan verebilirdim, en mantıksız açıklama bile kabulümdü ancak beni sevmesi de ne demekti? Biz arkadaştık yahu, en yakın arkadaştık. Bana nasıl o gözle bakabilmişti, haydi onu geçtim hiç mi utanması yoktu. Erkektik ulan, erkek!

Kabul edemezdim böyle bir şeyi.
İnsanların düşündüğü gibi biri olmayacaktım ben, bana 'ibne" dedikleri her anı yedirecektim onlara. Güzel bir karım olacaktı, çocuklarım olacaktı ve başta babam olmak üzere herkese yanıldıklarını kanıtlayacaktım.

Bunca zaman ben bunlarla mücadele ederken o utanmadan beni sevme cürretinde bulunmuştu bir de. Hiç mi kız kalmamıştı, elini sallasa ellisiydi, amacı neydi bunun?

O kadar öfkeliydim ki ona, Eren'in yaptıklarına sinirlenmeye vakit bile bulamamıştım.

Baktığınız zaman asıl suçlu olan Eren'di ancak Cihan'a karşı dinmez bir hırsla doluydum ve bu sınavlarıma çalışmayı bile engelliyordu.

Böyle olmazdı.

Vazgeçmesi lazımdı.

Yaptığı salaklıktan başka bir şey değildi. Zaten batırdığı hayatımı iyice karartacaktı ve buna izin verecek değildim.

Telefonumu elime aldım ve dün engellediğim numaraya mesaj attım.

Siz: Bana bak
Siz: Vazgeçeceksin
Siz: Bu iğrenç bir şey
Siz: Ben bir erkeğim
Siz: Senin gibi değilim
Siz: Eren gibi de değilim
Siz: Zaten seni seviyormuş, git onu sev
Siz: Bundan sonra da gözün gözüme değmesin
Siz: Midemi bulandırıyorsun

Sinirden ellerim titreyerek yazdığım mesajlar kısa sürede mavi tik oldu, ancak cevap gelmedi.

Siz: Cevap ver

Cihan: Ne diyeyim Furkan

Siz: Adımı ağzına alma
Siz: Vazgeçeceğini söyle

Cihan: Tamam

Siz: Ulan sen ciddisin ya
Siz: Amına koyayım cidden beni seviyorsun yani
Siz: Çıldırıcam amk
Siz: Arkadaştık lan biz arkadaş nasıl o gözle bakarsın bana
Siz: İğrençsin amk

Sinirden ağlamamak için zor tutuyordum kendimi. Nasıl söylerdi bunu bana? Yaşadıklarımı bilmiyor muydu, hiç mi düşünmüyordu...

Telefonu arkamdaki yatağa doğru fırlattım.

İki gündür düşünmekten delirecek kıvama gelmiştim. Her şey çok mantıksız geliyordu.

Ne zaman başlamıştı bu, benim güvenerek baktığım tek insan ne zamandır ihanet ediyordu bana? Kucağında bana edilen hakaretlere ağladığım çocuk en başından beri onlar gibi görüyordu beni demek.

Sandalyemden kalkıp aynanın karşısına geçtim.

Saçlarımı çekiştirdim. Düzeltecektim bunları.
Spor yapacaktım, kilo da alacaktım. Sonra belki sevgili bulurdum bir de. Belli mi olur, ilk sevgilimle evlenirdim.

Bir hayalim vardı uzun zamandır, evleneceğim kişi kesinleştiği zaman babamın yanına gidecektim sevgilimle. 'Bak baba, düşündüğün gibi değilim. Ben de diğerleri gibiyim.' diyecektim. Sonra anlayacaktı o da, sarılacaktı bana. Gurur duyacaktı benimle, belki sevmeye bile başlayacaktı.

Babamı istiyordum, sadece bir kere bana gülümsemesini, beni takdir etmesini istiyordum. 'Oğlum' desin istiyordum, karı kılıklı değil.

Tüm bunlar bana bağlıydı.
Ben düzelince, her şey düzelecekti.

Bu uğurda önümdeki her engeli kaldıracaktım, gerekirse en yakın arkadaşımı bile silecektim. 

Masamda duran makası elime aldım.
Çok titriyordu ellerim, yapacağım şeyden çok korkuyordum.

Küçükken annem birkaç tel kesince bile hüngür hüngür ağlardım. Saçlarım en sevdiğim yerdi.

Ama bana zarar veriyorlardı işte.

Önce omzumdan bir tutam kestim.
Yere düşen bukleye, gözümden akan bir damla eşlik etti.

Aynaya bakamıyordum.
Bakarsam devam edemezdim çünkü.
Bir tutam, bir yaş.  Bir tutam, bir yaş...

Kafamı kaldırıp baktığımda, ellerimin ağzımı korkuyla kapatmasını önleyemedim.

Omzumdaki sarı saçlarım kulaklarımdaydı artık, üstelik bakmadan kestiğim için çok da özensiz duruyorlardı.

Ağladım.
Annem keserken ağladığımdan bile daha çok ağladım.

Ama bu olmak zorundaydı, bir şeyler feda etmem gerekiyordu ki değişebileyim.   

Her şey iyi olacaktı. Geçecekti.

Yere eğilip, oradaki saçlarıma dokundum. Kabul görmek, normal biri sayılmak için sevdiğim her şeyden vazgeçmek zorunda mı kalacaktım? Diğerleri gibi hep koyu renkler mi giyinecektim şimdi?

Ağlayarak biraz daha okşadım parkeye dökülmüş saçlarımı.

Beni bölen şey, yatağımdaki telefonun titremesiydi. Oraya gidip baktığımda arayanın Baran olduğunu gördüm.

"Alo, Furkan?" Diye konuştu telaşlı sesi.

"Efendim Baran?"

"Kanka sen direkt hastaneye mi geçeceksin? Evdeysen gelip alayım seni."

Yerimde dikleştim.
"Ne hastanesi Baran, ne diyorsun?"

"Oğlum Murat amca yoğun bakıma kaldırılmış dün gece, haberin yok mu?"

Korkuyla ağzımı kapattım.
"Hayır, hayır kimse bir şey demedi bana. Baran nasılmış durumu?" Diye sordum.

"Ben de şimdi öğrendim oğlum, Koray abi Eren'e söylemiş, o da bana söyledi. Hazırlan beş dakikaya oradayım beraber geçeriz."

Telefonu kapatıp hızla üzerime bir şeyler geçirdim ancak o an bunu yaptığımın farkına bile değildim. Uyuşmuş gibiydim.

Ne demek Murat amca yoğun bakımdaydı? Daha iki gün önce görmüştüm onu, iyi görünüyordu...

Elimle kafama vurdum.
Sokayım ya, babası o haldeyken Cihan'a neler demiştim bir de.

"Enes! Ben çıkıyorum!" Diye bağırdım dış kapıya doğru yönelirken.

Televizyon karşısındaki bedeni dikleşti.
"Nereye lan, ne bu acele?"

Kapıya uzanan elimi durdurdum.
"Cihan'ın babası... Yoğun bakıma kaldırılmış."

"Ne? Bekle, ben de geliyorum."

Yerinden kalktı ve ikimiz de kapıdan çıkıp hızla merdivenlerden inmeye başladık.

Baran gelip bizi aldığında, yol boyu sadece ağlayıp dua ettim.

~

"Furkan ağlama oğlum, bir şey olmayacak Allah'ın izniyle." Hastane koridorunda ilerlerken Baran omzumu patpatladı.

Söylemesi kolaydı tabii, kafamdaki düşünceleri susturmak zor olanıydı.
Zaten annelerini daha beş yıl önce kaybetmişlerdi, babaları da gidince ne yaparlardı? Cihan babasına hep çok bağlı olmuştu, onsuz nasıl dururdu?

Bunu düşünmemle tekrar göz yaşlarına boğuldum.

Enes koluma girip bir köşeden dönmemi sağladı.

"Geldik." Dedi bizim önümüzden giden Baran.

Kafamı kaldırıp ileriye baktığımda, birbirlerine sarılıp ağlayan iki kardeş gördüm.
Cihan kafasını abisinin omzuna yaslamış, göz yaşlarını döküyordu. Tolga da sessiz sessiz ağlarken gözlerini yoğun bakım kapısından ayırmıyordu.

Bu görüntüyle iyice kötü olmuştum.
Allah'ım ne olur bir şey olmasındı Murat amcaya.

Enes ve ben olduğumuz yerde, geride kalırken Baran Tolga abinin yanına gidip sarıldı ona.

Başını abisinin omzundan kaldırmak zorunda kalan Cihan'ın bakışları beni buldu, fakat hemen çekti onları üzerimden.

Gözlerin gözlerime değmesin, demiştim ona.

"Şşh ağlama artık, hadi gidelim biz de." Dedi Enes kolumu tutup çekerken.

Utanıyordum gitmeye.
Nasıl yüzüne bakacaktım şimdi onun?

İçimden bir ses git ve sarıl diyordu, öfkeni bir kenara bırak. O senin her zamanki arkadaşın. Fakat bir diğer ses vardı ki o, eğer şimdi gidersem ona umut vereceğimi söylüyordu.

Ne yapacağımı bilemez halde, Tolga abiye sarılan Enes'i izledim. Cihan kafasını hiç kaldırmıyordu yerden. Dirseklerini dizlerind dayamış, ellerini saçlarına daldırmıştı.

"Abi." Deyip Tolga abiye sarıldım ben de. Onun göğsünde ağlamaya devam ederken sordum, "abi nasılmış durumu?"

Dudağı titredi ama her zamanki güçlü Tolga abimdi o benim, konuşmaya zorladı kendini.
"İş yerinde kalbi durmuş yavrum, geceden beri haber bekliyoruz."

Sesi öyle çatallı çıkmıştı ki ne yapacağımı şaşırdım. O her zaman en dayanıklımız olmuştu, ama şimdi o kadar savunmasız görünüyordu ki... Son günlerde yaşadığı şeyler hiç kolay değildi, iyi bile dayanıyor diye düşündüm.

"Ben kafeteryadayım Tolga." Cihan hiç yüzüme bakmadan olduğu yerden kalkıp ayaklandı. 

Ben burada olduğum için gidiyordu, biliyordum.

"Koray da oradaydı, onun yanına git." Diye seslendi arkasından abisi.

Cihan bulunduğumuz yerden iyice uzaklaşırken, Enes Baran ve Tolga abiyle konuşmaya dalmıştı. Bense onun sırtını izlemeye dalmıştım.

O an içimdeki iki sesi de susturdum.
Sadece gerçek Furkan'ı dinledim, arkasından koştum.

"Cihan!"

Duran bedenine yetiştim kısa sürede.

Neredeyse beyaz yerleri kalmamış kırmızı gözleri hala bana bakmamakta ısrarcıydı. Ağlamak istedim. Keşke bu kadar ağır konuşmasaydım.

"Cihan bana bak."

Kafasını kaldırdı. Gözlerime baktı.
Öyle yorgun görünüyordu ki inanamadım. İki günde çökmüştü resmen.

Bu haline dayanamazdım.
Tüm öfkemi, tüm benliğimi kenara bıraktım ve hızla yanına adımlayıp sarıldım ona.

Bunu bekliyormuş gibi boynuma doğru bir nefes verdi ve sardı kollarını. Ben onun omzunu, o benimkini göz yaşlarıyla ıslatıyorduk.

Bu kez yaralarını saran bendim.

Dün yorumlarınız çok mutlu etti beni, hemen bir bölüm yazdım ben de.

Tolga'nın kitabını bu kitaptan daha çok merak ediyorsunuz sanırım :( Ama durum bende de aynı, çok heyecanlıyım o çift için.

Karsu ve Emir Can aynı gün yeni şarkı yayınladı gördünüz mü? Gün bizim günümüzdür!! En sevdiğim şarkıcıların böyle bir şey yapması aşırı mutlu etti beni. İki şarkı da mükemmel olmuş bir süre sadece onları dinlerim sanırım.

Yüzyüzeyken Konuşuruz da yayınlamış, onu da sevdim ama Kaan Boşnak'ı sevemiyorum maalesef... Lütfen linçlemeyin ama adamda gitar çalıp birkaç söz karalayıp kızları düşürmeye çalışan tip yok mu ya?

Continue Reading

You'll Also Like

616K 43.1K 51
Sarp, çirkin olduğu yetmiyormuş gibi birde ibneydi. Bir gün çok sevdiği tiyatro kulübünde, sahne arkasında çalışmaktan uyuyakaldığında, kendisi hakkı...
1.9M 82.8K 66
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
17.1K 342 7
Ayliz arkadaşı özge diye yanlışlıkla asker Birine fotosunu atar ve sonra olanlar olur
176K 11.4K 36
*solcu- ülkücü "Sen cumhuriyet çocuğusun da biz orospu çocuğu muyuz?"