En Büyük Hayalimdin Sen -Tama...

By rasgar

388K 20.8K 795

Herkesin bir hayali olduğu gibi onun da bir hayali vardı. Aşık olduğu ünlüyle tanışmak... Ve kader onları tan... More

1.Karşılaşma
2.'Bir Dakika'
3. Kurallar
4.Tozlu Raflardan İnen Geçmiş
5.üzgün(!)
6. Şaşkın
7. Büyükanne
8.Blöf
9. Sonradan Akla Gelir Hep
10. Elbise
11. Misafir
12. Tek Yalan
13.Uzak
14.İlham
15. Hoş geldin Minik
16.Bakıcı
17. Gidemezsin
18.Nefret
19. İlk Aşk
20. Tişört
22. İyi yolculuklar sevgili
23. Senin İçin
24. Özlem
25. Bir Süre
26. Uzun Zaman Sonra
27.Şaşkın Ördek
28. Kurallar
29. Senden Uzak
30.Veda-Aşk Gezisi
31. Neden?
32. Test
33.İstemiyorsun
34. Sen Yoksun
35. Deneyelim mi?
36.Toprak
37.Final

21.Kalbin Kapıları

8.5K 498 15
By rasgar

Foto:Hayal

Evet annemin hataları ve hiçbir zaman kabullenemediğim üvey kardeşim de hayatıma dahil olduğuna göre gelsin sinir dolu günler. Annemin hatalarını ona yaşatmak mı? Yüzümde alaycı bir ifadeyle ona baktım. "Benim annem yok, dolayısıyla sen de yoksun." Benim için yıllar önce ölmüştü o kadın. Onu gördüğümde boşluktan başka bir şey hissetmiyordum artık.

Küçük yumruklarını sıkmış sinirle bana bakıyordu. "Sen ne dersen de ne yaparsan yap senin kardeşinim. Bir gün büyükannemize bir şey olursa geleceğin kişi ben olmalıyım."

Kaşlarımı kaldırmış gülmemek için kendimi zor tutuyordum. "Neden sana gelecekmişim?" 

Bana yaklaşarak "Hayal ile olanların farkındayım ve Ömür'den başka arkadaşın olmadığını da biliyorum. Neden yalnız kalmak için bu kadar ısrar ediyorsun ki? Ben de yeterince yalnızım. Neden birbirimize destek olmuyoruz?" 

Mantıklı bir şeyler söylediğini görüyordum ama yapacağım bir şey yoktu. Omuz silkip "Kendine arkadaş edin, annen ve baban da sana yalnız olmadığını hatırlatıyordur." diyerek birkaç adım atmıştım ki arkamdan seslendi.

"Ne düşündüğün ne istediğin umrumda bile değil. Hayal ile tanışacağım."

Hızla arkamı dönmüştüm ki ortalıkta yoktu. Lanet olsun bir sen eksiktin zaten. Hayatıma dahil olan her yeni kişi sınırlarımı daha da zorluyor ve ben kendimi yapmayacağım şeyler yaparken buluyordum. Tıpkı Hayal için dakikalar içinde burada oluşum gibi. Başka bir kadın arayıp benden bir şey istese kaçacak yer ararken o aradığında kendimi onun yanında buluvermiştim.

Arabaya giderken o kızın söyledikleri beynime işliyordu resmen. Hayal ile aram kötüydü ve görünüşe göre onun için savaşmaya hazır bir adam vardı. Bu şartlar altında zaten beni affetmesi mümkün değildi. Ömür ise hep karısıyla birlikte takılıyordu. Annem ve babam desen onları görmek bile istemiyordum. Babam annem yıllar önce evi terk ettiğinde adeta delirmişti. O olmadan bir şeyler yapamayacağına inanacak kadar aciz durumdaydı. Öyle ki kaçtığı adam annem hamile kalınca onu terk etmiş ve annem evine geri dönmüştü. Annem iki gözü iki çeşme eve geldiğinde babam gururunu hiçe sayarak onu affetmiş, üstüne üstlük o çocuğu kendi nüfusuna almış, kendi çocuğuymuş gibi sahiplenmişti. O zamanlar 10 yaşındaydım ve tüm bunları kaldırmak istemiyordum.

Annem eve babam tarafından kabul edildiği günden itibaren onunla hiç konuşmamış babamla da aram açılmıştı. Büyükannemi çıkış yolu gibi görerek ona sığınmıştım. O hayatımın kalan bölümünde her türlü şeyde yanımda olmuş bana destek olmuştu. Ve asla annem gibi ihanet etmemişti. Kadınlara güvenmeme huyum da sanırım annemin eseriydi. Her kadın bir gün gitmek isteyecekti nasılsa. O yüzden onlara bağlanmanın anlamı yoktu. Gelip geçmesine izin vermek yeterliydi.

Büyükannem de olmasa gerçekten yalnız kalacaktım sanırım. Kabul etmek istemesem de doğru söylüyordu. Arabaya bindiğimde bir süre öylece oturdum. Büyükannem Hayalle evlenmemi yalnız kalacağım korkusuyla mı istemişti? İşte bunu öğrenmenin zamanı gelmişti. Neden o kadar kız varken Hayal'i seçmişti? Ve büyükannem bir konuda asla yanılmazdı. Eğer onu seçmesinde bir neden varsa tabi.

Hayal

Koşa koşa derse giderken Demir'i düşünmeden edemiyordum. Bu kadar kısa zamanda iş yerinden çıkıp bana uyduruk da olsa bir tişört satın alıp getirmesi gerçekten çok güzeldi. Dersliğe girdiğimde hoca daha derse başlamamıştı. Boş bulduğum bir yere oturduğumda yanımdaki kız bana gülümseyerek "Bugün moda kraliçesi gibi görünmüyorsun." dedi biraz alaylı bir şekilde. Ama bakışları o kadar içtendi ki kötü bir niyeti olmadı açıkça belli oluyordu.

Aynı şekilde ona gülümsedim. "Küçük bir kaza oldu." 

Muzip bir şekilde gülümsedi. "Yakışıklı hocamız ve eşin günü kurtarmak için uğraşmış ha?" dediğinde kızarmadan edemedim. Haberler nasıl bu kadar çabuk yayılabiliyordu? Ona bunu sormak için ağzımı açacakken omuz silkti. "Sadece geçerken gördüm." diye açıkladı.

Başımı sallamakla yetindim. Demir'in eşim olduğunu biliyordu."Evli olduğumuzu nereden biliyorsun?" dediğimde kız inanamamış bir şekilde bana bakıyordu. 

"Demir Aras sanırım seninle evlenirken uzun süre gündemde kaldı ve herkesin beynine kazındın. Şu sıralar medyadan uzak durman seni unutmuş olduğumuzu düşündürdü sanırım." 

"Sadece Hayal olmak istiyorum." diye mırıldandığımda kız bana dönüp "Bunun için geç kaldın." dedi. Onun beni duymuş olduğunu düşününce iyice kızardım. Hocaya bakarken bir süre unutmasını bekledim. Bir sene de olsa bu insanlarla birlikte olacaktım. Kıza bakıp "İsmim Hayal" dediğimde kız 'bunu bilmeyen mi var?' der gibi gözlerini devirdi. Cesaretim bir an kırılacak gibi oldu ama sadece bir an.

"Peki senin ismin ne?" diye devam ettim

"Seda." 

Gülümseyerek "Memnun oldum" dedim. Bir şekilde insanlara onlarla aynı olduğumu göstermek istiyordum. Benim onlardan bir farkım yoktu. Sıradan bir kız olarak yaşamak istiyordum sadece. Demir'in eşi olarak yaşamak bana ağır geliyordu. Hem ondan ayrıldığımda da 'eski eşi' sıfatını da almak istemiyordum. İnsanların gözünde sadece Hayal olmalıydım. Daha fazlası ya da daha azı kesinlikle değil.

Ders bitiminde Seda bana dönerek "Demir Aras ile evli olmak nasıl bir duygu?" diye sorduğunda istemeden yüzümü buruşturdum. 

"Sanırım fazla zor."  

"Pek de iyi gitmiyor gibi ha?" diye sordu. Hiç tanımadığım birine birden bir şeyleri anlatmam doğru olmazdı. 

Gülümseyerek "Çok çalışması dışında her şey yolunda gidiyor. Onun dışında gördüğün gibi işlerini bırakıp benim için bir şeyler yapabiliyor." diye yalan söyledim. Ve bunun yalan olması canımı fazlasıyla yakmıştı. Ah Demir... Keşke bugün gerçekten benim için gelmiş olsaydın. Keşke yeniden aşık olduğum adam olsaydın. 

Arkadaşları Seda'yı çağırınca bana el sallayıp gitti. O giderken Demir'in işlerini bırakıp benim için bir şeyler yapması geldi aklıma yine. Bu adam beni önemsemeye başlıyor muydu yoksa aklımca yine salak saçma şeyler mi uyduruyordum? En azından bana kıyamıyordu bunu biliyordum. Ya da yaptıkları için suçluluk duyuyordu. Neden aklım sürekli ondaydı ve kafam bu kadar karışıktı?

Sınıftan çıktığımda Sarp'ın orada beklediğini görünce bir an şaşırdım ne yalan söyleyeyim. Gülümseyerek yanına gittiğimde "Birini mi bekliyorsun?" diye sordum. 

"Seni bekliyordum, iyi misin diye soracaktım."

Ona bakarken geçmiş günlerin güzel anıları aklıma geliyordu. Beni düşündüğü, benim için bir şeyler yapmaya çalıştığı zamanlar... Gülümsemeye çalışarak "İyiyim" diye cevap verdim. Beden olarak fazlasıyla iyiydim. Ruhen değil. Sonra neden bilmiyorum ama "Demir halletti, rezil olmaktan kurtardı beni" diye ekledim. Onun bakışlarının değiştiğini gördüğümde "Tabi senin pratik fikrin de güzeldi" demek zorunda hissettim birden.

"Her zaman yanında olmaya hazırım." 

Yıllar önce benim yanımda olmanın onun için kötü bir durum olduğu aklıma geldi. Benim olmadığım bir yere gitmiş aklının bende kalmasını istemediği için benden ayrılmıştı karşımdaki adam. Gülümsemeye çalışarak "Teşekkür ederim ama sen olmadan da halledebilirim. Bir şey olduğunda Demir'i ararım. Bu arada Demir benim eşim. Tanıştınız mı bilmiyorum ama." dediğimde Sarp başını salladı. O zaman neden hala benim kafamı karıştırıyorsun diye soramadım. Ne olursa olsun şu an benim hocamdı. Belki de vicdan azabını arkadaş olarak kapatmak istiyordu kim bilir. O kadar zaman sonra benim için dönecek hali yoktu ya.

"Her neyse, artık gitsem iyi olacak. İyi günler." diyerek yanından ayrılırken kalbimde tuhaf bir acı hissettim. İşte bu Sarp'ın hayatımdan usulca bir kere daha kayıp gidişini hissedişimdi.

Okuldan çıktığımda bir an önce eve gitmek istiyordum. Düşündüğüm başka bir şey yoktu. Neden bu kadar zaman sonra aşık olduğum adam gelip benimle eskisi gibi ilgileniyordu ki sanki?  Aslında suç benim hislerimde değildi. Beni başkalarına kendi elleriyle iten Demir'deydi. Beni bu kadar sevgisiz bir hayata mahrum etmeseydi belki de her şey daha güzel olabilirdi ama yapmıyordu. Onu sevmem için de neden bırakmıyordu. Bir an önce hayatından gitmemi ister gibi bir hali vardı.

***

Eve geldiğimde Demir salonda pencere kenarında oturmuş bilgisayarında bir şeylerle uğraşıyordu. Selam verip vermemek konusunda bir an tereddüt yaşadıktan sonra iç geçirerek ona doğru ilerledim. Karşısındaki koltuğa oturduğumda başını kaldırıp bana baktı. Göz göze geldiğimizde ağzımdan neredeyse kelebek fırlayacaktı. "Hoş geldin." dediğinde şaşkınlıkla ona bakıyordum. Gözlerimi kırpıştırıp ona bakarken bilgisayarını kapatıp bana bakınca kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Yapma Demir, bakma öyle. Seni içimden söküp atamam ki böyle bakarsan.

"Hoş bulduk." diye kekelediğimde bu kadar aciz olduğum için kendi kendime kızıyordum. O bana dikkatle bakarken gözlerimi kaçırarak "Bugün için teşekkür ederim, okuldaki imajımı kurtardın." dediğimde başını salladı.

"Birileri benden önce davranmış." derken Sarp'ı sorduğunu biliyordum. Huzursuz bir şekilde yerimde kıpırdandıktan sonra "Hocam, bana o çarptı da." diye açıklama gereği duydum. İnanmamış bir şekilde kaşlarını kaldırmış bana bakıyordu.

"Hocan her çarptığı kişi için bu kadar ilgilenip kapıda bekliyor mu gerçekten?" 

Gözlerimi dikmiş ona bakıyordum. Bu adam bana neyi yakıştırıyordu böyle? "Ne demeye çalışıyorsun?" diye açık açık ve sinirli bir şekilde sorduğumda bana dikkatle baktı. Bakışlarından tepkimi izlediği belliydi. 

Sonunda "Sadece soruyorum." dediğinde iç geçirdim. Onun umursamadığını sırf burada beni sıkıştırmak ona zevk verdiği için sorduğunu biliyordum ama yine de daha sonra öğrenmesindense şimdi öğrenmesini istediğimi fark ettim.

"Sarp daha önceden okuldan arkadaşımdı. Tanışıyoruz yani. O yüzden sanırım bekledi." diye açıkladım. Ona bir açıklama mecburiyetim olmadığı halde bunları neden anlatıyordum? Onu aldattığımı düşünmesinden neden delice korkuyordum? Kaşlarını kaldırmış ilgiyle bana bakıyordu. Bunu genellikle kızacakken yapıyordu ve bu hareketini hiç sevmiyordum. 

"Bu kadar mı?" derken sesi sıkıntılı geliyordu. 

Of Demir daha fazlasını bilsen ne olacak ki? Sanki beni kıskanacaksın, sanki biraz olsun beni sahipleneceksin. Gözlerimi dışarı çevirdim. Bunu söylerken onun alaycı bakışını görmek istemiyordum. "Sarp benim eski sevgilimdi." dedikten sonra ayağa kalktım. "Senin umrunda olacağını sanmıyorum ama yine de bilmen doğru olur diye düşünüyorum. Kariyeri için uzun zaman önce yurt dışına gitmişti. Bu sene geri dönmüş. Bu kadar, başka sormak istediğin bir şey var mı?" derken bana bakmıyordu. Bir süre bir şey söylemesini bekledim. Öyle bir umutla küçücük bir tepki bekledim ki sanki o an dünya durmuştu benim için. Onun bir şey söylemeyeceğini kabullenip giderken arkamdan seslendi.

"Hala ona karşı bir şey hissediyor musun?" 

Ona dönüp bakmadım. Çünkü bakışlarını görmek istemiyordum. Ona olan aşkımla yeterince alay ederken bir de bir önceki aşkımın da ayaklar altına alındığını bilmesi yeterince gururuma dokunuyordu zaten. "Bunu bilmen hiçbir şeyi değiştirmeyecek." Sesim çatlamıştı. Öyle yorgun ve değersiz hissettim ki az kalsın ağlayacaktım. Kendimi ağlamamak için zor tuttum.

"Karım başka bir adamla işi pişirirken saf rolü yapmamı mı bekleyeceksin?" derken sesi sinirliydi. Nasıl bu kadar acımasız olabiliyordu bu adam? Ona olan bakışlarımı görmüyor muydu? Sağır Sultanın bile duyduğu aşkı duymamış mıydı? 

Hızla ona döndüm. Ayağa kalkmış soğuk bakışlarla bana bakıyordu. Bana birkaç adım gelse ve sarılsa işte o an her şeyi geride bırakabilirdim onun için. Her şeyi bir kenara bırakıp onunla yeni bir hayata başlamaya öyle ihtiyacım vardı ki...

"Evet desem ne yapacaksın Demir? Bize bir şans vermek için benden ayrılacak mısın? Ya hayır desem? Bana inanıp güvenecek misin?" Başımı iki yana salladım. "Gördün mü hiçbir önemi yok. Yine de inanacaksan söyleyeyim eğer her şeye rağmen gelip benimle olmak isterse bunu ilk sana söyleyeceğim ve itibarını zedelemeden ayrılmak adına her şeyi yapacağım." diyerek arkamı döndüm ve odama doğru ilerledim.

Giderken aslında hiç de öyle düşünmüyordum. Bir kere daha kırılmak istemiyordum. İki kere yanlış adamı bulmak bana yetmişti. Daha fazla küçük düşmek istemiyordum. Hislerim yüzünden hiçbir zaman pişmanlık duymasam da her zaman yanlış kişiye doğru ilerledikleri konusunda emindim. Ve ne olursa olsun artık kalbimin kapılarını aralık kalmayacak şekilde kapatmayı öğrenmeliydim. 

20.9.18 düzenlendi

Continue Reading

You'll Also Like

GERBERA By ...

Teen Fiction

576K 19.2K 30
Sessiz olmaktan uzak bir kız... Fazla çaresiz bir genç adam... Onları bir araya ne getirebilir? Kader mi? Yoksa tesadüfler mi? Hayır,onları...
226K 21.9K 29
"Her kırık kalbin bir hikayesi vardır."
656 72 7
❝Bakarım ben bunun işine.❞
92.3K 6.5K 131
Oğlunu ve gelinini trafik kazasında kaybetmişti torunu eren yakışıklı bir pilot ama bekar onun mürvetini görmeden ölmeye niyeti yoktu baktı evlenmey...