17. Gidemezsin

9.3K 550 23
                                    

Foto:Demir

Kafamı son anda çevirmeseydim beni gerçekten öpecek miydi acaba? Gözlerimi dikmiş ona bakarken "Sakın, sakın bir daha bunu deneme." dedim sinirle.Bu adamın benimle alay ederken eğlendiğini görmek sinirlerimi bozuyordu. "Biz sadece kağıt üstünde evliyiz, böyle yakınlaşmalara gerek yok. İstediğin zaman istediğin kızla istediğini yaşa." dedikten sonra hızla yanından ayrıldım. Ona kızmıyordum aslında. Ona karşı koyamayan kendime kızıyordum. Hala o yanıma geldiğinde heyecanlanmama kızıyordum. Kalbimin o yanımdayken yerinden çıkacakmış gibi atmasına kızıyordum.

Mutfağa gidip bebeği Oya'dan aldıktan sonra "Oya rica etsem birini bebeğin mama, bez gibi ihtiyaçlarını alması için gönderebilir misin? Bir şey eksik olmasın ama olur mu?" dediğimde Oya başını sallayınca gülümseyerek mutfaktan çıktım.

Salondan geçerken Demir ortalıkta görünmüyordu. Ona görünmeden odama gittiğimde derin derin nefes aldım. Neden azalmıyordu ona karşı olan duygularım? Bu normal miydi? Esra'yı arayıp gelmesini söylediğimde o geldiğinde rahatlayacağımı biliyordum. En azından bana destek olurdu. Bir şeyler yolunda gitmese bile bir gün bunların bir şekilde geçeceğini söylerdi.

İlham, o kadar  güzel bir bebekti ki ona bakarken salak salak gülümsüyordum resmen. Ben de onun gibi bir bebek istiyordum. Neden doğru adamla evlenmemiştim ki sanki? Onu izlerken Güneş'i kıskanmadan edemedim. Onu seven bir kocası melek gibi bir kızı vardı. Neden kendini boşluğa düşmüş hissedip odaya kilitlemişti ki? Her şeyi olan insanlar da mutsuz olabiliyordu demek ki. 

Bir süre sonra Oya bebek malzemelerinin alındığını haber vermek için geldiğinde "Mama hazırlayıp getirebilir misin?" diye sordum. Başıyla onaylayarak odadan çıktı. Oya benden birkaç yaş büyüktü ve bu durumda ona emir veriyor olmak bana zor geliyordu aslında. Demir ise keyfine göre bazen bağırıyor bazen kibar oluyordu. Oya ona bu kadar süredir nasıl katlanıyordu acaba? Bu adama katlanmak gerçekten zordu. Oya kim bilir hangi nedenle burada kalmak zorundaydı? Yoksa kalmazdı, emindi.

Esra bir süre sonra elinde mamayla odaya geldiğinde gülümseyerek ona sarıldım. "Hoş geldin." 

Bana kocaman gülümsemesiyle baktı. Sonra birden gözleri İlham'a takıldı. "Bu kadar kısa sürede bebek sahibi olman şaşırtıcı doğrusu." dedi şakacı bir tavırla. Gülmeden edemedim. İşte aradığım buydu. Sevdiğim bir insanın yanında olmak. Onun enerjisiyle hayat bulmak.

"Güneş ve Ömür'ün bebeğiymiş ha?" 

Başımı salladım. "Oya bir anda tüm bilgileri verdi sanırım."

Başını iki yana salladı. "Merdivenlerde Demir ile karşılaştık. Aslında tüm zamanını bebeğe vereceğin konusunda bir şeyler homurdandı ama anlamadım." 

Demir gibi taş kalpli birinin bebekten hoşlanmamış olmasını yadırgamıyordum. Bu adamda bir insanda olamayacak kadar büyük bir kaya parçası vardı adeta. Bir bebeğe ilgi göstermem bile onun için sorundu. Bir insan nasıl bu kadar merhametsiz olabilirdi?

İlham'a mamasını yedirirken Esra'ya Demir ile az önce olanları anlatıyordum. Esra heyecanla "Neden öpmesine izin vermedin ki?" diye sordu.

Güçlükle yutkundum. Normal bir zamanda olsa bunun için can atardım ama gidecektim ve duygularımın gitmeme engel olmasından korkuyordum. Tabi henüz Esra'ya bunları söyleyemezdim. 

"Biz sadece bir oyunun parçalarıyız Esra, daha fazlasını istemeye hakkım yokmuş gibi hissediyorum." dedim dürüstçe. Demir'den daha fazla ne isteyebilirdim ki? Sonuçta hayalimi gerçek kılıp benimle evlenmişti değil mi? Diğer kızlara yaptığı gibi benimle bir gece geçirip sırra kalem basabilirdi. Öyle yapsa belki de çok daha iyi olurdu. En azından hayatından çıkıp giderdi.

En Büyük Hayalimdin Sen -Tamamlandı-Where stories live. Discover now