25. Bir Süre

7.9K 510 25
                                    

 Foto:Aslı

O kadar zaman sonra gelip bunu sorması gerçekten hiç adil değildi. Onu tüm benliğimle özlemiştim. Ama Sarp bunu unutturmuşken şimdi karşımda olması... Ne yapmaya çalışıyordu bu adam?

Hızla geri çekilip "Bunu bir daha yapmasan iyi olur." 

Alay eder bir şekilde bana baktı. "Ne olur sevgilin mi kızar?" dedi yine alayla.

Gözlerimi dikmiş ona bakarken "Bunu nereden biliyorsun?" dediğimde omuz silkti. 

"Keşke sana güvenmediğim için beni utandırsaydın. Seni takip etmesi için bir adam tuttum ve sen de sana neden güvenmediğimi kanıtladın."

"Senin beni yargılamaya hiç hakkın yok!" dediğimde gözlerini ayırmadan bana bakıyordu. 

"Öyle mi?" dedi yine alay eder gibi. Bu adam ne düşünüyordu bir anlayabilsem. 

"Alay ediyorsun, değil mi? Senin yapabildiklerin bunlar. Alay etmek, aşağılamak, küçük görmek..." dediğimde arkasını dönüp pencereye doğru ilerledi.

"Telefonum bozulmuştu, normalde bir süre daha orada kalmam gerekirken ayarlamalar yapıp yarı sürede döndüm. Döndüğümde tuttuğum adamı görevinin bittiğini haber vermek için aradığımda ne öğrendim tahmin et." derken bana döndü. Bakışları koltuğun karşısındaki sehpaya takıldığında ben de o tarafa baktım. Bir kutu ve üstünde bir buket lale vardı. Lale... en sevdiğim çiçekler.

Bir süre sessizlik olduktan sonra Demir "Bunları senin için almıştım. İster al, ister at. Umrumda değil." dediğinde acıyla ona baktım. Bu adam beni düşünüp bana çiçek alacak duruma gelmiş ve ben bu şansı kaybetmiş miydim? Yerimde öylece yapışmış gibi dururken Demir "İstemediğini söylemen yeterdi. Buna kırılacağımı sanmıyorsun, değil mi?" diye sordu alayla. 

Gözlerimi gözlerine odaklamış bakarken kararsızdım. Ona koşup sarılmak istiyordum. Sımsıkı sarılmak, kokusunu içime çekmek... ama yapamıyordum. O gidince Sarp ile olmayı kabul ederek ona ihanet etmiştim. Şimdi bir de Sarp'a ihanet etmek istemiyordum.

Başımı iki yana sallayıp "Gerek yoktu Demir. Senin için ne ifade ettiğimi biliyorum. Nezaketen aldığın hediyeleri kabul etmemin hiçbir anlamı yok."

"Lanet olsun Hayal, az önce beni öptün sen!" 

Dolmuş gözlerimle ona baktım. "Sana da eğlence çıktı işte." 

"Yapma Hayal." derken sesi çok yorgun çıkmıştı. "Lütfen ağlama. Buna katlanamıyorum gerçekten."

"Beni çok yaraladın. O kadar çok yaraladın ki... Gülemiyorum artık!"

"Özür dilerim." diye mırıldandı.

"Ben şu an başka bir adamla sevgiliysem nedeni sensin. Çünkü... beni hiç sevmedin. Denemedin bile."

"Ben aslında..."

"Sus!" diyerek sözünü kestim. Daha fazla dinlemek istemiyordum. Hızla arkamı döndüm ve odama koştum. Sığınağıma. Odanın kapısını kapattıktan sonra sanki peşimden gelecekmiş gibi kapıyı kilitledim. Yanaklarıma süzülen yaşlardan nefret ediyordum. Bir an önce ondan uzaklaşmalıydım. Tam iyileşmek üzereyken her şeyi mahvetmişti yine. Beni azarlayıp, aşağılayıp, öpen, sonra da hiçbir şey olmamış gibi bir davranan bir adamla aynı evi paylaşmayı daha fazla istemiyordum. Dengemi bu kadar çabuk ve çok bozması kendime olan güvenimi yitirmeme neden oluyordu.

***

Sabah odamın kapısının heyecanla çalınmasıyla uyandım. Güçlükle yataktan kalkıp kapıyı açtığımda Oya Abla "Ilgın geldi ve Demir onu gördü. Ilgın hiçbir şey yokmuş gibi karşısına geçip oturdu. Kavga edecekler diye korkuyorum." diye hızla konuştu.

En Büyük Hayalimdin Sen -Tamamlandı-Where stories live. Discover now