Üvey Annem

By blackQueen6473

341K 3.4K 549

"o lezbiyen kız" Benim hakkımda dediği bu şey çok ağırıma gitmişti. Ben ona karşı içimde bir sevgi beslerken... More

0.1
0.2
KARAKTERLER
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
HAPPY PRIDE MONTH
0.9
1.0
1.1
1.2
Minnacık Bilgilendirme
1.3
Kitabın Kapağıyla İlgili
1.4
1.5
1.6
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
Yine Minik Bir Duyuru
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
3.5
3.6
3.7
3.8
3.9
4.0
4.1
4.2
4.3
4.5

4.4

393 12 1
By blackQueen6473

Günlüğü elime alıp tekrar içine göz gezdirmeye başladım. Tek tek tüm sayfalarını okursam boşa vakit kaybedeceğimi düşünüyordum. Günlüğün sonlarına doğru eskimiş küçük bir vesikalık fotoğraf buldum. Sayfaya yapıştırılmıştı. Fakat yüzünü seçememiştim hem eski olmasından hem de siyah beyaz oluşundan. Günlüğü o sayfasını yırttım ve fotoğraf iç tarafta kalacak şekilde katlayıp pantolonumun ön cebine sokuşturdum. Son sayfasına kadar tekrar göz gezdirmeye devam ettim ama gözüme çarpan hiç birşey olmadı.Bunun üzerine günlüğü yastığımın altına koydum.Kaçmak için bir yol bulmalıydım ama nasıl bir yol olabilirdi, aklıma hiç birşey gelmiyordu.

Yatağın orasına burasına baktım belki kapının kilidini açmak için birşeyler bulurum diye ama oralarda da hiç birşey yoktu. Odanın içinde volta atmaya başlamıştım artık. Her dakika geçtikçe daha çok delirmenin eşiğine doğru gidiyordum. Tekrar cam kenarına doğru ilerledim eski püskü evlerin artık yıkılma zamanı gelmişti nasıl ayakta durdukları hakkında hiçbir fikrimin olmadığını fark ettim. Olayım şu an bu evlerin neden yıkılıp yıkılmadığı değildi buradan nasıl çıkacağımdı.

Kapının yanına gidip sert bir şekilde tıklattım. Ses gelmeyince daha güçlü vurdum. En son kimsenin olmadığını anladığımda yüksek sesle "Tuvalete gitmeliyim çıkarın beni burdan yoksa sonra geldiğinizde odadaki kimyasal kokudan bayılabilirsiniz" dedim. Kimyasal koku dedikten sonra kısık sesle kıkırdadım. Dediğim kendime komik gelmişti. Aradan 2-3 dakika geçti hala hiç ses seda yoktu. Yere oturdum ve bağdaş kurup boş boş durmaya başladım. Her yer sessizdi nefes sesimi çok rahat duyabiliyordum. Boğazım kuruduğu için yutkunma ihtiyacı hissettim. Sanırım biraz fazla bağırmış olmalıyım ki aşağı doğru inen boğaz acısını duymam zor olmadı.

...

Aradan ben diyim 1 siz diyin yarım saat geçmiş olacak ki kapının altındaki aralıktan birinin gölgesini gördüm. Kapının önünde durdu ve çok geçmeden kilidin açılma sesi sessizliği bozdu. Kapı yavaşça açıldı. İçeriye genç gibi görünen ama saçları beyazlamış küt saçlı bir kadın adım attı. Yüzünde normal cerrahi bir maske vardı. Üstünde siyah bir gömlek altında ise İngiliz model mavi bir etek vardı. Ayakkabıları ise üstündekilerin aksine açık renk babet vardı. Kapıdan içeriye iki adım girdi ve kalkmamı söyledi. Kadının yüzüne boş boş baktım ve kendimi toparlayıp yerden kalktım. Kalktığımda bacağımın uyuşmuş olduğunu fark ettim ayaklarımın altına doğru karıncalı bir sızı indi. Kadın biraz daha yanıma yaklaştı ve belirli bir seviyede durdu. Ellerini önde birleştirip birbirine kenetledi ve boğazında gıcık varmışçasına boğazını temizledi. Adımı söyleyerek konuşmaya başladı." Senin varoluşun için üzülüyorum" diyerek başladı sözlerine."Senin gibi güzel yüzlü muhteşem bir kız için böyle olmak çok üzücü olmalı. Ama seni kurtarabilirim sadece evet demen yeterli benim için" diyerek devam etti. Neyden bahsettiği hakkında hiç bir fikrim yoktu bu yüzden "Anlayabileceğim dilden konuş musun?" diyerek biraz kabaca cevap verdim. Ardından gözleri kısıldı ve arkasını döndü. Kapının dışına çıkıp sağa sola bakındı ve tekrar içeriye girip kapıyı arkasından kapattı. Yatağa doğru gitti ve nazikçe oturdu bana doğru dönerek bacaklarını birbiri üstüne attı ve eliyle yan tarafıma oturmam için işaret etti.Yanına doğru gittim ve temkinli bir şekilde gösterdiği yerden uzağa yavaşça oturdum. Ellerini doğruca yastığın altına doğru götürdü ve günlüğü sanki kendi koymuşçasına ordan aldı. Günlüğü görünce hemen ona doğru fırlayıp günlüğü elinden almaya çalıştım. Ama elini geriye doğru çekerek bunu yapmama izin vermedi. Tekrar denediğimde "Sadece sakin olmanı istiyorum. Amacım sana zarar vermek değil. Sadece baştan sona sana herşeyi anlatmak istiyorum. İzin ver lütfen!" dedi. Üslubu beni çok etkilemişti giyim tarzına uyuyordu. Onu dinledim ve tekrar geri yerime oturdum.

Günlüğü aşağı indirdi ve iki eliyle kavradı sol eliyle ön kapağını açtı. Ardından sol eliyle tutup sağ eliyle sayfaları çevirmeye başladı. Aradığı sayfayı buldu ve sayfanın üzerinde elini gezdirdi. Kendimi bir filmdeymiş gibi hissettim verdiği enerji insanı baskı altında hissettiriyordu. Ardından kitabı diğer tarafına bırakıp ellerini kulaklarına doğru götürdü. Maskenin lastiklerini işaret ve başparmaklarıyla kavradı ve yavaşça yüzünden çıkardı. Maskesini benim tarafıma koydu ve diğer tarafa uzanıp günlüğü tekrar eline aldı. Yüzünü yan taraftan göremiyordum bu yüzden biraz öne doğru fark ettirmeden eğilmeye çalıştım ama o benim eğilmeme izin vermeden yüzünü bana doğru döndü. Birden zihnimde birşeyler canlandı ve gözlerim sol aşağı çapraz olarak gitti. Tekrar onların odak noktasını kadın haline getirerek yüzüne baktım. Zihnimde canlanan şeyler küçüklüğüme doğru döndü. Annemle olan anılarım canlandı. Küçükken kardeşim daha doğmadan evelsi annemle babamın tek odak noktasıydım. Annem kardeşime hamile kalınca babamla aralarının bozulduğunu fark etmeye başladım. Benin önümde birbirlerine birşey demeselerde ben yokken olan o huzursuzluğu bin kilometre öteden hissederdim. Kardeşim doğunca ve annem daha çok bebekle uğraşmaya başlayınca evdeki kasvetli ortam biraz da olsa dağılmıştı ama bazenleri hala ortama sahip oluyordu.

Kardeşim biraz daha büyüyüp ilkokula başladığında ben lise ikiye gidiyordum. Kardeşim öğlende okula gidiyordu bu yüzden ben eve geldiğimde evde olmazdı ama o kasvetli ortam evde her yeri sarıp sarmalamış bir durumda olurdu. Bu yüzden annemle babamın kavga edişlerini bir tek ben duyardım. Ama evdeki sesleri görmezden gelerek televizyona odaklamırdım. Kardeşim geldiğinde ise her şey eskisi gibi olmaya devam ederdi. En azından davranış biçimi olarak, yoksa gözlerinde olup bitenler ikisininde arasında nasıl bir savaş olduğunu anlatırdı.

Kadın konuşmaya başlayınca eski günlerden kendimi alıp bugüne getirdim ve tüm dikkatimi kadına verdim. Kadın günlüğün büyük kızına ait olduğunu söylediğinde şaşkınlığımı gizlemeye çalıştım. Sanırım başarılı olmuş olacağım ki kadın hiç duraksamadı veya umursamadı.
" Eskiden büyük kızımla beraber yaşardık. Kocam vefat etmişti ve kızıma tek başıma bakıyordum. Her türlü işte çalışırdım. Tek isteğim kızıma bakabilmek onu büyütebilmek ve okuluna devam etmesini sağlayabilmekti. Part time garsonluk yaptığım iş yerindeki patronumla aramız çok iyiydi. Onun da karısı ölmüştü ve benden birkaç yaş büyüktü. Ama o birkaç yaşın aramızda olanlar ile hiçbir önemi yoktu. Onun beni sevmesi ve benim onu sevmem bunun önemini arkaplanda bırakıyordu. Eskisinden daha çok yakınlaştık ve hamile olduğumu öğrendim. Bunu patronuma söylediğimde çocuğun ondan olduğunu kabullenmedi ve beni hem hayatından hem de işten çıkardı ama bunun bir önemi yoktu çalışıpta kenara koyduklarmdan bir kaç para vardı ve bunun için hastaneye gidip DNA testi yaptırdım ve patronumun yanına gittim. Tekrar beni kapı önüne koyacağını düşündüğümden içim içime sığmıyordu. Onu tekrar görüpte yanına gittiğimde daha bana birşey demesine izin vermeden onun önüne elimdeki kağıtları koydum ve kısaca bakmasını söyledim. Oflayarak baktı ve gözlerinin şaşkınlıkla açıldığına şahsen şahit oldum. Bana bir çocuk için hazır olmadığını söyledi ve beni eve gönderdi. Gözyaşlarımı içimde tutup oradan ayrıldım ama eve gittiğimde kızıma sarılarak ağladım. Ardından kendimi toparladım ve işime tekrar devam ettim.

Bir gün eve geldiğimde kapının önünde bir çift adam ayakkabısı duruyordu. Birden telaşlandım ve hemen içeriye girdim. Tüm odalara bakıpta ağlamanın eşiğine gelmişken mutfağa da baktım. Orda duran kızımı ve yanında duran patranumu görünce hemen kızımın yanına koştum ve onu kucağıma aldım. Gözlerim dolu şekilde buğulu görürken kızımın herhangi bir yerinde incinme, kanama var mı diye kontrol ettim. Arkamdan omzuma dokunan el ile irkildim ve tekrar ayağa kalkıp kızımı arkama aldım. Patronuma burada ne aradığını sordum ve bana çok düşündüğünü, benimle evlenmek istediğini söyledi. Şaşkına dönmüştüm beni kapı önüne koyup şimdi nasıl benimle evlenmek isteyebilirdi. Kızımı odasına gönderdim ve ordan çıkmaması gerektiğini söyledim. Kızım gittiğinde patronuma döndüm ve bunun nerden çıktığını sordum. Cevap olarak yine aynı şeyleri söyledi ve beni çok sevdiğini o gün hata yaptığını ancak şimdi farkına vardığını söyledi. İnandım ve tekrar birlikteliğimiz başladı. Bizi evine aldı ve ileride hayatımın kararacağını bilmeden o eve girdim.

...

Küçük kızım doğduğunda bir kaç yıl mutluluğumuz devam etti fakat patronum kumara başladı ve kendinden zengin olan bir adama borcu oldu. Adamın eve daha önceden gelmişliği vardı bu yüzden onu tanıyordum. Kocama şimdi bu borcu nasıl ödeyeceğini sordum ve eğer büyük kızımı o adama verirsek başka bişey istemeyeceğini söyledi. Razı gelmedim bunun üzerine beni bayıltana kadar dövdü ve kızımı da alıp gitti. Ayıldıktan sonra kanlar içinde evde bir oraya bir buraya koşmaya başladım hem ağlıyor hemde kızımın adını sesleniyordum. Hiç bir yerden ses çıkmayınca pes ettim ve olduğum yere çöktüm. Hıçkıra hıçkıra ağladım ama fayda etmedi. Küçük kızım çığlıklarıma uyanmış olmalı ki yanımda belirdi. Ona sarıldım ve kokusunu içime çektim. Sonrasında ondan yardım çağırmasını istedim ve telefonun yanına giderek söylediğim numarayı tuşladı. Eve yardım gelene kadar bayılmışım gözlerimi hastanede açtım. O günden sonra patronum denilecek hatta kocam denilecek o adamla tüm bağımı kopardım ve kızımı aldığım tazminatla büyüttüm. Ondan sonra bu günlere kadar geldim. Şu an büyük kızımın nerde nasıl olduğunu hatta hayatta olup olmadığını bile bilmiyorum". Diyerek göz yaşlarına boğuldu ve yüzünü elleriyle kaptarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Yanına yaklaşıp tereddütle ellerimi omuzlarına koydum ve teselli etmeye çalıştım. Biraz sakinleştikten sonra eteğinin cebinden bir peçete çıkardı ve kendini toparladı.

Aradan baya bir zaman geçti ve ancak şimdi yazabiliyorum ki hikayeyi nasıl devam ettireceğim konusunda bir fikrim yoktu. Daha önce yazdıklarımla bu bölüm yazdıklarım uyuşmuyorsa lütfen beni mazur görün. Elimden geldiğince bir şeyler ortaya koymaya çalıştım ve elimden geldiğince hikayeye uygun olmasını istedim. Ancak elimden gelen şimdilik bu. Bu hikayeye eğlence amaçlı başlamıştım ve eğlence amaçlı olarak da devam ettiriyorum. Okuduğunuz ve zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Bunca zaman eğer bölüm gelmesini istediyseniz ve beklediyseniz sizi beklettiğim için de özür dilerim. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Hepinize çok teşekkür ediyorum tekrardan, yeni bölümü elimden geldiğince hızlı yazmaya çalışacağım.

Continue Reading

You'll Also Like

64.2K 5.2K 104
Mafya ve polisin aşkı HİKAYEYİ ÇALMA!!
16.5K 2.1K 14
İbne Efe: Koduğumun homofobiği sikicem lan seni Homofobikpiç: Sikmekten çok sikilen biri için fazla iddialı konuşuyorsun sanki
167K 6.9K 48
Urfa'nın dar sokakları üstüne, üstüne gelirken savaşmak hiç bu kadar zor olmamıştı... Liya Dağdeviren Hazar Harzemşah @! Tüm haklar şahsıma aittir...
11.5K 887 16
-Ne demek istediğini anlayamıyorum? -Diyorum ki aklımla oynuyorsun Aydın 💙💙