3.8

2.1K 35 6
                                    

Sabah kalktığımda yine kahvaltı hazırdı. Onu yedim. Aklıma dün akşam olanlar geldi. Yukarı çıkıp bakacağım demiştim. Cidden de çıkıp bakıcam ama kilitliyse tabi bakamam.

...

Öğlen saatlerine doğru odadan çıktım. Yukarı kata gidip akşamki odayı buldum. Yavaşça kolunu çevirdim. Açıldı. Açılmasına sevinmiştim. Çünkü artık bu koskoca yerde tek başıma canım sıkılmaya başlamıştı. Yavaşça içeri adımımı attım. Yerde halı falan yoktu. Sanki terk edilmiş bir binanın odası gibiydi. Benim yattığım oda çok güzeldi ama burası mağaraya benziyordu. Yerde gördüğüm minderler hala ordaydılar.

Yan taraftaki duvarda bir kitaplık vardı. Akşam göremediğim tarfatı burası. Kitaplık boştu ama yinede 3-4 tane kitap vardı raflarında. O tarafa doğru ilerledim kitaplığın önünde bir sandalye vardı ama sandalye normal bildiğimiz sandalyelerden değildi. Oturduğunuz zaman yumuşacık bir his veren sandalyelerdendi işte anladınız siz. Burda kaliteli eşya varsa bir tek o sandalyeydi sanırım.

...

Kiyaplıktaki bir kitabı aldım. İçini açtım. Sayfaları sararmaya başlamıştı. Normal bir hikaye kitabıydı.

Diğer kitaplara da baktım. Hiç bir şey yoktu ama son kitap bir günlüktü. El yazısıyla yazılmıştı ve elimle denediğimde siliniyordu. Yani gerçekten birinin günlüğüydü bu.

Odada pek fazla bişey olmadığından o günlüğü montumun içine saklayıp ordan sessizce ayrıldım. Aşağı odama indim. Daha tepsi bıraktığım gibi duruyordu. Demekki ben yukarı gittikten sonra kimse odaya gelmemişti. Yatağa oturdum, sırtımı kapıya doğru döndüm ve günlüğü montumun içinden çıkardım. Günlüğü açtım dışı biraz pisti ama. Bende bu yüzden bir peçeteyle dışını sildim.

...

Tekrar yatağa oturup günlüğü açtım. İlk sayfasında günlüğün kimin olduğu yazılıydı. Günlüğün sahibinin ismi Alya'ydı.

(yazıcak bir şeyim yok. Görüşürüz. Sizi seviyorumm💜💜)

Üvey AnnemWhere stories live. Discover now