MELEZ KIZ

By LentLilly

2.2M 125K 18.5K

Sertçe yutkundum ve elimi yarama bastırdım.Artık nefes alış-verişlerimin zorlaşması,bana sonumun yakın olduğu... More

MELEZ KIZ 1.BÖLÜM
MELEZ KIZ 2.BÖLÜM
MELEZ KIZ 3.BÖLÜM
MELEZ KIZ 4.BÖLÜM
MELEZ KIZ 5.BÖLÜM
MELEZ KIZ 6.BÖLÜM
MELEZ KIZ 7.BÖLÜM
MELEZ KIZ 8.BÖLÜM
MELEZ KIZ 9.BÖLÜM
MELEZ KIZ 10.BÖLÜM
MELEZ KIZ 11.BÖLÜM
MELEZ KIZ 12.BÖLÜM
MELEZ KIZ 13.BÖLÜM
MELEZ KIZ 14.BÖLÜM (Yılbaşı)
MELEZ KIZ 15.BÖLÜM
MELEZ KIZ 16.BÖLÜM
MELEZ KIZ 17.BÖLÜM
MELEZ KIZ 18.BÖLÜM
MELEZ KIZ 19.BÖLÜM
#ÖzgeCanAslan
MELEZ KIZ 21.BÖLÜM
MELEZ KIZ 22.BÖLÜM
MELEZ KIZ 24.BÖLÜM
MELEZ KIZ 24.BÖLÜM
MELEZ KIZ 25.BÖLÜM
MELEZ KIZ 26.BÖLÜM
MELEZ KIZ 27.BÖLÜM
MELEZ KIZ 28.BÖLÜM
MELEZ KIZ 29.BÖLÜM
MELEZ KIZ 30.BÖLÜM
MELEZ KIZ 31.BÖLÜM
MELEZ KIZ 32.BÖLÜM
MELEZ KIZ 33.BÖLÜM
MELEZ KIZ 34.BÖLÜM
MELEZ KIZ 35.BÖLÜM
MELEZ KIZ 36.BÖLÜM
MELEZ KIZ 37.BÖLÜM
MELEZ KIZ 38.BÖLÜM
MELEZ KIZ 39.BÖLÜM
MELEZ KIZ 40.BÖLÜM
MELEZ KIZ 41.BÖLÜM
MELEZ KIZ 42.BÖLÜM
MELEZ KIZ 43.BÖLÜM
MELEZ KIZ 44.BÖLÜM
MELEZ KIZ 45.BÖLÜM
MELEZ KIZ 46.BÖLÜM
MELEZ KIZ 47.BÖLÜM
MELEZ KIZ 48.BÖLÜM
MELEZ KIZ 49.BÖLÜM
MELEZ KIZ 50.BÖLÜM
MELEZ KIZ 51.BÖLÜM
MELEZ KIZ 52.BÖLÜM
MELEZ KIZ 53.BÖLÜM
MELEZ KIZ 54.BÖLÜM
MELEZ KIZ 55.BÖLÜM
MELEZ KIZ 56.BÖLÜM
MELEZ KIZ 57.BÖLÜM
MELEZ KIZ 58.BÖLÜM
MELEZ KIZ 59.BÖLÜM
MELEZ KIZ 60.BÖLÜM
MELEZ KIZ 61.BÖLÜM
MELEZ KIZ 62.BÖLÜM
MELEZ KIZ 63.BÖLÜM
MELEZ KIZ 64.BÖLÜM
MELEZ KIZ 65.BÖLÜM
MELEZ KIZ 66.BÖLÜM
MELEZ KIZ 67.BÖLÜM
MELEZ KIZ 68.BÖLÜM
MELEZ KIZ 69.BÖLÜM
MELEZ KIZ 70.BÖLÜM
MELEZ KIZ 71.BÖLÜM
MELEZ KIZ 72.BÖLÜM
MELEZ KIZ 73.BÖLÜM
FİNAL I
FİNAL II
FİNAL III
Küçücük bir duyuru

MELEZ KIZ 20.BÖLÜM (Sevgililer Günü)

64.1K 2.5K 516
By LentLilly

'Sonunda geldi' dediğinizi duyar gibiyim.İyi okumalar.

Dördümüz ormanın içlerine doğru koşarken çalılardan bir ses geldi.Başım temkinlice o tarafa döndüğünde diğerlerini de durdurdum.

Onlar kendi aralarında bakışırken Cody gerileyip yanıma geldi.Eli,elimi kavrayınca ona hayretle baktım.Korkmuş muydu yoksa ? Hadi canım!

Kesin bir sesle "Tabi ki de korkmuyorum." deyince gözlerim ellerimize kaydı.Bırakacağını düşünürken daha sıkı kavrayınca onu durdurmadım.Demek ki korktuğunu itiraf edemiyor.

Cody'nin,Daniel ve Lucy'e bir bakış atması onların koşarak uzaklaşmasına neden olurken elimi çekiştirerek beni ağaçların arkasına çekti.Elimi neden tuttuğu anlaşıldı.

Sırtımı ağaca yaslayınca bir elini belime koydu.Diğer elini de başımın yanına koyup başını eğdi.Onu ittirmeme fırsat bırakmadan "Tek vücut olmamız gerek." diye açıkladı."Görünmemek için."

Başımı sallarken iyice eğilip başını boynuma koydu.Cody tek vücut olayını abarttı bence.

Aynı anda arkamızdan ses geldi.Birileri fısıldıyordu sanki.Yayımı daha fazla kavrarken Cody'de hançerini sıkı sıkı tuttu.

"Çok uzaklaşmış olamazlar."

Kolumu yavaşça,görünmemeye çalışarak kaldırdım ve ok çantamı elime aldım.Tam ağacın arkasından çıkmayı düşünürken fısıltılar kesildi ve adım sesleri uzaklaştı.

"Daniel ve Lucy'i bulmalıyız."

Başını sallayınca okumu yaya yerleştirip yürümeye başladım.Cody hançeri ile tam arkamdan geliyordu.Yaklaşık 10 dakika sağ salim ilerledik.Sonunda bir açıklığa geldik.Bu alanda,ağaçlar sanki belirlenmiş gibi aynı sınırda duruyordu.Karşımızda hareketlilik hissedince yayımı gerip hazırda bekledim.Hedef alırken açıklığa Lucy ve Daniel çıktı.Bizi gördüklerinde koşarak yaklaşmaya başladılar.

Yanımıza geldiklerinde Lucy ellerini dizlerine dayayıp eğildi."Onları atlattık sanırım.Ama saklanmalıyız."

Başımı sallarken,ağaçlara baktım.Uzunlardı ve çok yaprakları vardı.Sanırım saklanmak için mükemmel bir yerdi.

****

"Buradan düşmezsem iyi.Summer elini versene."

Güvenli dallardan birine oturup elimi Lucy'e uzattım.Alt tarafı tırmanacaktı ama işi büyütüyordu.

Cody ve Daniel kendilerine güvenli yerler bulup yerleşirken Lucy'i de yukarı çektim.Sonunda o da kendine bir yer bulunca,kendi yerime oturdum.Yayımı ve okumu da düşmeyecek şekilde yaprakları bol olan dallardan birine yerleştirip diğerlerine baktım.

Fısıltıyla "Bizi burada bulacaklarını sanmam." dediğimde,Daniel başını sallarken Cody "Plan yapmalıyız." dedi."Bugün atak olmazsa,yarın olacak.Ağaçtan inmeden iyi bir plan yapıp,uygulayalım."

Omzumu silkerken "Bence bekleyelim." dedim."Orman çok büyük değildir.Nasıl olsa bu ağacın yakın mesafesinden geçerler.O zamanda atağımızı yapar ve bu bölümü alırız."

Cody başını iki yana salladı."Bak zeki kız.Böyle saklanırsak korkaktan farkımız kalmaz."

"Bu korkaklık değil aptal çocuk.Bu bir tuzak hatta strateji.Eğer rakibimiz gerçekten fazla hırslıysa,bunu kullanmalıyız."

"Bence de." diye araya girdi Lucy."Bersanolar,tek bir hedef belirlerler ve o hedef dışında hiçbir şeyin kolay kolay farkında olmazlar.Bizim ağaçta olduğumuzu anlamayacaklar bile."

Konuşmaya Daniel'de dahil olurken "Onlar da bekleyecek." dedi."Biz onların gelmesini beklerken,onlar da bizim gelmemizi bekleyecek."

Ne yazık ki haklıydı.Biz akıllıysak onların da bizden aşağı kalır yanları yoktu.Ama Bersanoların,onları hüsrana uğratacak bir hatası vardı; hırs.

****

"Nereye saklanmış olabilirler ki ?"

Lucy'nin sorusuna omuz silkmekle yetinip yayımı gerdim.Her an hazır olmalıydım.Zaten ağaçtan ineli yarım saat olmuştu.Her an karşımıza çıkacaklarmış gibi geliyordu artık.Evet,Cody'nin dediğini uygulayıp ormanda geziniyoruz.Aman ne harika !

Bir dere kenarına geldiğimizde Lucy temkinlice etrafa bakınıp yere diz çöktü.Suyu avuçları arasına alırken sırtımı ağaca dayadım.

"İki gruptan da hiçbir hareket yok.İzleyiciler kesin sıkıldı."

Ben ve Lucy,Daniel'e gülerken Cody etrafa bakmaya başladı."Biraz sessiz olun.Yerimizi belli ediyorsunuz.Ve ben bayıltılmak istemiyorum."

Ona göz devirip "Onlardan korkmuyorum." diye mırıldandım.

Ve aynı anda başımın yanına bir ok saplandı.

Bakışlarım hızla okun geldiği tarafa dönerken Rebecca ve yanında ki grup arkadaşları ile bize sırıttılar.

"Bence korkmalısın !"

Hepsi karşı taraftaki tepenin üzerinde duruyorlardı.Cody,Lucy ve Daniel onlara doğru koşarlarken okumu yaya yerleştirdim.

Olabildiğince hızlı koşarak bende bir kayanın üzerine çıktım.Karşı takıma hedef alırken,Rebecca Lucy'nin omzuna hançerini sapladı.Lucy anında yere yığılırken Daniel de Thomas'ı bayılttı.Kısasa kısas.

Oraya hemen müdahale etmem gerekiyordu.Tabi bunun için de okçuyu devre dışı bırakmak.

Hedefi değiştirip karşı tarafın okçusu Amelia'ya döndüm.O uygun anı bulup Cody ve Daniel'e ok atmaya çalışırken okumu serbest bıraktım.İstediğim gibi ok,Amelia'nın tam omzuna saplandı.Okları ve yayı elinden kayıp yere düşerken kendisi de yere yığıldı.

Anında üzerinde olduğum kayadan atlayıp bizimkilere koştum.Tam araya gireceğim anda Daniel de yere yığıldı.İkiye iki kalmıştık.Cody Austin'i etkisiz hale getirmeye çalışırken Rebecca bana doğru koştu.

Yakınıma geldiğinde aptallık yapıp hançeri saplamaya çalıştı.Hamlesini yayımın sert tarafı ile engelleyip karnına güçlü bir tekme savurdum.

Sertçe yere düşerken hançeri elinden kayıp çimlere saplandı.Doğrulup hançere uzanmaya yeltendiğinde anında yanında belirip eline bastım.Çığlık atmamak için dudaklarını dişlediğinde hançeri uzanıp aldım ve omzuna sapladım.

"İyi uykular."

Gözleri kapanırken ayağa kalkıp arkama baktım.Austin,Cody'nin üstündeydi ve iki hançer saplamaya çalışıyordu.Cody ise ona birkaç yumrukla karşılık veriyordu.Bayağı iyiydi ama.

Okumu yaya yerleştirirken Austin hançerlerden birini Cody'e sapladı.Gözlerim büyürken yayı gerdim.Oku serbest bıraktığım anda o da hançerini bana fırlattı.Kurtulmak için hiçbir hamle yapmadım.Oyun bitsin istiyordum.

Austin anında yere yığılırken ben biraz daha dayandım.Yapabildiğim kadar yürüdüm ve ormanın bitimine ulaşmaya çalıştım.Başardım da.Tam ormandan çıkmış ve kalabalığın ayaklanmasını görmüştüm ki yere yığıldım.Bu kadardı,kazanmıştık.

****

"Birinci bölümü Capriano Koleji kazandı.Durum 1-0.Tabi bir şey söylemek için daha erken.Sıra ikinci bölümde.Yarışmacılar bir Bersano,bir Capriano olmak üzere labirente girecekler.Şimdi labirent sizin."

Tanımadığım bir adam eliyle labirenti gösterince Lucy'e baktım.Bizden ilk o girecekti.Amelia ile.

"Bana şans dileyin."

Ona gülümsediğimiz sırada arkasını dönüp labirent girişine ilerledi.

Tok bir ses duyulduğunda ikisi de labirente girdi.İçeride ne olduğunu veya bize hangi zorluklar hazırladıklarını bilmiyordum ama kolay olmayacağı kesindi.

Lucy aşağı yukarı 15 dakika içinde girdiği gibi koşarak çıktı.Elinde minik bir kupa vardı.Gülümseyerek yanımıza gelip kupayı ortaya yerleştirilen masaya koydu.

"İşte bu kadar !"

Kıkırdadığımda o da güldü.Sonra da hep birlikte grup kucaklaşması.

Cody "Labirent nasıldı ?" dediğinde bakışlarımız Lucy de kilitlendi.

"Kolay değildi,gerçekten.Ama bize pek engel koymadılar.Hatta bence hepimizin zorluk derecesi farklı olacak.Sonuca gelirsek,labirentin çıkışında parıldayan bir kupa var.Onu alınca önünde bir yol uzanıyor.Yolu takip edince de çıkışa ulaşıyorsun."

"Ya labirent ? İçinde ne var ?"

Bir süre bakışları bir yere kilitlendi.Ağzını açmadı bile.Ardından yüz ifadesini değiştirmeden "Labirent canlı gibi bir şey.Seni tanıyor,korkularını,kayıplarını,hayallerini ve zaaflarını biliyor." dedi."Ona göre yönetiyor seni."

"Şimdi sırada ikinci yarışmacılarımız !"

Daniel öne çıkarken Lucy elini onun omzuna koydu.

"Bizi 2-0 yap.Ve labirentte bir şeyler düşünmemeye çalış."

Daniel başını sallayıp Austin ve labirente yönelince arkasından uzun uzun baktım.Bu bölümde içimizden biri zarar görecekti,hissediyordum.

Daniel de 15 dakikaya yakın bir zamanda çıktığında rahat bir nefes aldım.Elinde bir kupa yoktu ama olsun.İyiydi sonuçta.Yanımıza geldiğinde bir süre yüzümüze bakmadı.Biz de konuşmadık zaten.Diğer takım sevinç kahkahaları atarken Daniel "Özür dilerim." diyerek sessizliği bozdu.

Cody dostane bir tavırla onun omzuna sıktı."Dostum,sıkma canını.Bu turnuvada üzülmeye değmez bile.Hem sen elinden geleni yaptın.Gerisini bize bırak."

Daniel tebessüm edince gülümsedim.Aynı anda "Üçüncü yarışmacılar, labirent sizin !" sesi duyuldu.Anında Cody'e baktım.Sıra ondaydı.

"Pekâlâ,yaralanmamaya çalış."

Bana gülümsediğinde,ben de gülümsedim.

"Çalışırım."

Arkasını dönüp Thomas'ın yanında ,labirente yürümeye başladığında onu izledim.Tanrım lütfen eğer biri zarar görecekse bu Cody olmasın.

Lucy ve Daniel'in aksine Cody 15 dakikada çıkmadı.Hatta yarım saat olmuştu ama yine de ortada görünmüyordu.Herkes gibi bende telaşlanmaya başlamıştım.Hatta bir ara labirente girmeyi düşünmüştüm.

Labirent girişinde bir hareketlilik gördüğümde gözlerimi kıstım.Thomas yaralıydı,kötü bir şekilde.Ya Cody ? Bir elinde mini kupayı diğer eliyle Thomas'ı taşıyordu.

Cody'nin göğsü ve omzu kanlar içindeydi.Gözlerinde acı hakimdi ama yüz ifadesi hiçbir şey belli etmiyordu.Onlara doğru koşarken arkamdan sağlık görevlilerinin geldiğini gördüm.İyi bari,bunu akıl etmişler.

Cody'nin hızla atan kalbini duydukça daha hızlı koştum.Thomas'ın diğer yanına da ben yerleşince Cody kupayı ileriye doğru atıp bana yardım etti.Onu Bersano çadırına kadar taşıdık.İçeri girmemize izin vermeyen sağlık görevlileri Thomas'ı bizden alıp çadıra soktu.Yanımda kalan iki görevli Cody'i benimle birlikte Capriano çadırına kadar taşıdı.

Görevliler müdahale için beni çıkartmak istediklerinde onları ittirip Cody'nin yanına geçtim.Onun yanından ayrılmayacaktım.

Tişörtünü çıkarıp yarayı açtıklarında bakışlarımı Cody'nin yüzüne çevirdim.Beni izliyordu.

"Ç-Çok mu kötü?"

Sesini duyunca yutkundum.Pekâlâ,en azından uyanıktı.Sesimin titrememesine dikkat ederek "Aptal." dedim."Hani yaralanmak yoktu ?"

Gülümsemeye çalıştı ki bunu yaparken acıyla yüzünü buruşturdu.

"Seni hayal kırıklığına uğrattım."

Başımı sallarken "Fazlasıyla." diye ekledim.

Bakışlarım tekrar yarasına döndü.Tahminen kazık fırlatılmıştı.Ya da kazıklar demeliyim.

"Ne oldu sana ? Orada ne oldu ?"

Konuşmadan önce dudaklarını yalayıp yutkundu."Boş zamanıma denk geldi demeliyim sanırım.Tamamen duygulara oynuyorlar.Sen kendini kaptırınca da asıl saldırı gercekleşiyor."

Ses tonu şimdi daha iyiydi.Bu da demek oluyor ki iyileşiyor.

Başka bir soru için dudaklarımı aralamıştım ki görevli başını kaldırıp yüzüme baktı.

"Gitmeliyiz.Uyumaya ve dinlenmeye ihtiyacı var."

Başımı sallayıp ayağa kalktım.Cody'nin gözleri de kapandı kapanacaktı zaten.Çadırdan dışarı çıkarken yine aynı ses duyuldu."Son yarışmacılarımız için labirent hazır.Labirent sizin !"

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.Bunu yapabilirdim.Hem Daniel hem de Cody için.Bunu yapmalıydım.

Labirent girişine ilerlerken Rebecca'yı gördüm.Gözleri kızarmıştı.Tahminen kardeşine ağlamıştı.Yanına yaklaşınca yüzüne zorla bir gülümseme yerleştirdi.Alaycı bir gülümseme.

Tok bir ses duyulduğunda ikimizde farklı yollardan labirente girdik.İçerisi tahmin ettiğim kadar kötü değildi.Duvarlar sarmaşıkla kaplanmıştı ve ara ara çiçekler boy gösteriyordu.Böyle huzur verici bir yer nasıl olur da tehlikeli olabilirdi ki.

İlerlemeye başladığımda arkamdan bir ses duydum.Labirent girişindeki duvarlar sırayla kapanıyordu.İşin kötüsü bu tüm duvarlara oluyordu.Koşmaya başladığımda duvarlar daha hızlı kapanmaya başladı.İleride bir açıklık gözüme çarptığında hızımı arttırdım.Kendimi açıklığa attığım sırada arkamdaki duvar gürültüyle kapandı.Sanırım ucuz atlatmıştım.

Derin bir nefes alıp etrafa bakındım.Bir hedef tahtasının karşısındaydım.Yanımda da bir yay ve 7 tane ok vardı.Tekrar hedef tahtasına baktım.Ama yok olmuştu.Onun yerine hiç kıpırdamadan duran 7 kişi vardı karşımda.Annem,babam,Kate,Scott,Zach,Cody ve Lucy.Elim istemsiz olarak yaya ve oklara gitti.Birinci oku yaya yerleştirip annemi hedef aldım.Yayı yere atmak istesem de sanki elime yapışmıştı.Ok serbest kaldığında doğruca annemin kalbine ilerledi.Hiç şaşmadan kalbini delip geçerken annemin gözleri irileşti ve kanlar içinde yere yığıldı.Yayı elimden bırakıp ağzımı kapattım.Bu sahneye tanık olmak...

Başımı kaldırıp babama baktığımda bu sahnenin gerçek olmadığını bilsem de canım acıdı.Bana suçlayıcı bir ifade ile bakıyordu.Sanki isteyerek yapmışım gibi.Sanki vahşi biriymişim gibi.Sonra hepsinin görüntüsü yavaşça silindi. Arkalarında tek bir iz bile bırakmayarak kaybolduklarında yutkundum.

Aynı anda vücudumu büyük bir acı sardı.Öyle bir acıydı ki bedenimin her noktasında eksiksiz hissediyordum.Başımı korkarak eğdim.Her yerimi gümüş kazıklar sarmıştı.Ellerimi iki yana açıp nefes almaya çalıştım.Neyseki kalbime kazık gelmemiş- Bir kazık daha saplandı.Kalbime.

Nefesim boğazıma takıldı.Ciğerlerim hava istiyor ama bir şey buna izin vermiyordu.Sonra acıyla yere yığıldım.O anda görüş alanıma parlak bir şey girdi.Kupa.Ayağa kalkmaya çalıştığım anda acı daha fazla ele geçiriyordu beni.

Dudaklarımı ısırdım,birkaç defa tekrar yere yığıldım ama sonra başardım.Ayağa kalktım ve birkaç adım attım.Şu anlık sorun yoktu.

Kupaya birkaç adım kala acı kendini tekrar gösterdi.Kalbime saplanan kazık kırmızıya boyandı.Sonunda dayanamadım ve yapmam gerekeni yaptım.Çığlık attım.

Vücudumdaki tüm kazıklar sırasıyla kaybolurken kalbimdeki kazık hareketsiz kaldı.Buna rağmen kendimi güçlü hissediyordum.Elimi kupaya uzatırken görüş alanıma Rebecca girdi.O da yaralanmıştı.Bir bana bir de kupaya baktı.Yenilgiyi kabul etmiş gibi yere diz çöktü sonra.Onu daha fazla beklemedim.Kupayı elime alınca yan tarafta bir yol açıldı.

Kalbimdeki kazığı tek hamlede çıkarıp atarken Rebecca'ya ilerledim.Beni görünce ayağa kalktı.

"Buradan çıkmalıyız."

Başını sallayınca kolunun altına girdim.O da beni belimden tutarken açılan yola ilerledik.İleride kalabalığı görebiliyordum.Bir anda dizlerimin bağı çözüldü.Yere düşecekken Rebecca beni tuttu.

"Buradan çıkmalıyız."

Beni tekrar edince başımı salladım ve ilerledik.Bir süre sonra güneş ışığı bizi aydınlatınca Rebecca kollarımdan alındı.Cody de beni kucağına alınca kendimi bıraktım.Benim de bir dayanma gücüm vardı ve artık bitmeliydi.

****

"Summer,uyan lütfen."

Zihnime süzülen sesle rahatsızca kıpırdandım.Gözlerim ağır ağır açılırken Cody'nin üzerime eğildiğini gördüm.Uyandığımı anlayınca derin ve rahatlama dolu bir nefes aldı.Elini belime koyup beni kaldırdı.Oturur vaziyete geldiğimde o da yanıma oturdu.Üzerinde tişört yoktu ve yarası görünüyordu.Üzerine bez konmuştu,görünürde kan yoktu ama çok acıdığına emindim.Anında bakışlarım vücuduma döndü.Siyah askılım vücudumu açıkta bırakıyordu ama görünürde bir yara yoktu.Artık vücudum ne yaptıysa kapatmıştı tüm kazık izlerini.

"Summer,iyisin değil mi ?"

Bakışlarımı yüzünde gezdirdim biraz.Endişesini her şeyiyle belli ediyordu.Bakışı,sesi,ifadesi...

Elimi,Cody'nin yarasına koyarken "Çok acıyor mu ?" diye fısıldadım.Başını tereddütle iki yana salladı.Cevap vermeden o yaranın iyileştiğini düşündüm.Elimden bir şeyler kopar gibi olduğunda yüzümü buruşturdum.

"Peki şimdi canın acıyor mu ?"

İlk önce bana baktı,sonra yarasına, sonra tekrar bana.

"Summer ne yaptın sen ?! İyileştirmek seni yoruyor."

Elimi geri çekerken gözlerimi kapattım."Önemi yok.Hem senin canın acıyordu.Ve Cody,benim için değerlisin."

"Summer." dedi yalvarırcasına."Benim değil senin canın yanıyor."

Labirenti düşündüm bir an.Annemi öldürüşümü,vücudumun her yerine kazık saklanışını,Rebecca ile oradan çıkmamızı.

Sahi neden acımıyordu canım ? Oradayken bedenimi ele geçiren acıdan hiç bir iz yoktu şimdi.Mucize gibiydi.

Konuşacağım sırada çadırın örtüsü açıldı.İçeriye Bay Michael ve Bay Ross girdiği sırada,varlıklarından yeni haberdar olduğum Lucy ve Daniel yattıkları yerde doğruldular.

"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz çocuklar ?"

Hiçbirimiz cevap vermedik.Sanırım cevaplarımız yüzümüzden okunuyordu.

"Öncelikle hepinize geçmiş olsun.Zor bir bölüm atlattınız.Ama size güzel bir haberim var.Turnuvanın son bölümü bugün olmayacak."

Kaşlarımı çatıp "Neden ?" dediğimde Bay Ross'un bakışları bana döndü."Bugün hepiniz çok fazla yoruldunuz,yaralandınız.Labirenti,kurtboğanı yada mine çiçeğini alt etmek göründüğü kadar kolay değil.Üstelik geri kalan bölümde hareket halinde olacaktınız.Böylesi daha iyi.Vücudunuz bundan fazlasını kaldıramaz."

Ardından Bay Michael ekledi."Son bölümün yapılacağı kesin değil.İki bölümle yetinip yarışma galibi ilan edilebiliriz."

Gözlerimi devirip bakışlarımı yere diktiğimde Cody'nin bana baktığını hissettim.Hıh,bakmıcam işte.

Ayağa kalktığımda o da kalktı."O zaman hemen gidelim.Uyumak istiyorum."

Çadırdan dışarı çıktığımda Kate'i gördüm.Arabaya yaslanmış beni bekliyordu.Diğer izleyiciler de gitmeye başlamışlardı zaten.Ona yaklaştığımda bana sımsıkı sarıldı."Senin için çok endişelendim tatlım.İyisin değil mi ?"

Başımı sallayınca benden ayrıldı.Aynı anda burnuma annemin kendine has kokusu doldu.Özlemişim.Beni bırakmayacak gibi sarılırken babam da kolunu bize doladı.Birden araya Kate'de girince gülümsedim.Yaşasın aile kucaklaşması.

Ayrıldığımızda annem,babam ve Kate diğerlerine de sarıldı.Yaşasın takım kucaklaşması.

Lucy ve Daniel veda edip başka arabaya yönelirken Cody bana sımsıkı sarıldı.Ona karşılık verdiğimde saçlarımı öptü ve geri çekildi.Alnıma da buse kondururken "Yarın görüşürüz." diye fısıldadı.Başımı sallarken bende "Kendine dikkat et." diye fısıldadım."Bu sefer beni hayal kırıklığına uğratma."

Gülerek geri çekildi.O öbür arabaya ilerlerken ben de kendi arabamızın,arka koltuğuna oturdum.Kate benimle birlikte arka koltuğa oturmuştu.Başımı onun dizine koyup iyice yayıldım.Saçlarımı okşamaya başlarken arabada bir sohbet havası başladı.Neden bilmiyorum ama annem,babam ve Kate sırayla anılarını anlatmaya başladılar.Eve dönüş yolunda kahkahalarla gülerken düşündüm.İşte huzur,işte mutluluk.

****

"Summer ! Kalk artık !"

Yorganı kafama kadar çekip gürültüyü azaltmaya çalıştım.İşe yaradı mı ? Hayır.

"Git başımdan Cody."

"Summer bugün 14 Şubat.Bugün Sevgililer Günü."

Yorganı biraz açıp kafamı kaldırdım.

"Mal beni ilgilendirmeyen bir konuyla ne diye uykumu bölüyorsun ?!"

Tekrar yorganı kapattığım sırada tek bir hamlede yorganı yere attı.

"Bu tüm dünyayı ilgilendirir küçük hanım."

Gülerken "Yaşasın yalnızlık." diye mırıldandım.Güçlü bir kahkaha atıp yatağa zıpladı."Yalnız olmak zorunda değilsin."

"Düşüneyim bi.Hmm,kalsın."

Yatağa uzanıp bana döndü.Kolunu başının altına koyduğu sırada telefonu çaldı.Homurdanarak cebinden telefonu çıkardı.

"Efendim...Anladım...Siz iş bitince arayın beni...Yo hayır gerek yok.Tamam,teşekkür ederim."

Aramayı sonlandırıp telefonu komidinin üzerine koydu.

"Kimin aradığını sormayacak mısın ?"

Tek kaşımı kaldırınca o da kaşını kaldırdı.

"Sormam mı gerekiyor ?"

Başını aşağı yukarı sallayınca ben de kolumu başımın altına koydum.

"Peki o zaman.Cody kim aradı ?"

Cevap vermeden önce gülümsedi.

"Boşver.Bilmene gerek yok."

Ona bir süre dik dik baktım.Ardından bir şey söylemeyip yatakta doğruldum.Fazla ve gereksiz enerjisiyle uykumu kaçırmıştı zaten bir de saçma sözleriyle uğraşamazdım.Kendimi banyoya attığım an kapıyı kilitledim.

"Ya ben onu öylesine söyledim.Belki gülersin diye."

Boğuk gelen sesine kıkırdadım.

"Sence komik miydi Cody ? Soğuk espri bile değil."

"Belki sıcak espridir."

Kapının kilidini hızla açıp ona baktım.Birkaç adım gerilerken odadan fırladı.Ben de peşinden.

"Seni öldürücem Cody !"

Merdivenlerden inerken Kate'in yanından geçtik.Bizi kahkahalarla izlerken koşmaya devam ederek ona döndüm."Cody'i soran olursa,ölümü Summer elinden oldu dersin !"

Kahkahayla cevap verdiğinde yüzümü buruşturdum.Kate'i bir ara kendi tarafıma çekmeliydim.

"Tamam Summer ya !"

Hem gülüyor hem de koşmaya devam ediyordu mal.Ya sabah sabah öyle espri yapılır mı ?

"Summer ! Cody ! Sabah sabah ne bu gürültü ?!"

Annemin sesini duymamla bahçenin ortasında durdum.Cody de durunca gözlerimi kıstım.Devir intikam devri.

Koşarak sırtına atladığım sırada kıkırdadı.

"Summer ve Cody dedim.Kesin artık."

İkimizin bakışları aynı anda anneme dönerken sırıttım.

"Günaydın anne ! Nasılsın ?"

Annem cevaplayacakken Kate araya girdi.

"Kızma onlara Elena.Bugün sevgililer günü.Eğlenmeye hakları var."

Cody başını sallarken "Ne eğlence ama." diye homurdandım."Uykum biricik soğuk espri sayesinde kayboldu."

Son anda farkettiğim bir şeyle gözlerim irileşti."Kate biz sevgili değiliz !"

Kate kıkırdarken Cody de ona katıldı.Sertçe kafasına vurdum."Sen benim tarafımdasın."

****

Boş boş zaman geçirmek için odama çıktığım sırada Cody'de arkamdan geldi."Seninle bir şey konuşmam gerek."

İçeri girip odanın kapısını kapattığında yatağa oturdum.Bağdaş kurarken geriye yaslandım.Rahatlık önemliydi sonuçta.

"Dinliyorum."

O da karşıma oturdu.Gözlerini gözlerime dikerken beklentiyle baktım.Anlamıştır umarım.

"Summer sırf bugün için sevgilim olur musun ?"

Kaşlarımı kaldırdığımda o kaşlarını çattı.

"Sadece bugünlük.Sadece bu sevgililer gününü güzel geçirmek istiyorum."

Bakışlarımı kaçırıp düşündüm.Cody ile bir günlük sevgili olmak.Hmm.Kabul etsem bir kaybım olmazdı herhalde.

"Pekâlâ,sevgiline süpriz hazırladın mı ?"

Yüzünü bir gülümseme kaplayınca güldüm.Evet bir şeyler hazırlamış.

"Elbette.Sevgilime unutulmaz bir gün yaşatmak için hazırım."

Yataktan kalkarken "Çabuk giyin." dedi."Alışverişe çıkıyoruz."

"Gerek yok Cody.İyiyim ben böyle.Hem bir sürü elbisem var benim."

Baygın bir bakış atıp dolabıma yöneldi.Kapaklarını açıp kenara çekildi.

"Bunların yarısından çoğu koyu renk Summer.Bugün karanlık kız olmayacaksın."

Dolap kapaklarını kapatıp odadan çıkarken "Çabuk ol !" diye seslendi.Ayağa kalkıp dolaba yöneldim.O dağınıklıkta bulduğum dar kotumu ve siyah kazağımı bir çırpıda üzerime geçirip kırmızı ceketi elime aldım.

Ayna karşısına geçip kısa ve sade bir makyaj yaptım.Bu kadar yeterdi sanırım.Telefonumu ve cüzdanımı krem rengi bir çantaya atıp odadan çıktım.Cody salonda veya mutfakta yoktu.Görüş alanıma Kate girerken parmağıyla kapıyı işaret etti.Arkamı dönecekken beni baştan aşağı süzdü.Gülümseyerek baş parmağını kaldırdığında ben de gülümsedim.

Ceketi giyip dışarı çıktığımda Cody'i arabasına yaslanmış bir halde buldum.Hafif rüzgâr saçlarını uçuştururken derin bir nefes aldım.Ben bu çocuğun,bu günlük sevgilisiyim.

****

"Bu olmaz Cody beğenmedim.Bu da olmaz.Hayır bu çok garip gibi,sevmedim."

Sıkıntıyla iç çekip etrafa bakındı.

"Sen seç bakalım küçük hanım."

Bakışlarım mağazayı tararken bir köşede durdum.

"Gel buraya."

Gözüme ilk çarpan elbiseyi Cody'e gösterdim.

"Bu güzel değil mi ?"

Başını iki yana sallayıp "Hayır bu çok kısa." dediğinde bakışlarım tekrar elbiseye döndü.Asıl rengi turkuazdı ama siyah dantellerle süslenmişti.Tamam biraz kısaydı.Yoksa çok mu kısaydı ki ?

Ben diğer elbiseleri tek tek elerken bulduğum başka bir elbise ile ona döndüm.Yerinde yoktu.Sağa sola bakındım ama yine göremeyince omuz silktim.Gelirdi nasıl olsa.

Elimdeki elbiseyi tekrar yerine koyarken arkamdan "Artık gidebiliriz." diyen sesini duydum.

Ona döndüğümde elinin boş olduğunu gördüm.İnsan bir şey alır değil mi ?

"Ne gitmesi ya bir şey almadık ki."

Başını yana eğip "Ben aldım sana." dediğinde tek kaşımı kaldırdım.

"Umarım güzel bir şeydir."

"Şüphen olmasın."

"Nasıl bir şey aldın ? Hangi renk ?"

Oflayıp elimden çekiştirdi."Buradan hemen çıksak olur mu Summer ? Her an kavga çıkabilirim."

Gözlerimi kısıp mağazayı tararken beni baştan aşağı süzen bir erkek gördüm.Cody de kavgadan söz ettiğine göre rahatsız olduğu konu oydu.Seni kıskanç seni.

Başımı sallayınca elini sahiplenici bir tavırla belime yerleştirdi.Biz hızla mağaza çıkışına ilerlerken yanda gülüşen kızlar dikkatimi çekti.Cody'i gösterip aralarında bir şeyler konuşuyor sonra da tekrar hayranlıkla Cody'i süzüyorlardı.

Benim onlara baktığımı gördüklerinde ciddiyete büründüler.Kendimi tutamadan Cody'nin belimdeki elini gösterip dil çıkardım onlara.Saçmalamayın,tabi ki kıskanmadım.

Arabanın yanına geldiğimizde ön koltuğun kapısını açıp girmemi bekledi.Ona gülümseyip koltuğa oturdum.Arabanın etrafından dolanıp kendi yerine oturdu.

"Eee şimdi nereye gidiyoruz şoför bey ?"

Arabayı çalıştırırken göz ucuyla bana baktı."Kuaföre."

****

"Hayır,bu ne böyle ya ! Topuz mu kuş yuvası mı belli değil.Boz bunu, çabuk boz."

Kadın çaresizce Cody'e bakarken Cody'de başını salladı.

"Bence de boz bu saçı.Hatta şuna uygun bir şeyler yap."

Parmağını şıklatmasıyla köşede duran bir adam geldi ve elindeki kıyafeti kadına gösterdi.Ne yazık ki ben elbiseyi göremedim.Beyefendi elbiseyi büyük bir özenle siyah kılıfa yerleştirmiş,görünmüyor.

Kadın aklına bir şey gelmiş gibi sırıttı.

"Yapıcam ama şikayet etmek yok.Sade ama güzel olacak."

Başımı sallayınca saçımla tekrar uğraşmaya başladı.Yaklaşık yarım saate saçım hazırdı.Dediği gibi sadeydi.Fön çekmişti sadece ama uçlarına yaptığı bukleler sanki çok uğraşılmış gibiydi.

"Oldu,değil mi Cody ?"

Başını sallarken ayağa kalktı,elimden tutup beni de kaldırdı.

"Giyinmemiz gerek artık.Burada çok zaman geçirdik."

Beni çıkışa sürüklerken ona ayak uydurdum.Başka çarem var mıydı sanki ?

"Nerede giyeceğiz peki ?"

Arabaya ilerlemeye devam ederken göz ucuyla bana baktı."İleride bir otel var.Eski bir arkadaşın diyelim.Odalardan birinde giyinmemize izin verir herhalde."

Gözlerimi devirmeyi geciktirmeden "Müthiş bir plan." diye mırıldandım.

Beni dinlemeden kapımı açtı.

"Girecek misin küçük hanım ?"

Yavaşça koltuğa oturduğumda o da kapıyı yavaşça kapattı.O kadar zaman bu saç için uğraşıldı.Bozmaya cesaretimiz yoktu bizim.

****

"Tamam sen o odada,ben de bu odada hazırlanıyorum.Elbiseni ve makyaj eşyalarını koydular odaya."

Başımı sallayıp bana ayrılan odaya girdim.Sonunda elbisemi görebilecektim.Koltuğun üzerinde duran siyah kılıfın fermuarını yavaşça açıp elbiseyi elime aldığım.Cody haklıydı,gerçekten de çok güzeldi.(MULTİMEDİA)

Sevgililer gününe yakışır bir şekilde kırmızı renkti.Biraz kısa olması dışında bir kusuru yoktu elbisenin.Cody'nin zevkine bakın siz.

Heyecanla üzerime geçirip aynaya baktım.Uçları bukle bukle olan saçlarım omuzlarımdan dökülürken göz makyajım için gerekenleri hallettim.Eksik kalan tek şey rujumdu ve önümde o kadar çok renk vardı ki.

"Bence kırmızı olsun."

İrkilerek arkamı dönüp kapıya baktım.

"Ne zamandır oradasın ?"

"Göz makyajı yapma çalışmalarından beri.Ben beceremezsin diye düşünmüştüm."

Ona gülerken tekrar rujlara döndüm.Kırmızı olanı elime alırken aynanın karşısına geçtim.Rujumu özenle dudaklarıma sürerken Cody'e baktım.Onda pek bir şey değişmemişti.Pantolonunu siyah,dar kotla değiştirmişti ve üzerinde deri ceketi vardı.Kısaca...mükemmel ama klasik.

İşimi bitirip geri çekildim.Ben ne ara bu kadar güzel olmuştum ?

Cody yanıma yaklaşıp saçlarımı bir omzumda topladı.Ne zaman aldığını bilmediğim kolyeyi boynuma usulca takarken kolyeyi inceledim.Ucunda su damlası gibi bir şekil vardı ama bu bile yeterliydi kolyeyi sevmem için.

"Teşekkür ederim." diye mırıldandığım sırada boynuma küçük bir öpücük bıraktı.Ben titrek bir nefes alırken elimden tutup odadan çıkardı.Sakinim ben,sakinim.

****

Yol boyunca tek kelime etmemiştik.Hem nereye gidiyorduk ki ?

Araba durduğunda bakışlarımı dışarıya çevirdim.Tek görebildiğim sakin bir göl,tek duyabildiğim suyun şırıltısıydı.

Arabanın etrafından dolaşıp yanıma geldi ve kapımı açtı.Derin bir nefes alıp arabadan indim.Elimden tuttu ve göle doğru götürmeye başladı.

"Şimdi gözünü kapat Melek."

Dediğini yapıp gözlerimi kapattığımda ayaklarım yerden kesildi.Aceleyle Cody'nin boynuna sarıldığımda güldü.

Birkaç dakika daha ilerledik.Sonunda beni kucağından indirdiğini hissettim.Belimden tutarak beni ilerlettiği sırada ayaklarım suya değdi.

"Cody sakın bana suya gireceğimizi söyleme."

Keyifli bir kahkaha atarken beni ittirmeye devam etti.Suyun boyu artacağı yerde,sabit kaldı.Hâlâ parmak uçlarımda hissediyordum suyu.

Birkaç adım sonrası beni belimden tuttuğu gibi kaldırdı ve bir yere oturttu.Dayanamayıp gözlerimi kırpıştırarak açtım.İyi ki de açmışım.

Leziz bir yemek beni bekliyordu.Masaya yemek ve içecekler dışında mumlar da koyulmuştu.Cody de karşıma oturunca yüzüme kuşkuyla baktı.Ne düşündüğünü anlamak pek zor değildi.

"Bütün bunlar çok güzel Cody.Teşekkür ederim."

Yüzünü memnun bir gülümseme kapladığında tebessüm ettim.

"Hepsi senin için Melek."

Kaşlarımı çatıp "Melek nereden çıktı ?" diye sorduğumda tam gözlerime baktı.

"Bu sabah tam bir melek gibi uyuyordun.O anda aklıma geldi sana bu isimle seslenmek.Eğer istemiyorsan-"

"Yo hayır.Bana böyle seslenmeni seviyorum."

Yemeğimizi sessizlik içinde bitirdik.Son olarak dudağımın kenarını peçeteyle silip Cody'e baktım.O da içeceğinin son yudumunu kafasına dikip bana baktı.Benim bakışlarım gibi değildi onunkiler.Onun bakışları duygu yüklüydü.Özlem,sevgi,hayranlık...

"Neden öyle bakıyorsun ?"

Gülümseyerek bakmaya devam etti.

"Sevgilim değil misin ? Bakmak istiyorum."

Bakışlarım ayaklarım altındaki suya dönerken "Yarın böyle olmayacağız biliyorsun,değil mi ?" diye mırıldandım."Yarın yine Summer ve Cody olacağız."

Suratı asılırken ayağa kalktı ve elini uzattı."Biliyorum ama düşünmek istemiyorum.Şimdi benimle dansa var mısın Melek ?"

Şaşkınlıkla etrafa bakındım.Ardından ayağa kalkıp elini tuttum.

"Tabiki varım da müzik ?"

Gülümseyerek beni kendine çekti.

"Dedi,dans etmek isteyen kız sevgilisine."

Gülümseyerek devam ettirdim.

"Ve sevgilisi de karşılık olarak ?"

Cevap vermek yerine alnını alnıma yasladı.

"Senin kalp ritmin yeter,dedi."

Gözlerimi kapattığım sırada yavaşça sallanmaya başladık."Senin kalp ritmin yeter." diye tekrar ettim mırıldanarak.

Kaç dakika boyunca öyle sallandık bilmiyorum.Bildiğim,hissettiğim tek şey şu an huzurdu.Cody'nin kolları arasında nedensiz bir huzur.

"Seni seviyorum Melek.Çok seviyorum."

Başımı kaldırıp yüzüne bakmadım.Ne diyebilirdim ki ? Ama ben seni sevmiyorum mu ?

Onun yerine "Beni bu kadar sevme." dedim."Karşılık veremeyeceğim,değerini ölçemeyeceğim kadar sevme beni."

"Buna hakkın yok." dedi sakince."Beni sevmeyebilirsin ama benim seni sevmemi engelleyemezsin."

Başımı sallayınca alnıma küçük bir öpücük bıraktı.Ardından tekrar alnını alnıma yasladı.

"Ben senin içinde kaybolmak istiyorum,Melek.Kendimi kaybedeyim,sende bulayım istiyorum.Hem beni yakmanı,hem de kurtarmanı istiyorum.Ben...seni çok fazla seviyorum."

Bir elini yanağıma getirip okşadığında yutkundum.Dudaklarımı araladığım sırada devam etti.

"Bilgin olsun Melek,bir gün bana git desen bile gitmem.Yanından ayrılmam."

Kıkırdarken ekledim."Sana git diyeceğimi hiç sanmıyorum."

Hafif geri çekilip telefonunu çıkardı.Saate baktığını görebiliyordum.

"Tamam ertesi güne daha çok var."

Onun telaşlı haline gülümserken bana baktı.Somurtan dudakları benim gülümsememle,tebessüm etti.

Elimden tutup sudan çıkartırken arkamızda kalan masaya baktım.

"Orası ne olacak ?"

"Boşver orayı.Toplarlar birazdan."

"Kimler ?"

Sorumu duymazdan gelir beni çekiştirmeye devam etti.Arabaya gidene kadar da ağzını açmadı.Ön kapıyı açınca gözlerimi kısıp koltuğa kuruldum.Arabanın etrafından dolanıp sürücü koltuğuna oturdu ve arabayı çalıştırdı.

Yaklaşık 10 dakika sonra yine durduk.Bu sefer etrafta ne var diye bakınmadım.Sadece bekledim.

Ön kapımı açtı ve ben çıkar çıkmaz gözlerimi kapatmamı söyledi.Dediğini yapıp gözlerimi kapattım.Bu sefer kucağına almak yerine elimi tutup ilerlemeye başladı.

"Gözlerini açabilirsin Melek."

Pekâlâ,bunu beklemiyordum.Şehrin ayaklarımızın altında olduğu bir yamaçtan manzarayı izlemeyi beklemiyordum.Ondan daha da önemlisi çevresi süslenmiş beyaz bir bank beklemiyordum.

Bankın iki yanında büyük lambalar vardı.Lambaları birbirine bağlayan,bankın üzerinde duran sarmaşık gibi bir şeydi.Sarmaşığa asılmış iplerin ucundaki yıldızlar da parlıyordu.

"C-Cody..." diye kekelediğim sırada gülümsedi ve elimden çekiştirip banka ilerledi.Yıldızlara çarpmamaya dikkat ederek oturdum.Cody de yanıma oturup manzaraya baktı.Ben de ona.

Derin bir nefes alıp ona yaklaştım.Başımı omzuna koyduğum zaman kolunu belime sarıp beni kucağına çekti.Başımı da göğsüne koyduğumda,saçlarıma küçük öpücükler bıraktı.

"Uyumak ister misin ?"

Başımı sallayıp kucağına daha çok sindim.Boşta olan eliyle,elimi tuttuğunda başımı kaldırdım.

"Teşekkür ederim Cody.Bugün için,yaptıkların için,beni sevdiğin için,çok teşekkür ederim."

Gözlerime bakarken gülümsedi."Sen mutluysan ben de mutluyum Melek.Teşekkür etme."

Ama hüzünlü olduğu belliydi.Belki de zamanın az kaldığını biliyordu.

Hızla dudaklarına küçük bir öpücük kondurup gözlerine baktım.Şimdiden gülümsemeye başlamıştı.Aklıma not ettim,Cody onu öptüğümde kendinden geçiyor.

Bugünün hatta belki de önümüzdeki birkaç ayın son öpücüğünü de vermek için tekrar uzandım dudaklarına.

Olması gerektiği gibi,çok sürdürmedim.Yani nerden baksan ancak birkaç dakika.Geri çekildiğim zaman sırıtıp dudaklarını yaladı.Gözlerimi kaçırarak başımı tekrar göğsüne koydum.Cody hareketime gülerken,"Sevgililer günün kutlu olsun,sevgilim." diye mırıldandı.

Ve o sırada uzaklardan saatin 12 olduğuna dair bir ses geldi.Sevgililer günü de bizim çakma sevgililik de sona ermişti.

Umarım beğenerek okumuşsunuzdur.Sevgililer günü yaptığım halde biraz fazla gecikti.Özür dilerim.Şimdi yazarınız oy ve yorum bekler.Öpüldünüz...

Continue Reading

You'll Also Like

912K 69.7K 56
Kitaplarına sığınmış yalnız bir kız, okuduğu kitabın içine çekilirse ve okuduğu kitabın ana karakter olursa geri gerçek dünyaya nasıl dönmeyi başarab...
158K 15.5K 74
Bir insanın yazdığı bir kitap nasıl onun hayatını, düzenini alt üst edebilir? Bir anda kitaplarındaki o mafya dünyasına giren yazarımız karşılaştığı...
3.3K 205 35
Güven.. Genç kız ona güvenmek zorundaydı. Her ne kadar bu tesisin içinde zorla ajanlık eğitimi görmeye başlasa da güvenmek zorundaydı. Çünkü biliyor...
288K 7.6K 46
|Tamamlandı.| • Tinkerbell her zaman Peter için oradaydı, Peter Wendy'yi seçti. • 28 ocak İkinci kitap YELLOW HEART yayımda!