class b ✓

By taeggukfect

1.1M 81.5K 72.7K

Herkesin zorba diye tanıdığı Jeon Jungkook yalnızca sevgilisine karşı hassas davranan bir aşıktı. - Taekook v... More

!
-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43- FİNAL
KARAKTERLERLE SORU CEVAP

-17-

23.4K 1.8K 1.1K
By taeggukfect

-Park Jimin-

Sinirden titreyen elimi yumruk yapıp Yoongi'ye savurduğumda çeviklikle tuttu. "Yoongi! Ne bok yiyorsunuz siz?" Sakinleşebilmek için ona vurmaya çalışıyordum ama izin vermiyordu. Aptal Jungkook'la beraber barlarda geziyorlardı. Neden kimse olayları ciddiye almıyordu?

"Jungkook ve Taehyung konuşacaklar."

"Kimseyle konuşmayacağım ben." dedi Jungkook zar zor çıkarttığı sesiyle. Sarhoş olduğu her halinden belliydi. Sorunlarından içkiyle kaçmaya çalışıyordu. Aptalın tekiydi işte.

Gözlerini zar zor açık tutan Jungkook'a dönüp masanın üzerinde duran cüzdanı aldım ve bir saniye bile düşünmeden kafasına attım. Acıyla inlerken kafası masaya düşmüştü. "Jimin, ne yapıyorsun?"

"Sen sakın konuşma. İki gündür bu piçin nerde olduğunu biliyorsun ama söylemiyorsun, ha?"

"Ne yapayım yani? Size söyleseydim de kıyamet mi kopsaydı?"

Boşluğundan yararlanıp saçlarını çekiştirdim. Bileklerimi tutarak beni engellemeye çalışırken acıyla inliyordu.

"Kıyamet kopmayacak ama birinizin kafası kopacak, eminim."

"Bu niye bayıldı?" Yeni gelen Namjoon Jungkook'un kafasına vurduğunda tepki vermedi. Bayılmadığını biliyordum. O kadar sarhoş olmuştu ki cüzdanı atmamı bahane ederek sızmıştı. Piç kurusu.

"Taehyung'dan haber alan var mı?"

"En son arkadaşları onunlaydı. Uyku ilacı içmiş." Bileğimi tutan Yoongi'den kurtulup Jungkook'un kafasına bir tane de ben vurduktan sonra çıkışa yöneldim. Hoseok ve Seokjin kapıda bekliyorlardı.

En iyisi Taehyung'un yanına gidip onunla beraber ağlamaktı. Onu yalnız bırakmak istemiyordum. Giderken dondurma ve meyve suyu alıp bir hafta onunla evde kalabilirdim. Yoksa bu kaos ortamında öfke sorunları yaşayacaktım. "Gidelim. Bir markete uğrayabilir miyiz?"

"Jungkook orda mıydı?"

Kafamla onaylarken arabaya bindim. Sürücü koltuğuna binen Seokjin "Ne oldu?" diye sorduğunda nefesimi üfledim. Ne olduğunu anlayamıyordum doğrusu. "Sarhoştu. Tek kelime etmeden sızdı. Yoongi ona saldırmama engel olunca döndüm."

"Ne bok yediğini bir anlasam."

Hoseok ve benim homurdanmalarım eşliğinde marketin önünde durduğumuzda üçümüz de arabadan indik. "Bu akşam Taehyung'la kalacağım. Gelmek ister misiniz?" Bir market arabası alırken Seokjin kaşlarını çattı. "Onun yanında arkadaşları yok mu?"

"Onları kovacağım."

"O zaman bizde varız. Biraz kafası dağılmış olur."

"Umarım."

Taehyung'un seveceğini düşündüğüm abur cuburları alırken Hoseok içki dolu reyona yönelmişti. Uzun bir süre markette dolaşıp aldıklarımı arabaya doldurdum. Ben bu haldeyken nasıl Taehyung'u mutlu edecektim ki?

Aptal Jungkook hepimizin modunu düşürmüştü. Kimseye açıklama yaptığı yokken haklı duruma düşmesi fena halde sinirlerimi bozuyordu. Bu işleri yoluna soktuğumuzda psikiyatrist randevularımın parasını Jungkook'a ödetecektim.

Aldıklarımızın parasını ödeyip poşetlere doldurduktan sonra arabaya yöneldik. Üçümüzden de fazla ses çıkmıyordu. Konuşacak hiçbir şey yoktu. Ayrıca konuşursak sürekli aynı olaylar gün yüzüne çıkacak ve ben bir şeyleri anlamak için beynimi gerekenden fazla kullanmak zorunda kalacaktım.

Benim şuan sevgilimle duşta olmam gerekiyordu, sarhoş bir piçin arkasından saydırmam değil.

Bagajı açan Seokjin poşetleri bizden alıp yerleştirirken cebimdeki telefonum titremeye başladı. Elimdeki poşeti Hoseok'a uzatıp kimin aradığına baktım. Taehyung'tu. "Efendim?"

"Jimin?" Ağladığını fark edince endişeyle "Sen iyi misin?" diye sordum. Hızlı hızlı nefes alıp verirken arkadan gelen sesi duydum. Birisi kapı yumrukluyordu. "Jungkook burda. Kapıyı açmamı istiyor. Jimin, yardım et. Çok korkuyorum. Lütfen..."

"Geliyorum. Geliyoruz, Taehyung."

Telefonu kapatırken beni izleyen Seokjin ve Hoseok'a arabayı işaret ettim. "Jungkook Taehyung'un kapısına gitmiş. Yumrukluyordu kapıyı, sesi duydum." Arabaya binerken küfreden Seokjin hemen gaza bastı.

Öfkeyle elimi yumruk haline getirip bir yerlere vurmakta kaçınmak adına dişlerimi sıktım. Eski Jeon'dan eser yoktu. Taehyung'un güvenini ne denli sarstığının farkında değil miydi bu çocuk?

Son aramalardan Yoongi'yi bulup ararken korkmadan edemiyordum. Orda sızıp kalmıştı. Hangi ara kalkıp Taehyung'un evine gidebilmişti ki? Yoongi ve Namjoon onu görmemiş miydi?

"Jimin?"

"Jungkook Taehyung'un kapısına gitmiş. Hemen gel."

Cevabını beklemeden telefonu kapatırken camdan baktım. Burdan Taehyung'un evi görünüyordu. Kapısındaki Jungkook'ta öyle. Seokjin arabayı durdurur durdurmaz indim ve koşar adımlarla ona ilerledim.

"Jeon!"

Sesimi duymasıyla kapıya yasladığı elini çekmeden kafasını çevirdi ve omzunun üstünden bana baktı.

Günlerdir ona beslediğim tüm siniri tek yumrukla dindirirken acıyla inleyerek yere düşüşünü izledim. Şuan ona zerre kadar acımayacaktım. Kafasını kaldırmadan ellerini yere yasladı ve kahkaha atmaya başladı. Bu çocuktaki paranoya seviyesi beni korkutuyordu.

"Şanslısın ki sarhoşum Park Jimin. Yoksa seni burdan canlı göndermezdim."

"Kim kimi canlı göndermeyecek bakalım?" Yoongi'nin sesiyle kafamı çeviremeden Jungkook'a tekme attığında gözlerim kocaman açıldı. Az önce Jungkook'a vurmamam için beni tutan çocuktu bu.

"Sana yapma dedim Jungkook! O kapıya gidersen asla barışmanıza yardım etmem dedim!"

"Yardımına ihtiyacım yok."

"Demek öyle. Al o zaman, siktir git barış Taehyung'la! O senden korkuyor Jungkook. Ona zarar vermenden korkuyor."

Namjoon, Hoseok ve Seokjin onlara yaklaşırken ikisini rahat bırakıp kapıya yöneldim. "Taehyung? Bebeğim ben geldim." Kilit sesinin ardından kapı açılırken rahat bir nefes aldım. Saçları dağınıktı ve gözleri kıpkırmızıydı. Muhtemelen uyanır uyanmaz bu manzarayla karşılaşmıştı.

"Gel buraya." diye fısıldarken onu kendime çekip sımsıkı sarıldım. Anında bana karşılık verirken "Çok korktum." dedi. "Korkmana gerek yok. Klasik Jungkook, sen onu nasıl sakinleştireceğini hep bilirsin."

Onu rahatlatmak için söylüyor olsam da bende korkmuştum. Neyse ki kimse zarar görmemişti. Bakışlarını arkamıza yönelttiğinde o tarafa döndüm. "Onu dövmelerine izin verme Jimin. Sadece sarhoş."

Ayağa kalkan Jungkook doğrudan bize baktı. "Benden başka kimsen yok Taehyung. İzin ver bana." Adım atacağını anlayan Namjoon hızla onu geri çekti. "Asıl senin Taehyung'dan başka kimsen yok Jungkook. Şimdi git burdan."

Yoongi Jungkook'un ensesini tuttuğu gibi onu arabasına yönlendirirken Taehyung'un eve girmesini sağladım. Demek arkadaşları o uyuduktan sonra gitmişlerdi. Bir boka yarasalar şaşardım zaten.

"İyisin, değil mi? Yeni mi uyandın?"

Kafasını sallayarak beni onaylarken koltuğa oturdu ve bakışlarını yere indirdi. Hâlâ düzene girmemiş olan nefeslerinden belliydi ne kadar korktuğu.

Jungkook onu korkutacak tek bir hamle bile yapmazdı normalde. Ne olmuştu da bu çocuk böyle davranmaya başlamıştı anlayamıyordum. Ortada gözle görülür bir sebep yoktu. Her ne halt olduysa kendine saklıyordu ve belki de Yoongi'ye bile söylememişti.

"Keşke daha erken gelseydik." dedi Hoseok uzanıp Taehyung'un saçlarını okşamadan önce. "Ben arkadaşların burda zannediyordum."

"Ben uyuduktan sonra gittiler muhtemelen."

Kafasını çevirip arkasında kalan camdan baktığında omuzlarım düştü. Ona sinirli olsa da, ondan korkmuş olsa da hâlâ nasıl sevdiğini biliyordum.

İki yıldır her anını birlikte geçirdiği bir insanın tek mesajla aralarına mesafe koyması kötü bir his olmalıydı. Taehyung bu tarz belirsizliklere dayanamazdı. Onunla konuşmak istediğine emindim.

"Çok sarhoştu. Kendinde olmadığı için böyle salak davranışlar sergiliyor olabilir." derken buldum kendimi. Kime ne ispatlamak istiyordum emin değilim ama Jeon da hâlâ deliler gibi aşıktı Taehyung'a.

Onu görünce yelkenleri suya indireceğini bildiğinden yapmıştı bunu.

"Ortada bir sorun olduğu belli. Yine de olaylar çözülene kadar fazla aynı ortamlarda bulunmayalım."

"Neden böyle yaptı anlayamıyorum." Sessiz mırıldanışı iyice canımı sıktı. Onu üzdüğü için bir yumruk daha atacaktım Jungkook'a. Fazlasıyla hak ediyordu.

Hoseok gibi Taehyung'un diğer tarafına oturdum ve kollarımı ona sardım. İkimizin sarılmasına karşılık verirken gülümsedi. "Sizin gibi insanlara sahip olduğum için çok şanslıyım."

"Asıl biz şanslıyız. Siz olmasanız kim günlük kaos ihtiyacımı karşılayacak?"

Gülümsemesi genişleyip ufak bir kıkırtıya döndüğünde içimdeki üzüntü ve öfke yok oldu. O iyi olduğu sürece iyi olacaktım.

-

Koltukta uyuyakalan Taehyung'un üzerine battaniye örterken Namjoon televizyonun sesini kıstı. Mutfakta oturan Seokjin ve Hoseok'un yanına gittiğimizde masadaki boş içki şişelerini çöpe atıyorlardı.

Buzdolabına ilerleyip içinden bir elma aldığım sırada üçü de sessizdi. Yan yana oturmuş olan Seokjin ve Namjoon'da gezdirdim bakışlarımı. Bunlara el atmazsak böyle durmaya devam edeceklerdi. En iyisi kavuşturup iyilik meleğim olmaktı.

Hoseok kendine bir bira daha açarken ikisine de teklif etti ama reddettiler. Elimdeki elmadan bir ısırık alıp hızlıca çiğnemeye başladım. Hoseok'un yanındaki boş sandalyeye oturduğum sırada masanın üzerindeki telefondan bildirim sesi geldi.

Namjoon telefona uzanıp aldığı sırada merakla kaşlarımı kaldırdım. Bu saatte olabilecek en muhtemel şey Yoongi'nin Jungkook hakkında bizi bilgilendirmesi olurdu.

"Jungkook." diyen Namjoon'la aklımdaki ihtimal onaylandı. "Yoongi babasına haber vermiş. Babası onunla konuşacakmış ama hâlâ Japonya'da. Ordan ne yapabilir ki?"

"Belki de biz konuşmalıyız."

"Adam hiç ayık durmuyor ki?" Elmamdan bir ısırık daha aldığım sırada Hoseok beni onayladı. "Dört gündür sarhoş. Kendine de zarar veriyor. Bu kadar içki... Çok kötü."

"Yarına kadar ayılmış olur mu? Yoongi evdeki tüm alkolü saklasın. Biraz beynini kullandırtalım Jungkook'a."

Namjoon'u kafamla onayladım. Hâlâ elinde tuttuğu telefonla uğraşmaya başladığında Yoongi'ye mesaj attığını anladım.

"Yarın birisi güzelce konuşsun Jungkook'la. Ne derdi varsa öğrenelim."

"Yoongi yapar diyecektim de akşam söylediklerinden sonra..."

Sandalyeye oturup kafamı ellerimin arasına yerleştirirken nefesimi üfledim. Jungkook açıklama yapmadığı sürece haklı olup olmadığını bileyemeyecektik ama böyle davrandıkça Taehyung'un güvenini daha da sarsıyordu.

Ne olduğunu cidden çok merak ediyordum. İşlerini ve babasını bile umursamadan Japonya'dan sadece bir toka için gelmişti bu çocuk. Dalga geçer gibi bir mesajla araya mesafe koymak ve böylesine can yakmak da neydi? Gerçekten Jeon Jungkook muydu bu?

Yıllardır onu tanımasam belki böyle biri olduğunu düşünebilirdim. Taehyung onun tek zaafıydı. En ufak bir şeyde eğer sevgilisinin canı yandıysa etrafı cehenneme çevirirdi o.

Canının yanmasına kıyamadığın çocuğun canını böylesine yakmak da ne, Jeon?

"Ben konuşurum."

"Emin misin?" diye sorarken Seokjin'e baktım. Kafasıyla onayladı ve yorgunca nefesini üfledi. "Beni dinleyecektir." Hoseok ve Namjoon'a baktığımda onayladılar. Seokjin hepimizden daha olgun olduğundan özellikle Jungkook ona ayrıcalık tanırdı. Bizi dinlemese de onu dinlerdi.

Hoseok ayaklanırken biten elmanın çöpünü çöp kutusuna doğru attım.

"Saat geç oldu. Yatalım artık."

"Ben salonda Taehyung'la uyurum. Siz ikiniz odasına çıkın. Hoseok sen de yan odaya girebilirsin, orası misafirler için yatak odası."

Seokjin ve Namjoon tek yatak olduğunu gördüğünde ne olacağını bildiğimden sinsice sırıttım. Taehyung'un mükemmel rahat bir yatağı vardı, iyi yönünden de bakmak lazımdı tabii.

"Tamamdır."

Herkes odalara çekilirken bir bardak su içip Taehyung'un yanına ilerledim. Saçlarını okşadığımda derin uykusuna devam etmişti. Eğilip alnına bir öpücük kondurdum.

Benim için herkesten daha anlamlı bir insandı. Küçüklüğümden beri onunla arkadaştım ve onun üzülmesi beni de üzüyordu. Bu yüzden Jungkook'a olan sinirim ikiye katlanıyordu. Arkadaşımın canını yakmasına asla izin vermezdim.

Bu zamana kadar onu Jungkook koruduysa şimdi de ben onu Jungkook'tan koruyacaktım.

-

kimseokjinnn: gel paşam

m: hiçbiri okula gelmiyor ve okul o kadar boş ki

p: benim bile okula gelesim yok

g: amk karar verin bunları seviyor musunuz sevmiyor musunuz

v: jungkookun surat ifadesi aşırı komik skflşsdkfşlds

kimnamjoon: korkmuş herhalde

minyoongi: korkması lazımdı zaten

r: owowow kediciği kim kızdırdı

mochijimin: anandır kedicik, ondan uzak dur @r

ı: hazır tae aradan çekilmişken kapsak ya şu çocuğu

y: nah kaparsın bacım @ı

t: pardon,taehyungdan ne eksiğimiz var @y

h: jungkook' u ne tatmin edebilecek ne sakinleştirecek cesaret var sende @t

f: kim ne derse desin taehyung gerçekten cesur

s: tamam amk siz de cıvımayın. ikisini ayırırken düşündünüz mü bu kadar

mochijimin: cutie, sexy, lovely

m: ama en çok sexy

l: park jimin olmak zordur tabii

b: üzerimden atla geçse bir şey demem

e: şu ihtişama bakın be

k: heyt, yavrum bee

kimtaetae: saçların çok güzel jimim

v: taehyung yaşıyor muymuş ya

kimnamjoon: seokjin'e ulaşabilen oldu mu?

minyoongi: umarım jk onu öldürüp cesedi nehre atıp kaçmamıştır

d: ne diyor lan bunlar

kimseokjinnn: burdayım lan deliler

Continue Reading

You'll Also Like

1.5M 125K 35
yüzbaşı alfa kim taehyung'un başı feminist omega jungkook ile dertteydi -Enemies to lovers
1.9M 202K 44
Jungkook abisi için kendisine mesaj atıp duran abisinin arkadaşı Taehyung'dan çok bunalmıştı.
11.4K 972 15
Bar sahibi Taehyung ve sevgilisinden ayrıldığı gün barda eğlenen Jungkook. seni istiyorum... texting düz yazı semetae ukekook "bir povdan esinlener...
42.3K 2.2K 13
"kurtarıcısına aşık kız... klişe hikaye." "komşu kızına platonik aşık çocuk mu söylüyor bunu?" ya da asi'nin şebnem'in kızı olarak doğup büyüdüğü ve...