-12-

23.4K 1.8K 721
                                    

- Park Jimin -

Yüzüme vuran güneş ışığı yüzünden uyanmak zorunda kaldım. Saat henüz erken olmalıydı. Odamda olduğumu fark edip içime rahatlık yayıldı. Kollarımı kaldırarak esnediğim sırada çıplak olduğumu fark ettim.

Siktir.

Yine mi?

Kafamı hızla yana çevirdiğimde Yoongi'yle göz göze geldik. Kendimi tutamayıp güldüm. Benim aksime o fazla normaldi. "Bu kaçıncı oldu?"

"Dört?"

"Tanrım, ne oluyor bize Min?"

Cevap vermek yerine bakışlarını kaçırdı. Ona hak veriyordum. Bir hafta öncesine kadar deliler gibi kavga ederken şimdi her içtiğimizde beraber uyanır olmuştuk. Rahatsız hissetmiyordum doğrusu. Onunla sevişmek güzeldi.

Yine de ne zamana kadar sabahları bu rahatsız yüz ifadesine katalanabirim bilmiyordum.

Yerdeki iç çamaşırımı bulur bulmaz üstüme geçirip kapıya yöneldim. Taehyung ve Hoseok dün bende kalmıştı. Onları uyandırıp okul için hazırlanmam gerekiyordu.

Yatak odasında uyuyan Hoseok'un kapısına vurdum. Uyandığına dair birkaç mırıltı sundu. "Kahvaltı hazırlayacağım." dedikten sonra mutfağa ilerledim.

Mutfak ve salon birleşikti. Taehyung salonda uyuduğu için onu çemkirerek uyandırabilirdim. Öfkeyle buzdolabını açıp cam su şişesini aldım.

Kesinlikle ama kesinlikle sinirlerim bozuktu.

Akşamları öpüşme başlatmayı bilip uyanınca böyle tavır sergilemenin anlamı neydi?

Ona bir şey yapmamıştım. İstediği zaman benimle iletişim kesebilirdi. Gelip yanımda içmeseydi o zaman! Resmen uyanınca komodine para bırakmadığı kalıyordu. Kendimi bok gibi hissediyordm sayesinde.

Kapağını kapatmaya çalıştığım şişe elimden kaydığında hızla ayağımı kendime çektim. Parçalara ayrılan şişeyle eş zamanlı olarak Taehyung "Jimin!" diye bağırdı korku içinde.

"Bir şey yok. Elimden kaydı."

Eğilip büyük cam parçalarını toplamaya başladım. Daha sinir bozucu bir gün olamazdı. Uyanalı on dakika bile olmamıştı hem de.

Gözlerimi kapatıp derin nefesler aldım.

"Sen iyi misin? Eline dikkat et."

"İyiyim. Siktiğimin şişesi elimden kaydı."

"Ne oldu?" Hoseok telaşla mutfağa girdiği sırada camları çöp kutusuna attım. "Kahvaltıyı dışarda yapalım bugün. Hiç havamda değilim."

"Yoongi uyandı mı? Gece o da geldi."

"Evet, hatırlıyorum. Seviştik hatta biz yine. Ama o hatırlamak istemiyor."

Taehyung derdimi anlamış gibi sırıttı. Sinirle ona baktım. Kendi kafasına göre bizi çoktan evlendirmişti. Kalbim çarpmıyordu ki ona karşı!

"Tamam, dışarı çıkalım. Üstünü giyin."

Sadece boxerla olduğumu fark edip diz çöktüğüm yerden kalktım. "İyi misiniz?"

"Günaydın kedi suratlım." dedi Hoseok onun kızarmış yanaklarını sıkarken. Nefret ediyordum ondan! Nasıl canımı bu kadar yakıp aynı zamanda bu kadar şirin görünüyordu gözüme?

"Jimin hazırlanırken hava alalım."

"Benim de üzerimi değiştirmem gerek."

Taehyung beni rahat bırakmayacaktı. Jungkook gittiğinden beri uğraştığı tek şey bendim zaten. Bana sürekli sevgilisi gelene kadar tek uğraşının biz olduğunu söylüyordu.

class b ✓Where stories live. Discover now