-30-

20.3K 1.4K 1.3K
                                    

"Bebeğim, biz çok seksiyiz."

Elimdeki kek harcı dolu kaba parmağımı daldırıp yalarken tek kaşımı kaldırarak Jungkook'a döndüm. İlgisi tamamen telefonundaydı. Büyülenmiş gibi bakıyordu ekrana. Ne izlediğini bildiğim için gülmemek adına kendimi zorladım.

"Neden bunu daha önce yapmadık ki?" derken videoyu başa sardı, seslerimizi dinledim.

Jungkook limonlu keki çok sevdiği için ona minik muffinler yapıyordum. O ise benim yanımda bulunmak için mutfaktaki masaya oturmuş, dün gece ortaya attığım fikirle çektiğimiz videoyu izliyordu durmadan.

Hayranlık dolu sesi ve övgüleri beni şımartıyordu. Kalıplara döktüğüm keki fırına yolladıktan sonra adımlarımı Jungkook'un yanına yönelttim. Evde tek başımızaydık. Bugün okula gitmeyip günümüzü tamamen birbirimize ayırmıştık.

Kendimi onun kucağına attım, tek eliyle belimi tutarak dengemi sağlamama yardım etti. Diğer elinde tuttuğu telefonu aldım ve onun da görebileceği bir şekilde tutup ben de videoyu izledim.

Dudakları çıplak omzuma değdi, ardından dişlerini geçirdi tenime. Havalar ısındığı için evin içindeyken yalnızca alt pijamalar giymeyi tercih ediyorduk. Artık ilkbahardaydık.

"Bunu daha önce yapmalıydık." derken bakışlarımı ekrandan çekemedim. Telefondan yükselen inleme seslerimiz beni çabucak kıvama getirecek cinsten bir şeydi. Şu an Jungkook beni kucağına alıp herhangi bir şekilde içimi doldursa asla itiraz etmezdim. Yine ona karşı doyumsuz olduğum bir dönemdeydim. Sanki her zaman böyle değilmiş gibi...

"Sevişirken bir şeyler izlemenin üst seviyesi oldu bu. Çoğu porno videosundan daha güzel."

Kafamı sallayarak onu onayladım. Odada sarı ışıklı gece lambaları yanmasına rağmen gayet iyi bir ışık vardı ve telefonu yatağın tamamını alıp yüzlerimizi almayacak şekilde ayarlamıştık. Bu kesinlikle çok daha ateşliydi.

Dudakları omzumdan boynuma doğru yol aldığı sırada videoyu durdurdum. Telefonu masaya bıraktıktan hemen sonra elim yanağına çıkmıştı. Boynumu öperek kulağımın altına kadar geldi. Gözlerimi kapattım.

"Kendimi zor tutuyorum." diye fısıldadı hassas noktamı öpmeden önce. Ona kendini tutmasına gerek olmadığını söylemek üzreyken kapı zili çaldı. Dondum.

"Bu kim şimdi? Zamanlamanızı siksinler."

Jungkook kucağında benimle beraber kapıya yönelirken kimin geldiğini bilmediğim için beni bırakması adına omzuna vurdum pat pat. İstediğimi yapıp ayaklarımın yere değmesini sağladı. Hemen ardından kapıyı açtığında ise karşımda gördüğüm üç yabancı kaşlarımı çatma nedenimdi.

"Biz geldik kuzeeen!"

Kısa saçlara sahip olan kız kollarını açıp Jungkook'a sarıldığı sırada birkaç adım gerilerinde durmuş bu görüntüyü izliyordum. En azından kuzen olduklarını öğrenmek içimi ferahlatmıştı. Haber vermeden gelmeleri biraz sinirimi bozsa da bir şey diyecek konumda değildim.

"Hoş geldiniz de... Hangi rüzgar attı sizi buraya?"

Jungkook diğer iki çocukla da sarıldıktan sonra hâlâ yüzünden okunan şaşkınlık ile bu cümleyi mırıldandığında kızın yüzü düştü.

"Amcam hastaymış, duyar duymaz çıktık geldik. Evde mi o?"

Bakışları kısa bir anlığına etrafta gezindi, beni görünce kaşlarını çatsa da henüz dikkati bende değildi. Kollarımı göğsümde birleştirip mutfağa yönelmeden önce Jungkook'un çıplak sırtındaki dün geceden kalma tırnak izlerime bir bakış attım.

class b ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin