class b ✓

By taeggukfect

1.1M 81.5K 72.7K

Herkesin zorba diye tanıdığı Jeon Jungkook yalnızca sevgilisine karşı hassas davranan bir aşıktı. - Taekook v... More

!
-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43- FİNAL
KARAKTERLERLE SORU CEVAP

-9-

32.9K 2.1K 3.8K
By taeggukfect

-FLASHBACK-

Jeon Jungkook

"Akşam bir şeyler yapacak mıyız?"

Telefonuyla ilgilenen Yoongi kafasını kaldırıp cevap vermemi beklerken alt dudağımı ısırdım. Her gün aynı yerlere gidip aynı şeyleri yaşamak sıkıcı geliyordu artık. Yine de eve gidip babamla tartışmak yerine dışarıda olacaktım. Tabii Yoongi ve Hoseok'ta benimle olacaktı.

Teneffüs zili çaldığında derste olanlar sınıflarından çıkmaya başladılar. Bir anda artan sesle gözlerimi kapattım. Okuldayken kafamı dinleyebileceğim hiçbir yer yoktu. Yangın merdiveni ve temizlik malzemeleriyle dolu oda bile azgın çiftleri ağırlıyordu.

Kollarımı göğsümde birleştirmiş, kafamı soğuk duvara yaslamış bir şekilde kulağa uğultu gibi gelen bu sesleri dinliyordum. Seslerden birine odaklandığımda cümleleri ayırt edebiliyordum ama duyulan farklı bir ses vardı.

Gözlerimi açmadan kaşlarımı çatarken tek odaklandığım şey o ses oldu. Birisi ağlıyordu. "Kim bu?" diye sorarken gözlerimi aralayıp etrafa bakındım. "Kim kim?" Ani çıkışımdan dolayı şaşıran Hoseok'a boşver dercesine elimi salladıktan sonra tekrar duvara yaslandım.

"Sabahtan beri ağlıyor."

"Herkes etrafında dolanıyor. Neye ağladığını öğrenebilsek bir de."

Ağlama sesi duyduğuma emin olurken merak duygusuyla kafamı çevirdim. Kapısı açık olan müzik sınıfından birileri çıkıyordu ve onlar da ağlayan kişi hakkında konuşuyorlardı.

Adımlarım istemsizce o tarafa yönelirken tek istediğim farklı bir heyecandı. Ağlayan birisiyle uğraşmaktan heyecanlı ve eğlenceli ne vardı?

Müzik odasına girdiğimde gördüğüm ilk şey bir köşeye sinip küçücük kalmış olan çocuk oldu. O kadar küçük görünüyordu ki sarı saçları dikkat çekmese onu göremezdim bile. "Hey," Sesimden dolayı irkildiğinde kaşlarım havalandı.

Yanında duran dağınık çantaya bakılırsa buraya zorbalık yapmaya gelen tek kişi ben değildim. Ona yaklaştığımı fark edip kendini geri çektiğinde sıkıntıyla nefesimi üfledim. "İyi misin? Bunu kim yaptı?"

"İyiyim. Gidebilirsin."

Dizimi yere yaslayarak dağılmış olan kitapları siyah sırt çantasına soktum. Yaptıklarımı izlerken kaşlarını çatmış olmasına rağmen yanaklarından süzülen gözyaşlarını görebiliyordum. İşim bittiğinde çantayı tek omzuma takarak ayaklandım ve ona elimi uzattım.

Şanslı günündeydi. Heyecan isteyen tarafım ağlamaktan kızarmış gözlerini ve bu korkmuş halini görünce piçlik yapmaktan vazgeçip yardım etmeye karar vermişti. "Sırf çantandakileri döktüler diye ağlayıp kendini üzmemelisin."

Bakışları yerdeyken çekinerek uzattığım elimi tuttu ve ayağa kalktı. "O yüzden ağlamıyordum." dediğinde merakım artmıştı. Hadi ama, bazen hepimiz normalden üç kat meraklı oluruz. "Evcil hayvanım öldü."

"Üzüldüm. Ama yenisi alınabilir, değil mi?"

"Sen de onlar gibi duygusuzsun."

Tekrar gözleri dolduğunda panikledim. Ne demem gerekiyordu ki? Ailesinden birisi ölmediyse içi dışına çıkana kadar ağlaması gereksizdi.

"Tam bir senedir benimleydi. O aptal sürücü ona çarpmasaydı daha uzun bir süre benim köpeğim olarak kalabilirdi de!"

"Üzgünüm. Sadece seni rahatlatmaya çalışıyordum."

Masumca kaşlarımı kaldırdığımda bakışlarını benden kaçırdı. Onu burdan çıkarmalı ve en azından bugünlük eve gidene kadar kimsenin onunla uğraşmadığından emin olmalıydım. Müzik odasından çıkarken bileğini tuttuğumda tepki vermedi. Amacımı anlamış olmasını diliyordum.

"Jungkook," Yoongi'nin seslenmesiyle koridordaki bakışlar bize döndü. "Hadi gidelim." Onları umursamadan elimin tersiyle öğrencileri aşarak beni bekleyen ikiliye yöneldim. "Çantamı ver de gideyim."

"Gitmek mi istiyorsun?" derken ona döndüğümde göz göze geldik. Siktir. Şimdi daha iyi fark edebilmiştim ne kadar kusursuz göründüğünü. Sarı saçları alnına düşmüş ve gözlerini kapatmıştı. Yine de fazlasıyla çekici görünüyordu.

Şuan anlayamıyordum ama ileride bu adını dahi bilmediğim çocuk başıma çok bela açacakmış gibi hissediyordum.

-

"Hey Jeon, yakala!"

Yüzüme doğru gelen basketbol topunu son anda yakaladığımda kahkaha atarak kaçan Taehyung davetkardı. Bu görüntüye sırıtmadan edemedim. Onunla uğraşacak havamda değildim ama yine de bir kovalamaca istediği kesindi.

"Ölmeden önce yapılacaklar listeni tamamlamış mıydın?"

"Henüz değil. Son bir şey kaldı."

Sorumu ciddiye alarak cevap verdiği o saniyeler sırasında dibinde bitmiş ve onu belinden yakalamıştım. Ne olduğunu yeni anlarken isyan ederek omzuma vurdu. "Neymiş o son madde?" Dudaklarımı dilimle ıslattığım sırada bakışları oraya kaydı.

"Öğrenirsin yakında."

"Sen öyle diyorsan."

Sarı saçlarını karıştırıp sinirini bozduktan sonra sırıtarak bizi izleyen grubun yanına ilerledim. Daha birkaç adım atabilmişken sırtıma atlayan Taehyung ile duraksarken güldüm. Onunla ilk tanıştığımda o kadar çekingendi ki yaramazlığının farkına varamamıştım.

Kollarını boynuma ve bacaklarını belime doladığında düşmemesi için onu tuttum. Jimin'in fotoğrafımızı çektiğini fark ettiğinde poz vermeye başladı. Bu çocuksu hallerine sırıtmakla yetindim.

-

"Saçların çok uzamış."

Parmaklarını saçlarımın arasına daldırdığında kafamı onun dizlerine yasladım ve oturduğum banka uzandım. Birkaç haftadır babam yüzünden okula bile zar zor geldiğimden onunla görüşememiştik. Dinlendiğim tek yer burası olduğundan sınıfta uyuyordum. O da beni rahatsız etmemek adına sesini çıkarmıyordu.

Gözlerimi kapatıp kendimi onun ellerine bıraktım. Saçlarımla oynanması hoşuma gitmezdi. Nadiren insanların bana dokunmasına izin verirdim. Kim Taehyung her konuda olduğu gibi bunda da istisnaydı.

"Uyuyacak mısın?"

"Çok isterdim." Gözlerimi araladığımda yutkunarak bakışlarını kaçırdı. "Basketbol antrenmanı var. İzlemek ister misin?" Oturur pozisyona geldiğimde hala bir cevap alamamıştım. Yanağını sıktığımda bana döndü.

"Olur. Yoongi olacak mı?"

"Evet, o da takımda."

Ayağa kalkıp ilerlemeye başladığımda sesini çıkarmadan peşimden geldi. Neden Yoongi'yi sorduğunu merak ediyordum. Bu zamana kadar onunla hiç ilgilenmemişken bir anda onu sorması tuhaftı.

"Jungkookie,"

Seslenmesiyle aniden durduğumda tam arkamda olduğu için sırtıma çarptı ve acıyla inledi. "Üzgünüm. Ne oldu?" Burnunu tutarken kaşlarını çatarak beni süzdü. "Sadece sinirliyken hızlı yürürsün sen. Bana mı sinirlendin?"

"Hayır. Sinirli falan değilim."

"Emin misin?"

"Gidelim."

Daha arkamı dönemeden ona doğru gelen topu fark edince hızla elimi kafasının önüne koydum. Elime çarpan top yere düşerek sekerken bakışlarım atan kişiyi bulmak için etrafta dolaşıyordu. "Çok üzgünüm!"

"Dikkat etsene!"

Aniden böyle çıkışmamla şaşıran çocuk çekinerek topa uzandı. Ona gözlerimi devirdikten sonra Taehyung'a baktım. "İyi misin sen?" Beklemediğim bir şeyi yaparak belime sarıldığında afalladım. Aralanmış dudaklarımdan çıkan tek ses nefes alış verişime aitti. Bir süre öylece durduk.

İçimi sıcacık hissettiren bir duyguydu onunla sarılmak. Bunu çok fazla yapmıyordu ama yaptığında sarılıp geri çekilmek yerine göğsümde dinleniyordu.

"Teşekkürler. Sen olmasaydın top kafama çarpacaktı."

Geri çekilip önden ilerlemeye başladığında üzerimdeki aptallığı atmaya çalışıyordum. Göğsümdeki sıcaklık saniyeler içinde yok olup beni gerçekliğe döndürmüştü. Orada öylece dikilip onun Yoongi ile selamlaşmasını izlerken aklımdan geçen tek bir şey vardı.

Onu bu dünyadaki herkesten ve her şeyden korumak istiyordum.

-

Kim Taehyung

"Jimin, gelmeyeceğim diyorum sana. Israr etmesene."

"Ya diğer herkes orda!"

"Sen gitmelisin. Hiç havamda değilim."

Ailemin evde olmamasından yararlanan Jimin yanıma gelmiş, beni Yoongi'nin evindeki partiye götürmeye çalışıyordu. Bu tarz ortamları severdim ama özellikle bugün tek istediğim uyumaktı. Kolumu tutup çekiştiren Jimin ise bu isteğimi gerçekleştiremeyeceğimi kanıtlar gibi varlığını belli ediyordu.

"Bir daha seninle konuşmam."

"Partiye gitmek yerine beraber uyumaya ne dersin?"

"Hem Jungkook orada olacaktır. Beraber takılırsınız."

"Banane Jungkook'tan."

"Flört eden siz değilsiniz sanki?"

Omzuna vurduktan sonra kendimi yatağıma bıraktım. O bana sahip çıkıyordu, bende ondan bir şeyler öğreniyordum. Bu flört sayılmazdı ki. Hem... Onun tipi bile değildim.

"Giy bunları."

"Jimin-"

"Oturup ağlarım!"

Sinirle kafamın altındaki yastığı alıp ısırdım. Şu aptal çocuğa kıyamıyordum. Oflayarak kalkıp bana uzattığı kıyafetleri alırken şirince sırıtmasına gözlerimi devirdim. Nasıl bu kadar enerjik olabiliyordu? Tüm haftanın yorgunluğunu hafta sonuna saklayan tek kişi bendim sanırım.

"Evi çok uzakta mı?"

Kafamdan geçirdiğim tişörtün ardından alnıma dökülen saçlarımı geriye attım. Jimin kafasını telefonundan kaldırmadan bana cevap verdi. "On dakikalık yol. Taksi çağırdım." Onu kafamla onayladıktan sonra Üzerime ceketimi alıp hazır olduğumu göstermek için ellerimi kaldırdım.

"Bayılıyorum hızlı olmana."

"Ben partiye gitmeye bayılmıyorum ama?"

"Dedi geçen sene partilerden topladığım çocuk."

Ona cevap vereceğim sırada dışarıdan gelen araba kornasıyla dikkatim dağıldı. "Gidelim." Telefonumu ve cüzdanımı cebime sıkıştırırken onun peşinden ilerledim. Belli ki beni ikna etmeden önce taksiyi çağırmıştı.

Taksiye bindiğimizde telefonundaki konumu şoföre göstermesini izledim. Yol boyunca konuşmamıştık. Konuşulacak bir şey yoktu gerçi. O heyecanlıydı, ben ise gittiğimde sessiz bir yer bulmayı umuyordum.

Evin önüne gelmeden yüksek sesli müziği duymuştum. Jimin'le göz göze geldiğimizde bana masumca sırıttı. Bir dahaki sefere beni bir partiye götürmek için daha fazla çaba harcaması gerekecekti.

"Taehyung çok mutlu sanırım buraya geldiği için."

Yoongi'nin sesiyle önüme dönerken omuz silktim. Onunla selamlaştıktan sonra bizi diğerlerinin oturduğu masaya götürdü. Okuldan tek arkadaşım Jiminken birkaç ay önce Jungkook'la tanışmış ve tuhaf bir şekilde okuldaki ortamın içinde belirmiştim.

"Yarım saattir sizi bekliyoruz."

"Taehyung'u ikna etmek kolay değildi."

"Beni arayabilirdin." dedi Jungkook elindeki bardaklardan birini Jimin'e uzatırken. "Biraz daha zorlasaydı arayacaktım zaten." Diğer elindeki bardağı uzattığında sessizliğimi koruyarak aldım. İçerisi fazlasıyla sesli olduğundan herkes bağırarak konuşuyordu.

"Namjoon, seninki geliyor."

"Burda değilmişim gibi yapın."

Namjoon oturduğu koltuğun yaslanma kısmından atlayarak kaçtığında güldüm. Herkes ayrı bir kafadaydı. Jimin, Hoseok ile sohbet ederken beni unutup gitmişti. Yoongi ara sıra yanımızdan ayrılıyordu ve Jungkook telefonuyla uğraşıyordu.

"Namjoon nerde?"

Önümüzde duran kızla eğlenceli bir şeyler olacağını hissederek kafamı kaldırdım. Seokjin "Gelmedi." diyerek tam da Namjoon'un isteğini yerine getirdiğinde bakışlarım kızdaydı. "Demek gelmedi."

Bakışlarını tek tek üzerimizde gezdirirken hepimiz ona bakıyorduk. Bir şey arıyormuş gibi değil de beğenmeye çalışıyormuş gibiydi.

"Seni seçtim."

Bileğimi tutup beni ayağa kaldırdığında "Ne?" dedim şokla. "O beni aldattıysa bende onu aldatırım." Jimin aramıza girdiği sırada Seokjin kahkaha atılıyordu. Karşımdaki kız bu kadar ciddi durmasa bende gülebilirdim.

"Taehyung'un tipi değilsin, şansına küs."

"Hmm, peki o kız nasıl biriydi? Tanıyorsunuz onu, değil mi?"

"Biz nerden tanıyalım? Namjoon'un seviştiği her kızı tanısaydım, ooo-" Hoseok'a attığım uyarıcı bakışlar susarken elini ağzına siper etti. İyice batmıştık şuan. Eğleneceğimi düşünürken bu duruma düşmeyi nasıl başarmıştım acaba.

Olaya dahil olan Jungkook telefonunu cebine sokarken kolumu tutarak beni kendine çekti. "Derdin Namjoon ise onu bulmalısın. Yoksa birazdan benim derdim de sen olacaksın." Bunu öyle soğuk bir sesle söylemişti ki onu tanımasaydım ben bile korkardım.

Ona attığım ürkek bakışları fark ederek bana baktı ve göz kırptı. Kız uzaklaşırken tekrar yerine oturan Jimin "Ucuz atlattık." dedi ve saçlarını karıştırdı. "Beş dakika gittim ve siz bela mı buldunuz başınıza?"

"Yoongi Bey evinizdeki hanımlara sahip çıkın."

"İsterseniz siz sahip çıkın onlara Hoseok Bey."

Jungkook'un yönlendirmesiyle onun yanına otururken görmemem gereken birisiyle göz göze geldim. Hatırladığım şeyle gözlerim kocaman açılırken ayakta dikilerek gülen Yoongi'ye döndüm. "Geçen hafta kiminle kavga ettiğini söylemiştin?"

"Taemin. Neden?"

"Eee, sanırım buraya geliyor."

Hızla kafasını çevirdiğinde haber verdiğimi görmüş olan Taemin hızlı adımlarla ona ulaşmış ve yumruğunu burnuna geçirmişti. Saniyeler içinde ortalık karışırken yanımdan fırlar gibi kalkan Jungkook "Orda kal." dedi elini bana uzatarak.

Tamam, şimdi fena olay çıkacaktı.

Oturduğum yerde bacaklarımı kendime çektim. Hoseok, Seokjin ve Namjoon'da kavgaya dahil olurken Jimin video çekmeyi tercih ediyordu. Evdeki çoğu kişi kavgaya karışmıştı. Ayırmaya çalışanlar ve çığlık atanları da katarsak şuan parti savaş alanına dönmüştü.

"Kimin evinde kime kafa tutuyorsun lan sen?"

"Geçen hafta ileri geri konuşan hanginizdi?" Jungkook'un ortaya sorduğu soruyla kahkaha atan çocuklardan biri dikkatini çekti. "Taehyung hakkında dediklerimi hatırladıysan gayet haklıydım." Kaşlarımı çatarken ayaklandım.

Tanımadığım birisi benim hakkımda ne konuşmuş olabilirdi? Hem de Jungkook'la.

"Taehyung, otur hayatım." Bileğimi tutan Jimin beni koltuğa çekti. "Ortalık sakinleşince sorgularsın, tamam mı? Şimdi araya girmene izin verirsem Jungkook ağzıma sıçar."

Ona cevap vermek yerine Jungkook'u izledim. Gözünün önüne düşen saçları umursamadan çocuğu dövüyordu. Bu halleri gözüme hep korkunç geliyordu. Bir gün onunla kavga edecek olursak bağırdığı an oturup ağlayacağıma emindim.

-

"Çocuklardan biri Jungkook'un saçlarını çekiyordu."

Kahkaha atan Hoseok patlamış dudağı acıyınca elini oraya götürdü. Etraf sakinleşmiş, parti bitmişti. Saat gece yarısını geçerken eve gitmek yerine onlarla kalmıştım. Elindeki buzu yanağına bastıran Namjoon acıyla inlediğinde bakışlarım ona döndü.

"Senin yüzünden o kızla sevişecektim."

"Fena olmazdı. Belki sana aşık olup peşimi bırakırdı."

"Namjoon, ben eşcinselim?"

"Ne!?" diye bağıran dörtlüyle yüzümü buruştururken geriledim. "Sen ciddi misin? Ne zamandır?" Yoongi'ye gözlerimi devirirken kıkırdayan Jimin benim yerime cevap verdi. "Doğduğundan beri falan?"

"Jungkook, sen biliyor muydun?"

"Hayır. Ama tahmin ediyordum."

"Ne? Nasıl?" Dilini yanağının iç kısmına bastırırken bakışlarını gözlerimden çekmedi. "Çevresinde o kadar güzel kız varken ilgilenmemesi tuhaftı." Seokjin inanamazcasına elini bacağına vurdu.

"İnanamıyorum. Jimin'le hiç yattınız mı?"

"Keşke..." diyen Jimin'e dönerken kaşlarımı çattım ve ondan uzaklaştım. "Ne? Hayır? Jimin baskın biri mi sizce?"

"NE?! Altta mısın sen?"

"Sizce ben baskın bir insan mıyım?" Dördü de durup ciddi ciddi söylediklerimi düşünürken nefesimi üfledim. Bunu şuan söylemek iyi bir fikir değildi. Doğrusu bu zamana kadar anlamış olmalarını diliyordum.

"Aslında yavru kedi gibi Jungkook'a sığınmandan anlamalıydık."

"Ne? Ne alakası var?" dediğim sırada sonunda ilgi çekici bir şeyler duyan Jungkook kafasını telefonundan kaldırdı. "Yuh ya. Resmen gözümüzün önünde bir aşk yeşeriyor." Bağırarak ayağa kalkan Jimin'le korktum.

"SONUNDA! Hadi sevişin."

Doğrudan bize bakan beşlide bakışlarımı gezdirdim ve tek kaşımı kaldırdım. Hepsinin sarhoş olduğu kesindi. Beynim yeni çalışmaya başlamıştı. Yarın muhtemelen hiçbir şey hatırlamayacaklardı. O yüzden bu cümleleri duymazdan gelecektim.

"Kaç şişe içtiniz?"

"Henüz seni çift görmüyorum Jungkook."

"Ben Taehyung, gerizekalı."

Kahkaha atmaya başladıklarında yorgunlukla saçlarımı gözümün önünden çektim. Üçlü koltuğa beş kişi sığmayı başarmışlardı. Birazdan kusmazsa amacım Jimin'i de alıp gitmekti. "Jimin, gidelim hadi."

"Bu gece burda kalın."

Jungkook'un sesiyle ona döndüğümde yutkunma ihtiyacı hissettim. Elindeki içki şişesini kafasına dikip bitirdikten sonra ayaklandı. Ne olduğunu anlayamadan onunla beraber odadan çıktığımızda öylece ilerliyordum.

"Nereye gidiyoruz?"

"Yalnız kalabileceğimiz bir yere."

Yoongi'nin odası olduğunu düşündüğüm odaya girdiğimizde ışığı açarken ayağıyla kapıyı kapattı ve sırtımı duvara yaslamamı sağladı. O kadar hızlı hareket ediyordu ki ben ne olduğunu anlamaya çalışırken o başka bir şey yapmakla meşgul oluyordu.

Tek elini kafamın yanına yasladı. Bu yakınlık midemin kasılmasına neden olurken zorlukla nefes alıyordum. "Sonunda," diye fısıldadığını duydum. Bedenini iyice bedenime yaslarken dudaklarını hissettim.

Bacaklarım titriyordu. Yüzünü iyice yüzüme yaklaştırdı ve sıcak dudaklarını hissetmemi sağladı. Alt dudağımı emip hafifçe geri çekildiğinde gözlerim kapandı. Sanki uzun zamandır bunu bekliyormuş gibi hissediyordum. Bu kadar iyi hissettirmesi hoşuma gitmemişti. Yine de onu durduracak kadar aptal değildim. Henüz.

Dudaklarımız tekrar buluştuğunda ona karşılık vermemden cesaret alarak belimi tuttu. Boşta kalan ellerimi ensesine koyduğumda kısa bir anlığına nefes alıp üçüncü kez dudaklarımızı birleştirmişti.

-

mochijimin: UYUYAKALMIŞ ŞAPŞALLARRR

seokjinnn: biz sızdıktan sonra neler olmuştur nelerr

a: nE

k: lan jeon ve bu sevgili mi

p: yok artık abi

b: JEON JUNGKOOK İLK DEFA SEVGİLİ YAPIYORRRRR

u: jungkook sugar daddy arkadaşlar

m: yalnız yakışıyorlar

f: jeon gaymiymiş

y: oha yani gayler

e: günaydın

minyoongi: dün gece ne olduğunu hatırlayan var mı

kimnamjoon: @/minyoongi tae ve jungkook öpüştü. gördüm. gözlerimle.

jungseok: ne ne ne ne ben nerdeydim

j: lan oğlum bunlar sevgili resmen

jeonjk: yakaladım

b: AAANNNNEEEE!!!

j: KOSKOCA JEON HESABINDA SEVGİLİSİNİ PAYLAŞTI BE

mochijimin: götümden nefes alıyorum jungkook, sağol

minyoongi: olmuş bunlar

l: lan yuh

r: ulan nasip olur mu

w: adam ilk günden romantiklik yapmaya başlamış

c: jeon jungkooktan bunu beklemezdiniz di mi. evet, biz de beklemezdik

seokjinnn: herkese benim espri yeteneğimden bulaşmış

g: ağlamak

e: ya sizin de olur kudurmayın

v: vay amk nası elde etti çocuğu iki ayda

f: di mi lan. ben iki yıldır uğraşıyorum dönüp suratıma bakmadı

jungseok: ben uyurken neler oldu lan

jungseok: uyanır uyanmaz bize geldi. bu ayıyı besliyor @/jeonjk

jeonjk: nereye kadar kaçabileceksin Taetae?

mochijimin: Tae götü kolla kardeşim

minyoongi: @/mochijimin SKFLŞKDSLŞFKSLŞKFLŞSK

mochijimin: @/minyoongi aman aman random da atarmış

y: yani cidden sevgililer

f: okulun dedikodu sayfası kaynıyorrr fokur fokurrr

m: herkes çok mutlu amk

b: ben değilim @m

o: abi ya hayatımdaki tek eksik bu ikisinin sevgili olmasıymış gibi sevindim kdsfksşfşsş o derece yıkığım yani

r: sadaka olarak sevgili olacak var mı

z: jeon ve taetae gibi olabilirdik, aptal.

j: tmm abartmayın yeter sıktı

seokjinnn: Taehyung Namjoon'a yavşamayı bırakmazsa Jungkook hepimizi sikecek, hissediyorum

jeonjk: ileri görüşlü insan, aferin

m: bunlar baya eğlenceli oldular lan

b: di mi, sokakta görsen bunlar okulda ağzımıza sıçıyorlar demezsin

k: yalnız hoseok şu son çocuğu fena dövmüş

h: nolmuş @k

k: çocuğun burnu kırıktı en son @h

mochijimin: NAMJOON AĞLIYOR FDSKFŞSKŞFKSŞKŞS

jungseok: şaka gibi ama cidden kaçıyor bu çocuk

minyoongi: sanki Jungkook istese anında kapmayacak seni Taehyung

jeonjk: geliyorum, bu kadar oyun yeter

kimnamjoon: sıçtım

kimtaetae: imdat

mochijimin: fotoğraf o kadar tatlı ki ciddiye alamadım sdlfjslşdklsşkşlskgşlsklşg

m: şerefsizler nasıl da eğleniyorlar

g: dayı polis yollayalım mı

b: he amk yolla da jeon siksin seni

minyoongi: birisi ona Jungkook'un sevgilisi olduğunu açıklasın

seokjinnn: öpüşülünce sevgili olunmuyor diyor

kimnamjoon: teklif istiyor yani, oooo

h: lafı götünden anlamada namjoon gibi olun

r: yarın okul var, sus bence @h

w: köşemde ağlayayım

s: zorbaların da kalbi vardır adlı kamu spotu

jeonjk: yine yakaladım :)

mochijimin: TAEHYUNG ESKİSİ KADAR MASUM DEĞİL

m: HA?

b: yok abi miyopum ama bu kadar da değil

a: kim bilebilirdi ki koskoca Jeon'un gay olacağını

j: biseksüel o gerizekalı. kızlarla sevişiyordu @a

minyoongi: bu fotoğrafı gururla çektiğimi de belirteyim

seokjinnn: iki dk boş bırakmaya gelmedi. kaptı lan Taehyung'u.

jungseok: neden her bok ben ortadan kaybolduğumda oluyor?

y: yuh

t: sırıtarak fotoğrafa bakıyorum on dakikadır

v: kuduranların çığlıklarını duyuyor musunuz?

p: yarın daha net duyulur @v

g: ne güzel oldular ama

s: onları sevip desteklersem Jeon beni bir daha dövmez bence

h: gözüne batacak bir şey yapma @s

s: nefes alsam dövüyor herif @h

kimnamjoon: Jungkook beni dövmesin diye ona yapışan Taehyung gibi dostlar edinin

-BİR AY SONRA-

jeonjk: iyi ki doğdun bebeğim

m: şaka gibi ama ayrılmadılar

b: boş ver ayrılmasınlar. ikisi de çok mutlu

l: ne kadar iyi insanlarız yaa iki zorbanın mutluluğunu istiyoruz.

z: hey, Taehyung kötü biri değil

ı: kantindeki çocuğun kafasında sandalye kırdı? @z

z: çocuk onu taciz etmek üzreydi? @ı

mochijimin: bebeğe bak ya nası da mutlu oldu köpeği görünce

kimnamjoon: ne ağlaması be gözüme köpek kaçtı

minyoongi: nerde kutluyoruz?

kimtaetae: yanaklarını ısırmama izin ver

jeonjk: ısırdın zaten

p: sokun gözümüze gözümüze

g: götüne sokmadıklarına şükret @p

k: off çok tatlılar

kimseokjinnn: bunları görünce sevgili yapasım geliyor

t: Jungkook'un daha önce kimseye yanaklarını sunduğunu görmemiştim

d: kimsenin saçlarına dokunmasına da izin vermezdi ama her teneffüs Taehyung'un dizlerinde yatıp saçlarını okşatıyor

v: nolmuş, aşık işte

mochijimin: beni evlat edinsenize

mochijimin: @/jungseok ablasını evlendirdik

jungseok: ulan ağlayamadım bile

kimtaetae: @/jungseok ağlama zaten

n: PARK JİMİN HAY SİKTİR AMA

v: bunlar bu kadar seksi mydi

k: sktr azdm

b: amk çocukları çok yakışıklılar ya

kimnamjoon: sarhoştum ben kim çekti bu fotoğrafı

minyoongi: @/kimnamjoon eski sevgilin çekti

l: Jungkook'un boynunda bi şeyler var sanki

c: birileri emcüklemiş @l

mochijimin: EMCÜKLEMİŞ SKLSDFLSKLSDKLSK

e: Taehyung'un boynunda da iz var

g: sevişmiş mi bunlar!?

t: düğünde değil heralde

kimseokjinnn: burdan çıkıp kendi düğünüme gittim

f: @/kimseokjinnn benimle evlendi

kimtaetae: yakıştı bence

mochijimin: LAN SEN CİDDİ MİYDİN

kimnamjoon: yok artık...

jungseok: bal gibi ball

m: yuh naptın

k: başka kimseye yakışmazdı yemin ederim

h: taştı daha da taş oldu

jeonjk: lan

kimseokjinn: Taehyung kaşınmayı severdi

kimtaetae: @/kimseokjinnn yakışmamış mı...

kimseokjinnn: @/kimtaetae yakışmış balım, sana ne yakışmaz. ama jungoo kıskançlıktan kudurdu

ı: hayatımdaki tek eksik mavi saçlı Taehyungmuş, rahatladım

l: maşallah

jeonjk: yakışmış

mochijimin: tamam en alfa çift sizsiniz

kimtaetae: utandım

m: harbı yakışmış

j: Jeon'un yanına da yakışmış

p: kim taehyunga bulaşmaya cesaret edebilen var mı?

k: ne alaka şimdi @p

p: eskiden taehyung'u küçük görenler şuan ona tapar gibi de @k

y: taehyung jungkook sayesinde değerlendi

b: jungkookun yorumlarında böyle şeyleri konuşmanız baya cesurca

r: ne zaman ayrılacak bunlar?

w: bünye ekşın istiyor, ayrılıp kavga etsinler istiyor

u: ne istediğinize dikkat edin derim. kıyamet kopmasın sonra.

kimseokjinnn: görmeyeli herkes şerefsizleşmiş

kimnamjoon: birileri dayak istiyor sanırım

itirafsayfasıı: Taetae ister ve Jeon yapar adlı köşemize hoş geldiniz.

m: her ne dediyse Jeon kalkıp bir çocuğu dövmüştü

b: Taehyung maviye boyamadı mı saçlarını?

e: bu eski bir olay @b

k: hatırladım. okullar arası basketbol turnuvasının kazananı açıklanmadan önceydi.

l: ne olmuş be. rahatsız olduğu biridir belki

v: yani jungkook bu. istediğini döver.

j: konumuz jungkook ve yumrukları değil. Taehyung'un onu köle gibi kullanması

l: Jungkook istemezse kullanamaz @j

h: amk bütün derdimiz bitti ilişki uzmanlığı yapıyoruz

n: harbi aq. bırakın herkes kendi ilişkisiyle ilgilensin

jungseok: bu sayfanın admini fazla kaşınıyor

mochijimin: @/jungseok jungoo yakında kaşır, merak etme

g: ama cidden çıkmaya başladıklarından beri daha da zorblaştılar

d: taehyunga bakan herkesi dövüyor herif

z: taehyungta bakılmayacak gibi değil ki...

Continue Reading

You'll Also Like

1.5M 164K 35
Alfa Jeon Jungkook okula yeni gelen omega öğrencinin çantasına mektup koyar. Eh, en azından öyle zanneder.
19.9K 2.8K 28
Aşkın en güzel tanımı nedir?
167K 17.4K 26
seni uyarmıştım, bu yolda kime güvendiğine dikkat etmelisin
157K 16.2K 30
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️