Aptal Üvey Kardeşim

Oleh GMZEDD

7.6M 272K 77.2K

Onu ilk kez çiçekli pijamalarıyla görmüştüm. Hayır.. Uykudan yeni kalkmış gibi bir hali yoktu. Daha çok sinir... Lebih Banyak

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28 - Sezon Finali
29- Geri Dönüşş
30
31
32
33
34
35 - Yalama olduk arkadaş -
36 - Karımsın -
37 - Evcilik Oyunu -
38 - Korkmuyorum -
39 - ''Kahretsin!''
40 ''Kim?''
41 - Çakma Romeo
42 - Tanışma
43 - Yeter Artık!
44 - Sen Haklıydın
45 - Kaçamak
46 - Pitbull
47 - Parti
49 - Pijama
50 - Seni Seviyorum
51 - Gaz Kaçağı
52 - Sarhoş
53 - Ceza Mı Hediye Mi?
Duyuru
55 - Veda
Aptal Kocam - Özel Bölüm 1 -
Aptal Kocam Özel Bölüm 2 - Su Savaşı
Aptal Kocam Özel Bölüm - 3
Tanıtım - TESADÜF
-Duyuru-

48 - Fare

81.6K 3.4K 253
Oleh GMZEDD

''Bunu bize nasıl yaparsınız!'' Seda anne Tuna ve beni karşısına almış avazı cıktıgı kadar bagırıyordu. Kafamı Tuna'ya çevirdiğimde yüz kaslarının kasıldıgını gördüm. Kaşlarını çatmış annesine sinirle bakıyordu. ''Ben seni keni öz kızım gibi sevdim. Bana bunu nasıl yaparsın? Beni bırak, babanı, ölen annenide mi düşünmedin? Hiç mi için sızlamadı?'' Seda anne beni omuzlarımdan tutup var gücüyle sarsıyordu. Ağzımı açıp tek bir kelime bile etmiyordum. Edemiyordum. Sanki bütün vücudum esir alınmış gibiydi. Kendi vücuduma hükmedemiyordum. Seda anne söylediklerinde haklıydı. Ölen annemi bile düşünmemiştim ben. Annem benim üvey kardeşimle sevgili oldugumu görseydi birdaha onun yüzüne bile bakamazdım. Seda anne sağ elini havaya kaldırmıştı. Bana tokat atacaktı, belliydi. Ama bir sorun vardı.. Hareketleri cok yavastı. Sanki bilgisayardan slow montion ayarlamış gibi bir hali vardı. Seda annenin eli yanagıma yaklasırken Tuna önüme geçip annesinin elini tutmuştu. Seda anne Tuna'ya anlamaz bakışlarla bakarken Tuna'nın hala yüzünde herhangi bir mimik yoktu. Yüzü kaskatıydı sadece.. ''Bana karşı mı geliyorsun?'' Seda anne alayla sordu. Tuna hala cevap vermiyordu. Seda annenin elini indirip benim elimi tuttu ve ''Yürü!'' diye emretti. Her zamanki Tuna'dan cok farklı görünüyordu. Korku dolu bakıslarla bir Tuna'ya birde Seda anneye bakıyordum. Tuna sert ifadesini tekrar gözlerime işlerken Tuna'yı dinlemem gerektiğini anladım ve elini daha sıkı tutup onunla beraber ilerlemeye basladım. Seda anne şaşkınlıkla bize bakıyordu ama bu Tuna'nın umrunda bile değild. Tuna nasıl bu hale geldi onu bile bilmiyordum. Onu ilk defa böyle sert ve sinirli görmüştüm. Evin kapısını açıp dışarıya bir adım atacakken Seda annenin sesi duyuldu salondan.

''Tuna!'' 

Vücudumu arkaya döndürdüğümde Seda annenin elinde silah oldugunu gördüm. Tuna'ya doğru tutmuş ve bana iğrenç birşeymişim gibi bakıyordu. Silahı görmemler birlikte elimle Tuna'nın omzunu tuttum ve durmasını söyledim. Tuna istemsiz birşekilde yavasca arkaya döndü ve  ona doğrutulmuş silahı gördüğünde hala yüzündeki mimiksiz mimiği tutuyordu. Bunu nasıl basarıyordu, bilmiyorum. Ama eğer o silah bana doğru tutulsaydı kesinlikle mimikten mimiğe geçiş yapan bir yüz, ve anında dolan gözlerle karşılaşırdım. Seda anne birkaç saniye daha Tuna'yla bakıştıktan sonra gözlerini kısarak silahın tetiğine bastı. Kulaklarımı parçalayacak gibi çıkan sesi duymamla gözlerimin dolması bir olmuştu. Kurşun Tuna'nın tam kalbine denk gelmişti ve yine slow bir şekilde sırt üstü yere düşmüştü. Gözlerimden akan yaşları silemeden aşağıya eğildim ve yerde yatan Tuna'yı sarsmayı basladım. Yüzündeki mimiksizlik gitmiş aksine tebessüm ediyordu. Onu sarsmaya devam ederken aynı zamanda deli gibi ağlıyordum ve birilerinin yardım etmesi için boğazımı yırtarcasına bağırıyordum. Bakışlarımı Seda anneye cevirdiğimde elindeki silahla birlikte bana doğru geliyordu ve yüzünde memnun olmuşcasına bir ifade vardı. Tuna'yı sarsan elimi daha da kuvvetlendirip ayaga kalkması için ona yalvarmaya basladım. Ben Tuna'yı sarstıkça sanki benide birisi sarsıyormuş gibi geliyordu. 

''Tuna kalk lütfen!'' hala deli gibi bağırmaya devam ederken bir el beni tutup ayaga kaldırdı. Kapadıgım gözlerimi zorla acıp etrafıma baktım. Ne Seda anne vardı ortada nede yerde yatan Tuna.. Karşımda duran Derya'ya mal gözlerle bakarken o yutkunup endişeli gözlerle bana bakıyordu. 

''İyi misin?'' Derya elini omzuma atıp güven verircesine sıvazladı. Sol elimin parmaklarını saçlarımın arasından geçirip koca bir nefes aldıktan sonra başımı aşağıya eğdim ve kafamı iki yanıma sallamaya basladım. ''Hiç iyi değilim.'' gözlerim dolmaya baslarken kafamı daha hızlı sallamaya baslamıştım. En sonunda ellerimle yüzümü kapadım ve gözlerimden yasların akmasına izin verdim. 

''Yine aynı kabus mu?'' diye sordu Derya sorunun cevabını bildiği halde. Cevap olarak sadece kafamı salladım. 

''Bu sefer Seda anne Tuna'yı öldürüyordu.'' sesimin tiz cıkmasını umursamayarak konustum. Derya yüzünü acıyla burusturup kollarını bana doladı ve beni kendine daha cok cekti. ''Şş, geçecek birtanem. Göreceksin böyle birşey olmayacak.'' eliyle kafamı okşayıp bir yandan da beni sakinleştirmeye calışıyordu. Tuna'yla barıştıgımızdan beri yani yaklasık 1.5 aydır her gece bu rüyayı görüyordum. Ama hep sonunda Seda anne silahı bize doğru tutup baktıgında rüyamdan uyanıyordum. İlk defa devamını görmüştüm. Bu rüyayı Tuna'ya hiç anlatmamıştım. Sadece Derya biliyordu. Tuna'ya anlatırsam gereğinden fazla endişelenirdi ve babama herşeyi anlatmak isterdi. 

''Hadi kalk bakalım sulu göz. Okula geç kalacagız.'' Derya eliyle gözlerinden akan yasları silip benide uyarmıştı. Eliyle sırtıma vurup beni yataktan ittirdiğinde zorda olsa kıkırdamıştım. Dün gece Derya'larda kalmıştım ve şuan onların evindeydim. Derya'nın odasından cıkıp odanın çarprazında olan tuvalete ilerledim ve dışarda duran ışığa basarak tuvaletin ışığını yaktım. İşlerimi halledip tuvaletten cıktıgımda tekrar Derya'nın odasına geri döndüm ve bugun  okulda giyeceğim kıyafeti giydim. Derya cokta aşağıya inmişti. Eğer ac kalmak istemiyorsam hemen asağıya inmeliydim yoksa Derya bütün kahvaltıyı bitirirdi. Makyaj ve saç hiç birşey yapmadan cantamı aldıgım gibi odadan cıkıp merdivenlerden asağıya inmeye basladım. Düşündüğüm gibi Derya masaya kurulmuş ayı gibi herşeyi yiyordu. Yetiştiğim için kendimi tebrik ederken hemen masaya oturdum ve yemek yemeye basladım. 

DERYA

Bakışlarımı biraz ötemde duran Aylin ve Tuna'ya cevirdiğimde onların birbirlerine sevgi dolu bakıslarını gördüm. Tuna sadece Aylin için böyle bakıyordu. Onlara imrenerek bakarken yanımdaki Ayaz kıpırdandı ve eliyle sırtıma dokunup beni dürttü. Kafamı ona cevirip baktıgımda sırıttıgını gördüm. Bu aralar Ayaz'la fazla takılmaya baslamıştık. Bunu her ne kadar istemesemde onunla oldugum zaman eğleniyordum. En azından Aylin Tuna'yla zaman geçirdiğinde tek kalmamı engelliyordu. 1.5 ay hergün buluşup deli gibi şeyler yapmıştık.Ve bu 1.5 ayda Aylin'le ilgili hiç birşey yapıp söylememişti. Sanırım gerçekten artık Aylin'i sevmiyordu. Eliyle sınıfın kapısını gösterince dışarıya çıkmamız geretiğini anlamıştım. Bizimkilere dönüp ''bizim bir işimiz var.'' diyip ayaga kalktım. ''Yine yanlışlıkla sarılmayında.'' Alp iğneleyici bir ses tonuyla bunu söylediğinde ona bütün öldürücü bakışlarımla baktım. Bir aydır her gün bunu hatırlatıp beni sinir ediyorlardı. Ne yapayım, Ayaz ''yanında fare var!'' diye bağırınca korkudan sülük gibi  sarılmıştım çocuga. Ne var bunda? Gerçekten isteyerek olmamıştı ama Ayaz'a baktıgımda halinden gayet memnun görünüyordu. O zaman gözlerimin önüne gelince gözlerimi burusturup o anı unutmaya calıştım. Gözlerimi devirip bizimkilere baktıgımda hepsi gülmeye baslamıştı. Buna Ayaz'da dahil. ''Sen ne gülüyorsun be? Yürü.'' diye çemkirip Ayaz'ın kolundan tutup dışarıya cıkarttım. 

Okulun arka bahcesine geldiğimizde kimsenin olmadıgı mekanımıza gidip ordaki küçük taburelere oturduk. Ayaz yüzündeki sinsice sırıtışıyla bana bakıyordu. ''Söyle bakalım.'' elimle söyle işareti yapıp sordum. 

''Birşey yok.'' omuzlarını silkti. Nasıl birşey yok ya! O zaman neden dışarıya cıktık?

''O zaman neden burdayız?'' gözlerimi devirip sormuştum. Ayaz taburesini benim tabureme yaklastırdı ve kolunu omzuma atıp karşıyı izlemeye basladı. Bu hareketiyle donup kalmıştım. Bir bucuk ay hergün birlikt takılmamıza rağmen hala bana böyle yakın temaslarda bulunmasına alışamamıştım. O benim arkadasımdı ve arkadaslar böyle yakın olurdu değil mi?

''Canım sıkılmıştı.'' sıkıldıgını belli edercesine iç çekip konusmustu. ''Neden acaba?'' aslında cevabını merak etmiyordum ama suan kalbimin hızla atmasını ve terlememi önlemek için konusmam lazımdı. 

''Derya ordaki fare mi?'' Ayaz yüzündeki sırıtmayı silmiş yerine endişeli bir hal bırakmıştı. ''Artık yemezler canım boşuna ugrasma.'' gözlerimi devirip Ayaz'ın gösterdiği yerden baska tarafa baktım.  ''Şaka yapmıyorum. Ayağının dibinde Derya.'' sesini ciddi cıkarmıştı ve gerçekten endişeli görünüyordu. 'Acaba gerçek söylüyor olabilir mi?' diye geçirdim içimden. Geçen sefer bunu söylerken yüzünde böyle bir ciddiyet yoktu ama inanmıştım işte. Bakışlarımı onun gibi dondurup Ayaz'ın gözlerine bakarken o gözleriyle ayagımın dibini işaret ediyordu. Nefesimi tutup gözlerimi ayagıma kaydırdıgımda gerçekten bir fare oldugunu gördüm. OHA ARTIK! Tamda ayagımın dibinde.. Koca bir çıglık atıp ayaga kalktıgımda fare hala orda duruyordu. Benden korkup kaçmamıştı. Farenin hala orda oldugunu göünce cıglıgıma kaldıgım yerden devam edip Ayaz'ın üstüne atladım. Ayaz yerinden hiç kalkmamıştı. Ayaz'n kucagına oturup korkudan ayaklarımı kendime çekip cıglık atarken Ayaz'ın vücudunun sıcaklıgını cok yakınımda hissetmiştim. 'Heralde yakınında hissedeceksin mal, cocugun kucagında oturuyorsun' diye hatırlatan iç sesimle beraber attıgım çıglıgı durdurup Ayaz'a baktım. Gülmemek için iç yanagını kemiriyordum bunu görebiliyordum. 

Anlamamış gözlerle bakışlarımı tekrar fareye cevirdiğimde farenin yerde ters cevrilmiş bir şekilde yattıgını gördüm. Ortasında kırmızı bir ışık yanıyordu. Ne? Yoksa? Olamaz ya. Bu oyuncak fare miydi şimdi? Vücudumu Ayaz'a döndürdüğümde çoktan ellerimle omuzlarına vurmaya baslamıştım. ''oyuncak fare ha?'' yumruklarımı daha da sertleştirip vurmaya devam ederken hala Ayaz'ı kucagında oturdugumu hatırladım. Alt tarafımda sert birşeyler hissedince gözlerimi kocaman actım ve yumruklarımı kestim. Ayaz kahkaha atmaya devam ederken ben sadece utancımdan yerin dibine girme planları yapıyordum. Arkamda kalabalık birşekilde kahkaha sesleri duymamla Ayaz'ın kucagından kendimi yere fırlatmam bir oldu. 

''Yine mi ya?'' Alp bunu söyleyip diğerleri gibi elini karnına koyup gülmeye baslamıştı. Şuan bizimkilerin hepsi bana gülerken ben sadece Ayaz'ın kucagına oturdugumda hissettiğim şeyi düşünüyordum..

Yorum ve beğenilerinize ihtiyacım var..

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

488K 25.7K 76
"Mankenler, aktrisler ve şarkıcılar... Harry, bu iş daha fazla böyle devam edemez." dedi, grubumuzun halka ilişkilerinden sorumlu olan Mike. "Harry...
91.6K 11.3K 37
jisung: madem birinciligi bana vermiyosun o zaman gotunu ver
20.7K 1.7K 26
evlenmemek için annesinin ayarladığı buluşmalardan kaçan kızıl oğlan, kıvırcık saçlı kızla altı aylık bir sözleşme yapar.
187K 11.9K 22
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...