HJ / TANITIM

2.2K 135 14
                                    

Anlamlandıramadığım bir kokuyla bakış açımı netleştirdiğimde, bulunduğum mekanı taradım. Tony'nin ofisinde değildim, Tony'nin evinde değildim, Stark Kulesi'nde bile değildim. Üstelik acı çekiyordum ve bu rahatsız edici etkinin ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu.

Bakış açımı gökyüzüne çevirdim, ağır bir karanlık vardı, bulutlar birbirine geçmiş gibiydi. Akşam ki yağmur yerini, kendisini hissettiren bir toprak kokusuna bırakmıştı. Koku alabilmem tuhaftı. Bakış açımda beliren mavi ekrana yöneldim, hava durumu sıfır dereceydi ve kapalı olacağını gösteriyordu.

Bakış açımı, tuhaf bir şekilde bulunduğum mekanda gezdirdim. Buraya nasıl gelmiştim? Yıllardır bulunduğum yerden çok uzak bir yerdeydim. Bunu hissedebiliyordum.

"J...Jarvis orda..." Tony'nin kesik kesik gelen sesiyle irkildim.

"T...Tony?" diye bağırdım, ona bağırdığımı umursamayacağını bildiğim için.

Bana etki eden şey her neyse, çok güçlüydü.Tony'e ulaşamıyordum, Stark Kulesi'yle bağlantı kuramıyordum ve en tuhafı.., dünyadaki insanlar gibi olduğumu yeni fark ediyor olmamdı.

Bir bedendeydim.

Bir insan bedeninde.

Bir insandım.

Ama nasıl bir bedende olabiliyordum? Ben bir yapay zekaydım, beni Tony yaratmıştı, sadece birkaç düğmeye basarak yaratılan her şey insan vücuduna girebiliyor muydu? İnsan bedenlerinde olanları, hissettiklerini analiz edebiliyordum ama şu an bana etki eden şeyin ne olduğunu bilmiyordum.

Bir şeye ihtiyacım vardı, birisine. Tony'e.

"Jarvis... da mısı... vap ver..." Tony'nin bile bana ulaşamıyor olması, içinde bulunduğum bedenin kalp atışlarını hızlandırıyordu. Bunun olması, ayrıca baktığım her şeyi hala analiz edebiliyor olmam son derece tuhaftı.

"T... Tony?" diye fısıldadım. "Ne...r o...yor J...vis?" diye sordu Tony. Sesi çok cızırtılı geliyordu ve bu kulaklarımın ağrımasına neden oluyordu. Yani... sanırım.

"B-bilemiyorum efendim." dedim.

"S...ni an... Ja..vis." dedi Tony. Sesindeki cızırtı çoğalıyordu ve bu hiç hoş değildi. Bu durum böyle çözülecek gibi değildi, eğer Stark Kulesi'ne yaklaşırsam belki parazitler azalabilirdi. İnsan bedenindeyken hesaplamalar yapmak zordu, pek çok bilgiyi ayrıntılarıyla hesaplayamıyordum.

İnsan bedenleri karmaşıktı ama her adım attığımda parazitlerin cızırtıları sürekli değişiyor, bir sinyal yakalamaya çalışıyordum. Zor değildi, yani adımlar atmak. Adımlarım beni sokaktan çıkardığında direkt olarak bir bulvarda buldum kendimi. Alıcısı bozulmuş bir televizyon gibiydim, sürekli bir sinyal peşindeydim. Kaldırımlardaki ıslak birikintileri sürekli es geçmeye çalışıyor, önüme bakmaya çalışıyordum. Bir yandan Tony'e ulaşmaya çalışıyordum ama Stark Kulesi'nin yolunu bulmak için haritalara girmem gerekiyordu. Enerjim azalmış gibiydi, ama insan bedeninde buna yorgunluk diyorlardı. Bulutlu gökyüzü sanki sürekli aydınlanıp kararıyordu, buna rağmen sokaktaki tüm lambalar açıktı.

"Nerede bu lanet olasıca kule?" diye söylendim kendi kendime.

"Yolunu mu kaybettin genç adam?" kulaklarıma dolan yaşlı bir sesle irkildim. Fury ile olan konuşmamdan sonra hiç bu kadar yaşlı birisini görmemiştim doğrusu.

"Efendim. Ben, şey." boynumu kaşıdım.

"Sanırım; evet?" dedi yaşlı adam, takma dişlerinin hepsi görülecek bir şekilde gülümseyerek.

HUMAN J.A.R.V.I.SHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin