1. Bölüm "BİR ÇOCUĞUN GÖZYAŞINDAN"

55.4K 2.6K 2.3K
                                    

Okumaya oy vererek başlayalım mı?❤️

Alıntılar için Instagram/ Wattpad:
hayalleriminbaskenti

Alıntılar için Instagram/ Wattpad:hayalleriminbaskenti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1. Bölüm "BİR ÇOCUĞUN GÖZYAŞINDAN"

10 Eylül 1997,
Takvimlere kazınan bir kimsesiz kalış öyküsü...

⚓️

Sadece dört yıllık bir yaşamda, nasıl bir acıyla sınanabilirdi bedenleriniz?

Onun acısı ufak ufak kıvılcımlarla başlamış, yılların büyüttüğü bedeninde koca bir yangın oluşturmuştu.

Nasıl dile getirirdiniz o bedeninizde sıkışıp kalan kemiklerinizin acı içindeki çığlıklarını?

O hep sustu. Bildiği kelimeleri yoktu. Acısını dile getiremedi, için için yandı.

Fiziksel mi yoksa ruhsal şiddetlemi ölürdü kalbiniz?

Onun bir tercih hakkı yoktu her gün yeni bir ölümü tattı.

Tanrı'nın ona gizli bir hediyesiydi, dördüncü yaş gününde sunduğu inci tanesi gözyaşları.

Tutun diyordu. Senin yangınına sunulan tek şifa bu. Alış diyordu. Sana yazdığım kader bu. Kabullen, boyun eğ.

Eğdi boynunu ve hep bükük kaldı boynu.

Daha doğumu bilmeden öğrendi ölümü.

Tam anlamıyla dört yaşında tanıştı ölümle. Öncesinde onun için sadece bir kelime olan ölüm, sonrasında acı bir kimsesizliğe büründü.

Dört yaş ve ölüm...
Ne kadar zıttılar birbirlerine. Nasıl uzak, nasıl yakışıksızdılar... Birisinin sıcağı iç ısıtırken diğerinin soğuğu ten ürpertirdi. Arada sıkışıp kaldı, Nilüfer.

Kelimlerin sıcağında yanan teni yine o kelimelerin soğuğunda sızladı.

Sadece bu kadardı her şeyi.

Hafızasının kuytu köşelerinde yer edinen, zihninin en derinlerinde her gece bir film karesi gibi dönen kâbuslarının oluşturduğu girdabındaki tek hatırası bunlardan ibaretti;

Koca bir pasta, pastanın üzerine dizili mumlar, hediyeler ile yanıbaşında bekleyen herkesten mahrum, başı öne eğikti. Ama bunun sebebi, dört yıldır kutlanmayan doğum günü değildi. O, doğum gününün hangi tarihte olduğunu bile bilmezdi. Çünkü hiç kutlanmamıştı. Ölümü getirmişti o ve ölüm kutlanılmayacak kadar hüzünlüydü.

NİLÜFERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin