5. Bölüm "ÇIKMAZ SOKAK"

31.5K 1.9K 3.3K
                                    

Lütfen bizi en oy almayan kitaplar arasında ilk sıraya yerleştirmeyi hedeflemeyin. :)

Okumaya oy vermeyi unutmadan başlarsanız çok sevinirim. ❤️Keyifli okumalar.🌸

Alıntılar için Instagram/Wattpad:
hayalleriminbaskenti

Alıntılar için Instagram/Wattpad:hayalleriminbaskenti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

5. Bölüm "ÇIKMAZ SOKAK"

⚓️

Benim terk edilişlerim hep böyleydi. Kalabalık arasında yapayalnız kalmadan önce iyiliğini gördüğüm herkes günahının kefareti öder ve beni kimsesizlik duvarları ile örülü bir çıkmaz sokağın orta yerinde bırakırlardı. Ne geriye dönebilirdim ne de bir adım ileriye gidebilirdim.

Sokak lambalarının aydınlattığı neşeli insanlar düşünün. Ben tam o insanların arasında, orta yerdeydim. Ama sokak lambaları beni aydınlatmazdı. Ben, o kalabalığın orta yerindeydim ama kimse beni görmezdi. Sokak lambalarının oluşturduğu aydınlık bana ulaşmazdı. Kalabalığın içerisinde karanlık bir gölgeydim ben. Yalnız, mutsuz ve umutsuz...

Günler akıp gider, mevsimler değişir, zaman ilerlerdi ama ben aynı yerde kalırdım. Gün gelir insanlar bile değişirdi ama benim terk edilmelerim değişmezdi, değişmemişti.

Seneler önce babam, beni yersiz yurtsuz bırakmadan hemen önce benim için hazırladığı bir poşet kıyafetle ödemişti kefaretini. Şimdi tarihin tekerrür ettiği tam da bugün, şartlar daha da iyileşmiş olmalıydı ki bu kez avuç içime bırakılan lüks bir telefon ile ödenmişti o kefaret.

Bakışlarımı avuç içimdeki telefondan çekip yavaş yavaş odanın içinde gezdirdim. Öyle rezil, öyle acınası bir hâldeydim ki...

Parmaklarımı katlayıp avuç içimdeki telefonu sıkıştırırken "Ucuzum ben..." diye mırıldandım.

Erkeklerin gözünde, ucuz, bedenim üzerindeki tatminkârlıklarını sağladıkları anda avuç içime tutuşturulan iki kuruş para ile sokağa atılacak bir kadındım sanırım.

Dudaklarım güldü, gözlerim ağladı.

Şahin farklıydı diye geçirdim içimden. O, ucuz bedenimi beş paraya satın almış ama kapı dışarıya etmek istememişti. "O kadar da kötü durumda değilsin." Diye mırıldandığımda gözyaşım süsledi gülümseyen dudaklarımı. Hüzün dudaklarıma inmişti. Tir tir titriyordu dudaklarım.

Aynı hüzünden nasiplenen bacaklarım titremeleri eşliğinde kapıya doğru ilerledi. Odanın içinde ucuz, dışında beş para etmez bir hâldeydim. Hiç umut yoktu benden.

NİLÜFERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin