8. Bölüm "ÇAMURA DÜŞEN YAPRAK"

31.9K 2.1K 4K
                                    

Nilüfer gibi ben de şu anda çok mahçubum... Oy sınırı iki günde tamamlandı ama ben bölümü yeni tamamlayabildim :(

Bölüm yazmak zor evet ama bildiğiniz gibi bu süreçte daha da zorlaştı. Bir yandan gündemi takip etmek bir yandan bölüme odaklanmak gerçekten çok zordu. Umarım bu zorlu süreci en kısa zamanda atlatırız...

Oy sınırına gelince yeni bölüm günü de sizler için belli olsun ve aynı hatalarımı tekrar etmeyi ne kadar çok sevdiğimi görün diye 750 olsun. Olursa olur olmazsa da tatlı canınız sağ olsun❤️

Bölüm sonunda sizin için hazırladığım sorulara cevap vermeyi ve bölüme sizden hediye olacak güzel yorumlar bırakmayı unutmayın😊❤️

Keyifli okumalar🌸

Keyifli okumalar🌸

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

8. Bölüm "ÇAMURA DÜŞEN YAPRAK"

⚓️

Henüz adımlarını banyoya yöneltme fırsatı olmamıştı ki, kulaklarındaki uğultular yeni seslerle birlikte yavaşça silindi. Derin bir sessizliğin içerisinde yelkovanın akrebi kovaladığı gibi sinir bozucu bir ses vardı kulaklarında. Tık tık tık... Zihninin en ücra köşelerine çarparak yankısını artırdı durdu. Sesin dinmesine dair olan ilk umudu, bu kez uzaklardan gelen bir kadın sesiyle hüsrana uğradı.

"Ali Karan Bey, uyudunuz mu?"

Kaşlarını çattı. Hâlâ kızın karşısında, eli pantolonun içinde, parmak uçları nemliydi. Kendinde hissettiği tek değişiklik saniyeler önce telefondan yükselen zil sesi ve şu anda tıkatılan kapıya eşlik eden Mila'nın sesiyle gözlerinin önündeki sis perdesinin kalkmış olmasıydı.

"Bekle," dedi zar zor. Dakikalardır pantolonunun içinde, erkekliğinin baş kısmındaki hassas olan o ince tenden eline bulaşan sıvıyı kasıklarındaki ince tüylerine sürterek geriye çekti.

Anlık cehennemini taşıyan hayalinden sonunda sıyırmıştı. Zihni gibi kamaşan gözlerini birkaç kez hızlıca açıp kapadı. Nilüfer onun yatağının tam ortasında yan tarafına düşmüş, çırılçıplak bir hâlde uyuyordu. Aralık tuttuğu bacakları ise yatağın yan tarafında yatması nedeniyle tam olarak kapıya dönük, oldukça zorlayıcı bir manzara sunuyordu.

Kendisi ise kapı ve yataktan birkaç adım uzakta, odanın tam ortasında duruyordu, dakikalardır... Eli hayallerinden çok uzakta kendi erkekliğinin tam üzerindeyken hissettiği ıslaklığın da Nilüfer'e değil, aslında kendisine ait olduğunu anlaması uzun sürmemişti.

Arsız bir küfür savruldu dudaklarından. Yatağının ortasında yatan sanki bir kadın değildi, adeta bir tanrıçaydı. Onu büyülemiş, uçurumun tam kenarına sürüklemişti. Gerçekliğin tam ortasında, uyumadan, derin bir uykudaymış gibi rüya gördürecek kadar güzelliğiyle büyüleyen, aklını başından alacak bir büyüye sahipti, Nilüfer.

NİLÜFERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin