39. Evdeki hesap...

2.1K 284 183
                                    

Keyifli okumalar...

Lojmanda ki herkes gibi elinde telefonla geziyordu.
Serkan'ın giderken 'Haber alamazsan korkma hayatım. Bu her şey yolunda demektir.' Sözüne güvenip telefonunun çalmadığı her dakikaya kâr sayarken gelmişti. (Durum acil... Sude Hoca'nın evinde toplanıyoruz.) mesajı. Hızlı bi şekilde hazırlanıp çıktığında merdivenlerden inerken gördüğü Yavuz'la duraksadı. Bir umut iyi haber almak için sordu.
"İyi akşamlar. Yeni bir şey var mı?"

"Şimdilik aynı. Değişiklik var mı diye bakmak için Karargaha gidiyorum. Sen nereye?"

Aniden sorulan soruyla paniklemeden yalan sayılmayacak cevabı verdi.
"Hocam bir hastayla ilgili sorun olduğu için çağırdı. Onun evine gidiyorum."
"Yalnız gitme bu saatte. Bekle, araç göndereyim bıraksın."

"Gerek yok, sağ ol. Ne kadar sürer bilmiyorum. Arabamla giderim."
Apartmandan birlikte çıktıktan sonra Rüya'ya arabasına kadar eşlik etti.
"Dikkatli ol. Serkan'a hesap vermek zorunda bırakma beni canım."

"Tamam dikkatli olurum abi. Haber alırsan.." Diğerleri gibi sivil oldukları zamanda kendisine abi demeye başlayan kadına şefkatle baktı.
"Ararım. Aklın kalmasın abim."

.....

Sude Hanım ülke genelinde adından söz ettirmiş, ismi ülke sınırları dışına taşmış nöroloji profesörüydü. Rüya için yaptığı ameliyatı izleyebilmek dahi büyük avantajken asistanlığını yapmak bulunması zor, kaybetmesi ahmaklık olan bir nimetti. Birimin teklifini kabul ederken hocasının ismini listede görmek kararının olumlu olmasını doğrudan etkilemişti. Sonrasında bu kararı sevdiği adamı hayatına dahil etmişti. Daire kapısına geldiği zaman zile bastığında kapıyı kendisine Çağrı açmıştı. Oturma salonuna geldiklerinde dikdörtgen masa üzerine dosyalar, raporlar dökülmüş hocası mevcut durumla ilgili olasılıkları anlatıyordu. Rüya'yı gören Faruk Bey,

"Rüya, gel kızım. Beklemediğimiz bir durum oldu. Sude Hanım durum analizi yapıyor."
Ne olduğunu anlamak için masaya iyice yaklaştığında hocası hasta dosyalarını, yapılan test sonuçlarını, ameliyat sonrası not alınan değerleri inceliyordu.
"Hocam sorun ne?" sorusunu kafasını kaldırmadan gözlükleri başının üzerine yerleştirirken yanıtladı.

"Rüya, gelip bir de sen bakar mısın canım? Çağrı Bey son yapılan işlemlerin birisinde aksilik olduğunu söylüyor. Askerlerden birinde kusma, bayılmalar başlamış. Anlamıyorum nerede hata yaptık... Testlerin hepsini bizzat kontrol ettim. Sınırda olan değerler dahi yoktu. Neden böyle oldu?"

Dosyalardan birini eline alırken ilk sayfada yazan hasta adına baktı. Okuduğu isimle çatılmış kaşlarla Çağrıya döndü.
"Yiğit... Yiğit mi sorun yaşıyor? Ne zamandan beri? Neden kurtarmak için operasyon başlatmadınız? Hani kontrolünüz altındaydı durumları!"

"Rüya, görevleri tamamlanmadı henüz. Yiğit dışında başka biri daha var, onun şansı olabilir. Son kopyalama gelmeden operasyon bilgisi istihbarat bünyesinde saklı kalacak."

"Çağrı!! Ölüme mi terk ettiniz? Olmaz! Saçmalık bu! Kaç gündür bölgede arama yapıyorlar. Arama yapan ekipleri mi oyalıyorsunuz? Faruk Abi sen söyle... Olmaz de... Ne olur? Bekleyecek miyiz? Bir yolu olmalı."

Çağrı sessiz kaldığında Faruk Bey konuyu ele aldı.
"Rüya, muhbirimizden aldığımız bilgiye göre kampa girdikleri ilk günden itibaren Yiğit'in durumu iyi değil. Sude Hanım aldığı darbeler sebep olmuş olabilir diyor. Ama elimizdeki bilgiler yakalandıkları yer de müdahale edilmeden esir alındıkları yönünde. Tahminimiz öncesin de olduğu ama Yiğit'in bu durumu sakladığı ... Sen göreve gitmeden önce herhangi bir değişiklik fark ettin mi? Şikâyeti falan var mıydı?"
Gözlerinden akan yaşları silerken başını sağa sola salladı. İncelediği rapordan başını kaldıran hocası kendi kendine konuşur gibi.

Adresim Aynı( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin