3.Antlaşma

8.8K 644 199
                                    


Keyifli okumalar. Yıldızı parlatıp, daha önce okuyan dostlarınıza  tekrar başladığımızı  hatırlatın lütfen.

     Gece boyunca uyuyamamış,  yatakta sağa sola dönmüştü. Sabaha doğru  daldığı uykudan telefon sesiyle uyandırılmak genç kadına göre insanlık suçu olmalıydı. Çalan telefonu gözlerini  açamadan cevapladı.

   “ Alo. Kimsiniz? Yanlış  numara." Niyeti konuşmayı sonlandırıp  uykusuna kaldığı yerden  devam etmekti. Tekrar çalan telefonla  sinirlenip;
   “Arkadaşım yanlış  aradın işte. Niye ısrarla  tekrar arıyorsun?"

   - Rüya  Hanım  yanlış  aramadım. Ben Çağrı.

    “Kim? Kim Çağrı? Hangi Çağrı?"

-Dün Anıl Bey’ler de tanıştığınız Çağrı. Çağrı Aydın.

   “Pardon Çağrı Bey hatırlayamadım bir an. Numaramı  nasıl  buldunuz? Saat kaç?” Derken gözleri  yarı kapalı halde saati görmeye çalıştı.

     “Saat dokuz, elimde numaranızın  yanı  sıra  adresiniz de mevcut. Bir saat sonra attığım  konumda olursanız detayları  konuşalım. İsterseniz evden de alabilirim  sizi.”

    “Ben gelirim ,iki saat sonra yapsak.”

     “Rüya Hanım, zamanımız az bir an önce  sonuca bağlayalım  artık .Bir saat sonra görüşelim." Dedikten sonra alacağı yanıtı beklemeden telefonu kapattı.

Genç kadın suratına kapatılan telefonla bir süre  şaşkınca bakışıp,
  “Ama.... Aaaa deli suratıma  kapadı.”

...

Hazırlanıp  telefona gelen konuma ulaşana kadar söylenmeyi ihmal etmedi.
“Adama bak! Söyleyeceği bitince ya gidiyor ya da telefonu suratına kapatıyor  insanın. Deli mi ne?”

Arabasını  park ettiğinde caddenin karşısında  oldukça kalabalık olan kafeye baktı.
    “Hayır  hem konu mühim de kimseye anlatamazsın diye tembihle,  hem de yarısı  dolu kafeye konum ver. Ooh! Ne güzel dünya..”

   Kafeye doğru giderken söylenmeyi de  ihmal etmedi. İçeride Çağrı’yı göz ucuyla ararken garsonun yönlendirmesiyle  kendisine buradayım diye el sallayan adamın yanına gitti.

    “Günaydın  kahvaltı  yapmamışsındır. Park ettiğini  görünce sipariş verdim, gelir şimdi. Sonra Birime  gideriz. Bugün şu işi  halledelim iki güne Kayseri’ye gitmemiz  gerekiyor." Çağrı  konuşmasına devam ederdi elbet Rüya araya girmeseydi eğer.

   “Yeter! Çağrı Bey nefes alın. Bir de biz kadınlara  derler çok konuşur diye. Öncelikle  kahvaltı  için teşekkürler. Birim  falan neresiyse  artık, gelemem. Hastaneye gitmem gerekiyor. Ben  Uzmanlığını  almaya çalışan bir asistanım .Kafama estiği gibi işi asamam. Son olarak henüz teklifinizi  kabul etmiş sayılmam. İki güne Kayseri’ye falan da gidemem.  Aileme durumu anlatmadan nasıl  ikna  edebilirim? Bunu düşündünüz mü?”
Tek solukta   derdini anlatan  Rüya  gelen kahvaltıyla acıktığını hissetti. 

    Çağrı  karşısında  nefes almadan konuşan kadına bakıp  nihayet,
“Kusura bakma mesleki deformasyon.” Diyebildi.

    “Mesleğiniz ne?”

     “Avukatım."

   “ Şimdi anlaşıldı kuralcı tavrınız."

      “Neyse nasılsa uzun süre beraberiz, tanışırız. Afiyet olsun"
Az önceki  anlattıklarına rağmen kendi  bildiğini okuyan adama gözlerini devirmemek Rüya için büyük bir zaferdi. Gelen kahvaltıyı  atıştırırken merak ettiği  soruları sordu.

Adresim Aynı( Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin